Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/733 E. 2019/594 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/733
KARAR NO : 2019/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/463 Esas – 2018/463 Karar
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
TALEP : İhtiyati Haciz
Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı yöneltilen itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması kararına karşı, süresi içinde, ihtiyati haciz isteyen vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden eden dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile karşı taraf arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin mevcut iken karşı tarafın 30/09/2018 tarihli 75.000,00 TL bedelli çeki ödemediğini, müvekkili şirketin işbu çekin ödenmemesi sebebiyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/410 D.İş dosyası ile ihtiyati haczi kararı alarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile esas hacze geçerek borçlunun malvarlıklarına haciz şerhi konduğunu, hacze gidildiğinde adresinde faaliyetinin durdurulduğu şirket yetkililerine ulaşılamadığını, işçilerin içeriye giremediğini, içeride makinelerin bir kısmının şirket yetkilileri tarafından kaçırıldığını, toplam 295.000,00 TL tutarındaki 5 adet sıralı çekin…Tic. Ve San. A.Ş. tarafından müvekkili emrine ödenmek üzere verildiğini, ancak 30/09/2018 vadeli 75.000,00 TL tutarlı olan çekin süresinde ödenmediği için borçlu şirketin alacaklıdan mal kaçırmak için malvarlıklarını elden çıkarmaya çalıştığının tespit edildiğini, bu nedenle vadesi henüz gelmeyen 220.000,00 TL bedelli çekler ile ilgili de ihtiyati haciz talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketin 4 adet çekten kaynaklanan toplam 220.000,00 TL bedelli alacağının tahsilini sağlamak ve telafisi imkansız zararlarının ortaya çıkmasını önlemek için, borçlunun belirtilen adreslerinde veya alacaklı vekilinin göstereceği adreslerde yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan taşınır ve taşınmaz malları, alacakları ve diğer hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince 2018/463 D.İş sayılı dosya üzerinden, 25.10.2018 tarihinde verilen kararda; “…Talebin,İcra İflâs Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla KABULÜ İLE; yukarda kimliği yazılı alacaklının 220.000,00-TL alacağının ifasının temini için borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklariyle diğer haklarının borca yeter miktarının İ.İ.K’nunda belirtilen muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, alacağın % 15 oranında 33.000,00 -TL nakdi veya banka teminat mektubunun alacaklı tarafından Mahkememiz veznesine teminat olarak DEPO EDİLMESİNE, Alacaklının, haksız çıktığı takdirde,İcra İflâs Kanununun 259’ncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, borçluların zararını tazmin ile mükellef olduğu hususunun İHTARATINA…” karar verildiği görülmüştür.Borçlu …Tic.ve San.A.Ş. vekili ihtiyati haciz kararına karşı itiraz etmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; takip talebinde yazılan çeklerle takibe konulan çekler arasında farklılık olduğunu, söz konusu çeklerin hiç birisinin bankaya ibraz edilmediğini, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin, ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmesi gerektiğini, aksi takdirde alacaklının müracaat hakkını kaybedeceğini, alacaklının çekleri bankaya hiç ibraz etmediğini, ibraz için vade beklemesine de gerek olmadığını, ibraz edilmeyen çekin kambiyo vasfını taşımadığını, ileri düzenleme tarihli çeklerle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması gerektiğini, söz konusu çeklerin hiçbirinin bankaya ibraz edilmediğini, ve karşılıksızdır işlemine de tabi tutulmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 25/01/2019 tarihli, 2018/463 sayılı ek kararında; “…Takibe konu çeklerin ileri tarihli olduğu, ibraz gününün henüz gelmemiş olduğundan ihtiyati haciz kararının usulsüz olup kaldırılmasını talep etmiş olmakla dava konusu çeklerin alacaklı tarafından bankaya ibraz edilmeksizin henüz muaccel olmadığı ihtiyati haciz istendiği anlaşılmakla itiraz edenin talebi yerinde görülerek talebinin kabulü ile mahkememizin 2018/463 D.