Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/927 E. 2021/556 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/927
KARAR NO : 2021/556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2017/1370 E. – 2018/691 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. unvanlı petrol dağıtım şirketinin bayisi olduğunu ve dağıtıcı şirketten aldığı ürünleri kendi müşterilerine sattığını, bu kapsamda müvekkilinin müşterilerinden ….San.Tic. AŞ.’ye satılan akaryakıtın, davalının sahibi olduğu şoför … idaresindeki … plakalı araca yüklendiğini, BP petrollerine ait tesisten, müvekkili adına müşteriye teslim edilmek üzere taşımayı yapacak olan … plakalı araç sürücüsü … 23.07.2013 tarihinde sevk irsaliyesi ve teslimat makbuzuyla 19.782 litre motorin emtiasının teslim edildiğini, sürücüye teslim edilen akaryakıtın alıcısına teslim edilmemesi üzerine, bedelinin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının itirazen bildirilmesine rağmen akaryakıtın davacıya ait araçla taşındığını, taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile karşılıklı ve bir birine uygun irade beyanıyla taşıma sözleşmesinin kurulacağını ve eşyanın taşıyıcıya tesliminin taşıma sözleşmesinin karinesi olduğunu, müvekkilince müşterisi …San.Tic.A.Ş.’ye yapılan satışların sürekli şekilde davalıya ati araçla taşındığından taraflar arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, TBK’nın 116.maddesi gereğince taşıyıcının çalıştırdığı kişilerin fiillerinden sorumlu olması nedeniyle, sürücünün eylemlerinden de davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, araç maliki olarak müvekkili ile görüşülmeden sözde aracın sürücüsüne teslim edildiği iddia edilen emtiadan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, takip öncesi müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, davacının basiretli bir tacir gibi alacağın dayanağına ilişkin tüm belgeleri müvekkiline tebliğ etmeksizin takibi kesinleştirmeye çalıştığını, müvekkilinin geçmişte sahibi olduğu … plakalı araç sürücüsü … müvekkilini temsil yetkisinin bulunmadığını, anılan kişinini vekaleten temsil yetkisi bulunmadığı gibi sözleşme yapma yetkisinin de bulunmadığını, ibraz edilecek sevk irsaliyesi ve makbuzlarda sürücünün imzasının bulunması halinde dahi bu durumun müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, araç sürücüsünün kendi başına teslim aldığı yükün teslim edilmemesininden araç malikinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sattığı emtianın taşınmasını davacıya ait araçla yaptığını, emtianın araç sürücüsüne teslim edildiğini, dava konusu taşımadan önceki bir çok taşımanın da aynı şekilde davacıya ait araçla yapıldığını, daha önce benzer şekilde davalıya ait araçla sekiz kez taşıma yapıldığını, bu taşımalarda emtianın taşıyan tarafından teslim edildiğini, araç sürücüsünün daha önceki taşımalardaki gibi emtiayı teslim almasının TTK’nın 856/2.maddesi anlamında taşıma sözleşmesinin kurulduğuna kanıt olduğunu belirterek davanın kabulünü istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 22.09.2014 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 29.04.2014 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında müşterilerine akaryakıt ürünleri sattığını, bu kapsamda 23.07.2013 tarihli sevk irsaliyesi ile … plakalı araca 19.782 litre motorinin taşınmak üzere teslim edildiği, ancak bu emtianın alıcısına teslim edilmediğini, bu nedenle oluşan zararın tazmini için taşımayı yapan aracın maliki olan davalıya karşı icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise aracın maliki olduğunu kabul etmekle birlikte davacı ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, aracın şoförü olan … kendisini temsile yetkili olmadığını savunmuştur. İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda ‘Davanın ticari dava niteliğinde olması nedeniyle’ görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Dosyada mevcut bilirkişi raporu ile; dava dışı …. AŞ tarafından davacı firmaya 23.07.2013 tarihli irsaliyeli fatura ile 19.782 litre motorinin 78.649,41 TL üzerinden fatura edildiği, belirtilen akaryakıtın 23.07.2013 tarihli sevk irsaliyesi ile … plakalı araca yüklendiği ve aracın şoförünün … imzasına teslim edildiği, ancak emtianın alıcısına ulaştırılmadığı, bu nedenle davacının taşıyıcı durumundaki davalı araç malikinden emtia bedelini isteme hakkına sahip olduğu anlaşıldığından fatura bedeli üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe yönelik itirazının 78.649,41 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Yargılama sırasında getirtilen işe giriş çıkış bildirgelerinden 23.07.2013 tarihi itibariyle müvekkilinin işveren olmadığının belirlendiğini, sürücü … Kocaeli Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/709 Esas sayılı dosyadaki beyanında müvekkilini tanımadığını, işvereninin … Tic. Ltd.