Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/935 E. 2021/625 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/935
KARAR NO: 2021/625
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2015/109 E. – 2017/765 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe … plakalı aracın uzun süreli kiralama sözleşmesiyle … A.Ş.’den kiralandığını, 05.11.2013 tarihinde … petrol istasyonundan yakıt alınırken, istasyon çalışanı tarafından araca mazot yerine benzin konulduğunu, davalılardan Petrol Ofisi’ne yapılan başvuru üzerine kalite kontrol ekibi tarafından alınan numunenin analiz edildiğini, yapılan testler sonucu alınan numunenin TS EN 590+A1 standardına uygun olmadığı, davalı … Petrol istasyonunda araca sehven motorin yerine benzin konulduğunun tespit edilerek hasarın Petrol Ofisi tarafından karşılanacağının bildirildiğini, araç kiralama sözleşmesi gereği …’nun anlaşmalı olduğu … şirketince aracın tamir edilerek 9.902,00 TL tamir bedeli faturası düzenlendiğini, faturanın gönderilmesine rağmen davalı … tarafından ödeme yapılmadığını, fatura borcunun 3.259,00 TL’nin 07.03.2014 tarihinde ödendiğini ancak bakiye kısmın ödenmemesi üzerine bakiye 6.642,79 TL’nin müvekkilince ödediğini, araçta meydana gelen zararda davacının kusuru bulunmadığını, yapılan yanlışlığın tamamen istasyondan kaynaklandığını, akaryakıt işleticisinin hangi aracın hangi yakıtla çalıştığını bilen personel istihdam etmesi gerektiğini ileri sürerek, 6.642,79 TL zarar bedelinin, 30.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracında meydana gelen zararın müvekkili şirketin dağıtımını yapmış olduğu akaryakıttan değil, şirketin bayisi tarafından araca yanlış yakıt konulmasından kaynaklandığından, zararla müvekkilinin eylemleri arasında uygun illiyet bağı oluşmadığını, haksız fiil sorumluluğunun varlığı için kusurlu davranış ve zarar arasında illiyet bağı varlığının zorunlu olduğunu, araca yanlış akaryakıt ikmali yapılması neticesinde meydana gelen zararla müvekkili şirket arasında hiçbir illiyet bağı bulunmadığından davanın öncelikle pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, meydana gelen hasardan müvekkilinin sorumlu olduğunun kabulü halinde dahi iddia edilen 9.902,00 TL tutarındaki zarar kalemlerinden hangisinin davacının aracına yanlış akaryakıt konulmasından kaynaklandığıın anlaşılmadığını, bu hususun bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, hatalı akaryakıt ikmalinden kaynaklanan 3.259,00 TL zararın daha önce ödenmesi nedeniyle bu miktarı aşan tamirat ve parça değişiminden müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında ticari satım akdi bulunması nedeniyle ayıp ihbar sürelerine uyulması gerektiğini ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından ayıptan doğan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, zararın doğmasında davacının kusuru olduğundan müterafik kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davacının zararın artmasına sebep olduğunu, hatalı yakıt doldurulması nedeniyle araçta nasıl bir hasar meydana gelebileceği ve hangi parçaların değişmesi gerektiği ile değişim/onarım bedelinin en az miktarının ne olacağı hususunda rapor alınması gerektiğini, araçta gereksiz yere onarım ve parça değişimi yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … plakalı aracın araç sözleşmesi ile … Kiralamadan davacı tarafça kiralanması sonucu 05.11.2013 tarihinde … Petrol Ofisinden yakıt alınırken istasyon çalışanı tarafından araca mazot yerine benzin konulması sonucu bozulan aracın tamir bedelinden ödenmemiş 6.642,79 TL ‘nin 30.12.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsili davasıdır. Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi belgeler üzerinden bilirkişi heyetince inceleme yapılmış meydana gelen hasarın 9.902,63 TL olduğu aracın onarımını yapan … Limited Şirketi tarafından düzenlenen onarım faturasının piyasa rayiçlerine uygun olduğu tespit edilmiştir. Mahkememiz dosyasına sunulan 08.02.2013 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile davacının hasarlanan aracı 01.07.2013 tarihinde kiralama sözleşmesine atfen kiralandığı, 9.902 TL bedelli fatura düzenlendiği, servise 3.259 TL ödemenin davalıların sorumluluk sigortacısı tarafından gönderildiğini elektronik posta yazışmalarından anlaşıldığı, servisin 6.643 TL bakiye onarım bedelini istediği, davacının kiralayan … Limited şirketine 30/12/2014 tarihinde 6.642,79 TL bakiye onarım bedelini gönderdiği banka dekontu ile anlaşılmıştır. Davacının yaptığı bu ödeme sebebi ile araç maliki olması dahi araç malikinin zararını gidermiş olmakla halefiyet hakkı kazandığı 30.12.2014 tarihinden itibaren davalılardan 6.642,79 TL ‘nin avans faizi ile birlikte davalılardan talep edileceği…” gerekçesiyle; davanın kabulü ile 6.642,79 TL’nin, 30.