Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/843 E. 2019/674 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/843
KARAR NO : 2019/674
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2019
NUMARASI : 2017/962 Esas
DAVANIN KONUSU: Hisse Devrinin İptali/Alacak
Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali/alacak davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDavacı vekili, müvekkilinin Almanya’da ikamet ettiğini, aynı zamanda dava dışı … AŞ’nde tam hisse sahibi olduğunu, anılan şirketin Türkiye sınırları içinde rüzgar enerjisi ile elektrik üretimi yapabilmeye yönelik toplamda 50mgw lisansı ve ruhsatı bulunan bir firma olduğunu, müvekkil tarafından davalı …’ a, o dönem Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda danışmanlık görevini yaptığı ve enerji piyasasında tecrübeli olması sebebi ile güven duyulmuş ve şirketin olağan işlerini yürütebilmesi için vekaletname verildiğini, sözkonusu vekaletnamenin müvekkilin talimatı çerçevesinde olağan işlerin yapılması hususunda genel yetki içerdiğini, hisse devrini kapsamadığını, daha sonradan anılan vekaletnamenin yetersiz olduğunun bildirilmesi üzerine, davalıya daha geniş yetkiler -hisse devri ve kuruluş işlemleri ile yine olağan işlemleri- içeren vekaletname düzenlendiğini, ancak davalı …’nın vekaletname yetkisini kötüye kullanarak müvekkiline ait şirket hisselerinin tamamını el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği diğer davalılara hiç bir bedel ödenmeyerek satış göstermek suretiyle devrettiğini ileri sürerek davalılar ….Ltd.Şti.’ ne, …, … ve …’na yapılan hisse devir işlemlerinin iptali ile tüm şirket hissesinin müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte tahsiline, dava sonuna kadar şirket hisselerinin ve enerji üretim lisansının (ruhsatının) 3. şahıslara devrinin önlenmesi için tedbir konmasını, Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve EPDK na tezkereler yazılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili, müvekkilinin enerji sektöründe uzun yıllardan beri çalıştığını, davacının eşinin kardeşi olan dava dışı … ile rüzgar enerjisine dayalı proje geliştirmek amacıyla kurulan dava dışı … A.Ş.’ye danışmanlık hizmeti vermek üzere anlaştığını, ilk başta şirketin kurucu pay sahibi dava dışı … daha sonradan şirket paylarının tümünü 28.10.2014 tarihinde davacıya devrettiğini, davacının aynı zamanda 28.10.2014 Tarihli Genel Kurul kararıyla üç yıllığına şirketin tek yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, ancak EPDK’ya önlisans başvurusunda bulunulması için gerekli sermaye ve banka teminat mektubu sağlanamadığı gibi şirketin borçlarını ve giderlerini ödeyemeyecek derecede borca batık hale geldiğini, bunun üzerine davacının şirketteki paylarının üçüncü kişilere devredilmesi konusunda müvekkili özel olarak yetkilendirdiğini, bütün bu devir sürecinin o dönemde şirketin tek ortağı ve tek yönetim kurulu üyesi olan davacının onayı ve katılımıyla gerçekleştiğini, kaldı ki, anılan vekâletnamede, müvekkilinin yanısıra, davacının eşinin kardeşleri … ve … de vekaletname kapsamında belirlenen yetkileri münferiden kullanmakla yetkilendirildiğini, davacının iddialarının gerçeklikten uzak ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalılar vekili, müvekkili …Ltd Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, hisse devrinin müvekkili şirkete yapıldığından müvekkili … husumet yöneltilemeyeceğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hisse devrinin usulüne uygun olarak bedeli ödenmek suretiyle yapıldığını, davacının davalı …’a verdiği vekaletnamenin usulüne uygun olup, pay devrinin yapıldığı tarihte geçerli olduğunu, devir bedelimin vekaletteki yetkiye dayalı olarak vekil davalı …’a ödendiğini, davacının davalı …’ı aradan bir yıl geçtikten sonra azlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesinin tensip ve 22.12.2017 tarihli ara kararlarıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili 18.01.2019 tarihli dilekçesinde, aynı iddialara dayalı olarak davalıların mal varlıklarının ve … AŞ hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbire hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, yargılamanın bu safhasında hisse bedellerinin satış değerinin henüz belli olmadığı, aynı zamanda bu husus davanın konusu olup yargılamayı gerektirdiği, davacının tüm davalıların mal varlıklarına ve banka hesaplarına bloke konulması talebinin, talebin konusunun davanın konusu ile ilgisinin olmadığı, dolayısıyla uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında HMK 389/1 maddesi gereği tedbir konulamayacağı, mahkememizce 2 defa red edilen tedbir talebi hakkında davacı tarafça HMK 391/3 maddesi uyarınca istinaf yoluna gidilmediği, HMK 396/1 maddesi uyarınca da tekrar tedbir talepte bulunmak için mevcut durum ve koşullarda bir değişiklik bulunmadığı gözetilerek ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …AŞ’ne salt yatırım bulmak için görevlendirilen davalı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak müvekkilinin iradesi dışında hisseleri muvazaalı olarak devrettiğini, müvekkilini 12.05.2015 tarihinde yapılan 2014 dönemi olağan genel kuruluna katılmış gibi göstererek hisselerini vekaleten devrettiğini, şirketin borca batık olmadığını, bilakis Ağrı ilinde enerji tesisi kurulması için lisans aldığını, dev bir kazanç potansiyeline haiz olduğunu, müvekkilinin dolandırıldığının İstanbul Anadolu CBS 2018/5786 soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, hisselerin devralanlardan davalı …’ın davalı …’ın tanıdığı olup, bu kişinin çiftçilikle iştigal ettiğini, tedbir koşullarının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Davacı, tek hissedarı ve sahibi olduğu …AŞ’ne danışmanlık ve şirket işlerinin yürütülmesi amacıyla davalı …’a genel ve özel yetkiler içeren vekaletnameler verdiğini, ancak davalının vekalet yetkisini kötüye kullanarak bilgisi ve talimatı dışında şirketteki tüm hisselerini el ve işbirliği yaptığı diğer davalılara bedelsiz olarak devrettiğini iddia ederek hisse devir işlemlerinin iptalini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiş, 18.01.2019 tarihli dilekçesi ile tedbiren davalıların mal varlıklarının ve şirket hisselerinin devrinin önlenmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda ileri sürülen iddia, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde hisse devrinin önlenmesi yönünden yaklaşık ispat olgusunun davanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediği gibi, uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında tedbire hükmedilmeyeceğinden davalıların mal varlıkları üzerinde tedbire hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığından ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.Bu nedenlerle, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK 353/1.b.1. Ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/05/2019