Şti. olduğunu beyan ettiğini, bu durumda taşıyıcı olmayan müvekkili aleyhine dava açılmasının yasal olmadığını, dava dosyasında müvekkili ile ilgili hiç bir belge bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir taşıma sözleşmesi veya geçmişte kurulmuş hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, araç sürücüsü olan … ismindeki şahsın SGK kayıtlarına göre dava dışı şirketin çalışanı olduğunu ve müvekkiliyle ilgisinin bulunmadığını, dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporlarıyla taraflar arasında hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığının açıklığa kavuştuğunu, müvekkiline taşıma işi nedeniyle ödeme yapılmadığını, müvekkilinin aracın işleteni olmadığını, kişi üzerinde kayıtlı araç üzerinde tasarrufta bulunup bulunmadığı belirlenmeden sadece aracın sicildeki maliki sıfatıyla sorumlu tutulmasının hukuka uygun olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde;Önceki beyanlarını aynen tekrarlamış ve emtianın araç sürücüsü … 23.07.2013 tarihinde teslim edildiğini, ancak motorinin alıcıya teslim edilmediğini, TTK’nın 856/2. maddesi gereğince eşyanın taşıyıcıya tesliminin, taşıma sözleşmesinin varlığına karine olduğunu, araçta çalışanın zarardan sorumlu olduğunu, SGK kayıtlarına göre araç sürücüsünün 18.03.2013 tarihinde dava dışı … Tic. Ltd.Şti.’ndeki işinden ayrıldığını, taşıma tarihi olan 23.07.2013 tarihinde kayıtlı olarak hiç bir yerde çalışmadığını, davalı tarafından sürücünün sigortasız çalıştırıldığını, daha önce de aynı sürücü tarafından aynı araçla taşımalar yapıldığını, müvekkilinin motorin için 78.649,41 TL bedel ödendiğini, ancak bu motorin müvekkilince 81.074,21 TL”ye dava dışı ….Tic.A.Ş.’ye satıldığının bilirkişi raporuyla belirlenmesi nedeniyle davanın kabulü yerine kısmen kabulünün hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi kapsamında taşıyıcı tarafından zayi edildiği ileri sürülen emtia bedelinin TTK’nın 875.maddesi uyarınca sorumlu olan taşıyıcıdan tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosyada bulunan fatura ve sevk irsaliyesinin incelenmesinden, davacı tarafından müşterisine satılan motorin emtiasının … A.Ş. tesislerinden 23.07.2013 tarihinde, davalıya ait … plakalı araca yüklendiği, teslim belgesinde araç sürücüsü … imzasının bulunduğu görülmüştür. Yüke ait sevk irsaliyesinde ise emtianın ….San.A.Ş.’ye teslim edileceği belirtilerek mühürlendiği ve sevk irsaliyesinin araç sürücüsü tarafından 23.07.2013 tarihinde imzalandığı görülmüştür. Taşınan emtianın davacı yanca, dava dışı müşterisi … A.Ş.’ye satışına ilişkin fatura da dosyada bulunmaktadır. Taraflar arasında bu taşımadan önce de 31.01.2013 tarihinden başlayarak 26.04.2013 tarihine kadar değişik tarihlerde sekiz ayrı taşıma ilişkisinin bulunduğu, ibraz edilen taşıma belgelerinden anlaşılmıştır. Belgelere göre davacı tarafından müşterilerine satılan akaryakıt emtiasının, …A.Ş. tarafından dağıtıcının tesisinde davalıya ait … plakalı araca yüklenerek araç sürücüsü … teslim edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı sürücünün getirtilen sigorta dökümlerinden, 23.07.2013 tarihinde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, 14.01.2013 tarihinde dava dışı …. San. Ltd. Şti.’nde sigortalı çalışmasının bulunduğu, 18.07.2013 tarihinde sigortalı çalışmasının sona erdiği görülmüştür. Davacı yanca 81.074,21 TL asıl alacağın tahsili amacıyla takip başlatılmış, süresinde itiraz edilmesi üzerine takip durmuş ve tüm alacak üzerinden eldeki dava açılmıştır. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişi tarafından sunulan raporun incelenmesinden, davacının zararının 78.649,41 TL olduğu belirlenmiştir.Dosya kapsamında toplanan delillerden, davacı tarafından dava dışı dağıtıcı olan … San. Ve Tic.A.