Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/770 E. 2019/600 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/770
KARAR NO : 2019/600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/57 Esas
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
DAVA : Haksız Rekabet- İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı, süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davcı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında 02.01.2013 tarih ve 00018 sayılı belge ile davalı tarafa %20 pay devri yapıldığını, % 20 hisseye sahip olan davalı taraf, Latin Amerika ve Güney Amerika ülkelerinden Türkiye’ye müşteri getirdiğini, o ülkelerin yerel acentalarla iletişim sağlayarak müvekkil şirket üzerinden Türkeye’de konaklamalarını sağladığını, turizm sektöründe bu işin … olarak adlandırıldığını, müvekkili şirket bir süredir davalının çalıştığı alanda müşteri kaybı yaşadığını, davalı tarafın hiçbir sebep olmaksızın müvekkili şirkete hisselerini devrettiğini, şirketten ayrılmak istediğini beyan ettiğini, davalının çalıştığı müşterilerden gelen taleplerin azaldığını, davalının müvekkili şirketin tüm müşterilerine müvekkili şirket ile müşteriler arasındaki ilişkiyi etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile haksız rekabet yaptığını, müvekkili şirketin mail adreslerini kullanarak müvekkili şirketin müşterileri ile iletişim kurduğunu, davalı tarafın haksız rekabet hükümlerine aykırı hareket ederek müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini, müvekkilinin bu sebeple iflas etme noktasına geldiğini, müvekkili şirketin davalı tarafından haksız rekabet yapılmadan önceki iş hacmi ile davalı tarafından yanıltıcı ve aldatıcı mailler gönderildikten sonraki iş hacmi arasında düşüş olduğunu, davalının, tüm müşterileri yanıltarak yalnızca adres ve unvan değişikliği yapıldığı izlenimi yaratmaya çalıştığını, bu şekilde davalı yan yeni kurduğu şirkete müvekkil şirketin müşterilerinin tamamını entegre etmek ve hala ortak olduğu … zarara uğratma kastı ile hareket ettiğini belirterek, davalının söz konusu mail adreslerine erişimin engellenmesini, davalıya müvekkili şirketi zor durumda bırakacak kötü niyetli davranışlarını durdurması ve müvekkili şirketin müşterilerine ulaşarak yanlış bilgilendirmeyi düzeltmesi, turizm faaliyeti gösteren bu şirketin … belgesi bulunmadığını ve yasadışı faaliyet gösterdiğinin tespiti ile …San. Ve Tic. Ltd. Şti. adlı ve ….ünvanlı Şirketin faaliyetinin durdurulmasını, davalının banka hesaplarının tespiti ile dondurulmasını ve haksız rekabetin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 07/02/2019 tarihli ara kararla; “HMK.nun 389.maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacının, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delillerini sunmadığından haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, HMK.nun 389 maddesi uyarınca” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Taraflarınca 05.02.2019 tarihinde haksız rekabetin önlenmesi ve tespiti davası açıldığını, açılan davada dilekçede ayrıntılı olarak değinildiği üzere davalının iş ve eylemlerinden kaynaklı müvekkili şirketin zarara uğradığı için tedbir talep edildiğini, tedbir talebinin somut delillere dayandığını ve dava dosyasında tüm delillerin mübrez olduğunu, 07.02.2019 tarihinde mahkeme tarafından yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı gerekçesi ile tedbir taleplerinin reddedildiğini, bu sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu,Müvekkili şirketin bir süredir davalının çalıştığı alanda müşteri kaybı yaşadığını, davalı … kısa süre önce hiçbir sebep olmaksızın müvekkili şirkete hisselerini devredip şirketten ayrılmak istediğini beyan ettiğini, bir süredir davalının çalıştığı müşterilerden gelen taleplerin azaldığının farkında olan şirket davalının da bu yönde talebi olunca araştırmalar yaptığını ve hala ortaklığı bulunan davalının, müvekkili şirketin tüm müşterilerine, müvekkili şirket ile müşteriler arasındaki ilişkiyi etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile haksız rekabet sağladığını fark ettiğini, müvekkili şirketin korunması gereken ivedi menfaati bulunduğunu, müvekkili şirketin detaylı olarak bahsedildiği üzere, müşteri kaybı yaşadığını, bununla ilgili yaklaşık ispat koşulu sağlandığını, tedbir talebinin reddolunmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin ortağının ortaklıktan çıkarılması için ayrıca dava açılacağını, bu konu ile ilgili şirket tarafından alınan karar ve genel kurul ilan metni bilahare mahkemeye iletileceğini, davalı tüm müşterilere “…’dan … dönüşüm işleminde bulunacağımızı bildirmek isterim” şeklinde mail gönderildiğini, 20 yıl önce kurulan müvekkili şirketin bundan sonra Kavalier Travel olarak devam edeceğini, …Latin Amerika pazarında bulunan müşterilere genel müdür olarak hizmet vereceğini belirten e-mail gönderdiğini, bu sebeple müvekkili şirketin Latin pazarında olan tüm müşterileri davalının muvazaalı olarak kurduğu şirket ile işlem yaptığını, müvekkili gelirinin bir kısmını sağladığı bu pazarda artık iş yapamadığını, müşterilere ulaşılmaya çalışılmış olsa da müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, müvekkili yaşadığı müşteri kayıpları neticesinde batma noktasına geldiğini, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalı, yeni kurulan şirketin mail adresleri üzerinden tüm işlemleri yürüttüğünü, bu sebeple davalının kullanmış olduğu mail adreslerine erişimin engellenmesinin zorunlu olduğunu, dosyada yaklaşık ispat koşulunu sağlayan tüm delillerin mübrez olduğunu, delillerin bir çoğunun İspanyolca’dan Türkçe’ye çevirisinin yeminli tercüman aracılığı ile yapıldığını,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir.Davacı tarafından, davalı şirket ortağının haksız rekabetinin önlenmesi ve tespiti için açılan davada ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemece ihtiyati tedbir kararının reddine yönelik olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 389. maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir, geçici hukuki korumalardandır. Davacı, davalının şirket ortağı olduğunu, TTK 613 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunu ileri sürmektedir. Davacının talep ettiği tedbirlerin, dava dışı şirketin hukukunu da etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince delillerin değişmesi halinde her zaman talep üzerine tedbir kararı verilebileceği de dikkate alındığında, davacı iddiaları yönünde yaklaşık ispatın dosyada mevcut delil durumuna göre ve davanın mevcut aşamasında henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 25/04/2019