Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/939 E. 2019/737 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/939
KARAR NO : 2019/737
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2018
NUMARASI : 2018/1318 -2018/1313 E.K
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkili banka ile asıl borçlu …. San. AŞ arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini diğer borçluların kefil sıfatıyla imzaladıklarını, ancak borçluların kredi yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 1.568.412,89 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.İtiraz eden borçlular vekili, ihtiyati hacze dayanak genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersiz olduğunu, zira TBK 583. maddesinde kefilin, kefaletini sözleşmede kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunun açıklandığı, borçlulardan… kendi el yazısıyla verdikleri bir kefaletlerinin olmadığını, ayrıca borçluların kefaleti için eş rızalarının alınmadığını, teminat alınmadan ihtiyati haciz verilemeyeceğini belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, itirazda dayanılan nedenlerin İİK 265 maddesi kapsamında bulunmadığı, imza itirazının açılacak bir davada iddia veya açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek nedenlerde olduğu, kefalet sözleşmelerinin akdedildiği tarih 2017 yılı ve limit arttırmalarının da 2018 yılı olduğu gözetildiğinde, TBK 584/3 maddesi uyarınca, asıl borçlu şirketin yöneticisi veya ortağı olan kefiller yönünden eş rızasına gerek olmadığı, asıl borçlu şirket kaydına göre, aleyhine ihtiyati haciz verilen müteselsil kefillerin tamamının borçlu şirket yönetim kurulu üyesi oldukları, alacaklı banka, … Bankası A.Ş olup, sermayesinin tamamı hazineye ait olan kamu bankası olduğu, Varlık Fonuna devredildiği ve 6741 sayılı yasanın 8/2 maddesinde de teminattan muaf olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı itiraz eden/borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz edenler vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; borçlular … ve … kredi sözleşmesindeki kefaletine ilişkin olarak kefalet türü, tarihi ve miktarının kendi el yazılarının eli ürünü olmadığını, alacaklı bankanın teminattan muaf olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması istemine ilişkindir.Somut olayda; İhtiyati haciz talep eden banka, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı için ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, alacağın dayanağı olarak 16.03.2017 tarihli genel kredi sözleşmesini dosyaya sunmuştur.İhtiyati haciz isteyen banka ile borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen diğer borçluların müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede yer aldıkları, bu kefillerin aynı zamanda asıl borçlu şirketin yöneticileri oldukları, hesap kat ihtarnamesinin ve tebligat evrakının dosyada bulunduğu görülmüştür.Alacağın muaccel olması için hesap katının yapılması yeterli olup, sözleşmede şekli kefalet koşullarının görünürde gerçekleşmiş olduğu da gözetildiğinde ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir. İtiraz edenlerin kefaletin şekli şartlarına yönelik olarak kendi el yazıları ürünü olmadığına ilişkin itirazının İİK’nun 265. Maddesinde yazılan şartlara ilişkin olmadığından ancak bir menfi tespit davasına konu olabileceği ve yargılamayı gerektiren bir husus olduğu şüphesizdir. O halde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nun 257.Maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağının varlığı konusunda mahkemeye kanaat verici delillerinin sunulmasının yeterli olduğu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesi yerindedir.6741 sayılı Kanun’un 4. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden 24/01/2017 tarih ve 2017/9756 karar sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesinin ekinde yayınlanan karar ile Varlık fonuna devredilen … Bankası A.Ş, 6741 sayılı Kanunun 8/2. Maddesi uyarınca teminattan muaf tutulduğundan itiraz edenlerin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenlerin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16/05/2019