Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/766 E. 2019/605 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/766
KARAR NO : 2019/605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2018/1113 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasında talep edilen ihtiyati haczin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı … Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirkete verilen 10.03.2018 keşide tarihli 1.000.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerine, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/273 D. iş sayılı dosyasından davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiğini, davalı borçlu … Ltd. Şti.’nin menkul mallarının haczi için şirket merkezine hacze gidildiğini, ancak borcu karşılayacak menkul malın bulunmadığı gibi, borçlu şirketin resmi adresinde bulunan tüm malları üzerinde davalı … Acenteleri Birliği (…) tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, davalı borçlu şirkete ait taşınmazlara haciz şerhi işlenmiş ise de bu taşınmazlar üzerindeki yüksek meblağlı kamu hacizleri, icrai hacizler ve ipotekler nedeniyle taşınmazlardan tahsil kabiliyetinin olmadığını, davalı … Acenteleri Birliği (…) tarafından kurulan davalı borçlu …Ltd. Şti.’nin %99,9 hakim hissedarının davalı … olduğunu, diğer davalıların ise çatı kuruluş olan … ve …Ltd. Şti.’ne bağlı iştirakler olduğunu, davalı … yönetiminin yakın zamanda el değiştirdiğini, yeni yönetimin davalı borçlu ….Ltd. Şti.’nin borçlarını ödemekten imtina ettiğini, alacaklılardan mal kaçırmak saikiyle davalı borçlu …Ltd. Şti.’nin sahip olduğu mal varlığının doğrudan ve dolaylı gelirlerinin, mevcut ve müeccel hak ve alacaklarının diğer davalılara aktarıldığını, özellikle davalı borçlu şirketin doğrudan ve dolaylı gelirlerinin bu sefer davalı …’daki yeni yönetiminin genel sekreteri … ile …tarafından kurulan sahibi davalı … olan davalı … Acenteleri Birliği İktisadi İşletmesine aktarıldığını, esasen davalı borçlu şirketin malvarlığının ve gelirlerinin aralarında organik, idari, iktisadi ve ticari ilişki bulunan ve malvarlıkları tümüyle birbirine karışan tek bir elden aynı adreste ve aynı çalışanlarla birlikte yönetilen başka tüzel kişilikler olan diğer davalılara transfer edilmesine ve gelirlerinin aktarılmasına rağmen farklı ve bağımsız tüzel kişilikleri bulunduğu savunmasının tüzel kişilik perdenin aralanması teorisi karşısında korunamayacağını ileri sürerek davalı borçlu …Ltd Şti. tarafından ödenmesi gereken 1.000.000 TL’nin aynı organik yapı içerisinde bulunduğu davalılardan tüzel kişilik perdesinin düz ve çapraz kaldırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılarda müteselsilen tahsiline ve davalıların her türlü taşınır, taşınmaz, mal, hak ve alacakları ile mevduat hesapları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacının alacağının dayanağının kambiyo senedine dayandığını, mücerretlik ilkesi gereğince tüzel kişilik perdenin aralanmasını talep hakkının mevcut olmadığını, ayrıca borcun semeresiz kaldığının ispat edilemediğini, müvekkili şirketin eski yönetimin üstü kapalı ve usulsüz şekilde yürüttüğü ticari faaliyetlerini denetlenebilir hale getirmek ve alacaklıların hak kaybın uğramalarını önlemek amacıyla kurulduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı borçlu …Ltd. Şti.’nden müvekkiline değil, bilakis davalı borçlunun borçlarını kapatmak üzere, davalı borçluya para aktarımı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince, davacının ihtiyati haciz talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğinden, talebin reddine karar verilmiştir.Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalılarca davalı borçlu şirketin borçlarının yapılandırılarak ödendiğinin kabul edildiğini, tüzel kişilik perdenin kaldırılması koşullarının gerçekleştiğini, yaklaşık ispat olgusunun bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, davalı borçlu … Hizm. Ltd. Şti. ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalıdan ciro yoluyla edinilen çekin ibrazında karşılığının bulunmaması üzerine, çeke dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığını, ancak davalı borçlu şirketin gelirlerinin, hak ve alacaklarının davalılara aktarıldığını, bu nedenle davalı borçludan tahsil imkanının bulunmadığını, davalı borçlu şirket ile diğer davalıların iktisadi, idari ve organik yönden aynı olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sonucunda davalıların borçtan sorumlu olduklarını iddia ederek alacağın davalılardan tahsilini istemiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Davacı vekilinin dava ve hem de cevaba cevap dilekçesinde yinelediği ihtiyati haciz talebi yönünden ilk derece mahkemesince, isteminin reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Bu durumda, iddia, savunma, dosya kapsamı ve dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmadığından, ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olup talep edenin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına 3Talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/04/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.