Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/811 E. 2020/71 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/811
KARAR NO: 2020/71
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2019
NUMARASI: 2014/55E. 2019/73K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı firma arasında 01.09.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı firmanın Çimento fabrikasının ihtiyacı olan kalker ve kil hammaddelerini belirli bir ücret karşılığında sağlamayı taahhüt ettiğini, müvekkili firmanın edimsel yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak sözleşmede kararlaştırılanın aksine davalı firmanın müvekkili firmaya hiçbir şekilde yazılı bir üretim raporu sunmadığını, sözleşmenin 14. maddesine göre sözleşmenin davalı firma tarafından tek taraflı olarak feshedilebilmesi için yapılan ihtara ve verilen süreye rağmen müteahhit firmanın eksikliği gidermemesi veya aylık hammadde teslimatlarındaki eksikliğin iki ay üst üste 3. maddede belirtilen teslimat miktarının %20’den fazla olması gerektiğini, müvekkili firmaya böyle bir ihtarname gelmediğini ve bir süre de verilmediğini, müvekkilinin hak etmiş olduğu alacağının ödenmemesi sebebiyle İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263 E.- 2013/288 K. sayılı dosyası ile açılan kısmi davanın kabul edildiğini, kısmi alacak şeklinde açılan dava da müvekkilinin fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı tutulduğunu, müvekkilinin hak ettiği istihkak alacağının kalan kısmının da tahsili için işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, fazlaya dair haklarının saklı almak kayıyla, şimdilik 1.841.393,36 TL istihkak alacaklarının, istihkak alacağının doğduğu tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafından sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi neticesinde, müvekkilinin sözleşmeyi 06/03/2009 tarihinde göndermiş olduğu bildirim ile feshettiğini, bunun akabinde davacı tarafından istihkak ve yoksun kalınan kâr talepli haksız davanın ikame edildiğini ve bu davanın istihkak alacağı yönünden hukuka aykırı olarak kabul edildiğini, davacı firmaya ait araçların işin yapılabilmesi için sayısal ve nitelik olarak yeterli olmadığını, davacıya ait kamyon ve iş makinelerinin aniden işi bırakması nedeniyle işin durma noktasına geldiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.1.a maddesi gereği davacının bir maden mühendisini istihdam etmek yükümlülüğünün bulunduğunu, ancak davacı tarafın bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının fatura kesmediği hakediş bedelinin 214.243,02 TL olduğunu, davacının, müvekkiline olan borcunun ise 108.828,56 TL olup, bu bedel fatura düzenlenmeyen istihkak alacağından mahsup edildiğinde, davacının 105.414,46 TL istihkak alacağının kaldığının anlaşılacağını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263 E.- 2013/288 K. sayılı dosyadaki bilirkişi raporlarında yanlış hesaplama yapıldığını, davalının bir çok ödeme yaptığını ve yapılan bu ödemelerin davacının istihkak alacağına yansıtıldığını, açıklanan bütün bu hususlarla beraber, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/263 E- 2013/288 K. sayılı dosyasının temyiz edilmesi nedeniyle davacı … firması tarafından açılan işbu davada bekletici mesele yapılması talepleri bulunduğunu belirterek, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin cevaba cevap ve beyan dilekçe ile; davalının fesih tarihi olan 06.03.2009 tarihinden 31.03.2009 tarihine kadar oluşacak olan büyük zararlarını önlemek adına davacı müvekkilini fesih tarihinden sonra da çalışmaya devam etmesi için ikna ettiğini, işletmenin hak ediş ve hammaddesinden sorumlu ve işletme müdürü olan davalı şirket yetkilisi … ile davacının 06.03.2009 tarihli bir tutanak imzaladıklarını, bu protokol kapsamında feshin gerçekleşmiş olmasına rağmen bir takım hak ve sorumlulukların korunduğunu, davalının, davacı müvekkili adına bir takım ödemeler yapmış ise bu ödemelere dair ne gibi belge ve fatura aldığını ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 01/09/2008 tarihli sözleşme kapsamında davalı şirketten Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarına ait istihkak alacaklarına ilişkin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263 E., 2013/288 K.sayılı dosyası ile 20.000 TL’lik kısmi dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının davalıdan talep edebileceği istihkak alacağının 1.861.393,36 TL olduğunun tespit edildiği, davacının 20.000 TL talep etmesi nedeniyle talebe bağlı kalınarak bu miktar alacağın tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacının bu dava ile bakiye alacağını talep ettiği, buna göre kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca davacının davalıdan bakiye 1.841.393,36 TL istihkak alacağı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne ve dava tarihinden önce dava edilen kısım için temerrüt bulunmadığından faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmiştir.Davalı her ne kadar bilirkişi raporu alınmasını talep etmiş ise de; kesinleşmiş Mahkeme kararı bulunması nedeniyle Mahkememizce bu talebi yerinde görülmediği…” gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.841.393,36 TL istihkak alacağının, dava tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin kesin delil olarak kabul ettiği İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263 Esas – 2014/288 Karar sayılı dosyası