Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/79 E. 2020/1035 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/79
KARAR NO: 2020/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
NUMARASI: 2016/257 Esas – 2017/854 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, davalı banka tarafından müvekkilinin iş bu hesabından 02.03.2015-30.06.2015 tarihleri arasında müteaddit defalar “komisyon fark tahsili ” adı altında 12.338,41 TL kesinti yapıldığını, davalı banka ile yapılan e-mail yazışmaları neticesinde kesintilerin komisyon bedellerinin vadesiz mevduat karşılığı çalışan üye işyerlerinden, vadesiz mevduat ortalamasının tutmaması sonucu tahsil edilmesi gereken tutarlar olduğu bilgisinin verildiğini, ancak müvekkili ile banka arasındaki üye işyeri anlaşmasının yıllar önce yapıldığını ve bu tarihe kadar müvekkil hesabından bu yolla hiçbir kesinti yapılmadığı gibi müvekkiline kesinti yapılabileceği yönünde hiçbir bildirim de yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin banka hesabından kesilen 12.384,41 TL’nin müvekkili şirkete iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaca yapılan sözleşme hükümleri ve yasalara uygun bir şekilde komisyon tahakkuku yapılarak davacı hesaplarından kesinti yapıldığını, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi hükümlerine göre, sözleşmede belirtilen ücret ve komisyonlardan ayrı olarak işyeri bazında veya kullandırılan cihazlar için ayrı ayrı olmak üzere sabit ücret, cihaz kirası, kullanım ücreti, iletişim ücreti ve benzeri ücret veya komisyonun talep edilebileceğini, sözleşmede banka kartları ile yapılacak cironun bankadaki vadesiz hesapta bir süre bekletilmesi veya hemen çekilmesine ilişkin olarak farklı ücret belirlendiğini, müvekkilince davacının hesabından kesinti yapıldığını, ancak bankaca kesintinin yapılmasında kullanılan programın eksik hesaplama yaptığının anlaşılması üzerine davacının hesabından eksik kesinti yapıldığının belirlendiğini, imzalanan sözleşme ve ek sözleşme uyarınca davacının hesabında aylık ciroyu karşılar mevduatın olmaması halinde alınması gereken komisyonun sözleşmede belirlenen miktardan eksik alındığının tespiti üzerine, davacının hesabından sözleşmeye uygun tahsilatın yapıldığını, müvekkilinin TTK’nun 22 ve Bankacılık Kanunu’nun 144.maddeleri ile diğer mevzuat hükümleri uyarınca ücret veya masraf isteme hakkına sahip olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “… Somut olayda hukuki ihtilaf daval yanca yapılan ‘komisyon fark tahsilatı’ kesintisinin yerinde olup olmadığı, iadesi gerekip gerekmediği noktasındadır. Davacı ile davalı banka arasında varlığı ihtilaflı olmayan kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunmaktadır. Davacının bu sözleşme kapsamında kararlaştırılan komisyon tutaranı bankaca mahsup edilerek kalan miktarın hesabına geçirilmesi şeklinde bir usulde uzun yıllardır çalıştıkları da sabittir. Bankanın savnmasına göre ‘bilgisayar sisteminin son üç yılda kesintileri eksik hesaplayarak mahsup işlemini yaptığının anlaşılması karşısında eksik komisyonun topluca tahsilinin yapıldığı ‘ beyan edilmiştir. Her iki taraf da taicir olup davalı banka ise diğer tacirlerden daha ayrıcalıklı şartlarda ve kendisine tanınan imtiyazlarla ‘ paranın ticaretini’ yapmaktadır. Sözleşmede ve eki belglerde davalının davacının işlemleri için ne miktar komisyon keseceği yazılı değildir. Davalı banka kendi sistemine göre komisyonunu keserek kalan bedeli davacının hesabına yatırmıştır. Bu durumda bilgisayar sistemlerine davalı yanca tek taraflı irade ile girilen oranın hatalı olması veya sistemsel hatalar blunması ortada kararlaştırılmış bir oran da olmadığına göre artık tamamen davalı bankanın tek taraflı ve tam kusurudur. Bu durumu davacı yana rücu etmesi mümkün değildir. Sözleşmede ne bir komisyor oranı ne de hesapta aylık ciroyu karşılar mevduat bulunması gibi hibir yazılı düzenleme ve sözleşme maddesi de bulunmadığından yapılan kesinti sözleşmeye uygun değildir. Yapılan kesintinin denetlenmesi açısından alınan bilirkişi raporu da bu görüşü destekler mahiyettedir.Bu nedenle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” Gerekçesiyle davanın kabulüne, 12.384,41 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNDE; Taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözleşmesinde tarafların edim ve yükümlülüklerinin ayrıntılı bir şekilde düzenlenerek harcamaların firmaya ödenmesinde uygulanacak prensiplerin belirlendiğini, buna göre, POS cihazı kullanılarak yapılan mal ve hizmet alımlarının