Ş.’den temin edilen ve … A.Ş. tesislerinde teslim edilen 19.782 litre mazot emtiası, 23.07.2013 tarihinde davalının maliki olduğu … plakalı araca yüklenmiştir. Yükleme tarihi itibariyle davalının aracın ruhsat sahibi olduğu sabittir. Dava dışı sürücü yükleme tarihi itibariyle sigortalı olarak çalışmamaktadır. 18.07.2013 tarihinde dava dışı … Tic. San. Ltd. Şti.’ndeki işinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.TTK’nın 850. Maddesinde taşıyıcının sorumluluğu, “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Taşıma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması zorunlululuğu bulunmamaktadır. TTK’nın 856. Maddesi uyarınca,” Taşıma senedi taraflardan birinin istemi üzerine düzenlenir. Senet üç özgün nüsha olarak hazırlanır ve gönderen tarafından imzalanır. Gönderen, taşıyıcının da taşıma senedini imzalamasını isteyebilir. El yazısı ile imzalanmış taşıma senetlerinin suretlerindeki imza, damga veya mühür şeklinde ya da basılı olabilir. Bir nüsha gönderene aittir, diğeri eşyaya eşlik eder, üçüncüsü taşıyıcıda kalır.”Taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur. Eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir. Davalı vekilinin beyanlarından, davalının taşımanın yapıldığı … plakalı aracın taşıma tarihindeki maliki olduğu sabittir. Davalı vekili, aracın maliki olan müvekkilinin işleten olmadığını, salt aracın maliki olunmasının işleten sıfatının kabulü izin yeterli olmadığını savunmaktadır. Ancak, bu kapsamda ciddi ekonomik değerinin yanında işletilmesinin ciddi hukuki sonuçları olan aracın davalıya ait olmasına rağmen işletmesinin kim tarafından hangi hukuki ilişkiye göre yapıldığı konusunda bir açıklama yapılmamaktadır. Bir ticari aracın ruhsat sahibi tarafından işletilmesi asıl olup, bu aracın bir başkası tarafından kendi nam veya hesabına işletildiği iddiası ancak ruhsat sahibi tarafından usulüne uygun düzenlenen sözleşmelerle kanıtlanabilir. Devri resmi şekle tabi olan ticari aracın, üçüncü kişiye uzun süreli kiralandığının da belli delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Bu tür bir savunma yapılarak kanıtlanmadan, soyut olarak aracın işleteni olmadığının savunulması yerinde olmayıp TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kurallarına aykırıdır. Araç sürücüsünün, dava dışı şirket çalışanı olduğu savunulmaktadır. Ancak, teslim tarihinde sürücünün sigortalı bir çalışması bulunmamaktadır. Kaldı ki, burada da davalıya ait ekonomik bir değerin hangi nedenle bir başkasının elinde bulunduğu konusunda hiç bir açıklama yapılmamıştır. Diğer yandan ülkemizde bir çok çalışanın kayıtsız şekilde çalıştığı bilinen bir olgudur. Bu kapsamda, davalının aracın maliki, işleteni ve taşıma sözleşmesinin tarafı olduğu, davacıya ait araca yüklenen emtianın taşınmasının üstlenildiği, ancak emtianın alıcıya teslim edilmediğinin sabit olması ve emtianın akıbetiyle ilgili bir açıklama yapılmaması karşısında TTK’nın 886. maddesi kapsamında zarara kasten veya pervasızca hareketle neden olunması, aracın teslim edildiği ticari araç sürücüsünün aracın asıl amacı olan taşıma işi yönünden yaptığı sözleşme ve işlemlerin davalı yönünden bağlayıcı olması nedeniyle, tüm zarardan taşıyıcının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. TTK’nın sorumluluğa ilişkin hükümleri ile daha önce de aynı araçla davacının taşıma yaptırması karşısında yardımcı kişi konumunda olan araç sürücüsünün yaptığı iş ve işlemlerle fiillerinden taşıyan sorumludur (TTK m.879). Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde değildir.Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun incelenmesinde; TTK’nın 880. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Bu durumda, emtianın araca yüklendiği yerdeki değerinin davacı tarafından dağıtıcıya ödenen ücret olması nedeniyle, mahkemece gerçek zararın hüküm altına alınması nedeniyle davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, taraf vekillerinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 3.984,15 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 29.04.2021 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.