Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/836 E. 2019/1655 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/836
KARAR NO : 2019/1655
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/31 Esas – 2019/62 Karar
TARİHİ: 18/01/2019
DAVA: Ticaret Unvanının Korunması- Haksız Rekabet
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın … ünvanını önce, 07.08.1989 tarihinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak tescil ettirdiğini, daha sonra işlerin daha geniş alanlara yayılması ve ekonomik yapılanmanın sonucu olarak …San. ve Tic. A.ş’nin kurulduğunu, 14.09.1995 tarihinde tescil ettirildiğini, Ticaret Sicil’de ilan edilererek, tescil edilen unvan ve özellikle ünvanın çekirdek unsuru olan … görselini, Ticaret kanunu hükümlerine göre tüm Türkiye’de tek başına kullanma hakkına sahip olduğunu, davalı firmanın ise ….Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan ünvanını 2009 yılında nevi değişikliğine giderek …San. ve Tic. A.ş’ye dönüştürdüğünü, yani… görseli davacı firma tarafından kullanılmaya başladıktan 20 yıl sonra, faaliyet alanları aynı olan davalı firma tarafından, vatandaş nezninde davacı firma tarafından yaratılmış olumlu algıdan faydalanmak ve kendisine ekonomik çıkarımlar elde etmek için hukuka aykırı ve kötü niyetle, ticaret ünvanındaki çekirdek unsur olan …. görselindeki -L- harfi yerine -K- harfıni değiştirerek, davacı ünvanı ile iltibas yaratacak şekilde tescil ettirildiğini, Ticaret Kanunu hükümlerine ve uygulamalarına göre, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını tüm Türkiye’de tekel olarak kullanma hakkı, münhasıran sahibine ait olduğunu, davalı firmanın müvekkili davacı firmanın çekirdek unsuru olan …görselini nerdeyse tıpa tıp aynı görsel ve fonetik yapısıyla tescil ettirdiğini, davacının, kuruluş ve tescil önceliği nedeniyle ülke genelinde bir hak olarak elde ettiği … görselini kullanma hakkı ve her iki tarafın unvanlarının çekirdek unsurunun benzer oluşu, karışıklığa neden olunması ve unvana tecavüz söz konusu olması karşısında, davalı ünvanının çekirdek unsuru olan … ibaresinin terkinini isteme hakkı olduğunu, davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak, müvekkili firmanın ticari ünvanı ile iltibas yaratacak şekilde ticari ünvanını tescil ettirerek, müvekkili firmanın müşterileri üzerinde yarattığı olumlu algıları ve ticari itibarı kendi lehine çevirmeyi amaçlayarak ve kötü niyetle hareket ettiğini, beyan ile davalı firmanın ünvanındaki çekirdek unsur olan … ibaresinin, davacı müvekkili tarafından daha önce tescil ettirilen ticari ünvanının baskın unsuru olan … ibaresi ile iltibas oluşturacak şekilde, ticari dürüstlüğe aykırı olarak tescil ettirilerek kullandığının tespiti ile davacı müvekkili firmanın ünvanına vaki tecavüzün men’ine, davalının ticaret ünvanının çekirdek unsuru olan … ibaresini kullanmasının yasaklanmasına, sicilden terkini suretiyle haksız rekabetin önlenmesine ve ilgili kararın gazetede yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminata, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafça müvekkili aleyhine hak sahipliği iddialarına dayanılarak, müvekkili firma adına tescilli markaların hükümsüzlüğü talepli İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/145 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, müvekkili firmaın yerleşim yer adresinin “… Paşa Mah. … Asfaltı No:… Avcılar/İstanbul” olduğunu, gerek huzurdaki davanın gerekse de bu davanın birleştirilmesi gereken İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/145 esas sayılı dosyası kapsamındaki dava bakımından yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (İstanbul) olduğunu, davanın Türk Ticaret Kanunu md. 60 hükmünde ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında ön görülen zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediğini, davacı yan aleyhine müvekkili firma tarafından dava açıldığını ve davanın Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/145 esas sayılı dosyasından görüldüğünü, davanın tarihinin 22/07/2016 olduğunu, bu davanın ikame edildiği tarihin ise 21/08/2017 olduğunu, müvekkili firma tarafından karşı yana dava tarihinden önce de ihtarname gönderildiğini, bu ihtarname tarihinden sonra da yaklaşık 2 sene sonra işbu dava ikame edildiğini, müvekkili firmanın 2009 senesinden bu yana ticaret ünvanını kullanmakta olduğundan davacı yanın her halukarda zamanaşımı süresi içerisinde dava ikame etmediğini, “…” ibaresinin müvekkili firma tarafından 2006 senesinden ve hatta daha öncesinden beri etkin ve kesintisiz bir şekilde kullanıldığını, davacının 18 yıl sonra müvekkili aleyhine açtığı terkin davasının MK md. 2 kapsamında iyi niyet çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, davanın zamanaşımı/süre nedeniyle reddinin gerektiğini beyan ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yine usul yönünden davanın zamanaşımı süresinde açılmamış olması sebebi ile ilgili hüküm ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi içtihatları doğrultusunda reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dosyanın İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/145 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın belirtilen dosya üzerinden devamına, esasa ilişkin olarak haksız ve mesnetsiz uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybı da dahil olmak üzere tescilli unvan kullanımı ve tescilli markaların kullanımının tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmesi mümkün olmadığından sunulan tüm beyanlar ışığında ve delilerimiz doğrultusunda davanın esastan reddine ve vekâlet ücretinin ve dava masraflarının davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince 18/01/2019 tarihli kararla, HMK’nın 115/2 ve114. maddeleri gereğince, mahkemenin görevsiz olduğu, Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında Ticaret Hukuku çerçevesinde uyuşmazlıklar olduğu gibi Marka Hukukundan doğan uyuşmazlıkların da olduğunu ve bu konuyla ilgili olarak Bakırköy 1. Fikri ve Sinai Haklar hukuk mahkemesinin 2016/145 esas, 2016/2533 karar ve Bakırköy 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk mahkemesinin 2018/130 esas, 2018/253 karar sayılı dava dosyalarında davalı markasının hükümsüzlüğü için Marka Hukukuna dayalı hakların korunması için dava açıldığını ve halen sonuçlanmadığını, bu çerçevede, açtıkları Ticaret Ünvanına Tecavüzün Men’i davasının markanın korunmasıyla ilgili olmayıp mahkemenin yanlış değerlendirme yaptığını, açıkça ticaret ünvanlarına vaki tecavüzün talep edildiği bir dava dilekçesinde bu talebe aykırı olarak karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu, mahkemenin haksız ve hukuka aykırı olarak, davacının iddiasının markaların korunması hakkındaki KHK hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair değerlendirmesini ve buna bağlı olarak verilen görevsizlik kararını kabul edilemez olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı görevsizlik kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK 50-52 maddeleri uyarınca ticaret ünvanın korunmasına ve TTK 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabete ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davada marka hakkının korunması ve ya markaya tecavüzle ilgili bir talep bulunmadığından, uyuşmazlığın fikri mülkiyet veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgisi bulunmadığından ve esasen markaya ilişkin olarak ayrıca davacı tarafından açılan davaların bulunduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi isabetsizdir. Davadaki talebe göre uyuşmazlık, TTK’nın 50-52 ve 54 vd. maddelerine ilşikin olup, davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görelmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.