Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/768 E. 2021/423 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/768
KARAR NO : 2021/423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
NUMARASI : 2016/590E. 2019/62K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirket ile davalıları arasında imzalanan ihracat yükleme sözleşme kapsamında davalı şirkete yurtdışı taşıma hizmeti verildiğini müvekkilinin gerçekleştirdiği taşıma hizmeti karşılığında düzenlenen faturalara ilişkin alacağın tahsiline dair Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiğini, 11/11/2015 tarihli faturaya konu taşıma işinin müvekkiline ait … plakalı araçla yapıldığını, 3.600 euro navlu bedelinin ödenmediğini, 13/11/2015 tarihli faturaya konu taşınmaz işinin müvekkiline ait … plakalı araçla yapıldığını, taşınma konusu eşyaların alıcıya teslim edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin Kayseri adresinde faaliyetine devam ettiğinden Kayseri Mahkemesinin yetkili olduğunu, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesine müvekkilinin borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından ticari ilişkinin varlığı ve alacağın tespiti konusunda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup Kayseri 2. Ticaret Mahkemesince davalının defterleri üzerindeki incelemede davalının defterlerinin usulüne uygun olarak yapılmış olduğu davalı ve davacının birbirlerine taşımacılık hizmeti verdiği davalı defterlerinde davacının düzenlemiş olduğu ve takibin dayanağı olan faturaların işlendiği davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.907,01 TL alacaklı olduğu davacı ve davalı defterleri arasındaki 24.272,95 TL’lik farkın bulunduğu bu farkın Kayseri 7. İcra Md.’nün … esas sayılı dosyasına binaen yapılan takipte davalı tarafından davacının banka hesabına gönderilen 55.000,00 TL’lik ödemenin tamamının cari hesaptan düşülmesinden kaynaklandığı ancak bu ödeme içerisinde asıl alacak miktarının 45.342 TL olup kalan miktarın icra masrafları ve faizden oluştuğu bu nedenle cari hesaptan asıl alacak miktarının düşülmesi gerektiği kanaatine varılarak takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 19.749 TL alacağı olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına reddedilen kısım üzerinden %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, …” gerekçesiyle, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında yapılan takipte itirazın 19.749 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren % 10,75 ‘i geçmemek üzere avans faizi ile takibin devamına, 19.749 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, reddedilen 9.658 TL üzerinden % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla;
Müvekkili aleyhine haksız şekilde kötüniyet tazminatına ve yargılama giderlerine hükmedilmiş olduğunu,
Müvekkilinin takip dayanağı iki adet fatura nedeniyle davalı yandan alacaklı olduğunu, davalının doğrudan icra takibine konu edilen bu faturaların bedellerini müvekkiline ödediğini ispat etmesi gerektiğini, yerleşik yargıtay içtihadının bu yönde olduğunu, Davalı defterlerinde kayıtlı olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilen takip dayanağı olan faturalara göre inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiğini,
İlk derece Mahkemesince, davalı yanın süresinde ve usulünce ileri sürdüğü takas – mahsup talebi de olmamasına rağmen, cari hesaba göre değerlendirme yapılması ve taraflar arasında başka ilişkiler nedeniyle ödenen tutarların düşülerek sonuca varılmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu,Takibe dayanak yapılan faturaların davalı yanın defterlerinde kayıtlı olduğu da bilirkişi incelemesi ile anlaşılmasına rağmen, davanın kısmen reddine karar verilmesinin, reddedilen kısım bakımından davacı müvekkilinin takip yapmakta kötüniyetli kabul edilmesinin ve aleyhinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin ve ayrıca reddedilen kısımlar bakımından davacı müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla;Müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından başlatılan haksız ve mesnetsiz takibe karşı itirazda bulunulduğunu, davacı şirkete ait faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren müvekkili şirket tarafından sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını,Dosya kapsamında sunulan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden mahkemece hüküm verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin hesaplarının borç bakiyesi vermesinin sebebinin alacaklı gözüken şirkete kesilemeyen faturalardan kaynaklandığını, Davacı şirketin işbu icra takibini kötü niyetli olarak başlattığını, somut olayda likit bir alacaktan söz edilemeyeceğini, davacının asıl alacağının %20’si oranında icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı adına keşide edilen yurt dışı eşya taşımasına dair