Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/706 E. 2021/218 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/706
KARAR NO: 2021/218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2015/1142 Esas – 2018/1189 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten alacağı nedeniyle Üsküdar … Noterliğinin 01/07/2015 ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacak talebinde bulunulduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı vekilinin, icra takibinde alacağın 12.233,44 TL’lik kısmını kabul ettiğini ve ferileri ile birlikte dosyaya ödediğini, kalan 133.042,88 TL’lik kısma itirazda bulunulmak suretiyle icra takibini bu tutar yönünden durdurduğunu belirterek, davalının icra dosyasına vaki kısmi itirazının iptaline, itirazın haksız ve kötü niyetli yapılmış olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında özetle: müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 25.02.2013 tarihli tedarik sözleşmesi imzalandığını, davacı ile devam eden ticari ilişki kapsamında, sözleşmenin ilgili hükümleri ile ticari teamüllere uygun olarak davacıya iade faturalarının düzenlenerek, tebliğ edildiğini, ancak davacının haksız yere söz konusu faturaları defterlerine işlemekten kaçındığını ve iade ettiğini, davacı şirketin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini süresinde ve tam olarak yerine getirmediğinin taraflar arasındaki e-mail, fax gibi yazışmaları ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline, davacının davada ret olunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı ile davalı arasında 25/02/2013 tarihli tedarik sözleşmesinin bulunduğu davacı ile davalı ve davalı ile birleşen … şirketi arasında tedarik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesabın oluştuğu, davalının birleşen şirket yönünden hesap hareketlerine itiraz etmesi nedeniyle davalıda bulunan davalı ile birleşen … şirketi kayıtlarının da incelendiği davacı kayıtlarında yer alan 29 adet faturanın davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturaların toplam bedeli olan 25.891,29-TL’lik tutar yönünden hizmet ifasının veya mal tesliminin davacı tarafından gerçekleştirildiğinin toplanan deliller uyarınca ispatlanamadığı davacı kayıtlarında toplam alacak miktarının 246.196,18-TL görülmesine karşın incelenen davalı kayıtları ile burada yer almayan 4.617,02-TL ve 49.197,02-TL’nin belirtilen tutarının tenzili suretiyle davacının bakiye alacağının 192.382,14-TL olarak kabulünün gerekeceği, ancak taleple bağlılık kuralı gereğince davacının icra takibini 145.026,00-TL asıl alacak ve 250,32-TL işlemiş faiz üzerinden başlattığı ve bu borcun 12.233,44-TL sinin davanın kabulünde olduğu gözetilerek bakiye alacak olarak tespit edilen 133.042,88-TL üzerinden…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 133.042,88 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı yanın defterlerinin açılış ve kapanışları her ne kadar usule uygun yapılmış olsada bilirkişi raporlarında tespit edilen çelişkiler göz önünde bulundurulduğunda söz konusu defter içeriklerinin usul ve yasaya uygun, düzenli ve gerçeği yansıtır şekilde tutulmadığını, bu durumda davacı defter ve kayıtlarının delil teşkil edemeyeceği açıkken ilk derece mahkemesinin defter ve kayıtlarına güvenle hareket ederek davanın kabulüne karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Karara esas teşkil eden sayın bilirkişi heyeti raporun 9. sayfasında … şirketinde kayıtlı olup davacıda kayıtlı olmayan 22 adet fatura toplamı 319.313,59 TL nin davalı tarafından ispata muhtaç olduğunu ve davalı lehine değerlendirilemeyeceğini raporladığını ve ilk derece mahkemesinin bu kayıtların gerçeği yansıttığına ilişkin ispat belgeleri bildirmelerine rağmen celp etmeden ve incelemeden hüküm kurduğunu, Her ne kadar ilk derece mahkemesince alacağın likit olması ve itirazın kötü niyetli olması gerekçesi ile davalı şirket aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmişse de incelenen davada ne alacağın likit olduğunu ne de davalı şirketin kötü niyetinin mevcut olduğunu, bu nedenle de kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı şirketin ise …’yı devir aldıktan sonra …’nın defterlerinde görülen davacıya olan tüm borcu kuruşu kuruşuna ödendiğini, davalı şirketin, … defter ve kayıtlarına güvenerek yaptığı ödeme sonrası borcun kalmadığını bilmekte olup itirazında kötü niyetli addedileyeceğini, bu sebeple de ilk derece mahkemesinin davalı şirketi kötü niyetli addederek %20 icra inkar tazminatına mahkum etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının, davalı şirketten olan sözde alacağının likit olmadığını, ilk derece mahkemesinin alacağın likit olduğu yönünde ki tespiti ile bu sebeple %20 icra inkar tazminatına hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasın ve yeniden yargılama yapılarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında tedarikçi sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacının daha önce ticari ilişki sürdürdüğü … A.Ş. ile birleştiği anlaşılmaktadır. Davacının davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili için başlattığı takibe davalının 12..233,44 TL borcu bulunduğunu kabul ederek ferileriyle takip dosyasına ödediği, bakiye borca itiraz ederek takibin bu kısım durduğu, davacının da itiraza uğrayan 133.042,88 TL asıl alacak yönünden davalı itirazının iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Tarafların ve davalı ile birleşen … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alının 05.10.2015 tarihli bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre, davalı ile birleşen … A.Ş.’nin defterlerinde kayıtlı olan ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan fiyat farkı, indirim, reklam, palet çalışması, açılış ürünü açıklamalı 22 adet toplam 319.313,59 TL tutarlı faturaların tedarik sözleşmesi hükümleri uyarınca dayanağının kanıtlanmadığı da gözetildiğinde, taraf kayıtları kapsamında ve taleple bağlı olarak takip tarihindeki davacı alacağı dikkate alınarak kurulan hüküm isabetlidir. Gerek tarafların gerekse davalı ile birleşen … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları incelenerek bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporunda tarafların lehe ve aleyhine kayıtlarının birlikte değerlendirildiği, mahkemece de hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre, tarafların lehe ve aleyhine kayıtların dayanakları ile değerlendirilerek sonuca gidildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin usulüne uygun olmayan davacı defterlerine üstünlük tanınarak hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı ile birleşen dava dışı … A.Ş.’nin davacı aleyhine düzenlediği fiyat farkı, indirim, reklam, palet çalışması, açılış ürünü açıklamalı 22 adet toplam 319.313,59 TL tutarlı faturaların dayanağının ispatlanmadığı da dikkate alındığında, tek başına düzenlenip davacıya tebliğ edilmiş olması davacı aleyhine değerlendirilemeyecek olup, sonuca etkili olmayacağı da gözetildiğinde, davalı vekilinin bu faturaların davacıya tebliğ edilen kurumlardan tebliğ belgelerinin araştırılmaksızın hüküm kurulduğu yönündeki istinafı da yerinde görülmemiştir. Davacı alacağının faturaya ve açık hesaba dayalı olduğu, bu surette likit alacak olduğu anlaşılmakla, icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan, davalı vekilinin müvekkili aleyhine inkar tazminat koşulları bulunmadığı yönündeki istinafı da yerinde değildir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporundaki tespitler ve taleple bağlılık ilkesi ışığında kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 6.816,06 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18/02/2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.