Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/940 E. 2021/437 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/940
KARAR NO : 2021/437
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2018
NUMARASI : 2015/363Esas – 2018/923 Karar
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının batık …bank tarafından kullandırılan ve 27/04/1998 tarihi itibari ile katedilen ödenmemiş kredi borcunun borçlusu olduğunu, borçlu hakkında İstanbul 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra dosyasına tüm borca, faize ferilerine ve imzaya itiraz ettiğini, takip talebinde belirtilen faizlerin sözleşme gereği faizler olduğu ve davalı tarafça imzalandığını, borçlu TMSF’ye devredilen …rbank’tan kredi kullandığını, müvekkilinin TMSF’nin iştiraki olup müvekkili şirketin %100 hissesinin TMSF’ye ait olduğunu, müvekkili firmanın aynı zamanda TMSF’nin halefi olduğunu, temlik ile birlikte rüçhanlı alacağın da bir bütün olarak temlik alana geçeceğini, halefi oldukları fon alacaklarında zamanaşımının 20 sene olduğunu, borçlunun yaptığı itirazların tüm gerekçelerinin yersiz olduğunu, borçlular itirazlarını iyi niyet kaideleri ile bağdaşmayacak şekilde yaptığını belirterek, itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; …bank A.Ş. Tarafından müvekkili aleyhine kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle Manisa 2. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 18/05/1998 tarihinde 6.065.748.911 ETL borç ile ilgili icra takibi yapılıp takibe süresi içerisinde kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkile ait olmaması ve bu nedenle müvekkilin borçlu olmadığından bahisle itirazda bulunulduğunu, takibin müvekkili yönünden durduğunu, Manisa 2. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının 31/12/1999 tarihinde işlemden kaldırıldığını, davacının müvekkili aleyhine aynı takip konusu ile ilgili olarak İstanbul 5. İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası ile ikinci defa icra takibinde bulunduğunu, bu nedenle icra dairesine derdestlik itirazında bulunduğunu, davacı tarafça yapılan dava konusu icra takibinin mükerrer olduğunu, davacı tarafın sadece İİK67/4.maddesi gereği alacak davası açma hakkı bulunduğunu, müvekkili aleyhine aynı konuda mükerrer takip yapmasının usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu, …bank A.Ş. Tarafından müvekkili ve diğer takip borçluları aleyhine Manisa 2. Noterliğinin 27/04/1998 Tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesine karşı İzmir 11. Noterliğinin 06/05/1998 Tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili tarafından verilen cevapta müvekkili ve takip borçlularından …in kredi sözleşmesinde imzalarının bulunmadığı bildirildiğini, takip konusu 17/03/1998 tarihli kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, uzman bilirkişi tarafından bilirkişi incelemesi yapılması halinde imzaların müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, İİK m.67 kapsamında düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde takibe dayanak GKS’deki imzanını kendisine ait olmadığı iddiasında bulunduğundan ihtilaf GKS’deki imzanın davalıya ait olup olmadığını tespit noktasında toplanmaktadır.
Bu amaçla, davalının getirtilen imza asılları ile mahkeme huzurunda alınan tatbiki imzaları ile takibe dayanak GKS’deki imzalar kıyaslanmak suretiyle ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 25/04/2018 tarih 2017/113051 sayılı bilirkişi raporu ile inceleme konusu GKS’deki …atfen atılı imzalar ile … ait mukayese imzalar arasında yapılan inceleme neticesinde takibe dayanak sözleşmedeki imzanın bu kişiye ait olmadığı saptandığından…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Yargıtay HGK’ nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesinin şart olduğunu, Yargıtay’ın işbu emsal kararında belirtildiği şekilde, karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleri ile desteklenmeksizin tanzim edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı sonuçlar doğurduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği gibi, takibe konu alacak hakkı batık …bank nezdinde kullanılan ve 27.04.1998 tarihinde katedilen kredilerden kaynaklandığını, 26.12.2016 tarihinde hazırlanan bilirkişi ön raporunda bilirkişilerin kuşku yaratacağı ve netlik kazanmayacağı kanısıyla bilirkişi raporuna esas alınacak imzaların kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihe yakın ve başka bir amaçla atılmış olan samimi imzaları üzerinden inceleme yapılması gerektiğini ifade ettiklerini, incelemeye esas belge ve imzaların raporda belirtilmemiş ve kıyaslanan örneklerin fotoğraf veya diğer uygun görüntü teknikleri ile desteklenmemiş olması mevcut kuşku ve tereddütleri ortadan kaldırmadığını, mahkeme ve davanın tarafları nezdinde herhangi bir kanaat oluşturmak için yeterli görünmediğini, Hükme esas alınacak bilirkişi raporunun, kuşkuya yer bırakmayacak kadar net olması gerektiği gibi menfaatlerine etki eden taraflar açısından da verdiği açıklamalar ve bilgiler ışığında tatmin edici olması gerektiğini, bu nitelikte olmayan raporun müvekkili şirket açısından kabulünün mümkün olmadığından rapora itirazlarının dosyaya ibraz edildiğini, ancak mahkemece itirazların değerlendirmeye alınmadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, dava dışı şirkete kullandırılan kredi borcunun tahsili için davalı kefil aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı alacak ve takip konusu borca dayanak olan kredi sözleşmesindeki kefil imzasının kendisine ait olmadığını, bu nedenle kredi borcundan sorumlu görülmeyeceğini savunmuş, mahkemece davalı savunması kapsamında kredi sözleşmesindeki davalı imzasının aidiyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin daire başkanı ve uzmanlarından oluşan kurul halinde düzenledikleri anlaşılan 25.04.2018 tarihli raporu ile kredi sözleşmesinde davalıya atfen bulunan davalı imzasının davalıya ait olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece davanın reddi yönünde verilen karar isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 59,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına
4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.04.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.