Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/683 E. 2021/791 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/683
KARAR NO: 2021/791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2018 tarihli gerekçeli karar ile 26.12.2018 tarihli ek karar
NUMARASI: 2014/477E. 2018/892K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili davasında özetle; …’ün 30/12/2009 tarihinde ağabeyi … ile televizyon seyrettikten sonra aynı odada ayrı kanepelere yatarak uyuduklarını, anneleri …’in sabah uyandığında …’ın öldüğünü ve …’ün baygın olduğunu gördüğünü, anne …’in de hayati tehlike geçirdiğini, tedavisinin basit bir şekilde tedavi edilecek cinsten olmadığını, olay yerinin mesken olup ocak ve şofbende doğalgaz kullanıldığını, mutfak camında bulunan havalandırma menfezinin kiracı olarak daireye girdiklerinde kapalı olduğundan aynı şekilde kaldığını, … şofben baca sensörünün iptal edilmiş olduğunun veya çalışmadığının ölüm olayından sonra … yetkilileri tarafından yapılan incelemede tespit edildiğini, …/… şofbenin 06/06/2008, 01/07/2009, 08/07/2009 tarihlerinde servisince incelendiğini ve bakımının yapıldığını, satış sonrası hizmetler yapılırken baca sensörünün çalışmadığının tespit edildiğini, ancak bu eksikliğin giderilmediğini, Eskişehir’de doğalgaz dağıtımını davalı … şirketinin yaptığını ve Tehlikeli Maddeler ve Tüpgaz Sorumluluk Sigortaları Hakkında Karar gereği Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortasını … Sigorta A.Ş.’ye yaptırdığını, sigorta şirketinin üçüncü kişilere verilecek bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarının poliçede yazılı teminat limitlerini ve ilişik genel şartlar çerçevesinde temin ettiğini, … Sigorta’nın sigorta şartları gereği kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, olayla ilgili cezai takibatın Eskişehir C.Başsavcılığı tarafından 25/02/2010 tarihinde … soruşturma, … karar nolu kararla koğuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlandırıldığından bahisle, …’ün ölümünden dolayı Anne …’e 80.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, baba …’e 70.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile …’ün ölümü ile diğer oğul …’ün hayati tehlike geçirecek şekilde hastalanmasından ve sakat kalmasından dolayı da 50.000,00 er TL manevi tazminatın, … kendisinin hayati tehlike geçirmesi ve halen tedavi görmesine rağmen sol göz ve sağ ayakta kayıplara uğradığından dolayı tedavi giderleri ve beden gücü kaybı olarak 50.000,00 TL. maddi tazminat ile kendisinin çektiği acı ve ızdıraplar yanında kardeşi …’ın ölümünden dolayı çektiği acı ve ızdıraplar karşılığı olarak ta 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 330.000,00 TL tazminatın, olay tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta vekili savunmasında özetle; müvekkili … Sigorta’nın 04/04/2009-04/04/2010 vadeli “Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sigorta Poliçesi” ile davalı … A.Ş.’nin sorumluluk sigortacısı olduğunu, müvekkili şirketin azami sorumluluğunun vefat halinde 150.000,00 TL tedavi giderleri için 150.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, sigortalının sorumluluğunun sabit olması durumunda ancak uğranılan gerçek zararın poliçe limiti dahilindeki tutarla sınırlı olduğunu, davaya konu olayın gerçekleşmesinde müteveffa ile davacı anne ve kardeşin kusurlu hareketleri/hareketsizliklerinin de söz konusu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı davalı … A.Ş.’nin olaydaki kusursuz sorumluluğunu kaldıran, zarar ile sorumluluk arasındaki nedensellik bağını kopartan bir sebep bulunduğunu, müvekkilinin doğalgaz dağıtım şirketi olarak abonelerini bilgilendirme ve uyarı görevini yerine getirdiğini beyan ederek, davanın reddine, avans faizi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili savunmasında özetle; dava konusu ürünün “…” marka olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili yönünden öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu üzücü olayın gerçekleşmesinde müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, asıl sorumlunun davacılar olduğunu, olay günü sofbenin çalışmadığı ve çalışmayan şofbenin karbonmonoksit sızdırmasının mümkün olmadığını ve dava konusu olayın şofben kaynaklı olmadığının sabit hale geldiğini beyan ederek, müvekkili … A.