Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/774 E. 2021/430 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/774
KARAR NO : 2021/430
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019
NUMARASI : 2017/423E. 2019/48K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; müvekkili banka ile davalı firma arasında 15.12.2014 tarihinde AKON Projesine Özel Destek Hizmeti Alımına İlişkin Protokol imzalandığını, davalı firma aracılığıyla satışı yapılan ürünlerden satın almak isteyen müşterilerine müvekkili banka tarafından ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, söz konusu kredi tahsisinin davalı AKON bayiinin müvekkili bankaya ilettiği bilgi ve belgelere istinaden yapıldığını, … adına 01.03.2016 tarihinde davalı AKON bayi kanalıyla 36 ay vadeli, 11.200,00-TL meblağlı AKON ihtiyaç kredisi kullandırıldığını,…, söz konusu krediden 11/08/2016 tarihinde tarafına gönderilen ihtarname ile haberdar olduğunu, kredinin bilgisi dışında kullanıldığını belirterek müvekkili bankaya şikayet dilekçesi ibraz ettiğini, bunun üzerine konu ile ilgili müvekkili banka tarafından inceleme başlatıldığını ve 04/10/2016 tarihli Teftiş Kurulu Raporu düzenlendiğini, AKON ihtiyaç kredisi başvurusunun 01.03.2016 tarihinde …nolu hat ile SMS gönderilerek gerçekleştirildiğini, ilgili numaraya kredinin ön onay aldığı ve kesinleştiğine dair mesajlar gönderildiğini, kredi başvurusun ön onay almasından sonra … isimli şahsın 01/03/2016 tarihinde davalı firmaya başvurduğunu, firma ekranından kredi başvurusunun tamamlanmasının akabinde kredinin aynı gün içerisinde kesin olarak onaylandığını, davalı firmanın kredi kullandırım öncesinde ilgili şahıstan temin ettiği kimlik belgesini ve şahsın imzaladığı kredi evraklarını (bireysel bankacılık hizmetleri ve ihtiyaç kredisi sözleşmesi, ödeme planı, ihtiyaç kredisi bilgi ve talep formu ve havale talimatı) AKON sistemi üzerinden müvekkili bankanın operasyon merkezine gönderildiğini, kredi evraklarının tam ve imzalı olması neticesinde 01/03/2016 tarihinde kredi tutarının müşteri hesabına geçtiğini ve otomatik olarak davalı firmanın hesabına havale yapıldığını, ancak kredi kullandırımı öncesinde davalı firma tarafından temin edilen kredi evrakları üzerindeki imzalar ile …’in bankaya yapılan itiraz ve şikayet dilekçesindeki imzanın birbirine benzemediğinin tespit edildiğini, yine davalı firma tarafından temin edilen nüfus cüzdanının ön ve arka yüzündeki ilgili Nüfus Müdürlüğü personel imzalarının ve kimlik üzerindeki fotoğrafların farklı olduğu tespit edildiğini, kredi kullandırımı öncesinde davalı AKON bayiine ibraz edilen nüfus cüzdanına ilişkin Süleymanpaşa İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden kimliğin sahte olduğuna dair şifahen bilgi alındığını, …’in kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle kredinin usulüne ve amacına aykırı kullanıldığını, sahte evrak ve belge düzenlemek suretiyle kredi kullanarak haksız kazanç temin edildiği ortada olduğunu, bankanın uğradığı bu maddi zarardan ise davalı AKON bayiinin imzaladığı sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu, davalı tarafça yükümlülük yerine getirilmediği için haklı nedenle ve AKON sözleşmesinin hükümleri uyarınca Bakırköy 10. Noterliği’nin 29/12/2016 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, müvekkili bankanın uğradığı zararın tazmininin talep edildiğini, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, müvekkili bankanın uğradığı 11.200,00-TL’lik maddi zararın, kredinin akdedildiği 01/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır beyaz eşya-mobilya sektöründe hizmet verdiğini, müvekkili şirketin 20 yıldan uzun süredir beyaz eşya-mobilya bayiliği yapan ve bulunduğu çevrede güven duyulması sebebi ile tercih edilen bir şirket olduğunu, bugüne kadar ticari itibarını zedeleyecek herhangi