Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/880 E. 2021/486 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/880
KARAR NO: 2021/486
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI: 2017/458 E. – 2018/941 K.
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … Ltd. Şti.’ne ait emteanın müvekkilince taşıma rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alındığını, poliçe kapsamındaki toplam 42 palet 23.290 adet ve 14.902 kg ağırlığındaki motor kasnak göbeği ve yatak burcundan oluşan hassas metal cinsi emtiaların taşınması için 31.08.2016 tarihinde davalı ile sigortalının anlaştıklarını, emtianın davalı tarafından temin edilen … plakalı araçla taşındığını, sigortalı yükün 09.09.2016 tarihinde alıcı şirket tesisinde tahliyesinden önce yapılan incelemede kolilerde hasar görüldüğünün belirlendiğini, iki koli emtianın hasarın olduğunun Transit Refakat belgesine yabancı dilde not edildiğini, emtiada yapılan ayrıştırma işlemi sonrası toplam 974 adet hasarlı ürünün olduğu ve bu ürünlerin üretimde kullanılamayacağının belirlendiğini, ekspertiz raporuyla belirlenen 6.753,52 TL tutarındaki hasar bedelinin 08.11.2016 tarihinde ödenerek sigortalının haklarına halef olunduğunu, taşıma sürecinde gerekli özeni göstermeyen ve gerekli tedbirleri almayan davalının hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 6.753,52 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konu taşımayı kapsayan ve teminat altına alan spesifik nakliyat sigorta poliçesi bulunmadığından davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğunun kanıtlanması gerektiğini, CMR Konvansiyon’un 30. maddesi kapsamında süresinde ihbarda bulunulmadığını, taşımanın 09.09.2016 tarihinde sona ermesine rağmen yedi günlük sürede hasar ihbarının yapılmadığını, refakat belgesi niteliğindeki “Transit Belgesine” düşülen tek yanlı kaydın hasar ihbarı niteliğinde olmadığını, hasarın CMR belgesine not edilmesi gerektiğini, diğer belgelere tek yanlı olarak yazılan notun hasar ihbarı olarak kabul edilemeyeceğini, davacı tarafça sunulan eksper raporunda kolilerin ters dönmesi ve nakliyesi esnasında birbirine çarpmasından kaynaklı olarak metal kasnak göbeklerinde ezilme ve çizilme şeklinde hasarlanma söz konusu olduğunun ifade edildiğini, ancak bu yorumla müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, emtianın hasarlanmasına ambalaj yetersizliğinin neden olduğunu, CMR’nin l7/4-c maddesi uyarınca ambalajlama eksikliğindeki hata nedeniyle meydana gelen hasarın taşıyıcıya yükletilemeyeceğini, gönderenin sorumluluğunda olan ambalaj yetersizliği nedeniyle yapılan ödemenin poliçe teminatı dışında olduğunu, mahkemece hasarın tazminine karar verilmesi halinde sınırlı sorumluluk esasına göre tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “…. Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.(TTK. m. 1481) Alıcı, tasımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldügü hallerde teslim anında veya açıkça görülmedigi hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildigi sekilde alındıgına kanıt olusturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır.(CMR m. 30/1) Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, CMR belgesi, transit refakat belgesi, poliçe, eksper raporu, ödeme dekontu, bilirkişi raporu iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; … Tic. Ltd. Şti. Tarafından alıcısı …’ya Ergene Tekirdağ adresinden 31/08/2016 tarihinde taşıyıcı … A.Ş. Ye teslim edilerek 42 palet ürünün gönderildiği, eksper raporunda gönderilen emtianın araçtan tahliyesi öncesi kolilerde hasar bulunduğunun tespit edildiği ve bu durumun transit refakat belgesine ‘… TRANSPORTU’ (taşıma esnasında 2 koli hasarlı) şeklinde not edildiği ve daha sonra yapılan incelemelerde 4 kap üründe hasar olduğunun tespit edildiği, yapılan ayrıştırma çalışması neticesinde 4 palette istifli 3120 üründen 1266 parçanın sağlam 974 parçanın hasarlı olduğunun öğrenildiği ve kolilerin ters dönmesi ve nakliyesi esnasında çarpmasından kaynaklı metal kasnak göbeklerinde ezilme ve çizilme şeklinde hasarın oluştuğu, hasar bedelinin ise 6.753,52 TL olduğunun tespit edildiği hususlarının rapor edildiği, her ne kadar eksper raporunda hasar tespiti ile ilgili transit refakat belgesi üzerindeki alıcı şerhine atıf yapılmış ise de bu belgede taşıyıcının herhangi bir katılımı veya imzasının bulunmadığı gibi bu belgenin taşıyıcıya teslim/tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir iddia ve ispat bulunmadığı, CMR belgesinde ise alıcının herhangi bir şerhinin bulunmadığı, buna karşın dosyada bulunan CMR belgesinde alıcı imzası altındaki boş kısımda bir kısım çizintiler bulunmakla birlikte davacı tarafa verilen süreye rağmen alıcı şerhi taşıyan bir CMR senedinin dosyaya sunulmadığı, her ne kadar davacı vekilince 17/04/2018 tarihli celsede CMR senedinin taşımayı yapan şirketten celbi talep edilmiş ise de bu talebin 12/12/2017 tarihli ön inceleme duruşma tutanağının 1 nolu ara kararı uyarınca yerinde olmadığı, zira taraflara daha önce