Ş. yönünden davanın öncelikle husumet yönünden, olmadığı takdirde esas yönünden reddine, üretici ve satıcı firma olması sebebiyle … A.Ş.’ ye davanın ihbarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili savunmasında özetle; davaya konu olayın savcılık aşamasında toplanan delillerden doğalgaz sızıntısından kaynaklanmadığının anlaşıldığını, baca gazı olarak bilinen karbon monoksit zahirlenmesi olduğunu, zehirlenmenin doğalgaz’dan kaynaklanmadığını, bu nedenle olayla müvekkili dağıtım şirketinin faaliyeti arasında bir illiyet bağı bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyadaki bilgi, belgelere, özellikle 801182 İş Emri Nolu ‘Müşteri Sözleşmesi İşletmeye Alma ve Gaz Açma İş Emri’ne göre davacı …’in abonelik sözleşmesine istinaden gaz verilmesinden önce yapılan incelemede iç tesisatın uygun olduğu tespit edildikten sonra … A.Ş. ce gaz verildiği anlaşıldığından …’ın gerçekleşen dava konusu olaya ilişkin herhangi bir kusuru bulunmadığı ve bu sebeple husumet yöneltilemeyeceği, dolayısıyla onun sorumluluk sigortacısı … SİGORTA A.Ş.ne de husumet yöneltilemeyeceği, buna karşılık dava dosyasında davacı …’in ifadesinde daireye taşındığında menfezlerin kapalı halde bulunduğu belirtildiğinden, davacının … A.Ş.nin gaz verirken yaptığı incelemede gerçekte baca sensörleri devre dışı ve menfez kapalı olduğu halde iç tesisat uygunluk raporu vererek gazı açtığını ispat ettiği ihtimalde ise, kusurlu olacağından … A.Ş.ne ve onun sorumluluk sigortacısı … SİGORTA A.Ş.ne husumet yöneltilebileceği; bu ihtimalde … A.Ş.nin %25 kusurlu sayılacağı, bunun sonucunda kusurlu yetkili servis hizmetinden dolayı sorumlu kabul edilen … A.Ş.nin kusur oranının %50 olacağı,kullanıcı …’in ise %25 oranında kusurlu olacağı’ şeklinde görüş bildirdikleri anlaşılmıştır. Taraflarca rapora itiraz edilmiş, itirazlar ek raporda değerlendirilmiş ve kök raporda varılan sonuçları değiştirecek bir husus bulunmadığı bildirilmiştir. Teknik bilirkişi tarafından belirlenen seçenekli kusur oranları incelendiğinde; davalılardan … A.Ş.nin davacıların kiracı oldukları eve taşınmalarından önce kurulan doğalgaz sistemine onay verdiği tarihte dairedeki menfezlerin kapalı bulunduğu, baca sensörlerinin devre dışı olduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, davacının kiracı olarak taşındığı tarihte doğalgaz sisteminde kendisinden önceki veya kendisi tarafından ne gibi değişikliklerin yapıldığı anlaşılamadığından ilk doğalgaz sistemini açan … A.Ş. Ve onun sigortacısına sorumluluk yüklenemeyeceği kanaatine varılmıştır.Bu nedenle şofbenin ve atık gaz borusunun takılı olduğu bacanın periyodik bakımınını ve temizliğini zamanında yaptırmayan, menfezleri kapalı olarak kullanan davacının olayda %25 oranında kusurlu olduğu, şofbenin ve bacanın servis hizmetini veren … Yetkili teknik servisinin 06/08/2008 tarihinde, 01/07/2009 tarihinde, 08/07/2009 tarihinde yapmış olduğu bakım ve onarımları sırasında baca sensörünün çalışmadığının tespit edilerek bu eksikliğin giderilmesi gerektiği halde yetkili servis tarafından eksikliklerin giderilmesi konusunda gerekli işlem yapılmadığı, tutanak tutulmadığı, davacıya ve ilgili yerlere gerekli uyarıların yapılmadığı anlaşılmakla, meydana gelen kazada %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacılar vekili 31/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi sunarak davacı … için 225.737,91 TL. maddi tazminata yükselttiklerini, bu durumda toplam maddi tazminat taleplerinin 352.317,19 TL. olduğunu beyan ederek harcını tamamlamıştır. Belirlenen kusur durumu, vefat eden ve yaralanan kişilerin yaşları, bedensel zararlar, zarar süreleri, gelir durumları, yaşamlarının aktif ve pasif dönemleri, desteklik durumu, destek payları, kazanç unsurları nazara alınarak düzenlenen aktüerya raporunun olayın oluşuna ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır.Davalılar … ve onun sigortacısı … (…) sigortanın kusurları bulunmadığı ve tazminat şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla bu davalılar yönünden tazminat