Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/796 E. 2021/428 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/796
KARAR NO : 2021/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2018
NUMARASI : 2016/984 E.2018/1052K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin uluslararası nakliye işiyle iştigal ettiğini, davalının ise taşıma sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirket ile davalı arasında 26.05.2012 tarihinde yapılan anlaşma gereğince davacı firmanın müşterisi olan Horizon Hızlı Tüketim Ürünleri pazarlama firmasının ürünlerini taşıma konusunda anlaşmaya vardıklarını, davalı tarafından bir kısım ürünlerin hasarlı olarak teslim edildiğini, davacı tarafından hasarlı olan ürünlere ilişkin olarak fatura düzenlendiğini ve davalı tarafla yapılan tüm yazılı ve sözlü görüşmeler neticesinde herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın söz konusu takibe yine kötü niyetli olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, söz konusu itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasın yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili savunmasında özetle; öncelikle müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, sözleşmede yer alan malları teslim alan sürücünün müvekkili şirketin yetkilisi konumunda olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinin ekinde sunulu İzmir 13. Noterliğinin 11.04.2017 tarih, …nolu ihtarnamesi ile yaptığı taşımalar karşılığında malları teslim ettiğini, mallarda herhangi bir zarar, hasar veya eksik bulunduğuna ilişkin tutanağın mevcut olmadığını, yine yasal süresi içerisinde taraflarına ayıp ihbarının yapılmadığını belirterek neticeten; usul ve yasaya aykırı haksız davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki dava konusu 24/05/2016 tarihinde, İstanbul 37. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla, 13.377,42 TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatılması sebebiyle, davalı yanın takibe itiraz etmesi sonucu, davacının itirazın iptali davası açtığı, davacı yan tarafından davalı yana takibe konu 31.12.2012 tarihli 627502 no.lu “Pasifik 54784 nl. Ft. İstinaden Yansıtma bedeli açıklamalı” 12.940,03 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olduğu , düzenlenen fatura davacı yan 2012 yevmiye defterinin 437637 no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı olduğu, dava konusu fatura ile ilgili olarak davalı tarafından 11.04.2014 tarihinde… Yevmiye numarası ile İzmir 13. Noterliğinden ilgili faturayı kabul etmediklerine dair davacı yana ihtarname gönderildiği, davacı tarafından dava dosyasına sunulmuş olan 26.05.2012 tarihli ek:3 numaralı yük anlaşması örneğinin üzerinde yapılan incelemede davalı firmanın imza ve kaşesine rastlanmamış olup söz konusu anlaşmada …isimli kişinin imzasının bulunduğu, taşıma işlemlerinin 26.05.2012 tarihinde yaptırıldığı malların teslimi anında malların bozulmuş yada zarar görmüş olduğu yönünde herhangi bir tutanak düzenlenmediği yada davalıya 8 gün içerisinde herhangi bir ihtarın yapıldığına dair dava dosyası içerisinde herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, dosyanın incelenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporunda; davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2012 – 2013 – 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, takibe konu 31.12.2012 tarihli 627502 no.lu “Pasifik 54784 nl. Ft. İstinaden Yansıtma bedeli açıklamalı” 12.940,03 TL tutarlı faturanın davacı yan 2012 yevmiye defterinin … no.lu yevmiye maddesinde kayıtlı olduğu, taşıma işlemlerinin 26.05.2012 tarihinde yaptırıldığı malların teslimi anında malların bozulmuş yada zarar görmüş olduğu yönünde herhangi bir tutanak düzenlenmediği yada davalıya 8 gün içerisinde herhangi bir ihtarın yapıldığına dair dava dosyası içerisinde herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 25.07.2014 takip tarihi itibariyle takibe konu 31.12.2012 tarihli 627502 no.lu faturadan dolayı 12.940,03 TL asıl alacaklı olduğu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 25.07.2014 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği tespit ve rapor edildiği; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkmesine yazılan talimat ile davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan 07/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacının takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edemeyeceği, davacı tarafından noterden ihtarname gönderilmek sureti ile dava konusu faturanın kabul edilmediğinin davacı tarafa bildirildiği, taşıma sözleşmesinde davalı firmanın imza ve kaşesinin bulunmadığı ve teslim edilmiş olan mallar ile ilgili olarak TTK’ nun 23. Maddesinin c bendine göre de yasal süreleri içerisinde ayıplı mal bildiriminde bulunulmamış olması sebebiyle davalının davacıya borçlu olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın reddine, yasal koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Davaya konu icra takibine taraflarınca yapılan itirazın haklı olduğunun ilk derece mahkemesi hükmü ile sabit olduğunu, davacı tarafça kötü niyetle açılmış olan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi nedeni ile İİK’nın 67/2. maddesi gereği %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu yönden ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kötü niyet tazminatı yönünden düzeltilmesine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, taşıma sözleşmesine konu emtianın ayıplı teslim edilmesi sebebiyle keşide edildiği söylenilen yansıtma faturasından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine, davanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde ve sadece kötü niyet tazminatı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya esas icra dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Lojistik A.Ş., borçlunun … Ltd.Şti, takibe konu alacağın 13.377,42 TL takip sebebinin ise 31.12.2012 tarihli 627502 nolu fatura olduğu anlaşılmaktadır. Borçlu vekili icra dosyasındaki itirazında, müvekkilinin adresi Sarnıç/Gaziemir olduğundan İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek, asıl alacağa ve faize itiraz etmiş, karşı tarafa borcu olmadığını öne sürmüştür. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında, talimat yoluyla davalının ticari defterlerinin incelenmesi için 07.08.2017 tarihli bilirkişi raporu alınmış, dava konusu faturanın davalı tarafından ihtarname gönderilmek suretiyle iade edildiği, davaya konu taşıma sözleşmesinde davalı firma imza ve kaşesinin bulunmadığı, teslim edilmiş mallar ile ilgili yasal süreler içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı sebepleriyle davalının davacıya borçlu olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince davacının ticari defterlerinin incelenmesi hususunda 16.07.2018 tarihli bilirkişi raporu alınmış, takibe konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, malların teslim anında hasar görmüş olduklarına ilişkin tutanak düzenlenmediği veya bu hususta davalıya bir ihtarname gönderilmediği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince dosya içerisindeki bilirkişi raporları esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili haksız ve kötü niyetli takibe rağmen davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminat talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi kötü niyet tazminatı talebini reddetmiş olup davalının istinaf başvurusu sadece kötü niyet tazminatına ilişkindir.İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilebilmesi için takibin haksızlığı yanında ve ayrıca icra tekibine girişmekte davacının kötü niyetli olduğunun da kanıtlanmış olması gerekir. Somut olayda davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamı itibariyle davacının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından, kötü niyet tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.01.04.2021
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.