kapsamında hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine elverişli olmayıp, çelişkili ve hatalı hesaplamalarla kaleme alındığını, davacı tarafın İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263 esas- 2013/288 karar sayılı dosyasında ilk derece mahkemesinin yeni bir bilirkişi tayin ederek, davacı tarafın hakediş bedellerinden mahsup edilmesini kabul ettiği tutarların ve yasal kesintilerin yeniden tespit ettirmesi gerektiğini, satın alma ve lojistik müdürü …’ın taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi imzalama yetkisi olmadığını, ilk derece mahkemesinin … firmasının istihkak tutarından yasal ve sözleşmesel kesintiler dikkate alınmaksızın eksik ve hesap hatalarıyla dolu bilirkişi raporuna göre hüküm tesis etmesinin, 340.000 tonluk kalker ve kil stoğunun mevcut olduğunu belirtir sahte tutanağa ilişkin imza incelemesi ve yargılama sürecinde bu tutanağın hukuki geçerliliği ile ilgili herhangi bir araştırmanın yapılmamış olmasının ve bu tutanakla ilgili Artova Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/812 soruşturma numaralı dosyası kapsamında devam eden soruşturma dosyasını bekletici mesele olarak kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, bahsi geçen sebeplerle duruşmalı istinaf incelemesi yapılmak suretiyle, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.01.2019 gün ve 2014/55 E. – 2019/73 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesine dayalı ticari ilişki çerçevesinde davacının hak ettiğini iddia ettiği alacağından, önceden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı kısmi davada lehine hükmedilen tutarın dışındaki alacak tutarının tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263Esas- 2013/288 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının … Motorlu Taş. Pek. Kim. İth.san. Ve Tic. Ltd. Şti., davalısının … San. Ve Tic A.Ş. olduğu, davacının dava dilekçesinde taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğunu, müvekkilinin edimini tam olarak yerine getirdiğini, ancak karşı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sebebiyle ortaya çıkan 20.000.000 TL yoksun kalınan kar tazminatı ile şimdilik davalı tarafça ödenmemiş hak edişlere ilişkin olarak 20.000,00 TL istihkak alacağının davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Anılan dava, kısmi dava olarak açılmış olup, yargılama aşamasında ilk Derece Mahkemesice alınan 30/11/2011 tarihli teknik bilirkişi raporu, 26/03/2012 tarihli ve 10/12/2012 tarihli bilirkişi raporları esas alınarak kısmen kabul yoluna gidilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporlarında davacının talep edebileceği istihkak alacağı miktarı 1.861.393,36 TL olarak hesaplanmıştır. Netice itibariyle, istihkak alacağına ilişkin kısmi talebin tamamı kabul edilmiş, yani, davacının talebi doğrultusunda 20.000,00 TL istihkak alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kâr mahrumiyetine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Söz konusu ilamın Yargıtay incelemesinden geçtiği ve onanarak 03.07.2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.Yargıtay 13. HD’nin 2018/4298 E- 2018/ 12512K sayılı, 20.12.2018 tarihli kararında belirtildiği üzere; kısmi davada kesinleşen hükme esas alınan bilirkişi raporu, tümüyle inceleme ve itiraz konusu yapılıp, tüm yargısal denetim yollarından geçerek toplam alacak miktarını ortaya koyacak şekilde kesinleşmiş ve taraflar yönünden yargısal denetim yolları tüketilerek usulü kazanılmış haklar gerçekleşmişse kesin delil olarak değerlendirilmesi gerekeceği ortadadır. Davacı vekili eldeki dava dosyasında İstanbul 6. Asliye Ticaret mahkemesinin az yukarıda bahsi geçen kararında belirtilen ve geriye kalan 1.841.393,36 TL alacağın tahsili için ek dava açmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarının eldeki dava açısından kesin delil teşkil ettiği yönünde değerlendirme yapılmış ve bu raporlar doğrultusunda davanın kabulü yoluna gidilmiştir. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/263Esas- 2013/288 Karar sayılı dosyası incelendiğinde dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar neticesi hazırlanan ek rapor gözetildiğinde, eldeki davada öne sürülen savunma sebepleri ve istinaf konu edilen hususların incelenip karara bağlandığı görülmektedir. Somut olayda, kesinleşen kısmi davada alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazlar reddedilmiş, mahkemece alacak miktarı açıkça belirlenmiş, davalı tarafın o dosyadaki temyiz nedenleri Yargıtayca yerinde görülmemiş, temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır. Davalının rapora itirazları gerekçeli olarak değerlendirilmiş ve mahkemece davacının talep edebileceği hak ediş alacağının miktarı açıkça tespit edilmiş olup, kısmi davadaki bilirkişi raporunun eldeki dava yönünden de kesin delil niteliği kazandığı kabul edilerek, bu rapora göre hüküm kurulmasında herhangi bir usule ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının bakiye alacağının miktarı, kesinleşen kısmi davada kesin olarak belirlenmiş olup, kısmi davda hükme esas alınan bilirkişi raporları eldeki ek dava yönünden kesin delil oluşturduğundan, ilk derece mahkemesince verilen hüküm usul ve yasaya uygundur. Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 94.337,60 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30.01.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.