davasının reddine,davalı … yönünden maddi ve manevi tazminat davasının ayrı ayrı kısmen kabullerine karar verilmiş, olayın oluş şekli, kusur durumu, hakkaniyet ilkeleri nazara alınarak olayda vefat eden …’ün anne-babası ve kardeşi olan davacılar yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı …’ün kendi yaralanmasından dolayı manevi tazminat talebinin kısmen kabulü gerektiği,..” gerekçesiyle, davalılar … ve …(…) Sigorta yönünden maddi tazminat davasının reddine, davalı … yönünden maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile anne … için 68.583,89 TL, baba … için 57.995,39 TL destekten yoksun kalma tazminatının, … için toplam 225.737,91-TL kalıcı ve geçici işgöremezlik tazminatının, olay tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davalı … yönünden manevi tazminat davasının reddine, davalı … yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı … için 30.000,00 TL, Davacı … için 30.000,00 TL ve Davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ek karına karşı da davalı … (…) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davadaki iddialarını tekrarlamış ve doğal gazdan doğan tehlike sorumluluğu gerçekleşmiş olup … A.Ş.’nin de kusursuz sorumlu olduğunu, İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/17E. sayılı dosyasında takip edilen davada Ümraniyede …’ın verdiği doğal gazın kullanıldığı dairede genç iki ölüm meydana gelmiş olup Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasına 11.02.2015 tarihinde verilen raporda, …’ın kusursuz sorumlu olduğuna dair tespitin yapılmış olduğunu, aynı olay nedeniyle yine Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuş olan 26.11.2013 tarihli iş güvenliği uzmanının …’ı kaçınılmazlıktan sorumlu tutan raporunun mevcut olduğunu, Davada doğalgaz firması … A.Ş.’nin faaliyetinden doğan ölüm ve iki yaralanma olayı gerçekleşmiş bulunduğundan TBK hükümleri, sunulan emsal bilirkişi raporları, Yargıtay kararları ve AİHM kararları nedeniyle özen sorumluluğu, tehlike sorumluluğu, yaşam hakkının ihlali sorumluluğu nedenleriyle asıl davalıların kusursuz sorumlu olarak müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedilme gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, haklarındaki dava reddedilen davalılar hakkındaki hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davadaki savunmalarını tekrarlamış ve 27.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili şirkete %50 oranında kusur atfedildiğini, söz konusu rapora karşı 21.03.2017 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş olmasına rağmen itirazlarının dikkate alınmadan ek rapor hazırlandığını, Uzamış ceza zamanaşımının bu davada uygulanmasının mümkün olmadığını, çünkü haksız eylemin suç niteliğini taşımasının yeterli olduğunu, asli kusurun havalandırma menfezini kapatmak veya kapatılmasına müsaade etmek şeklindeki eylemiyle …’de olduğunu, şofben montajının … A.Ş. veya yetkili servisleri tarafından yapıldığı iddiasının dosya kapsamıyla ispatlanmadığını, yine … marka olduğu iddia edilen şofbenin ayıplı olduğunun ispatlanmadığını, olay günü şofbenin çalıştığını gösterir hiçbir delilin dosyada bulunmadığı, çalışmayan şofbenin karbonmonoksit gibi zehirli bir gazı yaymasının mümkün olmadığını, başka bir dairenin bacası ile davacıların bacasının ortak olup, diğer bacada yanan şofben veya kombinin yanmış gazının, baca sağlıklı çekmediği için davacıların evine dolmuş olma ihtimalinin de bulunduğunu, şofben cihazının çok eski bir cihaz olması, üzerinde markasının yazılı olmaması ve marka serigrafisinin silinmiş olması karşısında, … A.Ş.’nin teknisyeni tarafından dava konusu … marka ürün ile müvekkili … A.