Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/775 E. 2021/429 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/775
KARAR NO : 2021/429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI : 2016/1060E. 2018/973K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davaLı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin 07/09/2015 tarih ve IM197448 sayılı serbest dolaşma giriş beyannamesine istinaden dava dışı … A.G. Şirketinden ithalat gerçekleştirdiğini, peşin ithalat işlemi için ithalat bedelini davalı aracılığıyla muhataba iletmek istediğini, mal bedelinin transferinin gerçekleştirildiğinin bildirildiğini ve transfer bildirim formunun davalı banka tarafından 07/09/2015 tarihinde gümrük müdürlüğüne gönderildiğini, buna istinaden 08/09/2015 tarihinde tüm işlemlerin tamamlandığını ve malların gümrükten çekildiğini fakat sonradan bankalar arasındaki sorun nedeniyle gönderilen ithalat bedelinin geriye 16/09/2015 tarihinde davalı bankaya iade edildiğini, bu bedelin banka hesaplarında beklediğini, teknik aksaklığın giderilmesinden sonra ihracatçı firmanın …z Bank A.G. Bankasının Kassel hesaplarına 01/10/2015 tarihinde ancak gönderilebildiğini, bu gönderim sonrası davalı banka tarafından Halkalı Gümrük Müdürlüğüne 08/10/2015 tarih ve 1587 sayılı yazı yazılarak 166.420,40-TL bedelin 16/09/2015 tarihinde bankaya iade geldiğinin bildirildiğini, ancak bu yazının yazıldığı tarihte iade gelen bedelin ihracatçı firmaya transferinin gerçekleştiğini, bankanın bu bildirimi üzerine Gümrük Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine gelir eksikliği nedeniyle 16/05/2016 tarihli ve 16ET3413002597 sayılı 9.985,22 TL KKDF ve bu tutarın KDV olan 1.797,34 TL olmak üzere toplam 11.782,56 TL ek tahakkuk ve bu tahakkuka istinaden 16/05/2016 tarihli ve 16CK3413009441 sayılı KKDF’nin ceza tutarı 29.955,66-TL ve KDV 5.392,00 TL olmak üzere 35.347,68 TL’lik ceza tahakkuk ettirildiğini, bu duruma davalı bankanın kendi kusuruyla sebep olduğunu, bu bedelin davalı banka tarafından ödenmesi için Beyoğlu 24. Noterliğinden 02/09/2016 tarih ve 38421 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, müvekkilinin gümrük müdürlüğüyle yaptığı uzlaşma neticesinde bankanın kusurundan dolayı gümrük müdürlüğüne 27.202,56 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek; bu bedelin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 05/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, hatalı olan işlemin Gümrük Müdürlüğüne bildirilmesinin yasal mecburiyet olduğunu, bu nedenle bildirim yapıldığını, davacı tarafın kesilen cezaya itiraz etmesi gerekirken ödemesinde kendisinin hatalı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafından yapılan ithalat sebebiyle dava dışı … A.G. Şirketine 166.420,40-TL ödenmesi için davalı tarafa talimat verildiği, verilen talimat gereği paranın gönderilmesinde aksaklık meydana geldiği, bu paranın davalı banka tarafından muhataba ancak 01/10/2015 tarihinde gönderilebildiği anlaşılmıştır. Para bu tarihte gönderilmiş olmasına rağmen aksaklığın keyfiyeti bildirilmeksizin adeta para hiç gönderilmemiş gibi davalı banka tarafından gümrük müdürlüğüne bildirim yapıldığı anlaşılmıştır.Bu bildirim nedeniyle Gümrük Müdürlüğünün davacıya ceza kestiği ve kesilen cezadan dolayı davacının uzlaşma sonucu 27.202,56-TL ceza ödediği sabittir. Davalı tarafın, davacıya atfi kabil bir kusur bulunmaksızın transferi gerçekleştirememesi ve gümrük müdürlüğüne banka tarafından yazı yazıldığı tarih itibari ile transferin başarıyla gerçekleşmiş olması karşısında adeta hiç transfer yapılamamış gibi bildirimde bulunması davacının cezalı duruma düşmesine sebebiyet verdiğinden davacı tarafından ödenen bu cezanın davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulü gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kabulü ile 27.202,56 TL’nin, 05/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla;
