Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/828 E. 2020/883 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/828
KARAR NO: 2020/883
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2018/153E. – 2018/1232 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … numaralı poliçe ile dava dışı sigortalı … A.Ş.’ne ait …’da bulunan türbin ve ekipmanlarını makine kırılması rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına aldığını, 25.03.2016 tarihinde günlük kontrol sırasında dört nolu türbinin B kanadında kopma olduğunun tespit edildiğini, kanat kopmasının üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, eksper raporunun Sigortacılık Kanun’unun 22. maddesi gereğince kesin delil olduğunu, hasarı ödeyen müvekkilince İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında …, …, …, … numaralı hasar dosyaları için ödenen 384.503,73 Euro için icra takibi başlatıldığını, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında … numaralı hasar dosyasında ödenen kayıp enerji bedeli 103.184,98 Euro tazmini için icra takibi başlatıldığını, her iki takibin de davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, her iki takip dosyasında istenen toplam 487.688,71 Euro alacak üzerinden icra takibine yönelik itirazın iptali ile alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının halefiyet ilkesi gereği ödeme yaptığı sigortalının yerine geçtiğini, bu nedenle sigortalıya karşı ileri sürülebilecek tüm itiraz ve def’ilerin halef olan sigortacıya karşı da ileri sürülebileceğini, davanın rüzgar türübinli jeneratörlerin satışı, nakliyesi, hizmete alınması ve bakım işlerini düzenleyen sözleşmeye dayalı açıldığını, 07.10.2010 tarihli sigortalı ile … şirketi arasında düzenlenen tedarik sözleşmesinin 18. maddesinde de sözleşmeden kaynaklanacak tüm uyuşmazlıkların ICC tahkime tabi olduğunun kabul edildiğini, aynı şekilde … Ltd.Şti ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen rüzgar türbinli jeneratörlerin nakliyesi, montajı ve çalıştırılması ve test edilmesine ilişkin 07.10.2010 tarihli hizmet sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 1. maddesinde de sözleşmeden doğacak tüm uyuşmazlıkların ICC tahkimine tabi olduğunun kabul edildiğini, aynı şekilde … şirketi ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen rüzgar türbinlerinin bakımına ilişkin 01.10.2010 tarihli sözleşmenin 18. maddesinde de uyuşmazlıkların ICC tahkime tabi olduğunun kabul edildiğini, HMK’nun 116/1-b ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 5/1 nci maddesi uyarınca tahkim ilk itirazında bulunduklarını, davanın tahkim yoluyla görülmesinin zorunlu olduğunu, bağımsız bir tüzel kişiliği haiz olan eski unvanı …, yeni unvanı … olan şirkete izafeten müvekkili … aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin … şirketinin üreticisi, satıcısı, ithal veya ihraç edeni olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini savunarak, usul ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” .. Dava, İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir. İtiraz edilen İstanbul … İcra Dairesinin … ve … numaralı takip dosyalarındaki alacağın dayanağı TTK 1472.maddesinde açıklanan halefiyet ilkesi gereğince sigortalısına ödeme yapan sigortacının rücuen tazminat alacağıdır. TTK 1472.maddesi gereğince sigortacı ödeme yaptığı sigortalı – lehtarın hak ve yükümlülüklerine aynen sahip olmaktadır. Dava dışı sigortalının bağıtladığı 07/10/2010 tarihli tedarik sözleşmesinin 18.maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde ‘Uluslararası Ticaret Odası’nın tahkim kuralları uyarınca uyuşmazlık bağlayıcı tahkime sunulacaktır. Tüm tahkim süreci Fransa’da Paris şehrinde ve İngilizce dilinde olacaktır.’ şeklinde tahkim anlaşması yapıldığı görülmüştür. Davalı taraf, HMK 116/1-b maddesi gereğince tahkim anlaşmasını ilk itiraz olarak ileri sürmüştür. İtiraz sözleşmeye ve yasaya uygundur. Bu nedenle dava dosyasında ilk itirazın kabulü ile davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, HMK’nın 116/1-b. maddesi gereğince davalının ilk itirazının kabulü ile uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulen reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dışı sigortalı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin 17. maddesinde uyuşmazlıklarla ilgili Türk hukukunun uygulanacağının kararlaştırıldığını, tahkim şartının sigortalı ile davalılar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırıldığını, sözleşmeye taraf olmayan müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, tahkim itirazının takibe yönelik itirazda ileri sürülmediğini, tahkim anlaşması yapabilmek için