Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/101 E. 2022/1501 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/101
KARAR NO: 2022/1501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2018-35 Esas – 2018/1343 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı çekici ve buna bağlı … plaka dorseli aracın müvekkiline ait diğer 50 adetten fazla araçla birlikte dava dışı … Loj. A.Ş. isimli firmaya kiralandığını, bu firma ile müvekkili firmanın sahiplerinin aynı olduğunu, davalının acentesi tarafından müvekkiline ait tüm araçların davacı adına kayıtlı olması sebebiyle davacı adına taşımacılık mali mesuliyet sigortası yapıldığını, aracın geçirdiği trafik kazasında taşınana emtianın zarar gördüğünü,. talebin aracın işletilmesinin devri nedeniyle reddedildiğini, işbu red gerekçesinin haksız olduğunu, bu firma ile davacı arasında organik bağ olduğunu, sürücünün davacının sigortalı personeli olduğunu, araçlar için sigorta şirketine yüksek miktarlarda prim ödendiğini, buradaki amacın taşımaları sigorta etmek olduğunu, sigorta sözleşmelerinin akdi için acenteye kira sözleşmelerinin de iletildiğini, acentenin bu şekilde poliçeleri akdettiğini, zarar görene fatura bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini, kiraya konu araçların işletmesinin müvekkilinin kontrolünden yapıldığını beyanla şimdilik 10.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu taşıma işinin dava dışı … firması tarafından yapıldığını, bu firmanın da sigortalıları olmaması nedeniyle poliçe teminatına giren bir hasar bulunmadığını, davacının taşına işi nedeniyle menfaatinin zarara uğramadığını, davacının herhangi bir yük teslim almadığını, bu nedenle ona yüklenebilecek bir mali sorumluluk bulunmadığını, poliçeye TTK m.1423 gereği itiraz edilmediğini ve poliçenin bu haliyle kesinleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…somut olaya bakıldığında 11/09/2017 tarihinde meydana gelen ve zararın oluştuğu taşıma ilişkisinde taşıyıcı 3.kişi … A.Ş. Olup bu taşımadan kaynaklanan sorumluluğun ise TTK 1453/1.maddesi gereği bu kişi tarafından sigorta edilmiş olması gerekir. Ancak somut ilişkide davacının işleteni olmadığı bir araç bakımından dolayısıyla menfaati olmadığı halde sigorta sözleşmesi akdettiği ve sorumluluğunda olmayan bir zarardan dolayıda davalı sigorta şirketinden rücu suretiyle tazminat talebinde bulunduğu anlaşıldığı…” gerekçesiyle, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen hususular ve ibraz olunan diğer delillerle ispatlandığı üzere, müvekkilinin dava konusu araç ile birlikte 50 ye yakın aracını kiraladığı diğer şirketi arasında organik bir bağ bulunmakta olup, şirketlerin aynı kişilere/gruba ait olduğunu, bundan daha önemlisinin de söz konusu taşıma poliçeleri, davalı sigorta şirketinin temsilcisi konumundaki acenteye ibraz edilmiş olmasına ve dolayısıyla da kiralama sözleşmesinin varlığından haberdar olunmasına rağmen poliçeleri kiralanan şirket yerine davacı müvekkili adına tanzim edildiğini, Müvekkili açısından sigorta poliçelerinin kendisi adına veya da diğer şirketi adına yapılmış olmasının kendisi açısından herhangi bir hukuki farklılık arz etmediğini, davacı şirketin söz konusu kiralama sözleşmesini de araç ruhsatları ile birlikte davalının temsilcisi konumundaki acenteye ibraz ederek usul ve kanun çerçevesinde poliçelerin yapılmasını talep ettiğini, dolayısı ile kiralama sözleşmesinden ötürü poliçelerin diğer şirket adına tanzim edilmesi gerektiği düşünülse bile bundan doğacak sorumluluk davalıya ait kabul edilmesi gerektiğini, Dava konusu araçta meydana gelen zararı müvekkili ödemiş olduğundan artık davacının dava açmakta menfaatinin olmadığını söylemenin de mümkün olmadığını, Tüm yargılama boyunca ifade edildiği üzere müvekkili ile kaza yapan aracın kiralandığı şirketin aynı şirket grubuna ait olması sebebiyle, her iki şirketin hukuki menfaatlerinin bir olduğunu, dolayısı ile mahkemenin talep etmesi halinde kiralan şirketin vekaletnamesi dosyaya ibraz edilebileceği gibi, dava konusu sigorta alacağının da davacı müvekkiline ait olacağı yönünde diğer şirketten bir beyanın da alınma imkanı bulunduğunu, mahkemenin gerekli görmesi durumunda üçüncü kişi konumundaki şirkete müzekkere yazılarak dava konusu hasarın kimin tarafından ödenip ödenmediği hususu da öğrenilebilir olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde her halükarde davacı müvekkilinin iş bu davayı açmakta hukuki bir menfaatinin bulunduğunu, Davanın esası yönünden ise davacının haklı olduğu dava dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, iş bu sebepten istinaf mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıyıcının mali mesuliyet sigortası kapsamında, taşıma sırasında meydana gelen ve zarar görene ödenen hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının davada aktif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının davalı nezdinde Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile maliki olduğu … plakalı çekici ve buna bağlı … plakalı dorse ile yapılacak taşımaları sigortaladığı, poliçede sigortalının davacı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yanca sigortalı çekici ve dorsenin üçüncü kişi dava dışı … Şirketine uzun süreli kiralandığı, bu şirket tarafından yapılan taşıma sırasında meydana gelen kaza sonucu taşıtanın uğradığı zararın davacı yanca ödendiği, ödenen bu tutarın davalı sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu hasarın davacının yaptığı taşıma sırasında meydana gelmediği, poliçede sigortalı olarak davacının yer aldığı, hasarın meydana geldiği taşımanın üçüncü kişi … Şirketi tarafından yapılırken meydana geldiğinin ihtilafsız olduğu, araçların davacı tarafından uzun süreli olarak dava dışı … şirketine kiralandığı, davacı ve davalı arasındaki kira sözleşmesinin Hasar, Sigorta Ve Sorumluluk başlıklı 8. maddesinin (h) bendindeki düzenleme de dikkate alındığında, mahkemece hasarın poliçe kapsamı dışında kalmasından ötürü davanın esastan reddi gerekirken, davacının davada aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmese de, davalının istinaf başvurusu bulunmadığı da gözetildiğinde, davanın aktif husumetten reddi sonuca etkili görülmemiş, bu husus eleştirilmek ile yetinilmiştir. Yukarıdaki açıklama ışığında davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.10.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinaf başvurusuna konu edilen dava değeri itibariyle, karar kesindir.