Davanın husumet yokluğu sebebi ile reddi gerekirker bu husus üzerinde hiç durulmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini,
Davacının müvekkili bankanın “hatalı” olarak nitelendirdiği işlemi ilgili mevzuata uygun şekilde gerçekleştirdiğini, Gümrük ve Ticaret Müdürlüğüne bildirilmesi zorunlu olan işlemlerin davacı tarafından bildirilmediğini,
Davacının anılan cezaya itiraz etmesi gerekirken bu bedeli ve bedele dair reeskont faizini müvekkili bankadan talep etmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız talebine bağlı faiz talep etmesinin de hukuka aykırı olduğunu,Hesap ekstresi/dekontlar fatura niteliğinde olup tacir olan davacının TTK hükümleri gereğince basiretli davranarak borçlarını takip etmekle yükümlü olduğunu,
İlk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararın 1 nolu bendin ikinci satırında bildirilen 05/09/2016 tarihinin neye istinaden gözönüne alındığının ise anlaşılamadığını,
Dava kapsamında yapılan açıklamalar doğrultusunda müvekkili bankanın sorumluluğu olmadığı açıkken aksi yönde hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini,
Kurulan hüküm gereğince müvekkili banka aleyhine hükmedilen faiz, vekalet ücreti ve yargılama harçları ve diğer ad altında yükümlü kıldırılan her türlü masraftan esasen müvekkilinin sorumlu olmadığını,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, davacının banka hesabına havale ettiği ithalat bedelinin, davalı banka uhdesinde fazladan bekletilmek suretiyle ihracatçı firmaya transferinin geç yapılması neticesi gümrük müdürlüğü tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen ve itiraza uğramadan kesinleşen vergi cezasının ödenmesi nedeniyle oluşan zararın davalı bankadan tahsili talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya içerisinde Beyoğlu 24.Noterliğine ait 02.09.2016 tarihli,…y.nolu ihtarnamenin incelenmesinde, keşidecinin…Medikal … A.Ş., muhatabın …bank Genel Müdürlüğü olduğu, muhatap banka tarafından düzenlenmiş ve Halkalı Gümrük Müdürlüğüne gönderilmiş 07.09.2015 tarihli serbest dolaşıma iniş beyannamesine istinaden keşideci tarafından gerçekleştirilen ithalat bedelinin bankaya iade edildiği bildirilmiş, bunun sonucunda İdare toplamda keşideci aleyhine 35.347,68 TL para cezası tahakkuk ettirmiştir. Bedel transferinin bankalar arasındaki teknik aksaklıktan yapılamamış olduğu, ihtilat bedelinin de keşideci tarafından geri alınmadığı, teknik aksaklık giderildikten sonra ithalat bedelinin alıcının yurt dışındaki banka hesabına gönderildiği anlaşılmakta, transferin geç gerçekleşmesinde keşidecinin bir kusuru bulunmadığından, idare tarafından talep edilen tüm ek bedel ve cezaların keşideci tarafından ödenmesi durumunda ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte bankaca tazmin edilmesi talep edilmiştir. Dosya içerisinde 2016 Mayıs-Haziran dönemine ait Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ilişkin belge incelendiğinde konunun … A.Ş. olduğu, 2016 Mayıs ve Haziran dönemlerine ilişkin para cezasına ilişkin olarak belgenin düzenlendiği, ceza tutarının 35.347,68 TL olduğu anlaşılmaktadır. …bank A.Ş. genel müdürlüğünün 08.10.2015 tarihinde Halkalı Gümrük Müdürlüğüne yazmış olduğu yazıda ihtracaatcı…, ithalatçı … A.