Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/8
KARAR NO : 2020/1461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2018
NUMARASI : 2015/612E. 2018/641K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin ticari faaliyetlerinde kullanmak maksadı ile almış olduğu 2011 model … marka … plakalı aracını davalı şirketin işletmekte olduğu otoparkın çalışanına teslim ettiğini, ancak aracın otoparktan çalınmış olduğunu, çalınan araçla ilgili olarak sigorta şirketi tarafından 176.000 TL ödeme yapıldığını, ancak aracın değerinin 220.000 TL olduğunu ve müvekkilinin sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 44.000 TL zararının mevcut olduğunu, aracın çalınması nedeniyle müvekkilinin başka bir araç kiraladığını ve bu araca da müvekkilinin 6.873 TL ödeme yaptığını belirterek, sonuç olarak toplamda 50.873 TL maddi zararın, ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu aracın bayi çıkışlı olmayıp yurt dışından bireysel olarak ithal edildiğini, aracın ithal olması nedeniyle rayiç bedelinin 220.000 TL olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aracın çalındıktan sonra bulunduğunu, buna rağmen davacı tarafın ikame bedelden yana tercihi kullandığını, bu nedenle davacı yanın kendi iradesi sonucunda yapılan ödeme nedeniyle zarara uğradığı iddiasının hukuka uygun olmadığını, davacı tarafa ait aracın çalınmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından alınan tüm önlemlere rağmen hırsızlık olayının gerçekleştiğini, bu nedenle davalı müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, ayrıca davacı tarafın üç ay boyunca araç kiralayıp bu dönemde 6.873,17 TL araç kira bedeli ödediği yönündeki iddiasının fahiş olduğunu, ayrıca davacı tarafın araç kiralamasının kendi takdiri olduğunu, dolayısıyla bu masraflardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacıya ait aracın davalıya ait otoparka bırakıldığı, aracın davalı otoparkında bulunduğu sırada çalındığı hususları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davacıya ait aracın gelen kamera görüntüleri ve savcılık dosyasına göre gündüz saatinde davacının aracını bıraktığı yerden aracın çalınması olayında, vedia sözleşmesi gereği saklamakla yükümlü olduğu malı aldığı şekliyle iade edemeyen davalı şirketin tam kusurlu olduğu, Davacının da davalı işletmede geçerli olan kurallara göre ve işletme yetkililerinin talimatları doğrultusunda aracının anahtarını üzerinde bırakmış olup kendisine atfedilebilecek kusur herhangi bir kusur bulunmadığı anlaşılmış olup söz konusu sigorta şirketinin ödemediği bakiye bedelden davalının tam sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacıya meydana gelen zarar sebebiyle Sigorta poliçesindeki şartlar doğrultusunda davacı şirkete ait aracın piyasa rayiç değerinin %80’lik kısmı için sigorta şirketi tarafından davacı şirkete yapılan 176.000,00-TL ödeme ödeme yapılmış olup sigorta türünün zarar sigortası olduğu anlaşılmaktadır. Meydana gelen haksız fiil ve aynı zamanda sözleşmeye aykırılık sebebiyle davalı gerçek zarardan sorumludur. Mahkememizce zarar hesabı konusunda alınan raporlardan ilk raporun denetime elverişli olmaması hangi kriterleri esas aldığı belli olmayıp soyut denetime elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınamamış son üçüncü bilirkişi ise yetersiz incelemeyle araç piyasa değerini hiçbir araştırma yapmadan tek cümle ile diğerini yazdığı hangi ölçütlere göre yazdığı belli olmayıp somut verilere dayanmadığı gerekçesiz olduğu anlaşıldığından hükme esas olmak üzere ikinci bilirkişi raporunun araç rayiç değerini tespit ederken Türkiye Sigorta Birliği tarafından yayınlanan listelerdeki rayiç bedel yanından günce internet ortamında satış yapan sitelerdeki verilere göre de hakkaniyetli gerekçeli rapor hazırladığından piyasa rayiç bedeli olarak ikinci raporda 19000 TL araç bedeli olarak alınmış bu defa sigortanın karşılamadığı oran 14000 TL olarak bulunmuş olup talebin fazlaya ilişkin olan kısmı yönünden davanın reddine ve her üç raporda da araç yoksunluk bedeli 6873,17 T bulunduğundan ikinci bilirkişi raporu da uygun bulunmasına rağmen bulduğu rakam maddi ata olarak değerlendirilmiş böylece oluşan gerçek zarar olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile eksik araç bedeli olan 14.000 TL’nin ve araç mahrumiyet bedeli olan 6.873,17 TL’nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi, …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul-kısmen reddine; eksik araç bedeli olan 14.000 TL’nin ve araç mahrumiyet bedeli olan 6.873,17 TL’nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; İlk derece mahkemesinin aracın değerinin ve zarar miktarının tespit edildiği bilirkişi raporlarını değerlendirirken açıkça hataya düşerek, yoğun itirazlara konu olan ikinci bilirkişi raporunu hükme esas aldığını,Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TSB değerlerinin hatalı gösterildiğini, davaya konu aracın çalınma tarihi itibariyle yayınlanan TSB değerinin 220.500,00 TL olduğunu,Sigorta şirketi tarafından, davaya konu aracın poliçesi kapsamında 176.000,00 TL ödenmiş olmasının sebebinin de sigorta şirketi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ekspertiz raporunda aracın rayiç değerinin en az 220.000,00 TL olarak belirlenmiş olması ve taraflar arasındaki poliçe kapsamında araç rayiç bedelinin yaklaşık %80’nin sigorta şirketi tarafından karşılanacağının teminat altına alınmış olması nedenlerinden kaynaklandığını, Davaya konu araç için çalınma tarihi itibariyle … tarafından açıklanan 220.500,00 TL bedelin dahi aracın gerçek piyasa rayiç değerini yansıtmamakta olduğunu, aracın gerçek değerinin, … tarafından açıklanan 220.500,00 TL’den çok daha yüksek olduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen bedelin, … değerinin dahi altında kaldığını, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hangi hukuki ve bilimsel ölçütler esas alınarak hesaplama yapıldığının yer almadığını. raporda, hangi gerekçeye dayanılarak, 2017 değeri 284.000 TL olarak belirtilen aracın, 2014 değerinin 190.000,00 TL gösterildiğinin anlaşılamadığını , hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya kaynak olarak kullanılan farklı iki internet sitesi verilerinin hukuken veya istatistiksel olarak uyuşmazlığın çözümü noktasında bağlayıcı kabul edilemeyeceğini, ikinci el araç piyasasının oldukça geniş bir piyasa olduğunu, bu sektörde faaliyet gösteren yüzlerce internet sitesi ve onbinlerce satış noktası var iken bilirkişinin hangi gerekçe ve dayanaklar ile bu iki internet sitesini referans kabul ettiğinin ve yine bu referanslar üzerinden bütün ikinci el piyasası hakkında nasıl sonuca ulaşıldığının anlaşılamadığını, yine bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 24. maddesi kapsamında kamu tüzel kişiliğini haiz olan TSB tarafından açıklanan listelerde gösterilen bedelden daha düşük bir değere ulaşılmasının ayrıca izah edilmesi gerekecek bir başka husus olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda , dayanak olarak kullanılan internet sitelerden seçilen araçların hangi kriterler kullanılarak seçildiğini, bilirkişi raporunda yer almayan ancak dayanak iki internet sitesinde ilan edilmiş başka araçlar varsa bunların neden bilirkişi raporundaki listeye dahil edilmediğinin raporda açıklanmadığını, kaldı ki bilirkişinin rastgele seçtiği araçların kilometre durumları dışında fiyatlarını etkileyen diğer faktörlerin hiç göz önüne alınmadığını, Bilirkişi tarafından, aracın çalındığı andaki kilometresi de dikkate alınmak suretiyle …’de öngörülen asgari bedelin altında olmayacak şekilde rayiç bedelin tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda aynen belirttiği şekliyle “21.07.2014 tarihindeki piyasa rayiç değerinin 190.00 TL olacağı kanaatine varılmıştır” ifadesindeki “kanaate” nasıl varıldığının açıklanmadığını,Müvekkilininin aracın çalındığı dönem ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeye kadar olan dönemde kiraladığı araç için hükme esas alınan bilirkişi raporunda araç yoksunluk bedeli olarak halihazırda faturalar ile sabit 6.873,17 TL gideri fazla bularak 6.600 TL’nin uygun olacağı yönünde ifadelere yer verdiğini, bilirkişinin hangi sebeple ve objektif veriyle, üstelik faturalı kira bedeli ortadayken 273,17 TL tutarında tenkise gittiğinin anlaşılamadığını,İkinci bilirkişi raporundaki hata ve eksiklere rağmen alınan üçüncü raporun ise tamamen müvekkili