Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/743 E. 2020/1030 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/743
KARAR NO: 2020/1030
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2015/1218 Esas – 2018/712 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Mart 2015 tarihinde davalı … şirketinden … marka 2014 model … plaka sayılı aracı 123.000,00 TL bedelle satın aldığını, şirket yetkilisinin 14.07.2015 tarihinde satın alınan araç ile seyir halindeyken, aracın aniden stop ederek motorun çalışmadığını, durumun davalı şirketine bildirilerek aracın davalı tarafından gönderilen çekici ile servise götürüldüğünü, servisçe yapılan incelemede aracın motorunun arızalı olduğu ve değişmesinin gerektiği davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirketin onayı ile motorun değiştiğini, onarılan aracın kısa süre sonra aynı şekilde arıza uyarısı verdiğini, arızanın bildirildiği davalı şirket yetkililerinin araçtaki arızanın önemsiz olduğunu ve aracın kısa sürede toparlanacağını bildirdiklerini, ertesi gün seyir halindeki aracın aynı şekilde aniden stop etmesi üzerine yine davalı şirketçe gönderilen çekici ile aracın başka bir servise götürüldüğünü, servisçe yapılan incelemede aracın turbosunun bozuk olduğu ve değiştirilmesi gerektiğinin tespiti üzerine davalı şirketin bilgisi ve talimatı doğrultusunda aracın turbosunun değiştirildiğini, satım sonrası kısa süre içerisinde iki kez araç motorunun stop etmesi nedeniyle ayıplı olan aracın güvenli bir şekilde kullanılmasının mümkün olamayacağını, Bakırköy … Noterliğinin 24.08.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesinin talep edilmesine rağmen, davalı şirketin aynı noterliğin 11.09.2015 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarıyla değişikliği kabul etmediğini, ileri sürerek, kısa sürede iki kez ciddi şekilde arızalanan aracın güvenli şekilde kullanılma olanağı bulunmadığından, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanunun 11. Maddesi gereğince aracın davalıya iadesiyle aracın aynı nitelikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesine ,yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … marka araçları ithal eden dava dışı …’nin bayisi olduğunu, anılan şirketçe ithal edilen … marka 0 km araçların satışı ile satış sonrası servis hizmeti verdiğini, davacının dava konusu aracı 23.03.2015 tarihinde 121.513,50 TL bedelle satın aldığını, satın alınan aracın ayıplı olmadığını, davacının araçtaki arızanın ücretsiz onarılması yönündeki seçimlilik hakkını kullandığını ve aracın arızasının giderildiğini, davacının TBK’nun 227 nci maddesi kapsamında satılanın ücretsiz onarımını tercih etmesi ve arızanın giderilmesi nedeniyle davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, aracın tamir edilmesi nedeniyle satıştan dönmenin mümkün olmadığını, davanın açılmasından iki gün sonra araçta çekiş gücü arızası bulunduğu iddiasıyla aracın yeniden servise getirildiğini, yapılan kontrollerde motorda çekiş gücü veya başka bir arızanın bulunmadığının belirlenerek aracın teslim edildiğini, davacının belirtilen eylemlerinin kötüniyetinin kanıtı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamaya konu araçta gizli veya açık herhangi bir ayıp olmadığı ve imalat hatasının da bulunmadığını, davacı tarafından süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, aracın yürür aksamında hiçbir sorun bulunmadığını, davacının araçtan faydalanmaya devam ettiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, 6098 Sayılı TBK’nun 219 ve devamı maddeleri kapsamında ayıplı mkalın yenisi ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Eldeki davada tarafların tacir oldukları ve davanın nispi ticari dava mahiyetinde bulunduğu, bu nedenle uyuşmazlığın 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmıştır. 6098 Sayılı Kanun’un 219 maddesi; Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmünü içermektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c bendi uyarınca; ‘malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.’ 