Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/850 E. 2019/621 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/850
KARAR NO : 2019/621
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2018
NUMARASI : 2018/1590E. 2018/1570K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati hacizi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, talebin kabulüne ilişkin verilen karara karşı yapılan itirazın reddine dair karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz isteyen banka vekili dilekçesinde özetle; 10/08/2018 tanzim tarihli, 12/11/2018 vade tarihli, 523.000,00 Euro bedelli bonoya dayalı olarak 1.000.000,00 TL tutar üzerinden borçlular hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlular hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlular vekilleri süresi içinde itiraz etmişlerdir.İtiraz eden- borçlu … vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemelerin Bakırköy ve Adana mahkemeleri olduğunu, senetteki imzanın …’a ait olmadığını, senedin sahte olduğunu, bu senet hakkında İstanbul Andolu Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numarası ile soruşturma açılmış olup devam ettiğini, taraflar arasında sahte senet ve dolandırıcılıkla ilişkili olarak davalar mevcut iken yeni bir senedin gerçekten … tarafından imzalanmış olmasının düşünülemeyeceğini belirterek, öncelikle yetki yönünden itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına, aksi takdirde ise yasal şartlar oluşmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İtiraz eden borçlular …, … ve … vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının yetkili mahkemeden alınmadığını, yetkili mahkemelerin itiraz edenlerin bulunduğu Anadolu veya Adana Mahkemeleri olduğunu, ihtiyati haciz konusu senet hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının…. soruşturma sayılı dosyası ile devam eden soruşturma bulunulduğunu, itiraz edenlerin alacaklıyı tanımadığını, aralarında akdi veya ticari hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının İİK’nın 257. maddesi ve devamında belirtilen ihtiyati haciz kurumunun niteliği ve amacıyla bağdaşmadığını belirterek, öncelikle yetki yönünden itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına, aksi takdirde ise yasal şartlar oluşmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 11/02/2019 tarihli ek kararıyla; ”… Dava; ihtiyati haciz istemidir. İstem, ihtiyati haciz kararına itiraz ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkindir. Kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı borçlar aranacak borçlar niteliğinde olup, bonoda belirtilen borçluların yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemeden, bonoda öngörülen yetkili mahkemeden, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise bononu düzenlendiği yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. Somut olayda, bono üzerinde “İstanbul” mahkemelerinin yetkili olduğu belirtildiğinden İİK’nun 265. Maddesi gereği yetki itirazının reddine dair karar vermek gerekmiştir. İtiraz eden tarafından esasa yönelik yapılan itirazların, mahiyeti gereği İİK’nun 265. Maddesinde belirtilen itirazlardan olmaması ve esasa yönelik itirazların menfi tespit yada alacak davasında değerlendirilebilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından…”, itirazın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İhtiyati haciz talep edenin daha önce 2017 yılında da müvekkili …’ın imzasını taklit ederek müvekkilinin ortağı olduğu şirketi 1.850.000 TL bedelli bir senetle borçlu göstererek takibe giriştiğini, bu senet ile alakalı olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyasının mevcut olduğunu,İhtiyati haciz talebine konu edilen senedin İstanbul …. İcra Müdürlüğü….E. Numaralı dosya ile takibe konulduğunu, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/1125 E. sayılı dosya ile imzaya ve borca itiraz edildiğini, İstanbul 9. İcraHukukMahkemesinin, imzaların müvekkiline ait olmadığına yönelik yoğun şüphe karşısında takibin dava sonuna kadar teminatsız durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bu kişi hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu, Sahte senetle yapılan kötü niyetli bir takip bulunduğunun ortada olduğunu, bu duruma karşılık yasal tüm haklarını kullanabilme hakları muhafaza edilmesi amacıyla talepte bulunmalarına karşılık, mahkeme tarafından ihtiyati tedbir talep edenin yatırmış olduğu teminatın tutulması yönünde karar verilmesi gerekirken verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira ihtiyati haciz talep edenin, toplam iki senetteki kadar bir meblağa alacaklı olabilecek bir profilde olmadığını, bu kişinin geçici işlerde ve çoğunlukla gece kulüplerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kimse olduğunu, Ayrıca davacının alacağına dayanak gösterdiği senette İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ancak tarafların tacir olmadığını ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince yapılan yetki sözleşmeleri geçersiz olduğunu, dolayısıyla İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, diğer yandan para borcu aranılacak borçlardan olup borçlunun ikametgah adresinin de yetkili olmadığını, borçlunun ve hatta sahtelik iddiasında bulundukları senetteki müşterek borçlu ve müteselsili kefil olarak gözüken kişilerin adreslerinin Bakırköy ve Adana olduğunu, borçlu ve kefillerin mernis adreslerinin incelenerek bu durumun rahatlıkla görüleceğini, yetkisizlik sebebiyle ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi ek karanın kaldırılmasına, itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler …, …, … vekili istinaf dilekçesinde;Müvekkillerinin, evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık ile senedi düzenlemiş olan alacaklıyı tanımadıklarını, aralarında akdi veya ticari hiçbir ilişki bulunmadığını,İhtiyati hacze konu senet üzerindeki imza müvekkillerinin eli ürünü olmayıp, müvekkilleri borçlandırmak adına evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suretiyle düzenlendiğini, bu yönde İstanbul Cumhuriyet savcılığının … Soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, dosyanın imza incelemesi aşamasında olduğunu, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile İcra takibine konu edilen senet hakkında İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/1117 E. sayılı dosyası ile icra takibinin durdurulması talepli olarak imza ve borca itiraz davası açıldığını, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/1117 E. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi incelemesinde imzanın müvekkillerine ait olmadığının tespit edildiğini, mağdur olan müvekkilleri aleyhine, sahte imzalı senetlerle alınan ihtiyati haciz kararı karşısında, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takip durduğunu,Genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkeme aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, öncelikle yetkili mahkeme müvekkili ve/veya bulunduğu Anadolu ve/veya Adana mahkemeleri olduğunu, bu sebeple öncelikle yetki yönünden itirazlarının kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi ek karanın kaldırılmasına, itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, kambiyo senedine dayalı ihtiyati hacze ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, bu karara borçlular vekilleri tarafından itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince İİK’nın 265.maddesi uyarınca itirazların reddine karar verilmiş, bu ret kararına karşı borçlular vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Talebe konu 22.03.2017 düzenleme tarihli, 15.08.2018 vadeli, 2.000.000,00 TL tutarlı bononun keşidecisinin …, aval verenleri …, … ve … olduğu, “ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin selahiyetinin” kabul edildiği, ödeme yerinin de “İstanbul” olarak gösterildiği görülmüştür.İİK’nın 258. maddesi ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkemede karar verileceği, İİK’nın 50. maddesinin ise yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bonodan kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, bononun keşide yerinde veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK’nın 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır.Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci ile alacaklı tacir olmadığından bonodaki yetki şartı geçerli değildir. TTK’nın 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimsenin, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olduğu gözetildiğinde bonoya aval verenler yönünden de yetki şartı bağlayıcı değildir. Ancak talep konusu bono üzerinde ”ödeme yeri İstanbul” şeklinde ibare bulunduğundan ihtiyati haciz kararını veren ilk derece mahkemesi yetkilidir. Bu nedenle, borçlular vekillerinin yetkiye dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenlerin ileri sürdüğü diğer itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek niteliktedir. İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde açıklanan tahdidi itiraz sebepleri kapsamında incelenemez.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, borçlular vekillerinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekillerinin istinaf başvurularının, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine,
2-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.