Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/926 E. 2021/557 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/926
KARAR NO: 2021/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2016
NUMARASI: 2014/167 E. – 2016/836 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 18.09.2010 tarihinde beş yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin devamı sorasında müvekkili şirketin LPG dağıtım lisansının bir takım eksikler nedeniyle kısa süreliğine iptal edildiğini, müvekkilinin aynı gün içerisinde lisans için yeniden başvuruda bulunarak bu hususta bayilerine bilgi verdiğini, buna rağmen yaşanan birkaç günlük süreçte davalının Mersin … Noterliğinden keşide edilen 09.01.2014 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshederek aynı gün başka bir dağıtıcı şirketle bayilik sözleşmesi kuracağını bildirdiğini, fesih gerekçesi olarak müvekkilinin dağıtım lisansının iptal edildiğinin KAP’a bildirilmesinin gösterildiğini, sözleşmenin 4. maddesiyle bayinin münhasıran müvekkilinden satın alacağı ürünlerin vasfını değiştirmeden müşterilerine satışını üstlendiğini, sözleşmenin bayinin kusuru nedeniyle feshi halinde müvekkilinin uğrayacağı kâr kayının bayi tarafından ödeneceğinin sözleşmenin 22. maddesinde düzenlendiğini ve davalının tek yanlı feshinin haksız olduğunu, müvekkiline ait lisansın bir kısım esiklikler nedeniyle iptali üzerine hemen eksiklerin tamamlanarak yeniden başvuruda bulunulduğunu, EPDK tarafından 09.01.2014 tarihinde yeniden lisans verildiğini, LPG Lisans Yönetmeliğinin 25. maddesinde, dağıtıcının faaliyetinin geçici olarak durdurulması halinde bayinin başka bir dağıtıcıdan LPG temin edebileceğini düzenlemesi nedeniyle bu durumun fesih nedeni olamayacağını ileri sürerek, kar mahrumiyeti alacağı olarak şimdilik 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının LPG dağıtıcı lisansının EPDK tarafından iptal edilerek ilan edildiğini, davacının KAP’a yaptığı bildirildirimde yeniden lisans alımı için başvuruda bulunulduğunu bildirdiğini, ilgili mevzuat gereğince faaliyet gösterilmesi için lisansın zorunlu olduğunu, lisansın iptali halinde ilgilinin faaliyet izninin sona ereceğini ve lisansın iptaliyle yapılan tüm sözleşmelerin hükümsüz hale geleceğini, LPG Lisans Yönetmeliğinin 25. maddesinde, lisans iptali halinde bayilerin, sözleşmenin feshini beklemeden başka lisans sahibi başka dağıtıcılarla sözleşme imzalayabileceğinin düzenlendiğini, dağıtıcının lisansının iptal edilmesi üzerine müvekkilince sözleşmenin feshi ile yeni bir dağıtıcıyla sözleşme yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, EPDK’nın kararıyla davacının faaliyetinin geçici olarak durdurulmadığını, akaryakıt dağıtım lisansının iptal edildiğini, müvekkilince keşide edilen ihtarla sözleşmenin feshedilmediğini, dağıtım lisansının iptali ile davacının artık faaliyet gösteremeyeceği gerekçesiyle sözleşmenin hükümsüz hale geldiğinin ve bu nedenle başka bir dağıtıcıyla sözleme yapıldığının bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında beş yıl süre ile akdedilen Otogaz Bayilik Sözleşmesinin, davalı tarafça haksız olarak feshedilip bayilik ilişkisinin başka bir firma ile davalı arasında aynı gün kurulduğunu, feshin haksız olduğunu, fesihten dolayı müvekkilinin kar mahrumiyetinden kaynaklı alacağı bulunduğunu iddia ederek, bu alacağın davalı tarafa ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin lisans sözleşmesinin EPDK tarafından iptal edilmesi üzerine, vekil edeni şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, lisans iptali durumunda yasa gereğince lisans sahibi başka bir firma ile sözleşme imzalanabileceğini, ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen kar mahrumiyetine ilişkin alacağın ödetilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 18/09/2010 tarihinde 5 yıl süreli otogaz bayilik sözleşmesi yapıldığı, sözleşme devam ederken davalı tarafça noterden gönderilen 09/01/2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalı sözleşmeyi feshederken, davacı şirketin LPG Otogaz Bayilik Lisansının EPDK tarafından iptal edildiğini ileri sürerek, bu sebebe dayanmıştır. Davacı taraf ise, lisans iptali bulunmadığını, faaliyetin geçici olarak durdurulduğunu, iptalin ertesi günü yeniden lisans alımı için başvuruda bulunulduğunu ve bu hususun KAP’ a yapılan bildirim ile kamuoyu ile paylaşıldığını, bu nedenle feshin haksız olduğunu ileri sürmektedir. Bu itibarla öncelikle tartışılması gereken husus, davacının lpg dağıtım lisansının iptal edilip