Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/723 E. 2021/210 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/723
KARAR NO : 2021/210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2018
NUMARASI: 2015/228E. 2018/76K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin davalıya ait emtiaları 11/10/2013 tarihinde Türkiye’ den Almanya’ya taşıma işini üstlendiğini, 24/10/2014 tarihinde de söz konusu emtiaları taşıyarak alıcıya teslim ettiğini, ancak davalı tarafından müvekkiline hak ettiği 1.100,00 Euro’luk navlun-ödemenin yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazları üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, neticeten itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere borçlu aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinede özetle; davalı firmanın taşıma işini eksiksiz olarak yerine getirmediğini ve borcunu tam olarak ifa etmediğini, müvekkili ile davacı-karşı davalı arasında yapılan anlaşma uyarınca dava dışı şirkete gönderilmek üzere ürünlerin 03/10/2013 tarihinde davacı-karşı davalı şirkete teslim edildiğini, ancak davacı-karşı davalı ürünleri gecikmeli olarak dava dışı şirkete teslim ettiğini, bununla birlikte iç nakliye sırasında ürünlerin hasar gördüğü bilgisinin davacı-karşı davalı tarafından müvekkiline iletildiğini, hasar gören ürünlerin alıcıya gönderilen ürünler ile bir bütün olduğunu, herhangi birinin zayi olması halinde diğer parçaların da işlevsiz sayılacağını, bu nedenlerle müvekkiline dava dışı alıcı şirket tarafından 25/11/2013 tarihli 5.606,00 Euro bedelli, 23/11/2013 tarihli 6.600,00 Euro bedelli ve 25/11/2013 tarihli 13.281,00 Euro bedelli üç adet faturaların karşılıklarının ödenmediğini, açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının müvekkilini zarara uğratmış olduğunu beyanla neticeten asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00 TL kazanç kaybı ile hasara uğrayan ürünlerin karşılığı maddi tazminat sebebi ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yargılama sırasında bilirkişilerden alınan ek ve kök rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilerek, Davacı-karşı davalının 3 palet yükün ayrı navlun faturaları ile yürütülen taşıma süreçlerinin ifasında gecikmesinin sabit olduğu ve Almanya’ya taşımayı 20 günü bulan sürede gerçekleştirdiği, CMR m.17, m.19 hükümleri gereği gecikme zararlarından davacı-karşı davalının sorumlu olduğu, zararın ispat külfetinin davalıda olduğu, zarar sabit olmadığı sürece, her üç taşıma bakımından da taşıyıcı-davacının navluna hak kazandığı, Öte yandan, taşınan 3 palet yükten biri olan 1.100 kg yük taşımasında 340 Euro navlun kararlaştırılmasına karşın; bu taşımada hasar olduğunun davacı-karşı davalının kabulünde olduğu, dosya kapsamında tespit edilen hasar fotoğrafları gözetilerek davacının bu taşıma için belirlenen 340 Euro zarardan daha fazla zarara sebep olduğunun söylenebileceği, bu taşımada hasarın gecikmeden bağımsız olduğu, Davacı-karşı davalının taşıma sözleşmesi gereği 3 palet malın taşıması için toplam 1.100 Euro taşıma bedeli kararlaştırılmasına karşın, gelinen aşamada ancak hasarı kabulü de gözetilerek söz konusu palet için kararlaştırılan navlun düşüldükten sonra kalan 760 Euro için talepte bulunabileceğinin değerlendirildiği, Karşı dava bakımından ise taşıma 3.10.2013 tarihli olup söz konusu karşı dava 2015 tarihinde açılmıştır. CMR Konvansiyonu 32.Maddesi gereğince ‘….Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Davacı-karşı davalının kötü niyeti dosya kapsamı itibariyle tespit edilemediğinden somut olayda 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir,YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E: 2013/10767 K: 2014/991 T: 17.01.2014 içtihadı da bu yöndedir.Taşıma işi 3.10.2013 tarihinde yapıldığından karşı davanın CMR Konvansiyonu 32.Maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı anlaşıldığından; 1-a) Asıl davada; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 760,00 EURO alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, b)760,00 EURO asıl alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Karşı davada; davacı -karşı davalı … Tic. A.Ş vekilinin zamanaşamı itirazının kabulü ile karşı davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, asıl davada; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 760,00 EURO alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 760,00 EURO asıl alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davada; davacı -karşı davalı … Tic. A.Ş vekilinin zamanaşamı itirazının kabulü ile karşı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Asıl dava yönünden;Davacı/karşı davalının huzurdaki davaya konu taşıma sözleşmesi ile üstlendiği edimi eksiksiz ve tam olarak yerine getirmediğini, taşımak üzere teslim aldığı ürünleri dava dışı … adlı şirkete gecikmeli ve hasarlı olarak teslim ettiğini,Müvekkili şirketin, CMR m.30 hükmü uyarınca gecikme zararlarından sorumluluk bildirimi yaptığını, Davacı-karşı davalı taşıyıcı şirketin, taraflarınca ürünlerin tesliminin aciliyeti bildirilmiş olmasına karşın Bayram öncesi yoğunluğun ve Kapıkule sınırında yaşanan yoğunluğun gerekçe gösterilerek 04.10.2013 tarihinde çıkış yapacağı kararlaştırılan ürünlerin çıkışını 18 gün sonra yaptığını, Taşınan üç palet yükten biri olan 1.100 kg yük taşımasında hasar olduğunun davacı-karşı davalının kabulünde olduğunu, dosya kapsamında tespit edilen hasar fotoğrafları gözetildiğinde davacı şirketin daha fazla zarara sebep olduğunun anlaşılacağını, Davacı karşı davalı şirketin yalnız 1.100 kg olan palet için değil, diğer iki palet yük için de navluna hak kazanamayacağını, taşınan üç palet emtianın bir bütün teşkil etmekte olduğunu, mahkemenin bu hususta hiç bir inceleme yapmadan eksik bilgi ve inceleme ile hüküm kurduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.Karşı dava yönünden ise;Uluslararası taşımacılık ve lojistik hizmeti veren bir şirketçe hem Bayram yoğunluğu dolayısı ile oluşacak hem de Bulgaristan sınırında devam eden sıkıntılar dolayısı ile oluşmuş yahut oluşabilecek problemlerin daha evvelden tahmin ve tezahür edilememesi sebebiyle husule gelen gecikmenin mazur görecek nitelikte olmadığını, davacı- karşı davalının ağır kusuru ile gecikmeye sebebiyet verdiğini, dolayısıyla zamanaşımının yıl yıl değil üç yıl olduğunu, mahkemenin bu hususta hiçbir inceleme yapmaksızın karar vermesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu,CMR m.29 uyarınca, taşımacılık ve lojistik konusunda uzman bir bilirkişi tayin edilerek kusur araştırması yapılmasını talep ettikleri halde bu hususta hiç araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu,Davacı-karşı davalının üzerine düşen edimi eksiksiz yerine getirmemesi, taşınan ürünleri hasara uğratması sebebi ile zararın meydana geldiğinin açık olduğunu ve bu zararın taraflarınca ispatlandığını, Müvekkilinin müşterisinin, gönderilen 25.11.2013 tarihli 5.606,00 Euro bedelli, 23.11.2013 tarihli 6.600,00 Euro bedelli ve 25.11.2013 tarihli 13.281,00 Euro bedelli üç adet faturayı kabul etmediğini ve karşılıklarını ödemediğini, müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, dava dışı … şiketi ile müvekkili şirket arasındaki ticari