faturaların ödenmemesi üzerine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyasının incelenmesinde: alacaklının… Turizm, borçlunun ABC Uluslararası Transport, takibe konu alacağın 22.390,92 TL olduğu, takibe dayanak olarak ihracat yükleme sözleşmesi kapsamındaki faturaların gösterildiği, itiraz eden vekilinin icra takibinde yetkili icra dairesinin Kayseri icra daireleri olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine, müvekkilinin hiçbir borcu bulunmadığından asıl borç miktarına, faize ve tüm takibe ferileri ile birlikte itiraz ettiği anlaşılmaktadır.Dosya içerisindeki ”İhracat Yükleme Sözleşmesi” isimli sözleşmenin incelenmesinde; ihracatçı firmanın … Metal olduğu, sözleşmenin ABC Uluslararası …A.Ş.’nin ihracatçı firma adına araç kiralaması ve yükle ilgili bilgileri vermesi amacıyla düzenlendiği, yükleme adresinin Melikgazi Kayseri Türkiye, boşaltma adresinin de Almanya’da bir adres olarak gösterildiği, navlun bedelinin 3600 Euro olarak belirtildiği ve ik farklı plakaya ilişkin araç bilgilerinin ve bu farklı araçların gemi girişlerinin yükleme sözleşmesinde gösterildiği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada talimat yoluyla alınan 23.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının ticari defterleri incelenmiş, davalının 2015 ve 2016 yıllarına ait e defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen 11.11.2015 tarihli 11.268,00 TL tutarlı, 13.11.2015 tarihli 11.122,00 TL tutarlı faturaların davalının e yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde davacı adına açılan hesabın 5.564,85 TL alacak bakiyesi verdiği, dolayısıyla davalının davacıdan bu miktarda alacaklı olduğu tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama aşamasında davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, dosyaya sunulan 20.02.2018 tarihli raporda, davacının 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi olan 13.04.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.907,01 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından yapıldığı söylenilen 20.11.2015 ve 27.11.2015 tarihlerine ilişkin toplamda 1.224,92 TL ödemeye dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, yine davalının Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının 13.740,00 Euro ( 55.000,00 TL ödeme) yaptığı iddiasının yer aldığı, ancak dosyadaki mübrez evraklar içerisinde icra dairesi reddiyat makbuzunun veya ödeme dekontunun bulunmadığı, dolayısıyla bu ödeme iddiasının da ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine ilk derece mahkemesince 21.02.2018 tarihli celsenin 2 nolu ara kararında Kayseri 7.İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak icra dosyasına yapılan ödemeye ilişkin reddiyat makbuzunun sureti istenilmiş, 3 nolu ara kararı gereğince taraflara ödeme makbuzunu ibraz etmeleri için süre verilmiş, ibraz edilmesi halinde yeniden bilirkişi incelemesi için bilirkişiye yeniden gönderilmesi yönünde karar verilmiştir.05.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan değerlendirmede; 13.600 Euro borca karşılık Büyükçekmece 3.İcra Müdürlüğünün dosyasına davacının 55.000 TL tutarında ödeme yaptığı, dolayısıyla davacının herhangi bir alacağının kalmadığı, davacının ise takip konusu iki adet toplamda 22.390,92 TL tutarlı faturayı keşide ederek davalı tarafa gönderdiği, bu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının esasen davacı adına keşide edilmesi gereken fatura tutarında davacıdan alacaklı oldukları yönünde iddiası mevcut olmakla bu iddianın ispata muhtaç olduğu, sonuç olarak takip tarihi itibariyle iki adet fatura bedeli olan 22.390,92TL tutarında davacının davalıdan alacaklı olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasındaki karşılıklı işleyen ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından davalı yana ödeme yerine geçmek üzere 13.740 Euro bedelli bono verildiği, bu bononun davalı yanca Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında takibe konu edildiği, davacının söz konusu bono ve icra takibi nedeniyle toplam 55.500 TL tutarında bahsi geçen icra dosyasına ödeme yaptığı, ancak bu ödemenin davalının ticari defterlerinde 32.082,00 TL olarak kaydedildiği anlaşılmaktadır. 05.06.2018 tarihli ek raporunda ise, davacının 55.000 TL ödemeyi söz konusu Kayseri İcra Dosyasına yaptığı açıkça tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.907,01 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2016/3289 esas sayılı dosyasında davalı tarafından davacının banka hesabına gönderilen 55.000 TL’lik ödemenin tamamının cari hesaptan düşüldüğü, ancak bu ödeme içerisinde asıl alacak miktarı 45.342,00 TL olup kalan miktarın icra masrafları ve faizden oluştuğu, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 19.749,00 TL alacağı olduğu yönünde gerekçe oluşturulmuştur.Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Transport, borçluların… Turizm ve … oldukları, 45.342,00 TL asıl alacak, 847,83 TL işlemiş faiz, 136,03 TL komisyon, 10,00 TL protesto bedeli, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekaleti ücreti olmak üzere 46.917,46 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, takip sebebi olarak 19.11.2015 tanzim ve 19.12.2015 vade tarihli 13.740,00 Euro miktarında bononun gösterildiği anlaşılmaktatadır.Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, davaya konu faturaların, taraflar arasındaki uzun zamandır işleyen cari hesap ilişkisi içerisinde yer aldığı ve bahsi geçen bu faturalara ilişkin tarafların ticari kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacı tarafından Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının konusunu teşkil eden bononun ortaya çıkan cari hesap alacağına dayalı olarak düzenlendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, ayrıca davacı vekilinin 05.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporuna itirazında davacı tarafından verilen bonoya ilişkin olarak icra dosyasına davacının yaptığı ödemenin tutarının 55.000 TL olduğu, ancak dosya içerisindeki 20.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacı tarafın yapmış olduğu ödemeyi davalı tarafın kendi defterlerine kayıt tarihindeki kur karşılığı üzerinden Türk lirasına çevirerek 32.082,00 TL şeklinde kayıt etmiş olduğu, dolayısıyla taraf defterleri arasında 22.918,00 TL cari hesap farkının ortaya çıktığı, oysa ki kambiyo evrakının verilmesinin tahsilat anlamına gelmeyeceği, sözkonusu bononun takip tarihindeki Türk lirası karşılığının dikkate alınması gerektiği, davacının ödemesi nedeniyle davalı tarafın alacağının bu ödeme miktarınca sona erdiği, sonuç olarak davalı ticari defterlerinde dava konusu faturaları kayda almakla, önceye dayalı karşılıklı cari hesap ilişkisi kapsamında davacının yaptığı ödemenin tarafların karşılıklı cari hesabında davacının davalıya olan borcundan düşülmesi sonucunda davacının bakiye 19.749 TL alacağının kaldığı anlaşılmakta olup ilk derece mahkemesince yapılan hesaplama ve verilen hüküm isabetli bulunmuştur. Hüküm altına alınan alacağın miktarı isabetli bulunduğundan, taraf vekillerinin buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ilişkinin tümünü esas almasında usule aykırılık bulunmamıştır. Çünkü tarafların, aralarındaki ticari ilişkiyi açık hesap ilişkisi şeklinde yürüttükleri, karşılıklı olarak alacak- borç mahsubu yapmak suretiyle ticari defterlere işledikleri anlaşılmaktadır. Davacının kabul edilen alacağı likit olup itiraz haksız olduğundan, kabul edilen tutar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Davanın reddedilen kısmı yönünden, davcının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Davacı vekilinin kötü niyet tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerekmiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1-2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kötü niyet tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;
1-Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte itirazın 19.749 TL üzerinden iptaline,
2-Takip tarihinden itibaren % 10,75’i geçmemek üzere avans faizi ile takibin devamına,
3-19.749 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının icra takibine girişmekte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 1.349,05 TL harçtan peşin alınan 270,44 TL peşin harcın mahsubu ile 1.078,60 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 701,09 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiye kısmın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 299,64 harç, 392,95 tebligat müzekkere gideri, 1.200 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.892,59 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 1.230,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
10-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;
a)Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 121,30 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b)Davacı vekili tarafından yatırılmış olan 44,40 TL peşin istinaf peşin harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
c)Davacı tarafından sarfedilen 44,40 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 40,50TL posta ve tebligat gideri olarak toplam 84,90 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
d)Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru Hazineye irad kaydına,
e)Bakiye 1.012,08 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
f)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
g)Duruşma açılmadığından, istinaf incelemesi için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
11-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
12-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.04.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.