edilmediğidir. Bu hususla ilgili olarak mahkememizce EPDK’ ya müzekkere yazılarak davacının o tarihte Lpg dağıtım lisansının iptal edilip edilmediği sorulmuş, anılan kurumca mahkememize verilen ve dosyada bulunan cevabi yazıda, davacı şirketin Lpg Dağıtıcı Lisansının 24/12/2013 tarihli 4789-4 sayılı kurul kararı ile iptal edildiği, davacı şirketin yeniden lisans almak için yaptığı başvuru neticesinde ise davacıya 08/01/2014 tarihinde yeni lisans verildiği bildirilmiştir. Şu halde davacı tarafın LPG Dağıtıcı Lisansının 24/12/2013 tarihli 4789-4 sayılı Enerji Piyasası Kurumu kurul kararı ile iptal edildiği açıktır. Davalı taraf bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini bildirmektedir. Feshe ilişkin ihtarname içeriğinden de davalının fesih nedeni olarak bu lisans iptali olgusuna dayandığı anlaşılmaktadır. Bu somut durumlar karşısında davalı tarafın sözleşmeyi haklı bir nedenle feshettiği kabul edilmelidir. Zira yukarıda değinilen EPDK cevabi yazısından da açıkça anlaşılacağı üzere, davacının lisansı iptal edilmiş ve davalı da bu hususa dayanarak sözleşmeyi feshetmiştir. Otogaz bayilik sözleşmesini bu şekilde davacının lisansının iptali nedeniyle ve haklı bir nedenle fesheden davalının, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanununun 3.maddesinde öngörülen zorunlu lisansa sahip başka bir dağıtıcı ile sözleşmenin feshini beklemeksizin sözleşme imzalayabileceği Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 25.maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Dolayısıyla davalının lisans sahibi olan başka bir dağıtıcı ile sözleşme yapması hukuka aykırı bir yön barındırmamaktadır. Yukarıda izahına çalışılan nedenler ve kabuller kapsamında, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varılarak davacının bu fesih nedeniyle herhangi bir tazminat ya da alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davanın da bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle, sabit görülmeyen davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin LPG Dağıtım Lisansının bir takım eksiklikler gerekçe gösterilerek iptal edildiğinin EPDK tarafından 07.01.2014 tarihi akşam saatlerinde duyurulduğunu, aynı saatlerde durumun müvekkilince KAP’a bildirilerek LPG Dağıtım Lisansı için yasal sürecin hemen başlatıldığı konusunda kamuoyuna ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren 2000’den fazla bayiye sorunun hemen giderileceğinin bildirildiğini, EPDK’nın 08.01.2014 tarihli ve 4821-10 sayılı kararıyla müvekkili şirkete yeniden LPG Dağıtım Lisansının verilerek lisansın 09.01.2014 tarihinde yayınlandığını, davalının ise Mersin … Noterliğinin 09.01.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yaptığı feshin kötü niyetli olduğunu, her ne kadar LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 25. maddesinde LPG dağıtıcı lisansının iptal edilmesi halinde, bayilerin sözleşme feshini beklemeksizin lisans sahibi başka bir dağıtıcı ile sözleşme imzalayabileceğinin belirtilmesine rağmen Yönetmeliğin aynı maddesinde, dağıtıcı faaliyetinin geçici durdurulması halinde, faaliyetin geçici olarak durdurulduğu süre ile sınırlı olmak üzere kuruma bilgi vermek kaydı ile başka bir dağıtıcıdan LPG temin edilebileceğine ilişkin düzenleme de bulunduğunu, davalının basiretli bir iş adamı gibi davranmadığını, yasal düzenlemenin bayinin mağduriyetini önleme amacı güttüğünü, müvekkilinin lisansının iptali üzerine hemen belgelerin tamamlanarak durumun ilgili yerlere bildirildiğini, 08.01.2014 tarihinde yeniden lisans alındığını, davacının fesih tarihinin 09.01.2014 olduğunu, kronolojik sıraya göre davacının iptali fırsat bilerek ticaretine engel bir durum bulunmamasına rağmen hem de müvekkili şirketin LPG lisansı bulunduğu tarihte sözleşmeyi kötü niyetli olarak feshettiğini, davalının bir gün beklemeksizin sözleşmeyi feshetmesinin TMK’nın 2. maddesine açıkça aykırı olduğunu, davalının hiç bir mağduriyet yaşamamasına rağmen lisansın yayınlandığı tarihte, LPG lisansının iptal edildiğinden bahisle sözleşmeyi feshettiğini, Yargıtay içtihatlarına göre bir bayinin yeni bir dağıtıcı firma ile sözleşme yapabilme süresinin 3-6 ay olarak kabul edildiğini, davalı şirketin bir gün geçmeden başka bir dağıtıcı firma ile sözleşme imzalamasının kötü niyetin açık göstergesi olduğunu, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kâr mahrumiyetinin belirlenerek hüküm altına alınması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, bayilik sözleşmesinin davalı tarafça süresinden önce haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle, davacının uğradğı kâr mahrumiyeti zararının tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının sahibi olduğu LPG dağıtım ruhsatının EPDK tarafından iptali nedeniyle, davalının ilgili yönetmelik hükümlerine göre başka bir dağıtıcıyla sözleşme yapmasının haklı fesih nedeni olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında 18.09.2010 tarihinde düzenlenen bayilik sözleşmesinin beş yıl süreli olduğu, sözleşme ile davalı bayinin davacıya ait emtiayı sözleşmede belirlenen satış yarinde evsafını değiştirmeden kesintisiz olarak bulundurmayı, satmayı ve teşhir etmeyi üstlendiği anlaşılmıştır. Kâr kaybı isteminin dayanağı olan sözleşmenin 22. maddesinde ise bayinin edimlerini basiretli bir tacirden beklenen gayret ve özenle yerine getirmemesi neticesi davacının satışının gerekli düzeyin kalması halinde, davalı bayinin, davacının kâr kaybını gidermekle yükümlü olduğu belirlenmiştir. Arıca sözleşmenin, bayinin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle davacı tarafından veya haksız nedenle davalı bayi tarafından feshedilmesi halinde uğranılacak zararların yanında, sözleşmenin feshedilmemesi halinde ifa edileceği sürenin sonuna kadarki kar mahrumiyetinin bayi tarafından giderileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin ifası sırasında EPDK’nın 24.12.2013 tarihli kurul kararıyla bir kısım belge eksiklikleri nedeniyle davacının LPG dağıtım lisansı iptal edilmiştir. Davacı yeniden lisans almak için 07.01.2014 tarihinde başvuruda bulunmuş, 08.01.2014 tarihli Kurul kararıyla davacıya yeniden lisans verilmiştir. Lisansın iptali üzerine davalı tarafından keşide edilen Mersin … Noterliğinin 09.01.2014 tarihli ihtarıyla, davacının dağıtım lisansının iptal edildiğinin EPDK tarafından ilan edildiğinin davacı tarafından KAP’a bildirildiği, 5307 sayılı Kanun uyarınca lisans alınmaksızın bu tür bir faaliyetin sürdürülmesinin mümkün olmadığı belirtilerek taraflar arasındaki sözleşmenin hükümsüz hale geldiği, bayinin faaliyeti için yeni bir dağıtıcıyla bayilik sözleşmesi akdedecek olması nedeniyle dağıtıcıya ait kurumsal kimlik malzemelerinin alınmasını istemiştir. Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 25/2. maddesinde, LPG Otogaz bayileri, bayisi oldukları LPG dağıtıcısının lisansının iptal edilmesi halinde, sözleşmenin feshini beklemeksizin lisans sahibi başka bir dağıtıcı ile sözleşme imzalayabilirler. Maddenin devam eden fıkrasında ise LPG otogaz bayileri, bayisi oldukları dağıtıcının faaliyetinin geçici olarak durdurulması halinde dağıtıcının yeniden faaliyete geçmesini beklemeksizin, faaliyetinin geçici olarak durdurulduğu süre ile sınırlı olmak ve kuruma bilgi vermek kaydıyla lisans sahibi başka bir dağıtıcıdan LPG temin edebilirler düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayın değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi devam ederken EPDK’nın 24.12.2013 tarihli kararıyla davacının akaryakıt dağıtım lisansının iptaline karar verilmiştir. Anılan karar Kurul’ca 07.01.2014 tarihinde yayınlanmış olup aynı gün davacı tarafından KAP’a bildirimde bulunularak eksikliklerin tamamlanacağı beyan edilmiştir. Diğer yandan, ilan tarihinde davacı yanca evrak eksikliklerinin tamamlanarak yeniden idareye başvuruda bulunulmuş ve EPDK’nın 08.01.2014 tarihli kararıyla davacıya yeniden LPG Dağıtıcı lisansının verilmiştir. Yönetmeliğin 25/2. maddesindeki hüküm, dağıtım lisansının iptali halinde bayiye mevcut sözleşmenin feshini beklemeden lisans sahibi olan başka bir dağıtıcıyla bayilik sözleşmesi yapma olanağı vermektedir. Yönetmelik hükmüyle lisans sahibi bir kişiyle sözleşme yapma olanağı tanındığına göre, artık bu hükme göre yeni sözleşme yapan davalıdan sözleşmenin bakiye süresi için sözleşmenin 22. maddesi ve diğer hükümlerine göre kâr kaybından kaynaklanan tazminat istenemez. Zira davalının fesih bildirimi ve yeni bir bayi ile sözleşme yaması, geçerli bir hukuki nedene dayanmaktadır.Yönetmelik’teki açık hüküm gereğince lisansın iptali üzerine bayinin beklemeksizin başka bir dağıtıcıyla sözleşme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Lisansa bağlı faaliyet gösteren davacının, dağıtıcılık lisansının iptal edilmesi üzerine davalı bayinin ilgili mevzuat gereğince sözleşmenin feshini beklemeksizin başka bir bayi ile sözleşme yapması hakkın kötü niyetli davranış olarak değerlendirilemez. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.04.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.