Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/893 E. 2021/483 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/893
KARAR NO: 2021/483
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2015/124 E. – 2018/1076 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıya nakdi ve gayri nakdi kredi kullandırıldığını, kredi borcu nedeniyle alınan araca rehin konulduğunu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek alacağın muaccel hale getirildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik kısmi itirazın haksız olduğunu, takip konusu gayri nakdi çek taahhüt tutarından kaynaklanan borca ve ferilerine itiraz edildiğini, kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmeyerek imzalanan sözleşmelerin ihlal edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankadan kullanılan krediyle araç alındığını, 2009 yılında ödemelerin yapılarak kredilerin kapatıldığını ve borç kalmadığı halde araçlardaki rehinin kaldırılmadığını, şirket yetkilisinin aracında gerçekleştirilen hırsızlık sonucu araçta bulunan çek karnelerinin çalındığını, müvekkilinin bu olaya ilişkin şikayette bulunduğunu, şirkete ait yaklaşık yirmi adet çekin çalındığını, hırsızlık sonrası davacı bankadan alınan 28 adet çek ve diğer bankalardan alınan 17 adet çekin ödendiğini, çalıntı çeklerdeki imzaların vekil edene ait olmadığının anlaşıldığını, çekilen ihtarnameye verilen yanıtta 11.741,00 TL borcun kabul edilerek kaybolan çeklerle ilgili tutara itiraz edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “…. Taraf delillerinin toplanmasından sonra tekmil dosya kapsamı itibari ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … dosyaya sunduğu raporu ile bankanın kat tarihi itibari ile 28 adet çek karşılığı 20.660,00 TL gayri nakdi çek depo alacağı tespit edildiğini, davacı bankanın takip tarihinde 17.530,00 TL tutarında asıl alacak talebinde bulunduğu, diğer bir anlatımla çek hamillerine ödeme yapıldığının anlaşıldığını, takip talebine konu olan hangi çeklerin karşılıksız kaldığı ve çek hamillerinin talebi sonucu banka sorumluluk tutarının ödendiğinin tespit edilemediğini, çek hamillerine ödeme yapıldığına dair dekont sunulması halinde nakde dönen çek yaprağı alacağı oluşacağını bildirmiştir. Davacı vekili yazılı beyanı ile icra takibinde belirtilen 17.530,00 TL ve dava konusu olan alacağın gayri nakdi alacak olduğunu beyan etmiştir. Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir. Davacı banka takip talebi ve ödeme emrinde nakde dönen çek yaprağı açıkklaması ile asıl alacak talebinde bulunmuş, davalı takipte bu kısma itiraz etmiştir. Her ne kadar davacı vekili, rapora karşı sunduğu yazılı beyanında bu talebinin gayri nakdi alacak olduğunu iddia etmiş ise de takip talebinden açıkça anlaşıldığı üzere takipteki bu kalem istem gayri nakdi depo talebi değil, nakdi taleptir. Oysa, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere davacı tarafından, çekler nedeni ile hamillere yapılan ödeme bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı takipte çek bedelleri için nakdi talepte bulunma hakkını haiz olmayıp davalının itirazı haklıdır. Bu itibarla, itirazın iptali davasının takiple sıkı sıkıya bağlı olduğu ve takipte çeklere ilişkin olarak talep edilen nakdi alacağın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilince genel kredi sözleşmesi kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, kredi kartı ve çek karnesi verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Beykoz … Noterliğinin 11.06.2013 tarihli ihtarıyla hesabın kat edildiğini, kesinleşen ihtardaki alacağın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, davalının haksız şekilde ödeme emrinde yer alan gayrinakdi çek taahhüt tutarından kaynaklanan alacağa itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını, ilk derece mahkemesinin ret kararı ve gerekçesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporuyla müvekkilinin davalıdan 17.530,00 TL gayrınakdi alacağının bulunduğunun belirlendiğini, 15.10.2018 tarihli bilirkişi raporuyla müvekkili bankanın alacağının varlığı, icra