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince müvekkilinin pasif husumet yokluğuna ilişkin savunmasının hiç değerlendirilmeden karar verildiği gibi gerekçeli kararda müvekkilinin neden sorumlu tutulduğunun açıklanmadığını, haksız fiilin unsurlarından illiyet bağı unsurunun oluşmaması nedeniyle müvekkilinin zardan sorumlu tutulamayacağını, hasarın davacı iddiasında belirtildiği üzere müvekkili şirketçe davalı bayiye satılan akaryakıttan değil, davalı bayinin çalışanı tarafından davacının aracına yanlış yakıt konulmasından kaynaklandığını, haksız fiil sorumluluğu için hukuka aykın bir fiilin/davranışın varlığı, haksız fiile neden olan davranışın kusurlu olarak yapılması, davranışın neticesinde zararın meydana gelmesi ve en önemlisi de kusurlu davranış ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması olduğunu, mahkemece savunmaya rağmen hiç bir gerekçe gösterilmeksizin ve sorumluluk tartışılmaksızın müvekkili yönünden verilen kabul kararının hatalı olduğunu, bir çok emsal yargı kararında da bu tür durumlarda meydana gelen zararlardan dağıtım şirketinin sorumlu tutulamayacağının benimsendiğini, mahkemece zararın piyasa rayiçlerine göre yerinde olduğu belirtilmesine rağmen bu konuya ilişkin hiç bir değerlendirmenin raporda ve kararda yapılmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkili aleyhindeki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının dava dışı şirketten kiralamış olduğu araca, davalı bayiye ait akaryakıt istasyonundan akaryakıt alınırken, mazot yerine benzin konulması sonucu oluşan zarar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı bayiye ait petrol istasyonundan akaryakıt alındığı sabit olan … plakalı araç, davacı tarafından uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş.’den kiralanmıştır. Bu aracın 05.11.2013 tarihinde davalı bayi tarafından işletilen petrol istasyonundan akaryakıt aldığı, dizel akaryakıtla çalışan araca mazot yerine benzin doldurulduğu sabittir. Davacının başvurusu üzerine davalı dağıtıcı tarafından gönderilen 21.11.2013 tarihli yazıda, araçtan alınan numunenin standartlara uygun olmadığı, araca sehven motorin yerine benzin konulduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapılan tamirat bedelinin 3.259 TL’sinin ödendiği, dava konusu edilen 6.642 ,79 TL’nin davacı tarafından kiralayana ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tamir belgeleri getirtilerek yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, yapılan tamirat bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, zararın kısmen karşılandığı, bakiye kısmın davacı tarafından kiralayana ödendiği tespitleri yapılmıştır. Davalılar arasındaki bayilik sözleşmesi ilişkisi kapsamında davalı bayi, dağıtıcı … A.Ş.’den almış olduğu akaryakıt ve türevlerinin kendisine ait petrol istasyonunda kendi nam ve hesabına satmaktadır. Davalı bayi tarafından satılan ürünlere ilişkin olarak nihai tüketicilerle kendi nam ve hesabına satım sözleşmesi yapılmakta olup, ürün satışına ilişkin sözleşmeler dağıtıcının (Petrol Ofisi’nin) nam ve hesabına yapılmamaktadır. Satım sözleşmesi sözleşmenin taraflarına hak ve yükümlülükler yüklemekte olup, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği, sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişilerin sözleşmeden kaynaklı zararlardan kural olarak sorumlu kabul edilmesi hukuken mümkün değildir.Davalı bayi tarafından satılan akaryakıt ürününde her hangi bir ayıp bulunduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Araçtaki hasarın akaryakıtın ayıplı olmasından kaynaklanmadığı, davalı bayinin çalışanı tarafından motorin yerine benzin konulması nedeniyle hasarın oluştuğu açıktır. Davalılar arasındaki bayilik ilişkisinde, davalı dağıtıcının satılan ürünlerdeki ayıplar nedeniyle sorumlu olduğu mevcut ise de bağımsız bir tacir olan davalı bayi tarafından araca farklı bir yakıt konulması nedeniyle oluşan zarardan, davalı dağıtıcının sorumlu olduğu kabul edilemez. Bayilik sözleşmesi gereğince dağıtıcının ürünün kalitesiyle ilgili denetim ve sorumluluğu bulunmakla birlikte, dağıtıcının iş yeri organizasyonu ve özellikle bayinin çalışanlarının haksız fiil niteliğindeki eylemlerinden dağıtıcının sorumlu tutulması mümkün değildir. Davalı …’nin, davacıya akaryakıt satışına ilişkin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle, satım sözleşmesinden doğan bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, bu davalının haksız fiil sorumluluğunu gerektirecek bir davranışının bulunduğu da kanıtlanmadığına göre, davalı … aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu nedenle davalının istinaf sebepleri haklı bulunmuştur. İlk derece mahkemesince müteselsil sorumluluk kurallarına göre hüküm kurulduğundan, infazda tereddüt oluşmaması için karar bir bütün olarak kaldırılmıştır. Hakkındaki hüküm istinaf edilmeyen davalı bayi hakkında aynı hüküm tekrarlanmış, istinaf gelen davalı yönünden yeniden hüküm verildiğinden, avukatlık ücreti, bu davalı yönünden yeni tarifeye göre hüküm altına alınmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’ nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’ nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davalı … aleyhindeki davanın reddine, 2-Davalı … Ltd. Şti. aleyhinde davanın kabulü ile 6.642,79 TL tazminatın, 30.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte, bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 453,77 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 113,45 TL’nin mahsubu ile bakiye 340,32 TL harcın davalı …Ltd.Şti.’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, 6-Davacı tarafça ilk derece aşamasında yapılan toplam 2.143,75 TL yargılama giderinin, davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı … tarafından istinafa başvuru için yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince b-Davalı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı gideri, 78,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 176,10 TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine, c-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısımların, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 9-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 10-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.05.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.