imzalayana özel yetki verilmesi gerektiğini, oysa sözleşmeyi imzalayanlara bu yönde özel yetki verilmediğini, sözleşmede uyuşmazlığın münhasıran tahkimde çözüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen ayrı bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, tahkim şartının bulunması halinde dahi TTK’nın 1472 ve TBK’nın 183. maddesi kapsamında temlik nedeniyle müvekkilinin alacağının bulunması nedeniyle tahkim şartının belirtilen yasal düzenlemeler karşısında hükümsüz olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, esas hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı sigortacı tarafından makine kırılması sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin rucuan tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde, tahkim itirazında bulunmuş olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile tahkim itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Cevap dilekçesi ekinde ayrı bir klasör içinde sunulan davalı delilleri arasında bulunan alıcı-dava dışı sigortalı … A.Ş ile satıcı-… arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli “Rüzgar Türbin ve Jeneratörü İçin Tedarik Sözleşmesi”nin incelenmesinde; sözleşmenin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 18. maddesinde, sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlık halinde taraflarca teknik uzmanlar eliyle 15 gün içinde çözüm arayacakları, ardından tarafların üst yönetimlerinin 30 gün içinde uyuşmazlığı çözmek için makul çabayı gösterecekleri düzenlenmiştir. Otuz günlük süre içinde uyuşmazlığın çözülmemesi halinde Uluslararası Ticaret Odası’nın tahkim kuralları uyarınca bağlayıcı tahkime sunulacağı ve tüm tahkim sürecinin Paris şehrinde İngilizce dilinde olacağı, hakem tarafından verilecek kararın nihai ve bağlayıcı olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde sigortalı ile … Arasında düzenlenen çerçeve sözleşmesinin 15/2. maddesinde de uyuşmazlıkların çözümü yolunda da tarafların uzlaşmaya yönelik çabalarından bir sonuç alınmaması halinde uyuşmazlığın Uluslararası Ticaret Odası’nın tahkim kurallarına uygun olarak bağlayıcı tahkime taşınacağı, tüm tahkim prosedürünün Fransa’nın Paris şehrinde İngilizce olarak yapılacağı, tahkim kararının dayalı olduğu gerekçelerinin belirtileceği ve hakemlerce verilen tahkim kararının kesin ve taraflar açısından bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir. Deliller arasında ek-3 olarak sunulan sigortalı ile … Arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli rüzgar türbinlerinin nakliye, yükleme, çalıştırma ve testine ilişkin hizmet sözleşmesinin 16. maddesinde de uyuşmazlıkların çözümünde tahkim yoluna başvurulacağı aynı cümlelerle belirtilmiştir. Yine sigortalı ile … LTD.ŞTİ. arasında düzenlenen 07.10.2010 tarihli sözleşmenin 18. maddesinde de sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta da dostane çözüm yollarından taraflarca sonuç alınmaması halinde tahkim yoluna başvurulacağı ve tahkim kararının taraflar yönünden bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir.Tahkim sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olarak düzenlenebileceği gibi, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye konulacak tahkim şartı ile de yapılması mümkündür. Sigortalı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşme ifa edilerek, sözleşme konusu emtianın sigortalıya satımı ve kurulumu yapılmıştır. İşletme sırasında meydana gelen zararın üretim hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bu kapsamda satıcının ayıba karşı sorumluluğu kapsamında değerlendirme yapılarak uyuşmazlık çözülecektir. Bu durumda, taraflar arasında diğer hükümleri ifa edilen satım sözleşmesi ve eklerinde düzenlenen tahkim şartının sigortalı açısından bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Halefiyet ilkesi gereğince, davacı …, sigortalısının koşullarına tabidir. Sigortalının yaptığı tahkim anlaşması, onun halefi olan sigorta şirketini de bağlar. Tahkim şartı içeren sözleşmelerin şirket yetkililerince imzalandığı, ifa edildiği, sözleşmenin hükümlerinin taraflar için bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır. Tahkim anlaşması yapmak için vekilin özel yetkiyle donatılmasına ilişkin TBK’nın 504/3. Maddesinin olayda uygulanma yeri yoktur. Çünkü, sözleşmenin vekil eliyle imzalandığına dair bir kayıt yoktur. Kaldı ki ifa edilmiş bir sözleşmede tahkim koşulunun bağlayıcı olmadığının ileri sürülmesi TMK’nın 2. maddesiyle de bağdaşmaz. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucurda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 10/09/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.