6098 Sayılı Kanun’un 223/2 fıkrası; gizli ayıplarda ihbara ilişkin düzenlemeyi içermektedir. Buna göre gizli ayıp mahiyetinde ayıpları ortaya çıkması halinde alıcı derhal ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğü altındadır. Aksi halde satılanı ayıplı olarak kabul etmiş sayılır. 6098 Sayılı TBK’nun 227. Maddesinde ise ayıp halinde alıcının seçimlik hakları şu şekilde düzenlenmiştir: ‘Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.’ Yapılan keşif sonucu mahkememize ibraz edilen 23/02/2018 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu … plakalı … marka S60 1.6 D2 Drive Powershift Advance tipi 2014 model araçta; aracın ekonomik ömrüne göre çok kısa süre içerisinde ortaya çıkan, kullanımdan kaynaklanmayan, imalata dayalı, ortaya çıktığı şartta araçtan beklenilen faydalanmayı ortadan kaldıran önemli nitelikteki arızların, dava konusu aracın Ayıp(Gizli) mal kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, keşif esnasında 56.812 km de olduğu görülen araçta herhangi bir arızanın varlığının tespit edilemediği, davalı tarafça yapılan motor ve turbo değişim işlemleri ile ayıbın kalıcı olarak giderilmiş olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu teknik açıdan yeterli, bilimsel verilere dayalı ve denetime açık bulunduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır. İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 2015 yılı Mart ayında araç satış sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye konu … Marka 2014 model aracın 14/07/2015 tarihinde ve 13/08/2015 tarihinde arızalandığı, her ki arızanın derhal davalıya bildirildiği ve davalı tarafça garanti kapsamında ilk arızanın motor değişimi ikinci arızanın ise turbo ünitesi değişimi yapılmak suretiyle giderildiği, bu arızaların imalat kaynaklı ve gizli ayıp mahiyetinde bulunduklarının teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiği, buna göre satılan malda gizli ayıp bulunduğu, davacının TTK’nun 23/1-c bendi ile TBK’nun 223/2 fıkraları uyarınca ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, davalının TBK’nun 219 maddesi kapsamında ayıptan sorumlu olduğu, buna karşılık dava tarihinden önce araçtaki ayıpları garanti kapsamında ve ücretsiz olarak giderdiği, mahkememizce yapılan keşif sırasında teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemeden araçtaki anılan gizli ayıpların kalıcı olarak giderildiğinin ve araçta bu ayıplardan kaynaklanan herhangi bir arızanın bulunmadığının tespit ediliği, bu haliyle davacının dava tarihinden önce TBK’nun 227/1-(3) bendindeki seçimlik hakkını kullandığının ve bu hakkını tükettiğinin kabulünün gerektiği, davacının netice-i talebinin ise aracın ayıpsız bir yenisi ile değiştirilmesine yönelik olduğu, bunun dışında herhangi bir tazminat talebinin de bulunmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Satın alınan araçta kısa süre içinde meydana gelen motor arızasının davalı tarafından motorun değiştirilerek giderildiğini, tamir sonrası araç motorunda performans düşüklüğüne ilişkin ikaz işaretinin yanması üzerine bu kez araç turbosunun davalı onayı ile değiştirildiğini, buna rağmen araç motorunda hareket halindeyken ses ve duman çıkması üzerine durumun davalıya bildirilmesine rağmen zaman içinde düzeleceğinin belirtilerek müdahalede bulunulmadığını, ancak sıfır olarak satın alınan aracın kısa süre içinde iki kez motor arızasına uğraması nedeniyle aracın artık güvenli sürüşe imkan veremeyeceğinin kabulü gerektiğini, dosyadaki rapor ve delillere göre aracın ömrüne göre kısa sürede ortaya çıkan motor ve turbo arızasının giderilmesine rağmen imalattan kaynaklanan bu arızanın gizli ayıp olması ve araçtan beklenilen faydayı ortadan kaldırması nedeniyle aracın yenisiyle değiştirilmesi aksi halde, değer kaybına uğrayan aracın bedelinin ayıp oranında indirilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ve