dilekçelerinde dayandıkları delilleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek ise buna dair açıklamada bulunmaları için kesin süre verildiği, davacı talebinin bu kesin süreden sonra yapıldığı, davacı tarafından malın davalının taşıması esnasında hasarlandığı iddiasına dayanak olarak sunulan belgede taşıyıcının imzası bulunmadığı gibi davacı bunun dışında da CMR konvansiyonunun 30’uncu maddesinde belirtilen süre içinde hasarın davalı taşıyıcıya ihbar edildiğine ilişkin bir delil sunmadığı, bu durumda taşınan emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiğine ilişkin davalı yararına karine oluşmuş olup malın taşıma esnasında hasarlandığını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/05/2016 tarih 2015/15680 E 2016/5200 K sayılı ilamı; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih 2016/3487 E 2017/5340 K sayılı ilamı), dosyada davalı taşıyıcı yararına olan karineyi çürütecek ve hasarın taşıma esnasında meydana geldiğini ispata yarayacak herhangi bir delil bulunmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” Gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını aynen tekrarla, sigortalı emtianın 31.08.2016 tarihinde davalı tarafından temin edilen araca yüklendiğini, 09.09.2016 tarihinde alıcı şirketin tesisine varın aracın tahliyesinden önce yapılan incelmede hasar belirlendiğinden transit refakat belgesi ve CMR belgesi üzerine iki kolinin taşıma esnasında hasarlandığının yerel dilde yazıldığını, bilirkişi raporuyla da taşıyıcının sorumlu olduğunun belirlendiğini, buna rağmen mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, yasal süresi içinde ve usulüne uygun olarak dosyaya sunulan delil listesinde diğer delillerin yanında sigortalı emteanın nakliyesine ve hasara ilişkin tüm evrakların da delil olarak gösterilerek birer suretinin dosyaya sunulduğunu, bu kapsamda taşımaya ilişkin transit refakat belgesi ile CMR belgesinin de bulunduğunu, ilk derece mahkemesince istenilen CMR belgesinin aslının müvekkilinin elinde bulunmaması nedeniyle ibraz edilemediğini, bu belgenin davalı tarafından sunulması gerektiğini, davalının da bu delile dayandığını, mahkemece bu talebin yerinde görülmeyerek davanın hıksız şekilde reddine karar verildiğini, CMR belgesi dahil olmak üzere tüm delillerin süresinde mahkemeye sunulduğunu, dosyadaki transit refakat belgesinde iki kolinin hasarlı olduğunun net bir şekilde belirlendiğini, CMR belgesindeki notun tam olarak okunmamasına rağmen her iki belgede aynı notun bulunduğunu, refakat belgesine yazılan notla taşıyıcının hasarı öğrenmesinin sağlandığını, 16.09.2016 tarihinde yan sanayi reklamasyon raporu ve hasar fotoğrafları gönderilerek, hasarın davalıya yeniden bildirildiğini, bunlara rağmen mahkemece hasarın davalıya ihbar edildiğinin ve hasarın taşıma esnasında meydana geldiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, talebin sınırlı sorumluluk altında kalması nedeniyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyandan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, emtiada oluştuğu belirtilen hasarın CMR belgesine yazılmadığı, hasara ilişkin tutulan belgede davalının imzasının bulunmadığı, bu durumda hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yasal süresi içinde davacı vekilince, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dışı sigortalı …Ltd.Şti’ne ait Türkiye’den Polonya’ya gönderilen otomotiv parçaları, davalının temin ettiği … plakalı araçla taşınmış, emtia davacı tarafından 31.08.2016 başlangıç tarihli nakliyat emtea sigorta poliçesiyle sigorta rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alınmıştır. Davacı yanca yapılan ekspertiz incelemesi sonucu hasar bedeli ödenerek sigortalının haklarına halef olunmuştur. CMR Konvansiyonunu kasamında Türkiye’den Polonya’ya yapılan taşımaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacaktır. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmadığı, paletli olarak treylere istiflenen ürünlerin sabitleme ve bağlama işlemlerinin eksik yapılması nedeniyle hasarın oluştuğu belirlenmiştir. CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesine göre, alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden tesellüm ederse, bu husus yükün taşıma senedinde belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Dosyaya ibraz edilen CMR belgesinde herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Ancak dosyaya sunulan transit refakat belgesi üzerinde yabancı dilde iki kolinin hasarlı olduğu not düşülmesine rağmen bu belgede taşıyıcı veya temsilcisinin imzası bulunmamaktadır. Mahkemece istenilmesine rağmen, CMR belgesinin aslının sunulmadığı, belgenin alt kısmında bulunan notun okunaklı olmadığı görülmekle, hasarın usulüne uygun şekilde belirlenerek taşıyıcıya ihbar edildiğinden söz edilemez. Bu durumda, emtianın alıcısına hasarsız şekilde teslim edildiğinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline. 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.04.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.