bir durumla da karşılaşmadığını, tüketici tarafından hızlı ve pratik olması nedeni ile rağbet görmesi neticesinde birçok mağaza ve iş yerinin ticari yaşamda geri kalmamak ve devamlılık sağlamak adına tüketici finansman şirketleri ile çalışmaya başladığını, müvekkili şirkette bu doğrultuda tüketici finansman kuruluşu olarak davacı …Ş ile anlaşarak çalışmaya başlandığını, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme sonrasında davacı bankanın müşteri numarası, güvenlik kodu vererek müvekkili şirketi kendi sisteminde tanımladığı ve sistemine girişine izni verdiğini, tüketici almak istediği ürün için mağazaya (müvekkili şirkete) gelip bu ürünü kredi çekerek almak istediğini belirttiğinde müvekkili şirketin öncelikle tüketicinin nüfus cüzdanını kontrol ettiğini, buna göre nüfus cüzdanının soğuk damgası olup olmadığı, resmin tüketiciye ait olup olmadığı, nüfus cüzdanında tahrifat olup olmadığı veyahut tüm bilgilerin yer alıp almadığı gibi gözle görülebilecek tüm incelemeleri yaptıktan ve herhangi bir sahtelik veya kuşku uyandıracak bir durumun olmadığını tespit ettikten sonra davacının müvekkili şirkete verdiği ve müvekkili şirketi tanımlayan kod ve şifreleri davacı bankanın internet sayfasında yer alan sistemine girdikten sonra sözleşmeye göre tüketici hakkında doldurulması gereken tüm bilgileri ve alınması gereken tüm evrakları (ad-soyad, doğum tarihi, telefon, adres, tüketici adına kayıtlı bir adet fatura vs) doldurup davacıya gönderdiğini ve davacıdan onay beklediğini, davacı bankanın ise kendi veri tabanında-alt yapısında yaptığı araştırma ve incelemeler sonucunda söz konusu başvuruyu uygun bulması halinde doğrudan tüketicinin telefonuna onay mesajı göndererek kredi talebinin kabul edildiğine ilişkin bilgilendirme yaptığını, davacı şirketçe verilen bu onay mesajından sonra müvekkili şirketçe tekrar sisteme girilerek davacının onaylayarak sistemden kabul ettiği kredi miktarını, aylık ödemeyi, adres, telefon vs tüm bilgileri içerir şekilde hazır olan kredi sözleşmesini, müvekkili şirketin hiçbir yerine müdahale etmeden-edemeden sadece sistemden çıktısını almakta ve tüketiciye her sayfasını imzalatarak doğrudan davacıya göndermekte olduğunu ve davacının verdiği onaya dayanarak da tüketiciye ürünü teslim etmekte olduğunu, müvekkili şirketçe de sözleşmede yer alan yükümlülüklere harfiyen uyulduğunu, davacıya bildirilen kayıt ve bilgilerin gerçeğe uygunluğu, metinlerde, imzalarda veya tarihlerde tahrifat ve sahteciliğin olup olmadığının araştırılması hususlarında son derece dikkatli davranıldığını ve buna göre müvekkili şirketçe gerek sözleşme gerekse de ticari örf-adet kurallarına uygun şekilde yüksek özen gösterilerek araştırma yapıldığını ve sahteciliğe ilişkin bir gözlem olmaması nedeni ile davacı bankanın sistemine girişler yapıldığını, tüm bilgilerin eksiksiz şekilde davacı bankanın sistemine girilmesinden sonra davacı bankanın kredi talebine onay vermesi sonucunda müvekkili şirketten satın alma talebinde bulunulan ürün müşteriye teslim edildiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmeye müvekkil şirketçe aykırı davranılmadığını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut durum ile sözleşme hükümleri karşılaştırıldığında ve davalı mağazanın kendisine ibraz edilen nüfus cüzdanı, belge ve sair evrakları ancak gözle inceleyebileceği bunların gerçek ve doğru olduğunu teyit etme imkanının bulunmaması, davacı bankanın bu belgelerin gerçek ve doğru olduğu teyit etme konusunda davalıya göre daha çok imkana sahip olması buna rağmen davacı bankanın da sahteciliği fark edemeyip kredi kullanımına onay vermesi, kredi kullanımı konusunda davalının karar merci olmayıp sadece kredi kullanımına aracılık yapması, kredinin ancak davacı bankanın değerlendirilmesi ve onayı neticesinde kullandırılabileceği, davacı bankanın yalnızca