Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1051 E. 2020/1269 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1051
KARAR NO : 2020/1269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2020
NUMARASI : 2017/334E. 2020/260K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirketin, … no’lu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile, … şirketini nakliye rizikolarına karşı sigortaladığını, sigortalı … şirketinin dava konusu emtiayı … A.Ş. şirketinden ex work satış şekli ile 23.08.2016 tarih ve … no’lu fatura ile satın aldığını, dava konusu emtianın Kütayha / Türkiye’den Ashgabat/Türkmenistan’a nakliyesi işinin, davalı … Ltd. Şti.’ye verildiğini, söz konusu emtiaların davalı … Ltd. Şti. sorumluluğunda … plakalı araca 23.08.2016 tarihinde satıcı firmanın Kütahya’da bulunan tesislerinden yüklendiğini, 30.08.2016 tarihinde, nakliye aracının sigortalı alıcı şirketin Ashgahbat’ta bulunan şantiyesine vardığını, tahliye öncesi yapılan tespit neticesi emtiada toplam 12.934,31-USD hasar tespit edildiğini, meydana gelen hasar nedeniyle, müvekkilince sigortalıya 12.934,31-USD tazminat ödemesi yapıldığını, davalı … Ltd. Şti.’nin taşımayı yapan şirket olarak, davalı ….’nin ise taşıyıcı şirketin sigortacısı olarak sorumluluğunun söz konusu olduğunu, müvekkilince sigortalısına ödenen 12.934,31-USD rücuen tazminat alacağının olay tarihi olan 17.10.2016’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş.vekili savunmasında özetle; davacı sigortacının sigortalısının, davaya konu taşınan emvalinde hasar olduğunu, hasarın poliçe teminatlarında olduğunu, hasar miktarının ödedikleri tazminattan az olmadığını, sigortalısının zararının sebebi ve sorumlusunun, sorumluya rücu hakkının olduğu hususlarını ispat etmesi gerektiğini, -Ayrıca, davaya konu emteanın alıcıya teslimine kadarki nef’i ve hasarından, davacının sigortalısı olan alıcının sorumlu olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiğini, taşıma senedinde hasar notu olmadığını, davaya konu olayda, hasar gören emtianın nakliye için yeterli ve güvenli istifleme ve ambalaj yapılmadığından, yol boyunca taşıma şartlarındaki olağan sarsılmalar sebebi ile hasarlandığını, taşınan malın güvenli şekilde taşımaya elverişli istifleme ve ambalajlama yapılması sorumluluğunun gönderende olduğunu, alıcının hasarlı malın bedelini satıcıya ödediğini ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamında olmamak kaydı ile bir an için taşıyanın bir miktar sorumlu olduğu düşünülse bile, müvekkili sigortacının poliçesinde kısıtlamalar bulunduğundan, taşıyan gibi sorumlu olmayacağını, davacının haksız yere müvekkili aleyhine açmış olduğu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket ile diğer davalı … firması arasında Nakliyat Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası mevcut olduğunu, davacının, diğer davalıdan -var ise- zararını tazmin edebilecekken huzurdaki davayı haksız şekilde ikame ettiğini, taşıması yapılan emtianın yeterli ve güvenli istifleme ve ambalaj yapılmaması nedeniyle hasar gördüğünü, bu nedenle, emtianın hasar görmesindeki kusur ve sorumluğun tamamı ile gönderen ve aynı zamanda yükleyene ait olduğunu, müvekkili firmanın taşımada herhangi bir eksiği ve kusuru söz konusu olmadığını, bu sebeple davacının, ödediği tazminat için rücu imkanı varsa bile, rücu edilecek kişinin taşıyan olmadığını, kabul manasına gelmemekle- davacının talebinin fahiş olduğunu, dava konusu edilen bedelin hangi kalem zarar için talep edildiğinin, talebin kaynağının belli olmadığını, talep edilebilecek faiz oranının ve faiz başlangıç tarihinin de hukuka aykırı olduğunu, mevcut zararın tazmininin dava değeri kadar olup olmadığı, zararın kimden kaynaklandığı ve hukuken kimin sorumluluğunda olduğu; davacı … şirketinin zararı giderme yükümlülüğü olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmaya muhtaç olduğunu belirterek; davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davanın 17/12/2019 tarihli duruşmasına davacı tarafın katılmadığı, bir önceki celse davacı vekilinin hazır