şirket lehine olduğunu, mahkemenin de üçüncü kez rapora gitmesini gerektiren tüm eksikleri ve hatalı verileri açıklığa kavuşturduğunu, buna rağmen hatalı ve eksik ikinci rapora dayanarak hüküm tesis edilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, saklama sözleşmesi uyarınca davalıya ait otoparka teslim edilen ve oradan çalınan aracın gerçek değerinin, kasko dışı kasko sigortacısı tarafından ödenen tutardan daha fazla olduğu iddiasıyla aradaki değer farkının tahsili ve araç bedelinin dava dışı sigorta şirketi tarafından ödendiği tarihe kadar piyasadan kiralanan ikame araç kira bedelinin tahsili istemleriyle açılmış bir tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince davacının araç kiralama bedeline ilişkin talebinin tümü kabul edilmiş olup davalı tarafça bu hususta herhangi bir istinaf başvurusu yoktur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamına göre, davacıya ait … plaka sayılı, … marka aracın, davalının işlettiği otoparktan, 21.07.2014 tarihinde çalındığı, çalınan araç için davacının kasko sigortacısı dava dışı … A.Ş tarafından yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda aracın değerinin 220.000,00 TL olarak belirlendiği, poliçe hükümleri uyarınca %20 oranında (44.000,00 TL) muafiyet uygulanarak davacıya, 11.11.2014 tarihinde, 176.000,00 TL ödeme yapıldığı ihtilafsızdır. Davcı aracın gerçek piyasa değerinin 220.000,00 TL olduğu gerekçesiyle aradaki fark olan 44.000,00 TL zararı davalıdan talep etmektedir. Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 05.09.2013 tarihli cevabı yazısında, … plakalı aracın 21.07.2014 tarihinde çalınmış olduğundan bahisle kayıtlarına çalıntı şerhi düşüldüğü görülmektedir. Sigortalı aracın çalındıktan bir müddet sonra hasarlı olarak bulunmuş ise de kasko sigorta tazminatını ödeyen dava dışı sigorta şirketine aracın mülkiyeti devredilmiş olduğundan, aracın davacıya teslimi söz konusu değildir. Dosya içerisindeki müşteki … Bahçelievler polis amirliğine vermiş olduğu ifadesinde, … Şti. adına tescilli … plakalı 2011 model dava konusu aracın 21.07.2014 günü çalıştığı hastanenin otoparkında iken çalınmış olduğunu beyan etmiştir.Dosya içerisindeki genişletilmiş … Kasko Sigorta Poliçesi başlıklı belgede, … Şti.’nin sigortalı ve sigorta ettiren sıfatının bulunduğu, sigortalı aracın plakasının … olduğu, aracın hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alındığı, bu poliçe ile teminat altına alınmış aracın kanunen geçerli bir belge karşılığında gözetim, bakım ve onarım amacıyla teslim edildiği otopark, oto yıkama, tamirhane gibi işletmelerden çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya ve hasarlar, sigortalının yasal sorumluları hakkında cezai bir tahkikat başlatması durumunda hasar tutarının %80 i sigortacı, %20 si sigortalının üzerinde kalmak koşuluyla teminat kapsamındadır şeklinde ibare bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde … tarafından …. Şti. adına keşide edilen 08.10.2014 tarihli 2.303,93 TL tutarlı, 08.08.2014 tarihli 2.280,20 TL tutarlı, 08.08.2014 tarihli 2.288,95 TL tutarlı araç kira bedeli açıklamalı faturalar mevcuttur. …Bankası A.Ş. ‘ne a ait 21.11.2014 tarihli dekontta, gönderen … A.Ş, alıcı … Şti. şeklinde gösterilmekle, aktarılan tutarın 176.000,00 TL olduğu, açıklamanın hasar no 10/340934 şeklinde belirtildiği ve 220.000,00 TL’nın %80’inin … tarafından ödenmiş olduğuna ilişkin el yazısı ile ibare bulunduğu görülmektedir. Bakırköy ….Noterliği’nin 03 Şubat 2015 tarihli … sayılı ihtarnamesinde keşide edenin … Şti., muhatabın …. Şti. olduğu, söz konusu ihtarname ile keşide edene ait 2011 model … plakalı aracın 21.07.2014 tarihinde araç sürücüsü doktor … tarafından Bahçelievler … Hastanesinin anlaşmalı vale çalışanına ruhtası ve anahtarı ile teslim edildiği, aracın anahtar dolabından anahtar çalınmak suretiyle hırsızlandığı, sigorta şirketine başvuru üzerine araç değerinin 220.000,00 TL olarak belirlenerek değerin sadece %80’ıne tekabül eden 176.000.,00 TL tutarındaki kısmının keşide edene ödendiği, sonuç olarak şimdilik 44.000,00 TL ve kiralık araç tahsis edilmesinden kaynaklı olan 3 aylık araç kiralama bedeli olan 6.600,00 TL’nin birlikte tahsilinin istendiği anlaşılmıştır. Bakırköy …Noterliği’nin 12.02.