takibinin haklılığı ve davalı tarafın borçtan sorumlu olduğunun tespit edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının itiraz ettiği 17.530,00 TL tutarındaki gayrinakdi riske ilişkin açıklamalar yapılarak dava açıldığını, dava tarihi itibariyle davalı borçlunun güncel çek taahhüt tutarının 16.410,00 TL olması nedeniyle bu miktar üzerinden dava açıldığını, bilirkişi raporunda ise çek taahhüt tutarının 17.530,00 TL olarak hesaplandığını, mahkemenin karar tarihi olan 13.11.2018 karar tarihi itibariyle, müvekkil bankanın gayrinakdi riskten kaynaklanan banka sorumluluk tutarını ödeme riski kalmadığından davanın konusuz kaldığını, huzurdaki davaya konu gayrinakdi risk bulunmadığından konusuz kalan davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından borçlu şirkete kullandırılan ancak ödenmeyen kredi alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmeleriyle davalı şirkete nakdi kredi kullandırıldığı gibi, çek karnesi verilerek gayri nakdi kredi de kullandırılmıştır. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine Beykoz …Noterliğinin 11.06.2013 tarihli ihtarıyla nakdi ve gayri nakdi kredi borçları kat edilerek, borçlu şirkete kat ihtarı gönderilmiştir. Alacağın ödenmemesi üzerine, davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatılmıştır. Ödeme emrinin incelenmesinde, toplam 29.518,03 TL nakdi alacağın tahsilinin talep edildiği, talep edilen alacak içeresinde nakdi alacak olarak gösterilen 17.530,00 TL nakde dönen çek yaprağı açıklamalı alacak ve ferisinin bulunduğu görülmüştür. Ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine kısmen itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde, nakde dönen çek yaprağı borcunun bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, takip tarihi itibariyle davacı bankanın, borçlu tarafından kabul edilen 11.741,00 TL dışında nakdi alacağı bulunmadığı, 17.530,00 TL çek rizikosu bulunmasına rağmen bu miktarın sorumluluk tutarı olarak ödendiğinin bankaca kanıtlanmadığı, ödeme yapıldığının kanıtlanması halinde bu miktarın tahsiline karar verilebileceği bildirilmiştir. Genel kredi sözleşmesinden kaynaklı kredi alacağının tahsili ve henüz gerçekleşmemiş gayri nakdi sorumluluk tutarının depo edilmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatılabilir. Ancak, dava konusu takip dosyasında açıkça 17.530,00 TL nakde dönen çek riziko bedeli nakit alacak olarak takibe konu edilmiştir. Davalı yan, bu kalem dışındaki kredi borçlarına itiraz etmemiş, nakde dönen çek yaprağı borcu bulunmadığını belirterek, takibe kısmi itirazda bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılamada, davacının nakde dönmüş çek rizikosunun bulunmadığı belirlenmiştir. Davalı vekili 07.11.2017 tarihli açıklamasında bu istek kaleminin gayri nakdi çek bedelinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu belirtilmiştir. Mahkemece isabetli şekilde belirlendiği üzere itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, takip talebinde bulunmayan bir istek yönünden itirazın iptaline karar verilemez. Yukarıda belirtildiği üzere davacının tüm taleplerinin nakdi kredi alacağının tahsiline ilişkin olduğu, gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin takip ve talebin bulunmadığı, yargılama sırasında davacının nakde dönüşmüş alacağının bulunmadığı belirlendikten sonra, davacı vekilince bu talebin gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin olduğunun belirtildiği dikkate alınarak mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer yandan istinaf başvurusunda, karar tarihi itibariyle davacı bankanın gayri nakdi riskten kaynaklanan sorumluluk tutarının ödeme riski kalmaması nedeniyle davanın konusuz kaldığı belirtilmiş ise de, yukarıda belirtildiği gibi itirazın iptali davasına konu olabilecek gayri nakdi alacağın deposuna ilişkin geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın konusuz kaldığından söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline. 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.04.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.