Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1043
KARAR NO : 2020/1268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2020
NUMARASI : 2019/273E.2020/69K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle görevsizlik ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kötü niyetli olarak yetki itirazında bulunduğunu, müvekkili şirketin merkezinin Zincirlikuyu / Şişli olup İstanbul Çağlayan Mahkemeleri Yargı Çevresinde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafa verilecek Lojistik hizmetine ait sözleşmenin İstanbul’da yapıldığını, sözleşmenin imza yerinin İstanbul olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin Şişli olduğunu, ancak en önemlisi alacak fatura alacağından kaynaklı olup fatura alacakları götürülecek borçlardan alacaklı tarafın ikametgah adresi mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olduğunu, dava konusu para alacaklarında TBK’nun 89/1. ( Eski BKm.73/1 ) ve HMK’nun 10.maddesi uyarınca alacaklı davacının muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunun tartışmasız olduğunu, müvekkili şirketin davalı …San. ve Tic. A.Ş. ‘nin taşıma işlemlerini yaptığını ve tamamladığını, müvekkili şirketin navlun ve bekleme ücreti gibi alacakları içeren 15 adet faturaya ilişkin 156.215,40 TL alacağını temin için davalı borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yaptığını, davalı borçlunun tamamen kötü niyetli ve zaman kazanmaya yönelik olarak itirazda bulunduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline, duran takibin devamına ve borçlunun yapmış bulunduğu haksız itiraz sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; işbu davanın çözümünde yetkili icra dairesi ve mahkemenin müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu Düzce İcra Dairesi ve mahkemeleri olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olmadığının açık olduğunu, davacı tarafın haksız ve dayanaksız bir şekilde müvekkili şirketi borçlu konumuna sokmaya çalıştığını, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını ve likit bir alacak söz konusu olmadığını bu nedenlerle yetki itirazlarının değerlendirilmesi ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememiz 6102 sayılı TTK’nun görev hususunu düzenleyen 5.maddesine göre, TTK’nun 5.kitabında yer alan deniz hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi adıyla kurulmuş, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’ nin 10/07/2012 tarih ve 1888 sayılı kararıyla mahkememiz Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir. 6102 sayılı TTK nun 4 ve 5.maddeleri gereğince mahkememizin görevinin tayini için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafça düzenlenen ve davaya konu edilen faturalar incelendiğinde, tamamının karayolu taşımasına ilişkin olduğu, bu hususun davacı tarafından da kabul edildiği, uyuşmazlığın çözümünde karayolu taşıması ile ilgili CMR KONVANSİYONU hükümlerinin uygulanması gerektiği, deniz taşımasına ilişkin kesilen fatura bulunmadığı, dolayısıyla uyuşmazlığın deniz ticaretinden veya deniz sigortasından kaynaklanmadığı, …” gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Deniz Ticaretinden kaynaklanan davalar dışındaki diğer ticari davalara bakmakla görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespiti ile karar kesinleştiğinde, süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, görevsizlik kararının yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesinden sonra merci tayiini bakımından dosyanın HMK’nun 21/c madde ve fıkrası gereğince ve 5235 sayılı kanunun 36/2 madde ve fıkrası gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla;Lehlerine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, Görevsizlik kararının aslında usul ve yasaya aykırı olup mahkemece yetki itirazına ilişkin bir karar oluşturulmadan haksız şekilde görevsizlik kararı verilmiş olduğunu, işbu davanın esasını oluşturan icra dosyası ile ilgili yetkili icra dairesi ve mahkemenin müvekkili şirketin bulunduğu Düzce İcra Dairesi ve mahkemeleri olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olmadığının açık olduğunu, Ayrıca dava konusu taşıma multimodel olarak gerçekleştirilen bir taşıma olup taşımanın hem deniz hem de kara yoluyla yapıldığının davacı tarafından bildirildiğini, dolayısıyla uyuşmazlığın deniz ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğini, Mahkemenin kararının hem hak arama hürriyetine aykırı hem de usule aykırı olup itirazlar e talepler değerlendirilmeden karar oluşturulmuş olmakla işbu kararın AİHS hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, aralarında lojistik hizmeti verilmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunan taraflardan davacı yanca bu kapsamdaki cari hesap alacağı dayanak yaparak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı tarafça düzenlenen ve davaya konu edilen faturaların kara yolu taşımasına ilişkin olduğundan bahisle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun tespiti ile görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyanın incelenmesinde, dava dilekçesine ekli faturaların navlun bedeline ilişkin olduğu, davalının cevap dilekçesinde özetle, yetkili icra dairesinin ve mahkemenin müvekkili şirketin bulunduğu Düzce İcra Daireleri/Mahkemeleri olduğu, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki olmadığı ve likit bir alacaktan bahsedilemeyeceği sebepleriyle davanın reddi talep edilmiştir. Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında verildiği söylenilen lojistik hizmetine ilişkin fatura keşide edildiği, söz konusu faturaların incelenmesinde de taşımanın kara yolu taşıması kapsamında bulunduğu, davanın deniz ticareti ve deniz sigortası ile herhangi bir bağlantısının bulunduğuna ilişkin davalı vekili tarafından dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği, bu hususa yönelik iddiaların soyut nitelikte kalması sebebiyle dinlenilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. HMK’nın 323. maddesinde yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu düzenlendikten sonra, 331/2. maddesinde “Görevsizlik yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bahsi geçen sebeplerle davacı vekilinin ilk derece mahkemesince lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir.Yukarıda anlatılanlar gereğince , İlk Derece Mahkemesice verilen karar usul ve yasaya uygun olup, ileri sürülen istinaf nedeni yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20.maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.