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde, ihtara cevap verenin … Şti, muhatabın … Şti. olduğu, ihtarname içeriğinin irdelenmesinde; … tarafından önceden keşide edilen ihtarnamede araç bedeli 2200.000,00 TL olarak bahsedilmekle, bu bedelin kabul edilemeyeceği, müvekkili tarafından yapılan aracın 170.000,00 ila 180.000,00 TL aralığında değerinin olduğunun tespit edildiğini, kasko şirketinin de kabulünde olduğu gibi 176.000,00 TL ödemede bulunulduğu, ayrıca keşidecinin 6.600 TL araç kiralama bedelinin talep etmesinin hukuki dayanağının olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Bakırköy 28.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/160 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin … , şüphelilerin Suriye uyruklu kişiler olduğu ve suçun adet gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık şeklinde nitelendirildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesinin ara kararı gereği bilirkişiler Makine Mühendisi … ve hukukçu … tarafından hazırlanarak dosyaya ibraz edilen 11.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda, aracın 25.12.2014 tarihli teslim tesellüm tutanağı uyarınca … Suriye plakası takılı vaziyette bulunarak … isimli şahsa teslim edildiğinin anlaşıldığı, otopark yetkilisine teslim edilen anahtarların, anahtar panosunu açık bırakılmak suretiyle çalınmasına sebebiyet veren davalının yanında istihdam ettiği otopark görevlisinin tam kusurlu olduğu yönde değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak, sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 25.000,00 TL’lik kısmın ve araç kira bedeli olan 6.873,17 TL’nin davacı yana ödenmesinin uygun olduğu yönünde kanaate varılmıştır. Makine Mühendisi … ve hukukçu … tarafından hazırlanan 30.01.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, dosya içerisindeki 2014/2840 nolu ekspertiz raporuna atıf yapılarak söz konusu raporda aracın rayiç değerinin 190.000,00 TL ila 230.000,00 TL arasında ikinci el değeri olduğundan söz edilerek aracın değerinin 220.000,00 TL olarak sabitlenmediği, dolayısıyla kök raporda belirlenen 25.000,00 TL’lik rakam ve 6.873,17 TL tutarındaki rakamın kadri marufunda olduğu yönünde tespit yapılmıştır. Bilirkişi Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 11.07.2017 tarihli raporda, Türkiye Sigorta Birliği tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan piyasa rayiç bedeli, www…..com ve www…..com’dan satışa sunulan araçlar incelenerek mukayese yapmak suretiyle ortalama bir rayiç bedelin belirlendiği, fakat aracın çalınma tarihi olan 21.07.2014 tarihine ait piyasa tarihinin bu internet siteleri üzerinden geriye dönük olarak inceleme imkanı bulunmadığı, bu durumda aracın rayiç bedelinin tespiti istenen tarihte … tarafından yayınlanan listelerden alınarak TSB tarafından yayınlanan listelerde belirtilen değerlerin www…..com ve www….com ‘da belirtilen değerlerle mukayese edilerek belirlenebileceği, söz konusu aracın çalınma tarihi olan 24.017.2014 tarihindeki … tarafından yayınlanan listedeki piyasa rayiç değerinin 197.340,00 TL olarak gösterildiği, raporun düzenlendiği 10.07.2017 tarihinde … tarafından yayınlanan listelerde aracın rayiç değerinin 284.357 TL olarak gösterildiği, raporun düzenlendiği 10.07.2017 tarihinde www…..com ve www…..com siteleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda dava konusu araç ile aynı olan 2011 model … marka araçların satış bedellerinin tespit edildiği, bu şekilde 18 adet araç bilgisinin rapora işlendiği ve sonuç olarak 10.07.2017 tarihindeki ortalama bedellerinin 264.250,00 TL olarak görüldüğü, bu bedelin TSB tarafından yayınlanan listedeki rayiç bedelin altında olduğunu, sonuç olarak dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 190.000,00 TL olacağı, araç kiralama bedelenin 6.600,00 TL olarak talep edilmesinin kadri marufunda olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. 10.07.2017 tarihli celsede verilen ara karar gereğince davacının araç yoksunluk bedeli değerlenirken varsa dosyaya sunulmuşsa yakıt giderleri gibi giderlerinin de dikkate alınarak bu giderlerde düşüldükten sonra yoksunluk bedelinin hesaplanması hususunda ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. 