Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1040 E. 2020/755 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1040
KARAR NO : 2020/755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/552 Esas
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Taraflar arasındaki davalı Anonim Şirketin fesih ve tasfiyesine, bu talebin uygun görülmemesi halinde davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına, ortaklık payının gerçek değerinin ödenmesi istemli açılan davanın yapılan yargılaması sırasında davacı vekilince tedbir konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satışının yapılabileceğine ilişkin 19/02/2020 tarihli mahkeme ara kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; davanın yapılan yargılaması sırasında davacı vekilince tedbir konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satışının yapılmasına da engel teşkil ettiği yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 19/02/2020 tarihli ara kararında özetle; Tedbir kararının cebri icra yoluyla satışa engel olmadığına dair ara karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkilinin ortaklıktan ayrılma payını ortadan kaldırma amaçlı davalı şirket ortakları ve diğer 3. kişilerin danışıklı ve hileli işlemleri sebebiyle müvekkilinin iş bu dava sonucunda telafisi imkansız zararlara maruz kalacağının tereddütsüz olduğunu, ilk derece mahkemesinin de vermiş olduğu bu karar ile mahkeme kararına dayalı olarak devlet koruması altında bulunan müvekkilinin mülkiyet hakkının açıkça ihlaline vesile olduğunu, müvekkilinin hak arama özgürlüğünün kısıtlandığını, kişilerin mülkiyet hakkını devlet korumayacak ise (üstelik de verilen bir koruma kararı olmasına rağmen) bunun çözümü olmayacağını, Tüm bu nedenlerle, Anayasal koruma altında olan mülkiyet hakkının ihlalinin acilen önüne geçebilmek için, ilk derece mahkemesinin 19/02/2020 tarihli tedbirin sonuçlarını ortadan kaldırır mahiyetteki kararının kaldırılarak, mevcut tedbir kararının “cebri satış yapılamayacağı hususunu da kapsadığına” ve bu sebeple taşınmazların cebri satış yolu ile satılamayacağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK 531. maddesi uyarınca, davalı Anonim Şirketin fesih ve tasfiyesine, bu talebin uygun görülmemesi halinde davacının şirket ortaklığından çıkartılmasına, ortaklık payının gerçek değerinin ödenmesine, şirket üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine devrin önlenmesi için tedbir konulması istemine ilişkindir. Mahkemece önceki aşamalarda davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar yönünden HMK 389 vd. maddeleri uyarınca tedbir kararı verilmiştir. Bu kez yargılama sürecinde davacı vekilince tedbir konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satışının yapılabileceğine ilişkin 19/02/2020 tarihli mahkeme ara kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 341. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilerek hangi kararlara karşı istinaf başvurusunda bulunulabileceği hüküm altına alınmıştır.Buna göre, yukarıdaki yasal düzenleme dikkate alındığında, davacılar vekilinin talebi üzerine ilk derece mahkemesince tedbir konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satışının yapılabileceğine ilişkin 19/02/2020 tarihli ara kararının istinafa konu olabilecek nitelikte kararlardan olmadığı ve bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmanın hukuken mümkün olmadığı kanaatine varılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının ara karar niteliğinde olup istinafı caiz olmadığından, HMK’nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin, caiz olmayan istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazine irad kaydına, diğer davalılar vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi 16/07/2020