kayıtlarda mali inceleme yapıldığında kazanç kaybının açıkça görüleceğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının asıl karşı dava yönünden de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi kapsamında; aynı süreçte gerçekleşen üç farklı yüke ilişkin taşıma hizmetinden ötürü keşide edilen taşıma ücreti faturalarının tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. Karşı dava ise karşı davalı tarafça taahhüt edilen uluslararası karayolu taşımasının karşı davalıdan kaynaklanan nedenlerle süresinde ve gereği gibi yerine getirilememesi sebeplerine dayalı olarak oluştuğu iddia edilen zarara ilişkin tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davaya esas İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …. A.Ş., borçlunun … Şti. olduğu, 1100 Euro alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte tahsilinin talep edildiği, söz konusu döviz alacağının harca esas değerinin 2,96 TL kur üzerinden yapılan hesaplama ile 3.256 TL olarak gösterildiği, …vekilinin icra dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesile karşı tarafa herhangi bir borcu olmadığından asıl alacak ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır. … vekili esasa cevap süresi içerisinde karşı davasına ilişkin beyanlarını da ibraz etmekle, davacı karşı davalının bayram öncesi yoğunluğu ve Kapıkule sınırında yaşanan yoğunluğu gerekçe göstererek esasen 04.10.2013 tarihinde çıkış yapacağı belirtilen ürünlerin çıkışını 18 gün sonra yaptığı, müteaddit defalarca müvekkili tarafından yurt dışı ihbarnameleri ve araç bilgilerinin istenildiğini, ancak bu bilgilerin beklenilmesi esnasında davacı karşı davalının söz konusu ürünlerin iç nakliye sırasında hasar gördüğüne ilişkin bildirimde bulunduğunu, söz konusu ürünlerin bir bütün olduğunu, dolayısıyla herhangi birinin ziya halinde diğer parçaların işlevsiz kalacağı, bu aksaklıktan dolayı müvekkili şirketinin müşteri kaybı yaşadığını, dolayısıyla kazanç ve ticari itibar kaybından kaynaklı zararının ortaya çıktığını, iç nakliye esnasında davacı karşı davalının kasta eş değer kusuru sebebiyle hasara uğrayan ürünler nedeniyle 30.000,00 TL kazanç kaybı şeklindeki maddi tazminatın tahsilini talep ederek kendisine açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. …. A.Ş. karşı davaya karşı süresinde verdiği cevaplarında; zamanaşımı defini ileri sürmüş ve dosya içerisinde taşamaya konu geç ve hasarlı teslimine dair hiçbir belgenin bulunmadığını, dolayısıyla zararın ispatlanamadığı, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin hasardan sorumlu olduğu kanaatine varılırsa dahi CMR m.23 de belirtilen sınırlı sorumluluğa ilişkin hükümlerin somut olaya uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki email çıktılarının incelenmesinde; davacı karşı davalı yetkisi … davalı- karşı davacı yetkilisi … sözkonusu e maili göndermiş olduğu, 23 Ekim 2013 tarihli mail çıktısında … ait bir kap 1100 kg Almanya malzemelerinin yurt dışındaki iç nakliye sırasında hasar gördüğünü ve cam eşyanın kırıldığına ilişkin tespitin yapıldığını; 11 Ekim 2013 tarihinde mail çıktısının incelenmesinde, davacı karşı davalı yetkilisi İlayda tarafından … yetkilisine gönderildiği, söz konusu mail içeriğinden karşı tarafa ait malzemeleri yükleyecek olan aracın Kapıkule’de yaşanan yoğunluktan dolayı geç varış yaptığı, dolayısıyla boşaltılmasının henüz tamamlanamadığı ancak pazartesi gününe de kalma olasılığının bulunduğu, aksaklığın uzun zamandır süre gelen haksız ve aşırı kontrol uygulamalarından kaynaklandığı belirtilmiştir. 