Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/778 E. 2019/598 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/778
KARAR NO : 2019/598
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/528 Esas – 2018/524 Karar
KARAR TARİHİ: 09/07//2018
DAVA : İhtiyati Haciz
Mahkemece bonoya dayalı talep edilen ve verilen ihtiyati haciz kararına karşı yöneltilen itirazın reddi kararına karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır iştigal konusu gereği Mekke’de Turizm firmalarına toplu yemek (catering) hizmeti verdiğini, müvekkilinin bu kapsamda, borçlu Firmanın … isimli Otelde konaklayan 950 kişilik kafilesine 30.05.2016 – 12.07.2016 tarihleri arasında 42 gün boyunca sabah ve akşam olmak üzere günde iki öğün yemek tedarik ettiğini, anlaşma gereği hizmet karşılığı bedelin bir kısmının kendisine peşin ödendiğini, bakiye hizmet bedeli için ise tarafların işbu davaya konu bonoyu tanzim ettiklerini, ancak borçlu firmanın bono gereği ödemeyi yapmadığını, müvekkilinin bonoya konu borç miktarının tamamı üzerinden teminat yatıracak maddi imkanı bulunmadığından ve alacağın tahsili güçleşmekte olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL üzerinden borçlu firmanın mal ve hakları üzerine ivedi olarak ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 2018/528 D.iş sayılı, 25.05.2018 tarihli kararla; “…Borçlulardan alacağı olan toplam 30.000,00 TL üzerinden kabulüne, tahsilinin ifasınının temini bakımından, vaki isteği İİK 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunan alacak, rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine…” karar verilmiş olup, bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilince itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına dayanak senedin sahte oluşturulmuş bir senet olduğunu, müvekkilinin böyle bir senet düzenleyip imza etmediğini, senet üzerindeki imzanın müvekkilinin imzasına çok benzemekle birlikte sahte olabileceğini, eğer imza müvekkiline ait ise A4 kağıdına boş olarak işlem yapılmak üzere atılan imzanın üzerine sonradan yazıcı kullanılarak senet metnine dönüştürüldüğünü, belge incelendiğinde normal senet şeklinde olmadığının görüleceğini, senet olarak sunulan belge aslı üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yaptırılmasını, A4 üzerindeki imzanın üzeri sahtelik yapılarak senet olarak doldurulup dordurulmadığının tespitinin yaptırılmasını, ihtiyati haciz talep eden ile müvekkili arasında hiçbir alışveriş olmadığını, ticari kayıtlarda hiçbir belge ve fatura bulunmadığını, ticari defter ve kayıtlarının bu kapsamda incelenebileceğini, sahte oluşturulduğu belirtilen senetteki yetki sözleşmesinin de sahte ve geçersiz olduğunu, yetki yönünden de İnegöl Asliye Hukkuk ( Ticaret) mahkemesinin yetkili olup ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerinin beyan ederek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 25/05/2018 tarihli, 2018/524 sayılı ek kararında; “İİK. 265 maddesine göre ‘Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.(Ek fıkra: 17/7/2003 – 4949/63 md.; Değişik:2/3/2005-5311/17 md.) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.’ Bu itibarla yapılan itiraz İİK 265 madde şartları oluşmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir….” gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle: İhtiyati haciz kararına dayanak senedin sahte oluşturulmuş bir senet olduğunu, müvekkilinin böyle bir bono düzenleyip imza etmediğini, imza çok benzemekle birlikte sahte olabileceğini, inceleme yapılmasını talep ettiklerini, eğer imza müvekkiline ait ise A4 kağıdına boş olarak işlem yapılmak üzere atılan imzanın üzeri sonradan yazıcı kullanılarak senet metnine dönüştürüldüğünü, belge incelendiğinde normal senet şeklinde olmadığını, senet olarak sunulan belge aslı üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılmasını, A4 üzerindeki imzanın üzeri sahtelik yapılarak senet olarak doldurulup dodurulmadığının tespitini talep ettiklerini, itiraz eden şirket ile talep eden …’nin hiçbir alış-verişi olmadığını, ticari kayıtlarda hiçbir belge ve fatura bulunmadığını, müvekkili iş yaptığı firmalardan birinden ele geçirilen A4 kağıdının sahte bir şekilde bonoya dönüştürüldüğünü, böyle bir bono örneğinin piyasada da bulunmadığını, hile ile yapılan bu işleme yönelik itirazlarının tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceğini, ticari defter ve kayıtlarının da bu kapsamda incelenmesi gerektiğini, sahte oluşturulan senetteki yetki sözleşmesinin de sahte ve geçersiz olduğunu, yetki yönünden de ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, yetkili yerin İnegöl Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi olduğunu, itirazlarının senedin vasfına ilişkin olup incelenmesi gerektirdiğini, mahkemece bu taleplerinin irdelenmeden ret yönünde karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.İhtiyati haciz talep edenin bonoya dayalı olarak talep ettiği ve mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına borçlu yanca yöneltilen itirazın reddi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İtiraz eden bononun sahte düzenlendiğini ileri sürerek ve mahkemenin yetkisine itiraz yöneltmiştir. Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nın 294/6.maddesi uyarınca, “Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır”. HMK’nın 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür.Somut olayda ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekilince, karara dayanak bononun sahteliği yanı sıra mahkemenin yetkisine de itiraz yöneltilmiştir. İlk derece mahkemesince özellikle yetki itirazı nedenleri kapsamında deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Ortada, istinaf denetimi yapılabilecek bir gerekçeli karar bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin bu değerlendirmeyi yeniden yapması sağlanmalıdır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa dair istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin 09.07.2018 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ihtiyati hacize itirazın gerekçeli olarak yeniden değerlendirilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu itirazın reddine ilişkin 09.07.2018 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3- İtiraz eden tarafça yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4- İtiraz eden tarafın istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 25/04/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.