Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/690 E. 2021/289 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/690
KARAR NO: 2021/289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI: 2017/439 Esas – 2018/649 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı dava dilekçesinde; silah ruhsatı alınması için …’a vekaletname verdiğini, … adlı biri tarafından davacının ihyası talep edilen … Şirketinin ortağı ve müdürü olarak atandığını, davacının şirketin varlığından dahi haberdar olmadığını, bu işlem nedeniyle hukuk ve cezai sorumluluk altına girme olasılığının yüksek olduğunu, davacının şirketteki ortaklık ve müdürlüğüne ilişkin işlemlerin iptali istemi ile diğer davalılar yanında terkin edilen şirkete karşı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, yargılama sırasında davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını, davanın sonuçlandırılabilmesi için şirketin ihyasının gerektiğini bildirmiş, … Şirketi’nin ihya edilerek ticaret siciline tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili kurumun TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca yasal zorunluluk nedeniyle şirketin terkinine karar verildiğini, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacakları bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davaya konu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil no’sunda kayıtlı … Şirketi’nin TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında Ticaret Sicil Müdürlüğünce sicil kaydı 07/07/2014 tarihinde resen terkin edilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 esas sayılı dosyasında davacı terkin edilen şirket hakkında 12/09/2013 tarihinde şirket ortaklığı ve müdürlüğüne ilişkin işlemlerin iptali istemli dava açmış, 31/01/2018 tarihli duruşmada ihya davasının sonuçlanmasının beklenmesine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 esas sayılı dosyasındaki davanın taraf teşkili sağlanarak görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, davanın İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 esas sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin davacı ve … dışındaki son yetkili temsilcilerinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir. İhyası talep edilen şirketin 08/10/2007 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilen 19/09/2007 tarihli kararıyla …, …, …, … ve …’ün şirket yetkilisi olarak seçilmelerine, bu kişilerin şirket müdürlerinden … ile birlikte atacakları müşterek imzaları ile şirketi temsil ve izama yetkili kılınmalarına karar verilmiştir. …’ın uyaptan alınan belge örneğinde cezaevinde tutuklu ya da hükümlü bulunduğu görülmekle bu yetkili kişi, tasfiye memuru olarak atanmamıştır. Bunun dışında belirtilen kararla yetkili olarak atanan kişiler tasfiye memuru olarak atanmış, her ne kadar kısa kararda davacının da tasfiye memuru olarak adı geçmiş ise de davacının kısa kararda tasfiye memuru olarak adının geçmesinin nüfus kayıtlarının peş peşe okunması nedeniyle hükümde maddi hata sonucu yer aldığı, davacı olan …’in tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün bulunmadığı açık olmakla maddi hata duruşmadan sonra fark edilmiş, verilen kısa karar hükmüne uygun olarak yalnız kısa kararda tasfiye memuru olarak adı geçen davacının adının hükmün ikinci maddesinden çıkarılması ve maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesi suretiyle hükmün dosya kapsamına uygun olarak düzeltilmesinin mümkün bulunduğu, hatanın maddi hata niteliğinde olduğu açık bir biçimde belirgin olmakla HMK’nun 304 (1) maddesi uyarınca hatanın gerekçeli kararda resen düzeltilmesi yoluna gidilmiş, hükmün ikinci maddesi taraflara dosya kapsamına ve davadaki isteme uygun şekilde düzeltilmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olmasına rağmen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 esas sayılı dosyasında derdest dava var iken ve TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında terkin öncesi ihtarı yalnız ilan yoluyla yaptığı, şirket yetkililerine ihtarı tebliğ etmediği, böylece usulsüz şekilde terkin işlemini yaptığı, buna bağlı olarak dava açılmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7.maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Müvekkilinin resen terkin kapsamına giren dava konusu şirkete ve yetkilisine 03.04.2014 tarihinde mevzuat gereğince ve buna uygun bildirim (ihtar) gönderdiğini, şirket yetkilisi ve şirketin ticaret sicildeki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının adreste tanınmadıkları gerekçesiyle iade edildiğini, tüm bu tebligatlara ek olarak ayrıca dava konusu şirketin terkin edileceği husunun TTK geçici m.7/f-4a kapsamında 26.03.2014 tarih ve 8539 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan da edildiğini, iş bu ihtarın ulaşmadığı durumda yapılan bu ilanın tebliğ yerine geçeceğinin hükme bağlandığını, tüm bunlara göre yapılan işlemin yasa ve mevzuata uygun olduğunu, Müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, müvekkilinin yasal hasım olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, Yargıtayın emsal içtihatlarının bu yönde olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın yargılama giderleri yönünden düzeltilmesine ve savunmaları doğrultusunda yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmeni istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı ve kayıtlarıyla ihyası istenilen limited şirketin, 07.07.2014 tarihinde, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden kaydının silindiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır. Mahkemece derdest davası bulunan şirketin terkin edildiğini, TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca usulüne uygun şekilde ihtar yapılmadığı, ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı ve şirket yetkililerine ihtar tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili ise 03.04.2014 te şirket ve yetkilisine şirket kayıtlarındaki adreslerine gerekli ihtarın gönderildiğini, ancak adreste tanınmadıkları gerekçesi ile iade edildiğini, TTK geçici 7/f.4-a maddesi uyarınca şirketin terkin edileceğinin kapsama giren diğer şirketlerle birlikte 26.03.2014 tarih ve 8539 sy Ticaret Sicil Gazetesinde ilanının yapıldığını savunmuştur. Ancak davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne mahkemece yazılan yazıya verilen cevap ve eklerinde TTK’nın geçici 7. maddesine göre Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan genel ilan dışında, şirket yöneticilerine ihtarat çıkarttığına ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Buna göre davalı tarafından, ihyası istenen şirket yöneticileri adına çıkartılan bir tebligatın bulunduğu kanıtlanmamış olmakla, davalının yukarıda bahsi geçen mevzuata ilişkin yasal yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olması sebebiyle, davacının davasının kabulü yönünde kurulan hükümde ve davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usule aykırılık bulunmadığından, aksi yöndeki davalı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak ihyası istenen şirketin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiş olduğundan, ihyasına karar verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından ve silinme sebebine göre de tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından şirkete tasfiye memuru atanması doğru olmamıştır. Bu nedenle hükmün 2 nolu bendinin hükümden çıkarılarak ilk derece mahkemesinin kararının resen düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir (Emsal Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629-2017/6341 E.K ve aynı Dairenin 25/01/2017 tarih ve 2016/14991 -2017/481 E.K.sayılı ilamları ). Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, hükmün tasfiye memuru atanmasına ilişkin 2 nolu bendinin HMK’nın 33 ve 355. Maddeleri uyarınca resen hükümden çıkarılması gerektiğinden, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca hükmün resen düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı Yasanın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edilmiş olan … Limited Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1202 Esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla, Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına, 2-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harçtan peşin yatırılan 31,40 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı yararına takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL nispi peşin harç, 72,00 TL altı adet tebligat gideri ve 20,10 TL iki adet müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 154,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatarın tarafa iadesine, 9-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; peşin istinaf karar harcının talep halinde iadesine, b-Kararımızın mahiyetine göre, davalı tarafça yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, c-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 10-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesi tarafından taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 04/03/2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işi olduğundan, karar kesindir.