24 Ekim 2013 tarihli mail çıktısının incelenmesinde, davalı karşı davacı … yetkilisi tarafından davacı karşı davalı yetkilisine gönderildiği, mailin içeriğinden; ürünlerin 18 gün geç çıkartılması, bazı ürünlerde oluşan hasar ve ürün çıkış ihbarnamelerinin ve istenilen bilgi ve belgelerin ulaştırılmaması nedeniyle ürünlerin geri gönderildiği ve ödemelerin şuan için yapılmadığı bilginin verildiği anlaşılmıştır. Yine davalı- karşı davacı yetkilisi tarafından davacı karşı davalı yetkilisine gönderildiği anlaşılan 23 Ekim 2013 tarihli mail çıktısında ise, ürünlerin belirtilen ilk tarih olan 04.10.2013 tarihinden 18 gün sonra çıkış yaptığı, plaka ve çıkış bilgilerinin halen taraflarına ulaştırılmadığı, 21.10.2013 tarihinde bir araç ile ilgili çıkış bilgilerinin gönderildiği ancak diğer araçlarla ilgili herhangi bir bilgi verilmediği, hasar gördüğü bildirilen ürünlerin çıkış yaptığından dahi … firmasının haberinin olmadığı, gecikme ve hasar gören ürünlerden dolayı maddi ve manevi kayıplara uğramış oldukları bildirilmiştir. Dosya içerisindeki dolaşım belgesinin incelenmesinde; ihracatçının …, malın gönderildiği şahsın Almanya’da mukim bir şahıs, varış ülkesinin Almanya, emtianın brüt ağırlığının 1.760,00 kgs olduğu, dolaşım belgesinin alt kısmında ihracatçının kaşe ve imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki gümrük belgesinin incelenmesinde; gümrük idaresinin Halkalı Gümrük İdaresi olduğu, beyanname tanzim tarihinin 04.10.2013 tarihi olduğu, taşıma aracının kamyon olarak gösterildiği, 1 kap 20 adet ışıklı reklam panosu yedek parçası şekildeki emtianın beyannameye konu edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki ” tır karnesi ” şeklindeki belgenin incelenmesinde 14.10.2013 tarihinde tanzim edildiği, çıkış gümrüğünün Halkalı çıkış kapısının … olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök raporunda, her iki taraf ticari defterlerinin incelendiği, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, … ticari defterlerinde takibe ve davaya konu edilen üç adet faturayı karşı tarafı borçlandıracak şekilde kayıt ettiği, bu sebeple 2.969.78 TL ( 1100 Euro’nun 31.10.2013 tarihi itibariyle karşılığı) alacaklı olduğu görülmüştür. …. A.Ş. ise, söz konusu faturaları yine ticari defterlerine kayıtlamakla, bu faturaları ödemediği anlaşılmıştır. Bahsi geçen kök bilirkişi raporunda dosya içerisindeki ”nakliyeci makbuzu” başlıklı bir kayıt 1100 kg yük için taşımayı tespit eden 04.10.2013 tarihli belge, 03.10.2013 tarihli yükleme talimatı, gümrük dolaşım belgesi ve 22.10.2013 tarihli 340 Euro bedelli navlun alacağı faturası incelenmekle; 3 ayrı fatura konusu mal için 3 ayrı fatura sözleşmesi yapıldığı, taşınan yükün kısmı parsiyel taşıt yükü olduğu, 04.10.2013 tarihinde taşımaya alınan yükün 20 günü bulan gecikmenin ardından 24.10.2013 tarihinde taşındığı, taraflar arasındaki 24.10.2013 tarihli mail yazışmasında … bu durum karşısında zararı karşı tarafa yansıtabileceğini bildirdiği, zaten 23.10.2013 tarihindeki mailde de … A.Ş.’nin 1100 kg yükte hasar olduğunu kabul ettiği, yine taraflar arasındaki mail yazışmalarında … A.Ş.’nin hasarın kırılma şeklinde olduğunu kabul ettiği, ancak söz konusu hadiseye ilişkin herhangi bir hasar tespit tutanağı bulunmadığı ve eksper çalışması yapılmadığı, 28 adet cam kapı emtiasından 22 adedi kırılmış olmakla 8 adedinin birim fiyat 190 Euro 14 adedinde birim fiyat 220 Euro hesabıyla varma yeri fiyatları gözetildiğinde toplamda 4600 Euro hasar zararının kabul edilebileceği, teslim DAP şeklinde olduğundan navlun ve gümrük giderlerinin malın bedeli içinde kabul edilebileceği, bu sebeple davacının uğradığı zararın 4600 Euro olduğu, sadece 1 yük açısından hasar meydana gelmekle … Alman müşterisinden mal bedellerini alamamasından dolayı bu bedellerin tümünün değeri kadar zarara uğramış olduğunun kabulünün mümkün olmadığı tespitleri yapılmıştır. Dosya içerisinde 12.12.2017 tarihli ek raporun incelenmesinde; kök raporlardaki kanaatin aynen devam ettiği, 1100 kg brüt emtia bakımından 4600 Euro tutarında hasar oluşmakla, CMR m.23/1 gereği, çıkış yeri fiyatı ve navlun tazmin edilmesi gerekmekte olup bu bağlamda …. 