Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/852 E. 2019/636 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/852
KARAR NO : 2019/636
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/1101 Esas
KARAR TARİHİ: 25/02/2019
TALEP : İhtiyati tedbir
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı, süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili adına sahte kredi açıldığını, açılan kredinin müvekkili tarafından kullanılmadığını, davalı bankanın bu kredilerin normal yollardan ve müvekkili tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, müvekkili aleyhine davalı tarafından dava açıldıktan sonra icra takibi yapıldığını belirterek, icra takiplerinin teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 25/02/2019 tarihli ara kararıyla; “…Dava, bankanın zararlı eylem ve işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup; davacı hakkında başlatılan icra takibinin konusu ile dava konusu tazminat talepleri farklı olduğundan, İİK 72. madde kapsamında davalı aleyhine açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığından, menfi tespit davasına bakan mahkemenin verebileceği takibin durdurulmasına, önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının mahkememizce verilmesinin uygun olmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Davalı banka müfettişlerinin düzenlediği soruşturma raporunun 387/1 ve 387/2 sayılı eklerini teşkil eden ifade tutanaklarında …’in imzasının kendisine ait olmadığını iddia ettiği dekontlar ile ilgili beyanları, imzası kendisine ait olmakla beraber kendisinin yapmadığına dair beyanları, bu beyanlar ile ilgili banka müfettişinin mukabil soruları ve grafoloji raporundaki söz konusu imzalar ile ilgili tespitlerin ekli tabloda gösterildiğini, tabloda müvekkili …’in kabul ettiği dekontların gösterilmediğini, imzasını ve yazı karakterini reddettiği dekontların belirtildiğini, Zimmet faili … tarafından gerçekleştirilen usul ve yasa dışı işlemler bağlamında bazı banka müşterilerine ve müvekkiline usulsuz krediler açıldığının anlaşıldığını, bu kredilerin müvekkili tarafından kullanılmadığını, Yapılan ceza soruşturması sonucu haklılıklarının net olarak belirlendiğini, davalı banka ve çalışanı hakkında Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/31 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, tüm bu olaylara rağmen sahtecilik sebebiyle oluşan icra takiplerinin durdurulması istenmiş ise de bu konuda mahkemece gerekli incelemelerin yapılmadığını, dilekçelerinin dahi okunmadığını, kendilerince sunulan hiçbir talebin dikkate alınmadığını, aynı konu ile ilgili olarak İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1022 Esas sayılı dosyası Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/98 D.iş sayılı dosyası ile karara çıktığını ve istinaf incelemesi sonucu kesinleştiğini, Açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğun belirterek, kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, dava içinde ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının istinafına ilişkindir.Asıl davada, davalı banka nezdindeki davacı mevduat hesaplarından ve sahte kredi hasapları oluşturularak değişik tarihlerde banka çalışanları tarafından davacı muvafakatı ve bilgisi olmaksızın usulsüz işlemlerle para çekildiği ileri sürülerek, bu işlemlerden dolayı uğranılan zararın tespiti ile davalıdan tahsili, birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/867 E sayılı davasında davalı banka tarafından asıl davadan sonra faiz tahakkukunda bulunulan 17.000 TL faiz nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemli açılan davaların yargılama sürecinde, davacı vekilince müvekkili aleyhine davalı tarafından Erzurum İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile talebin reddedildiği, davacı vekilince bu kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı asıl davada banka görevlilerinin bilgisi ve rızası olmaksızın gerek adına kredi hasapları oluşturup, gerekse mevduat hesaplarından havale ve para çekim işlemleri yaptıkları iddiasıyla, uğradığı zararın tazmini talepli dava açmıştır. Birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/867 E sayılı davasında ise ön inceleme duruşmasındaki izahat beyanı kapsamında davalı banka tarafından asıl davadan sonra faiz tahakkukunda bulunulan 17.000 TL faiz nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında davanın, davacının uğradığı zararların davalı bankadan tazminine ilişkin olduğu, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinden ötürü açılmış menfi tespit davası olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiştir. Bu gerekçe ana davadaki talep yönünden isabetli ise de; yukarıda da belirtildiği gibi davacı tarafından davalı banka aleyhine Birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/867 E sayılı davasında davalı banka tarafından asıl davadan sonra faiz tahakkukunda bulunulan 17.000 TL faiz nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemenin davacı tarafından davalı aleyhine bankanın zararlı eylem ve işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin dava olduğu, davalı hakkında açılmış davanın zarar tazminine ilişkin olup, İİK’nın 72. maddesi kapsamında davalı aleyhine açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığı yönündeki ilk derece mahkemesi gerekçesi isabetli olmamıştır.Bununla birlikte, davacının yapılan işlem ve kullandırılan krediler yönünden zımni olarak bilgi ve muvafakatı bulunup bulunmadığı, sonucuna göre davalı bankanın hangi usulsüz işlemlerden ötürü ve ne miktarda sorumlu görülüp görülmeyeceği, Yargıtay uygulamaları kapsamında davacının müterafık kusuru bulunup bulunmadığı hususlarının yargılama sonucu belirlenebileceği de gözetildiğinde, ayrıca mahkemece değişen delil durumuna göre her zaman talep halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği de gözetildiğinde, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle ihtiyati tedbir kararının reddi yönündeki kararı sonucu itibariyle isabetli görülmekle, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacının istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 391/3 ve 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.