bedellerine ilişkin tutarların bu madde ve sözleşmenin XII bölümünde belirtilen şartlarda ödeneceği, XII bölümünde belirtilen üye işyeri komisyonu mahsup edilmek sureti ile firmaya ödeme günü alışveriş tarihini takip eden ilk işgünü ödeme yapılacağı, firma tarafından; üye işyeri komisyonu ödemeksizin harcama tutarlarının hesaba alacak kaydedilmesi talep edildiği takdirde toplam alışveriş tutarı üzerinden XII bölümde belirtilen bloke gün sayısı sonunda ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bunun yanı sıra sözleşmede belirtilen ücret ve komisyonlardan ayrı olarak, iş yeri bazında veya firmaya kullandırılan cihazlar için ayrı ayrı olmak üzere sabit ücret cihaz kirası/kullanım ücreti, iletişim ücreti gibi adlar altında farklı ücret ve komisyonların da talep edilebileceğinin açıkça kararlaştırıldığını, sözleşme ile davacı şirketin banka veya kredi kartları ile gerçekleştirdiği cironun bankadaki vadesiz mevduat hesabında belirlenen süre ile vadesiz mevduat olarak tutulması halinde ayrı, ödemenin hemen yapılması halinde ise ayrı komisyon miktar ve oranının belirlendiğini, tacir olan müvekkilinin TTK’nun 22.maddesi ile Bankacılık Kanun’unun 144.maddesi gereğince ücret ve komisyon talep edebileceğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede komisyon ödeneceğinin kabul edildiğini, ancak davacıdan kesinti tarihine gerekli kesintinin yapılmadığını, sözleşme gereği bankanın komisyon kesintisi yaptığını, banka genel merkezinin kullandığı programının eksik kesinti yaptığının belirlenmesi üzerine aradaki farkların tahsiline başlandığını, davacının üye iş yeri ve ek sözleşmeleri gereğince mevduat hesabında aylık ciroyu karşılar mevduatın olmaması halinde ödemesi gereken komisyon masrafın tahsil edilmediğinin tespiti üzerine bankaca sözleşme hükümleri ile mevzuata uygun bir şekilde komisyon tahakkuku yaparak davacı hesaplarından mahsubunun yapıldığını, müvekkili banka sistemindeki bir hata nedeniyle eksik tahsil edilen komisyonun fark edildiğinde hemen tahsil edilmesinde usulsüzlük bulunmadığını, bankanın hatasından davacının sebepsiz zenginleşmesinin hukuken korunamayacağını, mahkemece sözleşme ile alınan ücretin hakkaniyete uygun olup olmadığının emsal banka uygulamaları dikkate alınarak belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken yerleşik yargı kararlarının tamamen aksine kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözleşmesi uyarınca davalı banka tarafından fazladan kesildiği ileri sürülen komisyon tutarının istirdadı istemine iliştindir. İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmede herhangi bir komisyon oranı veya miktarının kararlaştırılmadığını, uzun yıllar davacının hesabından komisyon kesintisi yapılarak ödeme yapıldığı, bankanın bilgisayar sisteminin son üç yıldır eksik kesinti yaptığı iddiasıyla bankaca yeniden kesinti yapılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi kapsamında, davacı bankanın kullanılan banka ve kredi kartları nedeniyle ücret ve komisyon alması kararlaştırılmıştır. Taraf beyanlarından sözleşme ilişkisi 2013 yılında düzenlenen sözleşme ve ek sözleşmelerle başlamış, 02.03.2015 tarihine kadar bankaca sözleşme hükümlerine göre kesinti yapılmıştır. Ancak, bankanın kullandığı programın sözleşme hükümlerine göre eksik kesinti yaptığının tespiti üzerine 02.03.2015 tarihinden itibaren geriye dönük işlemler nedeniyle davacının hesabından 12.384,41 TL kesinti yapılmıştır. Mahkemece asılları kasaya alınan ve bilirkişi tarafından incelenen sözleşmelerde, komisyon ve masrafların tespitine ilişkin herhangi bir hesap veya oran öngörülmemiş, bu kapsamda üye iş yerinin hesabına giren paranın aylık ciroyu karşılar mevduatı eksik olması halinde hangi oranda tahsilat yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, bankaca sözleşme hesabından yaptığı tahsilatlar dikkate alındığında ve ticari ilişkinin dayandığı sözleşmelerde oran ve miktar belirten bir hüküm bulunmadığı dikkate alındığında, bankaca yapılan kesintinin eksik olduğu kabul edilemez. Artık bankaca, geriye dönük olarak, hesaptaki cirodan kaynaklı mevduatın belli bir miktarın altından kaldığından bahisle ek kesinti yapılmasında hukuka uygunluk bulunmadığından mahkemece verilen karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin mahkeme hükmüne yönelik istinaf istemi yerinde olmayıp, istinaf isteminin HKMK’nun 353/1/b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 588,05 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.10.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.