4600 Euro tazminat alması halinde 340 Euro navlun bedelini de ödemesi gerekeceği, o halde … söz konusu taşımadan dolayı navlun hariç zararının 4.260 Euro olduğu, … A.Ş. Bunu öderse ayrıca navlun bedelini talep edemeyeceği, sonuç olarak; davalı karşı davacı … gecikme sebebiyle azamı 760 Euro navlun bedeli, hasar nedeniyle de 4.260,00 Euro olmak üzere 5.020,00 Euro tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede: Davalı karşı- davacı vekili, cevap dilekçesinde geç teslim sebebiyle zarar ve hasarlı teslim iddiasında bulunarak karşı alacak talebinde bulunmuş ise de davalının gecikmeden doğduğunu ispat edeceği zararını davacının navlun alacağından mahsup etmesi mümkün olmakla birlikte, somut olayda uyuşmazlık, davalı- karşı davacı vekilinin talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi bir yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise üç yıl olarak belirlenmiştir. Ancak, aynı maddenin devamında, “bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket (kasta eşdeğer hareket) kabul edilen kusurlarda” zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda davalı tarafça, davacı taşıyıcının taahhüt ettiği taşımanın geç ifa edilmesinde ve emtiada oluşan hasarda davacının “bilerek kötü hareketinin” neden olduğunun iddia edildiği anlaşılmakla somut olayda davacı karşılık davalı taşıyıcının bayram dönemine denk gelen yoğunluğu ve sınır kapısındaki rutin yığılmayı önceden öngörmemesi kasta eşdeğer bir kusur olarak nitelendirilemez. Dosya içerisinde davacı karşılık davalının kasta eşdeğer kusurunun bulunduğunu ortaya koyan başkaca bir delil ve belge de mevcut değildir. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin davalı- karşı davacının talepleri açısından zamanaşımı sebebiyle davayı reddetmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;Davacı- karşı davalının aynı taşıma sürecinde taşıdığı üç farklı emtia mevcut olmakla, bu husus her iki tarafın da kabulündedir. Taşıma karşılığı davalı adına üç adet navlun faturası keşide edilmiştir. Davalı karşı davacının, bahsi geçen taşımanın süresinden sonra gecikmeli olarak ifa edilmesinden ve emtiada hasar oluşmasından kaynaklı talepleri zamanaşımına uğramakla artık bu taleplere ilişkin alacak iddiasının dinlenilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla gerçekleştiği kesin olan taşıma hizmeti kapsamında tahakkuk eden üç adet fatura bedelinin tamamının ödenmesi gerekmekte olup, istinafa sadece davalı- karşı davacı vekili gelmekle, gecikme ve taşıma esnasında oluşan hasar nedeniyle hiç bir şekilde navlun ücretine hak kazanılamayacağına ilişkin istinaf nedeninin kabulü mümkün değildir. Bahsi geçen sebeplerle davalı- karşı davacının asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Tüm bu açıklamalar kapsamında mahkeme karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı-karşı davacı vekilinin, asıl ve karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 98,19 TL nispi istinaf karar harcının, istinaf eden davalı- karşı davacıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı-karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.02.2021