29.09.2017 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda, yakıt giderlerinin göz önüne alınması hususunun sadece ticari araç kullanımında geçerli olduğunu, ayrıca aracın yakıt giderinin kilometreye, trafik durumuna, kullanan kişiye göre değişeceğinden hesaplanmasının mümkün olmadığı, araçtaki amortisman giderlerinin sadece aracın onarımı söz konusuysa yani kilometre yapmıyorsa uygulama bulabileceğini, ancak somut olayda araç çalan kişi tarafından kullanıldığı için amortisman giderlerinin de dikkate alınamayacağı değerlendirilmiştir.İlk derece mahkemesi 05.02.2018 tarihli celsedeki ara kararında, aracın çalınma ve dava tarihi itibariyle ve rapor tarihi itibariyle ikinci el piyasa rayiç değerlerinin tespit edilerek sigorta şirketinin ödediği bedellerde dikkate alınarak davalının bunun dışında davacıya ödemesi gereken bir bedel bulunup bulunmadığı, varsa bedel miktarı tespiti ayrıca araç yoksunluk bedelinin tespiti yanında davalı vekilinin aracın ithal araç olması savunması sebebiyle dosyadaki belgeler değerlendirilerek aracın ithal olmasının piyasa rayiç değerine etkisi olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla konusunda uzman yeni bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesine karar vermiştir.27.04.2018 tarihli bilirkişi makine yüksek mühendisi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda, aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin 220.000,00 TL olmasının yerinde olduğu, her ne kadar aracın değeri sigorta şirketince 170.000,00-180,000,00 TL olarak kabul edilmiş ise de bu değer azalmasının sigorta sözleşmesinin mahiyeti gereği olduğu, dosya içerisinde davaya konu aracın … veya bireysel ithal olduğu ile ilgili bir bilgiye rastlanmadığı, genişletilmiş … Sigorta Kasko poliçesinde sigorta şirketin aracın çalınması durumunda hasar tutarının %80’ini ödeyeceğini kabul etmekle 176.000,00 TL ödeme yaptığını, netice olarak davalının eksik kalan 44.000,00 TL’den sorumlu olduğunu, aracın yoksunluk bedeline ilişkin araç kiralama süreleri ve dekont tarihleri göz önünde bulundurulduğunda 6.873,17 TL’nin rayicinde olduğunu yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan Prof.Dr…. tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre; çalınan ancak daha sonra bulunan ve davacıya teslim edilen araç nedeniyle çalınma durumundan dolayı söz konusu aracın çalınma tarihi olan 24.17.2014 tarihindeki TSB tarafından yayınlanan listedeki piyasa rayiç değeri ve raporun düzenlendiği 10.07.2017 tarihinde TSB tarafından yayınlanan listelerde aracın rayiç değeri tespit edilmiş raporun düzenlendiği 10.07.2017 tarihinde www…..com ve www…..com siteleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda dava konusu araç ile aynı 18 adet araç ortalama bedellerinin 264.250,00 TL olarak tespit edilmekle bu bedelin 10.07.2017 tarihinde TSB tarafından yayınlanan listedeki rayiç bedelin altında olduğu, sonuç olarak dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 190.000,00 TL olacağı, araç kiralama bedelinin 6.600,00 TL olarak talep edilmesinin kadri marufunda olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporları dosya içerisindeki kiralama bedeline ilişkin faturaların toplamını kadri marufunda olarak değerlendirmiştir. Hükme esas alınan 11.07.2017 tarihli raporda faturaların toplamında maddi hata yapıldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince dava dilekçesindeki talep gibi bu husustaki davanın kabulü yoluna gidilmiştir.Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerleri esas tutulur. Rayiç değer için esas alınacak referansa veya rayiç değeri belirleme yöntemine poliçede yer verilir. Bu yönde bir referans belirlenmemişse veya bu belirleme somut değilse Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değere ilişkin liste esas alınır.Ancak somut uyuşmazlıkta sigorta poliçesi davacı ile dava dışı sigorta şirketi arasında geçerli olmakla elbetteki eldeki davanın tarafları açısından bahsi geçen sigorta poliçesinin bağlayıcılığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Ancak az yukarıda bahsedildiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın rayiç değeri hesabı iki internet sitesindeki farklı kilometrelerde bulunan araçlar gözönünde bulundurularak ve Türkiye Sigorta Birliğince belirlenen değerin rapor tarihi olan yıl verileri üzerinden yapılmak suretiyle belirlenmiştir. O halde bu raporda tespit edilen kriterler gözönüne alınarak hüküm kurulması usule aykırı olmuştur.Somut uyuşmazlığın çözümünde yapılması gereken, aracın olay tarihi itibariyle rayiç değerinin tespit edilmek suretiyle sonuca ulaşılmasıdır. Dosya içerisindeki Kasko Ekspertiz Raporunda, aracın rayiç bedeli 190.000 TL ile 230.000 TL arasında belirlenmiştir. Sigorta şirkence aracın değeri 220.000,00 TL olarak kabul edilmiştir, Makine Mühendisi … ve hukukçu … tarafından hazırlanan 30.01.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, dosya içerisindeki 2014/2840 nolu bahsi geçen ekspertiz raporuna atıf yapılarak söz konusu raporda aracın rayiç değerinin 190.000,00 TL ila 230.000,00 TL arasında ikinci el değeri olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. 27.04.2018 tarihli Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda, aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin 220.000,00 TL olmasının yerinde olduğu, her ne kadar aracın değeri sigorta şirketince 170.000.,00-180,000,00 TL olarak kabul edilmiş ise de bu değer azalmasının sigorta sözleşmesinin mahiyeti gereği olduğu sonucuna varılmıştır. … Bankası A.Ş ‘na a ait 21.11.2014 tarihli dekontta ekspertiz raporu neticesi tespit edilen 220.000,00 TL tutarındaki rayiç bedelin %80’ine tekabül eden tutarın dava dışı … tarafından ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesi, 2014/2840 nolu ekspertiz raporu, 30.01.2017 tarihli bilirkişi ek raporu ve 27.04.2018 tarihli rapor hep birlikte gözönüne alındığında, farklı kişilerce düzenlenen sözkonusu raporların birbirini doğrular nitelikte olduğu, sonuç olarak aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 220.000,00 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği, zira dosya içerisindeki bahsi geçen bu üç raporun da bu sonucu destekler nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde araç rayiç bedeline ilişkin davasında aracın değerini 220.000,00 TL şeklinde göstermiş ve sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 44.000,00 TL zararı talep etmiştir. …Bankası A.Ş ‘na ait 21.11.2014 tarihli dekontta, dava dışı … A.Ş, tarafından 176.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tüm dosya kapsamına ve birbirini destekleyen bilirkişi teknik tespitlerine göre, aracın hırsızlık tarihindeki gerçek piyasa değerinin 220.000,00 TL olduğunun kabulünün gerektiği, sigorta şirketinin yaptığı 176.000,00 TL’lik ödeme bu tutardan düşüldüğünde, davacının araç değer farkı olarak 44.000,00 TL talep etmekte haklı olduğu sonucuna varılmış ve davacı vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle haklı bulunmuştur. İlk derece mahkemesi, ikame araç kira bedellerine ilişkin davacının tazminat talebinin tümünü kabul ettiğinden, bu tazminat kalemi istinaf incelemesin konu değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kabulü ile araç bedeli farkı olan 44.000,00 TL ve araç mahrumiyet bedeli olan 6.873,17 TL olmak üzere toplam 50.873,17 TL alacağın, 12.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Alınması gereken 3.475,14 TL harçtan peşin alınan 868,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.606,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından yapılan 900,59 TL harç gideri ile ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olan 2.220,00 TL masraf olmak üzere toplam 3.100,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.413,51 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Bakiye gider avansı bulunması halinde, yatıran tarafa iadesine,6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde, kendisine iadesine,b-Davacı tarafından harcanan 39,00 TL posta ve tebligat gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 137,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf yargılaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,10-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.12.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.