nüfus cüzdanına dayanarak kredi kullandırdığı göz önünde bulundurulduğunda davacı bankanın zararının oluşmasında davalının herhangi bir kusuru olmadığına, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 21. maddesindeki hükmün davalı mağazanın ancak kusurlu olması durumunda işlerlik kazanabileceğine kanaat getirilmiştir. Davalının, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırılık içeren bir davranışının veya davacının uğradığı zararın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeniyle davalının zararın giderilmesi konusunda bir sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla;
Akon ihtiyaç kredisinin, müşteriye mağaza içindeyken mağaza personeli tarafından kullandırıldığını,
Somut olayda, dava-dışı üçüncü şahsın kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle kredinin usulüne ve amacına aykırı kullanıldığını, sahte evrak ve belge düzenlemek suretiyle kredi kullanarak haksız kazanç temin edildiğini, bankanın uğradığı bu maddi zarardan ise davalı AKON bayinin imzalamış olduğu sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu,
Olayda davalı AKON bayiinin kredi tutarının tamamından ve bu tutara işleyecek cezai faizden sorumlu olduğunu,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirketin dava dışı müşterisi adına sahte kimlik kullanılmak suretiyle yapılan başvuru neticesi davacı banka tarafından hataen tahsis edilen kredi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin eda davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Bakırköy 10 Noterliğinin 29.12.2016 tarihli, …y.nolu ihtarnamenin, keşide edenin …bank Yayladağ Şubesi, muhatabın …Elektrikli … Ltd. Şti., muhatap firmanın 01.03.2016 tarihinde … adıyla 11.200,00 TL ihtiyaç kredisi kullanıldığı, bankaca yapılan araştırma sonucunda … adına sahte belge kullanarak kredi çekildiği ve haksız kazanç elde edildiği, muhatap banka tarafından imzalanan Akom sözleşmesinin 21, 12, 16.maddeleri uyarınca, 10.200,00TL banka alacağının 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiştir. Dosya içerisinde ihtiyaç kredi sözleşmesi öncesi bilgilendirme formu mevcuttur. …Elektrik Ev …e Ticaret A.Ş.’nin kredi sağlayıcısı olduğu, ödenecek toplam tutarın 15.285,14 TL olduğu, müşteri olarak …’in isim ve imzasının yer aldığı, belge tarihinin 01.03.2016 olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden 31.12.2018 tarihli rapor alınmıştır. Taraflar arasında 15.12.2014 tarihli protokolün imzalandığı, protokolün 12.maddesinin incelenmesinde “Mağaza/ firmanın müşteri/firma içerisinde kullanacağı kredisine ilişkin … sisteminin gerekli gördüğü belgeler üzerideki bilgilerin doğruluğuna ve uygunluğuna azami dikkat ve özeni göstererek banka sistemine girmekle, belgelemekle ve banka sistemine girmekle yükümlüdür” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, yine 13. Maddede, “Bankaya gelecek kredi başvurularını inceleme kabul ve ret etme durumunun tamamen banka inisiyatifinde olduğu”, 21.maddede, “Mağaza/ firmanın bankaya ilettiği kredi başvuru belgelerinin orijinal belgelerdeki bilgilere uymaması nedeniyle metin veya imzalarda sıhhatsizlik, tahrifat ve sahtecilik gözlemleniyorsa orijinal belgede yer alan tarihler hatalıysa mağaza/firmanın düzenlediği faturalarda tahrifat veya usulsüzlük var ise mağaza/firma bankanın karşılaşacağı zararlara karşı bu kredilerin hiç açılmamış sayılması, bu durumda müşteri nam ve hesabına açılmış kredinin tamamı ile işleyecek cezai faizi söz konusu kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten geçerli olmak üzere hesaplanacak tutarı nakden ve defaaten ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder ”şeklinde düzenleme mevcuttur. Somut olayda müşterinin kimlik belgesi üzerinde herhangi bir gözle görülür tahrifat olmadığı, müşterinin fotoğraftaki kişi olduğu, bu sebeple davalı yanca