Ş., transfer tarihi 07.09.2015 transfer tutarı 166.420,40 TL olmakla bahsi geçen bu transfer tutarının yurt dışına transfer edildiği ve ilgili bedelin 16.09.2015 tarihinde bankaya iade edildiği bilgisi verilmiştir. İlk derece mahkemesince dosya içerisine kazandırılan 24.11.2017 tarihli bilirkişi raporunun emekli banka müdürü ve gümrük uzmanı bilirkişiler tarafından hazırlandığı, davacı firmanın davalı bankaya 04.09.2015 tarihinde talimat verdiği ve bu talimata istinaden 166.421,40 TL peşin ithalat bedeli olarak davalı bankadan yurt dışındaki ihtaracatçı firmanın …bankasına transfer yapılması talebinde bulunulduğu, bunun üzerine davacı firma tarafından 02.09.2015 tarihli ithalat gümrük beyannamesine istinaden 07.09.2015 tarihinde beyannamenin tescili yaptırılarak 08.09.2015 tarihinde ithal edilen malların gümrükten çekildiği, davalı banka tarafından gümrük müdürlüğüne 07.09.2015 tarihinde transfer bildirim formu gönderildiği, transfer bedelinin 15.09.2015 tarihinde davalı bankaya iade edildiği, bunan üzerine davacının 30.09.2015 tarihli talimatı gönderdiği, bu talimata istinaden davalı bankanın yurt dışı hesabına tekrar para transferinde bulunduğu ve davalı bankanın 08.10.2015 tarihli yazı ile Halkalı Gümrük Müdürlüğüne yazı yazarak bahsi geçen peşin ithalat işlemi mal bedelinin yurt dışına transfer edildiği ve 16.09.2015 tarihinde bankaya iade edildiğinin bildirildiği, taraflar arasındaki ihtilafın 16.09.2015 tarihinde bu şekilde iadeye esas olan transfer bedelinin 23 gün sonra gümrük müdürlüğüne bildirildiği ve süresi içinde davacıya bildirilmemiş olmasından kaynaklandığı, … Ticaret ve davalı …’ın Bankalar Birliğine hitaben yazdıkları 18.04.2017 tarihli yazıda, davacının yasa gereği kullanması gereken 5 günlük süreye rağmen iade edilen havale bedelinin banka tarafından davacıya bildirilmediği, 01.10.2015 tarihinde yurt dışı hesaba transfer yapıldığı ve 15 gün geçmesine rağmen ilgili kurumlara bildirimde bulunulmadığı, yurt dışı transfer gerçekleştikten sonra bedel transferi gerçekleşmemiş gibi ilgili gümrük müdürlüğüne bildirimin olması gerekenden 23 gün sonra 08.10.2015 tarihinde yapıldığı, bu sebeple gümrük müdürlüğünün cezai yaptırım uygulamasına sebebiyet verildiği, ancak bu bağlamda davacının hem banka hesap durumların kontrol etmemesi hem de davalının durumu bildirmemesi sebepleriyle hesabına iade olunan döviz tutarını takip etmediği, bankanın yaptığı eksik işlemi görmediği, yine gümrük müdürlüğünün kestiği cezayı ödeyerek itiraz hakkını kullanmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişilerce bahsi geçen bu durumdan dolayı tarafların müterafik kusuru olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak bilirkişilerce uygulanması gereken oranlar tablo halinde belirtilmiş, ödenmesi gereken toplam tutar 9.471,84 TL şeklinde bulunmakla ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu 3068 sayılı KDV Kanunu gereğince ana para üzerinden oluşan ceza miktarı 28.415,53 TL olarak tespit edilmiştir. 20.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, önceki rapordan farklı bir görüş ileri sürülmemiş olup, söz konusu ceza uygulamasında ceza durumunun tabi tutulduğu bedel ve oranlar hatalı olup yanlışlığın düzeltilmediği ve kanuni dayanığı olmayan bir cezanın kabul edilerek ödendiği kanaati açıklanmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede, davalı tarafın davacıya atfı kabil bir kusur bulunmaksızın transferi gerçekleştirmemesi ve gümrük müdürlüğüne banka tarafından yazı yazıldığı tarih itibariyle transferin başarıyla gerçekleştirilmiş olması karşısında, adeta hiç transfer yapılmamış gibi bildirimde bulunulması davacının cezai işleme maruz kalmasına sebebiyet verdiğinden, davacı tarafından ödenen bu cezadan davalının sorumluluğunun bulunduğuna dair değerlendirme isabetli ise de davacının müterafik kusurunun da tazminat hesabında dikkate alımsı gerekir.TBK’nın 112. madde