Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/107 E. 2022/1572 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/107
KARAR NO: 2022/1572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23.01.2019
NUMARASI: 2017/253 Esas – 2019/70 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan fatura alacağını tahsiline ilişkin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takip yapıldığını borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya, usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının defterlerleri üzerindeki incelemede ticari defterlerin açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılmış olduğu HMK 222 maddesi gereğince sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu defterler üzerindeki incelemede davacının takip tarihi itibariyle 4.819 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Takip konusu olan alacağa ilişkin faturalar incelendiğinde teslim alan kısmında isim ve imzanın bulunmadığı bunun yanı sıra teslim alan kısmında “… Mah. … sok. No… Beşiktaş” isim ve ünvanı şirkete ait kaşenin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından cari hesap alacağına dayanak olarak sunulan faturalarda teslim alan kısmında isim ve imzanın bulunmadığı bunun yerine dava dışı firmaya ait bir kaşenin bulunduğu, davacının davalıya fatura içeriklerinde yazılı olan malların teslim ettiğine dair herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, faturaların tebliğ edildiğine dair bir belgeye rastlanmadığı faturada teslim alan kısmında yazılı olan şirketin ticari sicil gazetesine göre davalı ile farklı adreslerde olduğu davacının davalıya teslimin kanıtlayamadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacağının yasalara uygun olarak açılış kapanış tasdikleri mevcut ticari defterlerinde yer aldığı hususu bilirkişi raporu ile de açıklığa kavuştuğunu, ancak sevk irasliyelerinde ürünlerinin sevkiyatının … Mah adlı firmaya teslim edildiği bu nedenle alacağın ispat edilmesine muhtaç olduğu belirtiltildiğini, Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde yer alan harita görüntüsünde esasen hem davalı borçlu şirketin hem de dava dışı … Mah firmasının aynı adreste olduğu, köşe başı olması sebebi ile sokağın bir tarafı … sokak diğer tarafı … sokak olduğundan her iki firmanın ticaret sicil gazetesinde sokak isimleri ayrı dolayısıyla numaraları da farklı gözüktüğünü, Davalı şirketin söz konusu Beşiktaş’ta, sevkin yapıldığı adreste yer alan şubesini 23.12.2014 tarihinde açtığını ve 08.06.2015 tarihinde kapattığını, dava dışı … ise 23.12.2013 tarihinde aynı adreste iş yeri açılışını yaptığını ve halen de faal olduğunu, dolayısıyla … firmasında aynı zamanda … firmasının da yer aldığını, bu hususun keşif ile ortaya çıkacağı mahkemeye bildirilmesine rağmen mahkeme tarafında yeterli inceleme yapılmadığını ve haksız olarak davanın reddine dair hüküm kurulduğunu, Müvekkili davalı ile takip talebi ekinde bulunan cari hesap ekstresinden de görüleceği uzun yıllardır ticari faaliyet içerisinde olup, son fatura tarihinden sonra ödemeler yapmış ancak daha sonra uzunca bir süre ödeme yapmaması sebebiyle aleyhine icra takibi başlatıldığının mahkemece dikkate alınmadığını, Dava her ne kadar 4.819,29 TL’lik bedel için açılmış ise de davaya konu faturaların toplam bedelinin 5.296,48 TL’dir ve hepsi Temmuz 2015 ayına ait olup, delil listesinde talep etmiş olmalarına rağmen mahkemece BA-BS formlarının mahkeme tarafından istenilmeden eksik incelemeyle karar verildiğini, sonuç olarak müvekkili şirketin doğru adrese malları sevk ettiğinin kabulü gerektiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı davaya dayanak Bakırköy … icra müdürlüğünün … E sayılı icra takip dosyasında, cari hesap alacağı olarak 4.819,29 TL alacağının tahsili için takip başlatmış, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak için eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Dava dilekçesinde ise takipte istenilen alacağın dayanağı olarak 06.07.2015 tarihli … nolu 2.549,68 TL lik faturanın 2.072,49 TL si, 07.07.2015 tarih … nolu 1.062,00 TL lik fatura, 08.07.2015 tarihli … nolu 192,24 TL lik fatura ve 28.07.2015 tarihli … nolu 1.492,56 TL lik faturalardan kaynaklandığını belirtmiştir. Delil dilekçesi ekinde de iş bu faturaların örneğinin sunulduğu anlaşılmaktadır.Takip ve dava konusu alacağın dayanağı faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte, fatura konusu mal ve hizmetin de davalıya tesliminin kanıtlanması gerekir. Tek başına fatura düzenlenmiş olması alacağı kanıtlamaya yeterli değildir. Kaldı ki alacağa dayanak gösterilen faturaların davalıya tebliğ edildiği de kanıtlanmamıştır. Bunun dışında ilk derece mahkemesi karar gerekçesinde işaret edildiği üzere, irsaliyeli faturalarda teslim alan imzası bulunmadığı gibi, teslim alan kısmında davalı şirketten başka bir şirkete ait kaşenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, fatura konusu malların davalıya tesliminin kanıtlanmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Davacı şirket olup, TTK hükümleri uyarınca basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğü altındadır. Buna davacı vekilinin alacağa dayanak faturalarda teslim alan bölümünde kaşesi yer alan şirket ile davalı şirket şubesinin aynı adreste olduğu, bu hususta keşif yapılma talebinin karşılanmadığı, bu nedenle mal tesliminin kanıtlandığının kabulü gerektiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince dava ve alacağa dayanak faturalarla ilgili BS formlarının celbi talepleri karşılanmaksızın hüküm kurulmasının da yerinde olmadığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. 2010 ocak ayından itibaren fatura parasal sınırı KDV hariç 5.000,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere davacı yanın dava ve alacağa dayanak gösterdiği dört adet faturaların 5.000,00 TL altında bedelli oldukları dikkate alındığında, bu faturalara ilişkin BS formlarının celb edilmemesi sonuca etkili olmayıp, bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.11.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.