belgelerin ilgili bankanın operasyon bölümüne gönderildiği, operasyon bölümünde gönderilen evraklarda herhangi bir tahrifat, usulsüzlük, imzalarda gözle görülür bir sahtelik bulunmadığından kredinin kullanımına onay verildiği ve kredinin davalının hesabına geçtiği, davalının kredi kullandırımı ile ilgili herhangi bir onayı olmadığından, davalının müşteriden aldığı evrakları doğrudan bankanın operasyon bölümüne gönderdiği, davalının kredi kullandırımı esnasında kredi kullanan müşteriden temin ettiği evraklarda azami dikkati göstererek müşteri ile banka arasında aracılık yaptığı, kredinin verilip verilmemesi hususunda değerlendirmenin bankada olduğu, sadece nüfus cüzdanına dayalı olarak kredi verildiğinden, tüm riskin bankanın kendisine ait olabileceği yönünde değerlendirme yapılmıştır. Dosya içerisindeki Bakırköy C. Başsavcılığının 2016/84790 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; …’ın müşteki, …’in şüpheli sıfatının bulunduğu, şüphelinin üzerine atılı suçun nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik olduğu, … isimli şahsın gerçekte söz konusu kredi başvurusundan haberdar olmadığına ilişkin beyanının mevcut olduğu, ancak … adına kredi başvurusunun 01.03.2016 tarihinde … hat üzerinden sms kanalı ile yapıldığı, bankanın AKON bayisi olan Bahçelievler İstanbul adresinde mukim Bayraktar … Şti. firmasına … sahte kimliği ile başvurulduğu, kredi başvurusu işlemlerinin firma personeli tarafından tamamlandığı, Bayraktar … Şti. yetkilisi tarafından kredi kullanım evrakının kontrol edildiği ve AKON sistemindeki ilgili kutucuklar işaretlenerek kredi onayının banka operasyon merkezine gönderildiği anlaşılmıştır. Sonrasında kredi başvurusunda kullanılan nüfus cüzdanının sahte olduğu ortaya çıkmıştır. AKON ihtiyaç kredisi, müşteriye mağaza içinde iken mağaza personeli tarafından kullandırılan, müşterinin alışveriş sepetinin kredilendirildiği bir ürün olarak, kredi başvurularının tümünün şube dışı kanallardan gerçekleştirildiği bir kredi çeşidi olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davalı şirketten ürün alımında kullanmak üzere dava dışı … adına SMS yoluyla kredi başvurusunda bulunulduğu, başvuruların SMS ile onaylanması üzerine davalıya başvurularak firma yetkilisine kimlik belgesi ibraz edilmesi ve davalının AKON sistemi üzerinde müşterilerin kredi başvurusunu görünteleyerek kredi başvurusunu tamamladığı, gerekli belgeler temin edilerek taranıp davacı bankaya gönderildiği, kredi tutarlarının aynı tarihte müşteriler hesabına geçirilerek davalı bayinin hesabına virman yapılmak suretiyle kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı, kredi kullanımına ilişkin gerekli belgeleri davacı banka şubesine süresinde teslim etmiştir. Müşteri adına ibraz edilen kimlik belgesinin sahte olması, bu madde kapsamında davalı bayinin sorumluluğunu gerektirmeyecektir. Protokolün 21. maddesinde ise bankanın zararının, kredi başvuru bilgileri ile orijinal belgelerdeki bilgi uyumsuzluğu, metin veya imzalardaki tahrifat, sıhhatsizlik ve sahtecilik bulunması ve orijinal belgelerdeki tarihlerin hatalı olması sonucunda oluşması halinde, zararın bayi tarafından giderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme, kredi başvuru evrakları ile birlikte şubeye teslim edilen dayanak belgeler arasındaki uyumsuzluğu ve belgeler üzerindeki tahrifat ve sahteciliği yaptırıma bağlanmıştır. Somut olayda ise müşterinin davalıya sunduğu belgeler ile davalının bankaya teslim ettiği belgeler arasında uyumsuzluk bulunmamaktadır. Sahte kimlik belgesi kullanılması bu madde kapsamında kalmadığından, sahte kimlik belgesi kullanılması sonucunda tahsis edilen krediden kaynaklanan zarar nedeniyle, bu düzenleme uyarınca davalının sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01.04.2021
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.