Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/813 E. 2021/449 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/813
KARAR NO : 2021/449
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018
NUMARASI : 2016/874E. 2018/1075K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen davalının müvekkili şirketten ve müvekkili şirketin yetkilisi dava dışı …’tan 215.000,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürdüğünü ve İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün.. esas sayılı dosyasında müvekkil şirket yetkilisi dava dışı … aleyhine 145.311,85 TL alacaklı olunduğundan bahisle icra takibine girişildiğini belirterek, menfi tespit taleplerinin kabulüyle müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespitine, kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminatı ödemeye mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkil şirket yetkilisi ile davacı şirket yetkilisinin… plakalı çekme belgeli Nissan 200 SX marka profesyonel yarış aracının alım satımı konusunda anlaşmaya vardıklarını, ödemelerin yapılması ile müvekkili şirkete ait … plaka numaralı aracın …’ya devrinin gerçekleştirildiğini, davacı şirket yetkilisinin, davalıya …plaka numaralı aracın devir işlemlerinin, bir takım evrakların tamamlanmasını müteakip yapılacağından bahsederek her defasında biraz daha süre istediğini ve anılan aracın devrinin bu aşamaya kadar gerçekleşmediğini, davacı şirket yetkilisine yapılan tüm yazılı ve sözlü başvurularının sonuçsuz kaldığını, davacı şirket yetkilisi hakkında İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, davacı ve davacı şirket yetkilisinin aynı tarihli itiraz dilekçesi ile “Borca, faize, faiz oranına ve toplam tutara” itiraz ettiklerini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek, davanın reddine ve %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında, takip konusu borcun dayanağı satım sözleşmesinin taraflar arasında gerçekleşmediği hususunda ihtilaf bulunmadığı gibi davalı tarafından, davacı ve davalı arasında araç satış sözleşmesinin kurulduğu hususu ispat edilememiş yargılama sırasında uyuşmazlık esasen davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.
Davaya dayanak İstanbul 13. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının tetkikinden davalı ve ihbar olunan şirket yetkilisi hakkında takip başlatıldığı, davalının 10/06/2016 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin itiraz üzerine durduğu, İİK 67.m kapsamında dava tarihi olan 18/08/2016 tarihi itibariyle davalının itirazın iptali davasını açma hakkı bulunduğu dolayısıyla davacının icra tehdidi ile karşılaşabileceği ,davacının dava tarihi itibariyle iş bu menfi tespit davasını ikame etmekte hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına konu takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; davacının icra takibine dahil edilmesinin nedeninin, dava dışı şirket yetkilisinin müvekkili aldatmasından kaynaklandığını, taraflarınca mahkemeden davacının icra takibine dahil edilmesi süreci hakkında tanıklarının dinlenmesinin defaatle talep edildiğini, ancak tanıkları dinlenilmeden hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/590 E. sayılı dosyasının istinafa konu işbu davanın neticesini etkileyeceği gerekçesiyle bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ancak bu talep dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini,Davacı şirket hakkında icra takibi başlatılmasının sebebinin, müvekkilinin borçlusunun kim olduğu konusunda hataya düşmüş olmasından kaynaklandığını, davaya konu icra takibinin her iki borçlusu tarafından da takibe itiraz edilmiş olduğu halde, itirazın iptali davasının yalnızca davacı şirket yetkilisi … hakkında açıldığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2007/5232 E. 2007/9773 K. sayılı ve 08.11.2007 tarihli ilamının emsal niteliğinde olduğunu, Davanın hükme bağlandığı tarihte, itirazın tebliği/öğrenilmesinden itibaren bir yıllık süre de geçmiş olduğundan, davacı aleyhine itirazın iptali davası açılabilmesinin de mümkün olmadığını, esasen davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekitiğini,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Tüm dosya kapsamına ve tarafların iddia ve savunma içeriklerine göre, iş bu davanın tarafları arasında sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı şirket, araç satım sözleşmesinin tarafı değildir. Davalının, aracı, dava dışı şahıstan (davacı şirket yetkilisinden) satın alma konusunda haricen anlaşma yatığı anlaşılmaktadır. Esasen davalı da davacı şirketin akdi ilişkinin tarafı olmadığını kabul etmekle birlikte, satımı yapan şirket yetkilisi tarafından kendisinin yanıltıldığını ileri sürmüştür. Davalı, davacıyla arasında bir alım satım ilişkisi bulunmadığı halde, sanki satımın tarafıymış gibi Beyoğlu 8. Noterliğinin 03.05.2016 tarihli ihtarnamesini göndererek alacak talebinde bulunmuştur. Her ne kadar davalı, bu ihtarı çektikten sonra davacı şirket hakkında bir icra takibine girişmemiş olsa bile, kendisine noter ihtarıyla alacak iddiasında bulunulan davacının iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır. Menfi tespit davasının açılabilmesi için davalının her hangi bir şekilde alacak iddiasını ileri sürmüş olması yeterli olup ayrıca icra takibine de girişmiş olması şart değildir. Nitekim İİK’nın 72. maddesinde, icra takibinden önce açılacak menfi tespit davası açıkça düzenlenmiştir. Bu nedenle, davalının, davacının hukuki yararının bulunmadığına dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, davacı şirket yetkilisinin sözleşmenin tarafı konusunda kendisini yanılttığını ileri sürmüş ise de trafik siciline kayıtlı bir aracı satın alan davalı tacirin, satıcının kim olduğunu bilmemesi düşünülemez. Araç ruhsatından satıcının ve malikin kim olduğunu açıkça görebilecek durumdadır. Bu konuda tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmaktadır. Tedbirli tacir gibi davranmakla yükümlü davalı şirketin, aracın trafik tescil kayıtlarına bakarak ve basit bir araştırmayla öğrenebileceği bir konuda kendisinin yanıltıldığı konusundaki tanıkların dinlenmesi gerektiği yönündeki savunması ve istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası içerisindeki 2016/25481 soruşturma nolu 2017/4626 iddianame nolu iddianamesinin incelendiği, müştekinin… Makina, şüphelinin … olduğu, şüphelinin üzerine atılı suçun dolandırıcılık oluğu, şüphelinin TCY’nin 157/1,57 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle iddianame düzenlendiği, iddianamenin konusunun …l Makina tarafından kullanılan … sayılı aracın 60.000,00 TL karşılığında şüphelinin kendisine ait olduğunu belirttiği gerçekte … adına kayıtlı bulunan ve şüphelinin harici olarak satın aldığı… plakalı aracın alımı konusunda anlaşmış olduklarını, müştekinin kendisine ait aracın devrini gerçekleştirdiği, söz konusu aracın devrinin 15.09.2016 tarihinde şüphelinin belirttiği bir arkadaşının üzerine gerçekleştirdiği, ancak şüpheli Oktay’ın … plaka sayılı aracın devrini yapmadan müştekiye teslim ettiği, söz konusu aracın devrinin müştekinin talep etmesine rağmen gerçekleştirilmediği, bahsi geçen aracın muhafazası servis hizmeti ve böylece şüphelinin başkasına ait aracı müştekiye satmak suretiyle atılı suçu işlediğinden bahisle hakkında iddianame tanzim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının maddi olguya ilişkin tespitleri, hukuk hakimini bağlar. Dolayısıyla her ne kadar söz konusu ceza mahkemesince kesin hükümle tespit edilecek maddi vakıalar TBK’nın 74. maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlasa ve ceza dava dosyası esasa etkili delil niteliğinde olsa da, ceza yargılamasının şahsi olduğu, söz konusu iddianamenin incelenmesinde az yukarıda bahsi geçtiği şekilde …’ın kişisel eylemlerine ilişkin iddialar olduğu, ceza davasında verilecek kararın, iş bu menfi tespit davasında verilecek kararı etkilemeyeceği kanaatine varıldığından, ceza davasının bekletici sorun sayılması gerektiği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 7.444,71 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.04.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.