olduğu, duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu, mahkememiz her dört kaleminde yapılan tetkik sonucunda da mazeret talebinin bulunmadığı görülmekle, mahkememizce dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık süre içerisinde yenileme talebinde bulunulmadığı, …” gerekçesiyle, dosyanın 17/12/2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından HMK’nın 150/5. madde hükmü gereğince, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Söz konusu kararın dava değeri itibariyle istinaf yolu açık bir karar olduğunu, Coronavirüsü (covid-19) salgını nedeniyle yürürlüğe giren 7226 sayılı kanun uyarınca HMK’da yer alan tüm sürelerin 13/3/2020 tarihinden itibaren 30/04/2020 tarihine kadar durduğu göz önüne alındığı zaman ilk derece mahkemesine sunulan 18/03/2020 tarihli yenileme dilekçesi süresinde olup, davanın ilk derece mahkemesi tarafından açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerine harç alınarak yenilenmesine karar verilmesi gerektiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesi kapsamında taşıma sırasında oluşan hasarın sigortalıya ödenmesinden sonra taşıyıcı şirkete ve taşıyıcının sigortacısına karşı açılan rücu alacağının tahsili talebine ilişkin eda davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ilk derece mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin nitelikte olmadığı ve yenileme dilekçesinin süresinde verildiği sebeplerine dayanarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacı vekilinin 17.12.2019 tarihli celsede davacı vekilinin hazır olmadığı, usulüne uygun şekilde de mazeret dilekçesi bildirmediği, hazır olan davalı vekilinin davayı takip etmediğine ilişkin beyanı karşısında dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 18.03.2020 tarihinde de davacı vekilinin UYAP üzerinden yenileme dilekçesi sunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi 19.03.2020 tarihli kararı ile süresinde yenileme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. 25/03/2020 tarihinde kabul edilen 7226 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesi uyarınca maddi hukuk, usul hukuku ve takip hukukuna ilişkin süreler durdurulmuştur. Buna göre dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13 Mart 2020 (bu tarih dahil) tarihinden 30 Nisan 2020 (dahil) tarihine kadar durdurulmasına karar verilmiştir. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Ayrıca sözü geçen yasanın geçici birinci maddesinin ikinci fıkrasında istisnai durumlar sayılmıştır. Bu durma süresi, bilahare, 30/04/2020 Tarih ve 31114 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2480 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 01/05/2020 tarihinden itibaren 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.Somut olayda, 17.12.2019 tarihinde işlemden kaldırılan dava dosyası için 3 aylık yenileme süresi 17.03.2020 tarihinde bitmekte ise de az yukarıda bahsi geçtiği üzere 13.03.2020 tarihinden itibaren 30.04.2020 tarihine kadar sürelerin durduğu göz önüne alındığında davacı vekili tarafından UYAP sisteminden anlaşılacağı üzere 18.03.2020 tarihinde verilen yenileme dilekçesi ile yenileme süresi 30.04.2020 tarihinden itibaren kaldığı yerden işlemeye başlayacağına göre 30.04.2020 tarihinin üzerine 15 gün eklemek suretiyle yenileme dilekçesinin verilebileceği tarihin son gününe ulaşılacaktır. Somut olayda davanın açılmamış sayılması kararı 19.03.2020 tarihinde verilmekle az yukarıda bahsi geçenler ışığında yenileme dilekçesi süresinde olduğundan ilk derece mahkemesinin açılmamış sayılma kararı isabetli değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.5 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu davanın açılmamış sayılmasına dair kararı usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.5.maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu giderlerinin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara çıkarılacak davetiyelerle tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 26.11.2020tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.