Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1032 E. 2020/747 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1032
KARAR NO : 2020/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 30/01/2020 tarihli, ihtiyati tedbirin reddine dair ara kararı.
NUMARASI : 2020/240
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davası içinde talep edilen ihtiyati hacizin ilk derece mahkemesince reddine dair ara karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZET Müvekkili ile davalı … Tic.Ltd.Şti. arasında imzalanan 13/04/2018 tarihli satış sözleşmesi gereğince satın alınan malların satış bedelinin müvekkili şirket tarafından …Bankası kanalıyla iki seferde ödenmiş olduğunu, sözleşmeye konu cihazların müvekkili şirkete, eksik parçalar bulunmasından dolayı çalışamaz vaziyette ve sözleşmeye aykırı şekilde teslim edilmiş olduğunu, davalı şirketin sözleşme ile taahhüt ettiği cihazların temin ve montaj işlerini sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ve sürede yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin müvekkil, şirket tarafından ihtarname gönderilmek suretiyle feshedildiğini, davalı şirketin satış sözleşmesinin ifasında satıcı olarak temerrüde düşmesi nedeniyle müvekkilin 6098 sayılı TBK’nın 227/1. ve 229/1 maddeleri uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanarak sözleşme gereğince davalı şirkete ödediği satış bedelinin iadesi için iş bu davayı açmış olduğunu, ihtarnameye cevap vermeyen Borçlu …Tic.Ltd.Şti.’nin mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, satış bedeli olan 57.500.00 Euro’nun temerrüt tarihi olan 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı şirket malları üzerinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 30.01.2020 tarihli kararında; ”…İhtiyati haciz ve asıl olan, ihtiyati hacze esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati haczin sebebinin bulunmasıdır. İİK 257 ve devamı maddesine göre ihtiyati haciz talep eden taraf öncelikle ihtiyati haciz istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir.Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati haciz kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir.Bununla birlikte, ihtiyati hacze karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati haczin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur.Kanun koyucu, ihtiyati haciz hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati haciz kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayati haciz şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmelidir.
İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir.Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden, istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz isteminin bu aşamada reddine… ” karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin “yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği” gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyuşmadığını, davanın davalı satıcının temerrüdü nedeniyle dönülen sözleşme kapsamında satıcıya ödenen satış bedelinin iadesi davası olup dava dilekçesi ekinde satış sözleşmesi, iki adet satış bedelinin davalı şirket hesabına ödendiğine ilişkin dekont ve sözleşmeden dönülmesine ve satış bedelinin iadesi istekli ihtarname örneği dosyaya sunulmuş olduğunu, 30.01.2020 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, İİK’nın 258/3. maddesi uyarınca, alacaklı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının ihtiyati haciz talebine konu yaptığı alacak, sözleşmeye aykırılık nedeniyle satım sözleşmesinin feshi neticesi ödenen satım bedelinin iadesinden kaynaklanmaktadır. Talep eden, alacağını sözleşmeye, faturalara ,ihtarnameye ve banka dekontlarına dayandırmıştır.İİK’nın 258. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ispat, HMK’nın 391/3. maddesinde olduğu gibi yaklaşık ispattır. Buna göre, alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, alacağın muaccel olduğunu mahkemede bir kanaat oluşturacak şekilde ispatlamış olmalıdır.Somut olayda alacak iddiasına konu faturaların içeriklerinin kesinleşip kesinleşmediği, faturalara itiraz edilip edilmediği, sözleşme hükümlerine ve ilişkinin bütününe göre davalının ayıplı ve eksik ifada bulunup bulunmadığı, davalı açısından alacaklının temerrüdü koşullarının oluşup oluşmadığı yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle bu aşamada İİK’nın 258. maddesindeki kanaati oluşturmaya yeterli yaklaşık ispatın sağlanmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16/07/2020