Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/817 E. 2019/622 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/817
KARAR NO : 2019/622
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2017
NUMARASI : 2017/1298 E.2017/1289K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, talebin kabulüne ilişkin verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz isteyen alacaklı banka vekili dilekçesinde özetle; 07/12/2017 ödeme günlü, 1.500.000,00 TL bedelli senet – 07/12/2017 ödeme günlü, 2.500.000,00 TL bedelli senet- 07/12/2017 ödeme günlü, 1.000.000,00 TL bedelli senet olmak üzere üç adet bonoya dayalı olarak 604.350,95 TL alacaklı olduklarını, borçluların borçlarını ödemediğini belirterek, borçlular hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek, %15 teminat mukabilinde borçlular hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir. Bu ihtiyati haciz kararına karşı borçlular vekilince itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili 26/10/2018 tarihli dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze konu senetlerin vadesinin gelmediğini, vadesi gelmeyen senetler için borçlunun mal kaçırma, gizleme, kaçma v.b. gibi faaliyetlerde bulunduğunun kanıtlanması gerektiğini, bu yönde dosyaya herhangi bir ispat veya iddia sunulmadığını, itiraz süresine ilişkin olarak da ihtiyati hacizlerin tamamının müvekkilinin yokluğunda yapıldığını, müvekkiline herhangi bir tutanak tebliğ edilmediğini, bu nedenle itirazın süresinde olduğunu beyan ederek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Alacaklı vekili 19/11/2018 tarihli ihtiyati hacze itiraza cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasında haczin borçluların huzurunda tatbik edildiğine dair belgelerin bulunduğunu, haczedilen menkullerin borçluya yediemin sıfatıyla teslim edildiğini, buna ilişkin tutanağın da borçluya teslim edildiğini, ihtiyati haczin tatbikinden yaklaşık 10 ay sonra itirazda bulunulduğunu, borçluların mallarını kaçırdıklarını ve gizlediklerini, bu durumun haciz tutanağından da anlaşılacağını, borçlunun mal varlıklarını devrettiğini, icra dosyasına henüz bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağını alamadığını beyan ederek, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 13/12/2018 tarihli ek kararında; ” İİK 265/1. Maddesine göre borçlu dinlenmeden verilen ihtiyati hacze, borçlunun huzuruyla yapılan hacizlerde, haczin tatbikinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Haciz 05/12/2017’de tatbik edilmiş olup, itiraz 26/10/2018 tarihinde yapıldığından itirazın süre yönünden reddine” karar vermiştir.
Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Sunulan zaptın ihtiyati haciz tutanağı değil, haciz tutanağı olduğunu, tutanağın bir örneğinin müvekkili şirketin yetkilisine teslim ve tebliğ edilmediğini, tutanaklar teslim edilmediğinden müvekkillerinin hangi icra müdürlüğünün hangi dosyasından işlem yapıldığını dahi bilmediklerini ve bunları öğrenme imkanı da sunulmadığını, dolayısıyla Kanun’da yer verilen 7 günlük itiraz süresinin başlaması için aranan şartların oluşmadığını,İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz tutanağı olarak kabul edilen zabıtta; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1298 D. İş, 2017/1289 K sayılı karar sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden hacze gelindiğini belirtmesi gerektiği gibi, ihtiyati haciz kararına ilişkin hiçbir bilgiye ver vermeyen işbu tutanak ile müvekkillerimin ihtiyati hacizden haberdar olduklarının kabulün de mümkün olmadığını, Müvekkili … yönünden huzurunda tatbik edilen bir ihtiyati haciz işlemi va da kendisine tebliğ edilen bir ihtiyati haciz tutanağı bulunmadığını, müvekkili …’ın, atıf yapılan usulsüz haciz işlemi esnasında şirket yetkilisi olarak bulunduğu açık olduğu gibi haciz yapılan adreste müvekkili şirketin merkez adresi olduğunu, bu yönü ile müvekkili … yönünden itiraz süresinin geçtiğinin kabulünün fahiş bir hukuki hata olduğunu,
Sadece ödeme emri ve senet suretleri tebliğe çıkarılmış olup ihtiyati haciz karar sureti ya da ihtiyati haciz tutanağı eklenmediğini, ihtiyati hacze itiraz süresinin başlaması için ihtiyati haciz tutanağının borçluya tebliği zorunlu olduğunu,karşı taraf bankanın 07.12.2017 vade tarihli, 1.000,000,00 TL bedelli, 07.12.2017 vade tarihli. 1.500.000,00 TL bedelli, 07.12.2017 vade tarihli. 2.500.000,00 TL bedelli senetleri ihtiyati haciz talebine dayanak yaptığını, ancak bu senetlerin hiçbirisinin vadesinin gelmediğini, muaccel olmayan alacak iddiaları için Yasa’nın 257/2. maddesinde aranan koşulları taşımadığından hukuka aykırı olduğunu,
Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin 13.12.2018 tarihli itirazın süreden reddine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne ve İİK’nın 257. maddesi hilafına vadesi gelmeyen mezkûr senetlere dayanılarak verilen 04.12.2017 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Uyuşmazlık, İİK’nın 257 vd. Maddeleri uyarınca, bonoya dayalı ihtiyati haciz talebine ilişkindir.
Mahkeme, itiraz üzerine vermiş olduğu kararında, itirazın süresinde olmadığından reddine karar vermiş, bu karara karşı borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İhtiyati haciz, İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borcu alacakları ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran yada kaçan, hileye başvuran borçluların vadesi gelmemiş para borcundan doğan alacakları temin bakımından alacaklıya talep hakkı tanıyan ve şartların varlığı halinde borçlunun yedinde yada üçüncü kişide bulunan malları ve hakları üzerine konulan bir nevi güçlendirilmiş tedbirdir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararının tebliğe çıkarılmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olup, hükme dayanak yapılan bu maddede, borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği hükme bağlanmış olup, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararında, huzurunda ihtiyati haciz yapılmışsa ihtiyati haczin konulduğu, ancak yokluğunda ihtiyati haciz icra edilmişse ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir.Borçlunun gıyabında yapılan ihtiyati hacizde kanun açıkça ihtiyati haciz tutanağının tebliğini aradığı için, borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı alınıp uygulandığını başka bir şekilde öğrenmiş olsa bile ihtiyati hacze itiraz süresinin başlamadığının kabulü gerekir. Haciz tutanağında, alacaklı ve borçlunun isimleri, haczin yapıldığı tarih, saat, haczedilen malların değerleri ve üçüncü kişiler tarafından bir istihkak iddiasında bulunulması halinde bu iddianın yazılması ve haczi yapan icra memurunca altının imzalanması gerekir. Somut olayda, uyuşmazlığa konu haciz tutanağının usulüne uygun şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Haciz sırasında hazır bulunan ve tutanak altında imzası olan …’ın dosyada bulunan borçlu şirkete ait ticaret sicil kayıtlarına göre 08.09.2025 tarihine kadar borçlu şirketin ortağı ve müdürü olduğu belirlenmiştir. Haciz tutanaklarının aksi ispat olunana kadar geçerliliği kabul edilmelidir. Daha öncesinde söz konusu haciz tutanağının geçersizliğine ilişkin hiç bir iddianın ortaya atılmadığı, ilk defa bu aşamada bu hususun dile getirildiği anlaşılmakla, bu durum ayrıca dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil etmektedir.
Sonuç olarak, ihtiyati hacze itirazın süresinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-İtiraz edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İtiraz edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02/05/2019
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.