fer’i müdahil vekilleri ayrı ayrı sundukları istinafa cevap dilekçelerinde özetle; davacı alıcının TBK’nun 227 nci maddesi kapsamındaki seçimlik haklarından ücretsiz onarımı seçtiğini, aracın garanti kapsamında ücretsiz onarılarak teslim edildiğini, mevcut hali ile araçta ayıp bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilmeyen değer kaybı ve bedelde indirim istemlerinin istinafa konu edilmeyeceğini belirterek istinaf isteminin reddini istemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TBK’nın 219 ve 227.maddeleri uyarınca, satılanın ayıbı nedeniyle öncelikle ayıptan ari bir yenisiyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde, davacının, 23.03.2015 tarihinde 2014 model … marka aracı 121.513,50 TL bedelle satın aldığı sabittir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu ve servis faturalarından satın alınan aracın 2 yıl ve 100.000 km servis garantisinin bulunduğu, 14.07.2015 tarihinde aracın 8.743 km.de bulunduğu sırada motor arızası nedeniyle çekici ile servise getirildiği ve motor değişiminin yapılarak teslim edildiği belirlenmiştir. Aracın 9.067 km.de bulunduğu sırada araç motorunun düşük performans ikazı ve yakıt sorunu nedeniyle servise getirildiği, aracın arızasının turbo değişimi yapılarak, gerekli testlerin de tamamlanmasından sonra davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır. 10.10.2015 tarihinde araçta çekiş bulunmadığına ilişkin şikayet üzerine araçta yapılan kontroller sonucu herhangi bir arızanın bulunmadığı, 04.01.2016 tarihinde 20.000 km periyodik bakımının yapıldığı, sonraki işlemlerle de aracın rutin bakımları ile kaza sonucu oluşan arızalarının giderildiği görülmüştür. Mahkemece araç üzerinde keşif yapılarak alınan raporda, keşif tarihi itibariyle araçtaki motor ve turbo arızasının gizli ayıp niteliğinde olduğu, ancak arızaların garanti kapsamında ücretsiz onarıldığı, mevcut şekli ile araçta herhangi bir ayıp bulunmadığı, arızaların kalıcı olarak giderildiği belirlenmiştir. Tacirler arası satım sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesi ile bu madde yollamasıyla TBK’nIn satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Dava konusu araçta açık ayıp veya olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılabilecek bir ayıp değil, gizli ayıp yani kullanımla ortaya çıkan bir ayıp söz konusu olduğundan ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nIn 23. maddesi hükmü değil, yine TBK’nın 223. ve 225.madderi hükümleri dikkate alınacaktır. TBK’nın 223/2.maddesi “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında, sonradan ortaya çıkan ayıpların bildirilmesi üzerine, ayıpların davalı yanca ücretsiz onarım kapsamında kalıcı olarak giderildiği ve araçta kullanımı engeller veya araçtan beklenilen faydayı azaltacak nitelikte bir ayıp bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, TBK’nIn 227.maddesi, “(1)Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.(2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.(3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. (4)Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. (5)Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmünü haizdir. Arızanın ortaya çıkması üzerine alıcı, anılan maddenin 3. bendindeki aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkını kullanmış, ve ücretsiz onarılma kapsamında araçtaki tüm ayıp ve eksiklikler giderilmiştir. Gerek TBK’nın 227. maddesinde ve gerekse garanti sözleşmesindeki seçimlik haklardan ücretsiz tamir hakkının seçilmesi ve araçtaki ayıbın giderilerek aracın ayıpsız şekilde davacıya teslim edilmiş olması karşısında, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Araçtaki ayıbın giderilmiş olduğunun teknik olarak tespit edilmiş olmasına ve istinafta ileri sürülen bedel tenzili ve değer kaybının ayrı bir davaya konu olabilecek hususlardan olmasına göre, yerinde görülmeyen davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.