İş kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın kabulüyle mahkemenin 2018/463 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki mevcut iken davalı ….Tic. Ve San. A.Ş. tarafından toplam 295.000,00 TL tutarında beş adet sıralı çek verildiğini, ancak 30.09.2018 vadeli 75.000,00 TL değerindeki çek süresinde ödenmediğinden müvekkili şirket Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/410 D.İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile de esas hacze geçerek borçlunun malvarlığına haciz şerhi konulduğunu, borçlunun gayrimenkulünde o gün itibariyle onüç tane haciz şerhi bulunduğunu, talimat ile adresine hacze gidildiğinde ise şirketin faaliyetlerinin durdurulduğunu, işyerinin kapalı olduğunu, şirket yetkililerine ulaşılamadığını, işçilerin işyerine alınmadığını, içerideki makinelerin bir kısmının şirket yetkilileri tarafından kaçırıldığını ve bir kısmının da başkaca icra dosyalarından haczedildiğini, alacaklılardan mal kaçırmak için şirket araçları ve benzeri malvarlıklarını elden çıkarmaya çalıştığını tespit edildiğini, kalan bir takım kırtasiye malzemelerinin de müvekkili şirket tarafından haczedilerek muhafaza altına alındığını, sonrasında ise borçlu şirketin alacağının olduğu düşünülen şirketlere haciz ihbarnamesi gönderilerek alacağın tahsili yoluna gidilmeye çalışıldığını, bu şirketlerin de haciz ihbarnamelerine cevaben bir kısmı başka icra dosyalarından daha evvel gelen haciz yazılarından sonra gelmek üzere sıraya aldıklarını, bir kısmında ilk sırada gönderdikleri için alacağı icra müdürlüğüne ödendiğini, dava konusu 4 adet çek alacağı rehin ile teminat altına alınmadığından ve şirkete yapılan müracaatın sonuçsuz kalmasından dolayı vadesi gelmemiş para alacağı için ihtiyati haciz talep edilebileceğini, davalı şirketin dört adet çekin taahhüdünden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye ve kaçırmaya çalıştığından, hileli davranışlarla hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaştırdığından aynı zamanda borçlunun bir önceki çeki de karşılıksız çıkıp icra takibi neticesinde borçlu adına kayıtlı malvarlığı üzerinde onlarca haciz bulunmuş olduğundan İİK m.275/2 uyarınca haklı olarak vadesi gelmemiş çekler için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın da bu doğrultuda verdiği emsal niteliğindeki kararları bulunduğunu,Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Alacaklı vekilinin talebi üzerine dört adet ileri keşide tarihli çeke istinaden verilen ihtiyati haciz kararına karşı yöneltilen itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 257. maddesi uyarınca, “Rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” .Kural olarak, muaccel olmayan bir alacak için ihtiyati haciz istenemez ise de İİK’nın 257/2. maddesine göre, alacaklının alacağını tahsil yönünden ciddi bir tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı halinde ihtiyati haciz istenebilir. Bu haller, borçlunun belli bir yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya hazırlanması veya kendisinin kaçması veyahut da alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halleridir. Böyle bir durumda alacaklının, alacağı ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı, özellikle borçlunun borçtan kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye veya kaçırmaya hazırlandığı hakkında, mahkemeye kanaat verecek deliller göstermesi gerekir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. Mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir.Somut uyuşmazlıkta talep, çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece çeklerin keşide tarihinin henüz gelmediği ve bankaya ibraz edilip karşılıksızdır işlemi yapılmadığı için itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.İİK’nın 257/2.maddesinde; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenilebilir. 1. Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda borçlunun mallarını kaçırdığına veya hileli işlemler yaptığına dair davacı tarafça hiçbir kanıt sunulmadığından ve salt haciz işlemi yapılması borçlunun mal kaçırdığına delalet etmeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin kararı isabetli olup, alacaklı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,3-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,4-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.