Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/977 E. 2021/456 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/977
KARAR NO: 2021/456
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2018/749 Esas – 2019/161 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ilaç ve tıbbi malzeme satış ve pazarlaması işiyle uğraşan bir şirket olup davalı ile 02.02.2017 – 26.02.2018 tarihleri arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı şirketten 59.996,00 TL alacaklarının bulunduğunu fakat davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Büyükçekmece …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının ilamsız takibine dayanak oluşturan cari hesap hakkında uyuşmazlık bulunduğunu ancak davacı şirket tarafından müvekkili şirkete hesap devresi sonunda kontrol edilebilmesi ve itiraz hıkkının doğabilmesi için cari hesap ekstresinin gönderilmediğini bu sebeple hesap mutabakatına varılamadığını, müvekkili şirketin borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 13/02/2019 tarihli, 2018/749 Esas – 2019/161 Karar sayılı ilamıyla: “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; taraflar arasında çeşitli tarihlerde ilaç ve tıbbi malzeme alım satımı gerçekleştiği, davacının bu satım/hizmet karşılığında muhtelif faturalar düzenlediği, iş bu davanın konusu olan takibin faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu dikkate alındığında, davacının cari hesaba konu faturalardaki mal ve hizmetin davalıya verdiğini ispat etmesi gerekmektedir. Dosyaya ibraz edilen irsaliyeli faturalarda imza bulunmamakla birlikte davacı ve davalı firma tarafından 2018 takvim yılı içerisinde yapılan satış ve alışların BS ve BA formları ile bağlı bulundukları vergi dairesine bildirildiği 2018 yılında her iki tarafında verdiği BA – BS formlarının birbiriyle uyumlu olduğu, davalının 2018 yılında vermiş olduğu BA bildiriminde 50.300,00 TL bildirimde bulunduğu, bu bildirimin KDV hariç değerler üzerinde yapıldığı, takibe konu faturalardaki KDV’nin %8 olduğu dikkate alındığında KDV dahil fiyatın 54.324,00 TL olduğu ve bu miktar yönünden davacının iddiasını ispatladığı kabul edilmiştir. 2017 yılında yapılan alımlara dair davalı tarafından 4 adet belgeye istinaden KDV hariç 8.120,00 TL BA bildiriminde bulunulduğu celbedilen kayıtlardan teyit edilmiş olup, bunun da KDV dahil fiyatının 8.769,60 TL olduğu bu miktar yönünden de davacının iddiasını ispatladığı kabul edilmiştir. 2017-2018 yıllarında KDV dahil toplam yapılan BA bildiriminin 63.093,60 TL olduğu ve 2017-2018 yıllarında bilirkişi incelemesiyle tespit edilen davalı ödemesinin 12.000,00 TL olduğu anlaşıldığından toplam bildirim tutarı olan 63.093,60 TL’den toplam tahsilat tutarı olan 12.000,00 TL mahsup edildiğinde bakiye 51.093,60 TL yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından, asıl alacak yönünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının işlemiş faiz talebine ilişkin ise; davacının alacağın tahsili talebine ilişkin Büyükçekmece …Noterliği’nin 20/06/2018 tarihli ihtarnamesinin davalıya 27/06/2018 de tebliğ edildiği , 27/06/2018 tarihine ihtarnamede verilen 7 günlük süre eklendiğinde davalının 05/07/2018 tarihinde temmerüde düşürüldüğü, takip tarihi olan 18/07/2018 tarihine kadar geçen 13 günlük süre için yapılan avans faizi hesaplamasında 359,78 TL’ye ulaşılmış olup, davacının işlemiş faiz talebi yönünden de bu miktarla sınırlı olmak üzere…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 51.093,60 TL asıl alacak ve 359,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.453,38 TL yönünden davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe vaki itirazının iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. maddesi gereğince avans faiz oranı uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 10.290,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere, müvekkili ile davalı şirket arasında ilaç ve tıbbi malzeme alışverişinden doğan ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili şirketin davalı/borçluya muhtelif tarihlerde ilaç ve malzeme sattığını, bu malları davalının belirttiği hastanelere, toplamda 15 adet olan irsaliyeli faturalarını ise davalıya teslim ettiğini, Bu ticari ilişki neticesinde müvekkilinin davalı şirketten olan ve faturalardan doğan cari hesap alacağının 59.582,40 TL tutarındaki kısmının ödenmesi için müvekkili tarafından davalı şirkete dava dilekçesi ekinde sureti bulunan Büyükçekmece …Noterliğinin 20.06.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak iş bu ihtarnameyi tebliğ alan davalı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını ve herhangi bir itiraz da sunmadığını, Müvekkili şirketin, davalıya faturalarını tebliğ etmek suretiyle ilaç ve malzeme sattığını ve buna karşılık bir alacağı oluştuğunu, tamamen ödenmemiş bulunan 10 adet ve bedeli kısmen ödenmemiş olan bir adet faturadan doğan toplam 59.582,40 TL asıl alacak ve işlemiş faizi için davalı şirket aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Davalı şirketin … vergi numarası ile kayıtlı olduğu Cumhuriyet Vergi Dairesine ilk derece mahkemesince gönderilen müzekkere sonrasında, davalının 2017-2018 yıllarında bu kuruma sunmuş olduğu BA-BS formlarına ait kayıtlar dosyaya celp olunduğunu, bu kayıtlarda da müvekkili şirketin faturalarının davalı şirket tarafından kayda alınmış ve vergi dairesine beyan edilmiş olduğunun görüldüğünü, dava konusu alacağa dayanak faturaların davalıya tebliğ olduğunun bizatihi davalı kayıtları ile sabit olduğunu, Davalı tarafından takip konusu borcun ödendiğine dair her hangi bir belge de gerek dava gerekse icra dosyasına sunulmadığını, dolayısıyla dosyada mevcut 20.12.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit ve teyit edilmiş bulunduğu üzere, müvekkili şirketin takip tarihi itibariyle mevcut bulunan asıl alacak tutarı 59.582,40 TL olup, kendilerince bu tutar üzerinden yapılmış dava konusu icra takibi tümüyle haklı ve yerinde olduğunu, bu nedenle de mahkemece davanın tümden kabulü ile belirttikleri bu asıl alacak tutarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava faturaya dayalı satış bedeli alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının davalı taraf ile ticari ilişkisinde sattığı ilaç ve malzemelere ilişkin düzenlediği irsaliyeli faturalarda teslim alan imzası bulunmadığı anlaşılmaktadır. Fatura düzenlenmesi ve tek taraflı olarak ticari defterlere yazılması alacağı kanıtlamaya yetmeyip, fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı yanın ticari defter ve belgelerini sunmadığı, Ba ve Bs formları kapsamında davalının ticari ilişki dönemi olan 2017- 2018 yılları için KDV dahil edildiğinde 63.093,60 TL lik mal alım bildiriminde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu tutar yönünden davalının aleyhine değerlendirilecek Ba formları kapsamında davacı tarafından bu tutarda mal tesliminin kanıtlandığının kabulü gerekecektir. Takibe konu bakiye tutar yönünden ise davacının mal teslimini kanıtlayamadığı sonucu ile ve davalının 2017-2018 tarihleri dönemi için davacıya yaptığı ihtilafsız olan 12.000 TL ödemenin mahsubu ile davacının kanıtladığı ve takip tarihinde talep edebileceği asıl alacağın 51.093,60 Tl olabileceği sonucuyla kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.04.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar kesindir.