gereğince, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.Somut uyuşmazlık açısından davalı banka yatırılan parayı süresinde gümrük müdürlüğü hesabına transfer etmeyerek davacının zararının doğmasına neden olmuştur. Şu halde davalı banka çalışanlarının fiili ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağı bulunmaktadır. Her işlemde basiretli bir tacir gibi davranması gereken banka, hafif kusurlarından dahi sorumludur. Hatta sorumsuzluk şartının varlığı kabul edilse dahi TBK’nın 99/2. maddesi gereğince bu şart geçersizdir. Basiretli tacir gibi davranması gerekli olan davacı taraf da kendisine ait banka hesabında meydana gelen hareketleri kontrol etmemiş ise de sonradan bedelin ödenmiş olması nedeniyle bu aşamadaki kusur ile zarar arasındaki illiyet bağı kesilmiştir. Ancak, davacının vergi hukukuyla ilgili yasal başvuruları ve itirazları yapmayarak kusurlu olduğuna dair bilirkişi tespitleri mevcuttur. Sonuç olarak, banka tarafından yurt dışı transfer gerçekleştikten sonra ilgili gümrük müdürlüğüne bildirimin olması gerekenden 23 gün sonra 08.10.2015 tarihinde yapıldığı, bu sebeple gümrük müdürlüğünün cezai yaptırım uygulamasına sebebiyet verildiği, ancak davacının da hiç bir itirazda bulunmadan sözkonusu cezayı ödeyerek idari açıdan haklarını tüketmiş olduğu anlaşıldığından, davacının zarara uğramasında hem davacı çalışanlarının, hem de davalı banka görevlilerinin kusurları mevcuttur. Tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu, kusuru taraflara eşit olarak dağıtmanın ve somut olaya ve hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, davalının zararın yarısı olan 13.601,28 TL’den sorumlu tutulması gerekirsen, tamamından sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu nedenle davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf nedenlerinin kısmen kabulü gerekmiştir.Dosyada mevcut 05.09.2016 tarihli ihtarnamenin içeriğinin temerrüt oluşturmayacağı, ödemeden sonra da başka bir ihtarname keşide edilmeksizin doğrudan dava açıldığı anlaşılmakla, temerrüt faizinin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince temerrüt faizi olarak reeskont faizine hükmedilmiş, taraflarca buna karşı bir istinaf nedeni ileri sürülmediğinden, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme ilkesi nedeniyle hükümde aynı faiz esas alınmıştır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen kabulü ile 13.601,28 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazla ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 929,10 TL harcın, peşin alınan 464,56 TL harç ile davalı tarafça hükümden sonra yatırılan 1.363,64 TL’nin toplamı olan 1.828,20 TL’den mahsubu ile artan 899,10 TL harcın, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Davacı tarafından harcanan 498,06 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-İlk derece yargılamasında yapılan posta ve tebligat gideri (ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı) toplam 1.336,30 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre hesaplanan 668,25 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Harcanmayan gider avansı kalması halinde, yatıran taraflara iadesine,
9-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;
a)Davalı tarafca yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 1.858,20 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine,
b)Davalı tarafça harcanan 98,10 TL harç gideri ile 24,00 TL posta masrafı toplamı 122,10 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
c)İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
11-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.04.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.