Ş.’nin ürünü ile aynı olduğu için sehven müdahalede bulunulmasının mümkün olduğunu, ilk gaz açışı sırasında havalandırma menfezinin açık olup olmadığı ve gaz kaçak dedektörü konusunda gerekli kontrol ve uyarıları yapmayan şehir şebekesine doğal gaz dağıtımı yapın diğer davalı …’ın kusurunun bulunduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayandığından ilk derece mahkemesince söz konusu rapora dayanarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkili aleyhindeki davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … (…) Sigorta vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ek kararda tavzih taleplerinin 2. no’lu talebinin incelenmemiş ve değerlendirilmemiş olduğunu, eksik inceleme ile verilen tavzih ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince düzenlenen 26.09.2018 tarihli gerekçeli kararda müvekkili şirket hakkında açılan davanın tamamı reddedildiği halde, müvekkili şirket lehine kısmi yargılama gideri hesaplanmış olduğunu, işbu karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, ”yargılama giderleri” başlığında altında düzenlenen 2. madde ile 3. maddede yer alan hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmakla, taleplerine konu tavzih ret kararının kaldırılması gerektiğini, Mahkemece müvekkili şirket yönünden reddedilen kısma isabet eden yargılama giderinin hesaplanmasının hatalı olduğunu, davalı … hakkında da dava reddedilmiş, ancak yapılan masrafların (… tarafından) tamamanın davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine karar verilmiş olduğunu, ilk Derece Mahkemesince müvekkili şirket tarafından yapılan masrafların tamamanın davacılardan alınarak müvekkili şirkete verilmesine dair hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk Derece Mahkemesi’nin 26.12.2018 tarihli ek kararının istinafen kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava; gaz zehirlenmesinden kaynaklı ölüm ve maluliyet nedeniyle destekten yoksun kalma, çalışma gücü kaybı, tedavi giderleri sebebiyle maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Müteveffa …’ün banyodaki şofbenin ürettiği korbonmonoksit gazını soluması neticesinde vefat etmiş olup, … ise bedensel zarara uğradığı, somut olayda, …’ün ölümünden dolayı Anne … ve baba …’ün destekten yoksun kalma tazminatı, yine anne … ve baba …’ün …’ün ölümünden ve diğer çocukları …’ün malul kalmasından kaynaklı manevi tazminat talep ettikleri, davacı …’ün ise kendisi için maluliyetten ve tedavi giderlerinden kaynaklı tazminat, kardeşi …’ın ölümünden ötürü de manevi tazminat talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davalı …; hadisenin vuku bulduğu meskende gazı ilk açan ve gaz temini yapan şirket; davalı … (…) ise onun sorumluluk sigortacısıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekili ile davalı … vekili ve ek karara karşı da davalı … vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki 09.03.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda, …’ün 30.12.2009 tarihinde maruz kaldığı karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olarak %38 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu ve iyileşme sürecinin dört aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince alınan makine mühendisi, hukukçu ve endüstriel yangın ve patlayıcı uzmanı üç bilirkişi tarafından kaleme alınan kök raporda; … ve oğullarının ikamet ettikleri meskende doğalgaz kullanıldığı, şofbenin mutfakta olduğu, servis fişlerinin incelenmesinde, 06.08.2008-01.07.2009-08.07.2009 tarihlerinde bakım ve onarımları yapılmış olan marka ve modeli …-… olarak yazılı olan şofbenin … servisi tarafından bakımı yapılırken baca sensörünün çalışmadığı tespit edilip eksiklik giderilmediği, şofbenin baca sensörünün sökülmüş olması durumunda çekmeyen tıkalı bacanın algılanacağı, şofbenin pilot alevini söndürerek gazı da kesmiş olacağı, bacanın yıllık periyodik temizlik işlemlerinin de yapılmamış olması sebebiyle kullanıcının %25 kusurlu olduğu, ancak bahsi geçen nedenlerle … servinin de %75 kusurlu olduğu, ”Müşteri sözleşmesi işletmeye alma ve gaz açma iş emri ” isimli belgede tespit edildiği üzere söz konusu meskende gaz verilmesinden önce yapılan incelemede iç tesisatın uygun olduğunun tespit edildiği, akabinde … A.Ş. tarafından gaz verildiği sabit olduğundan, …’ın somut olayda kusurunun bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. 07.12.2017 tarihli ek raporda, dosya içerisinde … A.Ş.’nin menfezin kapatılmaması doğalgaz bağlantısı olan bacaya başka cihaz bağlanmaması yönünde basın ve medyada çeşitli uyarılara yer verdiği, aynı uyarıyı …’nin dava konusu abonelik sözleşmesi içinde yapmış olduğu, tüm dosya kapsamında …’ın iç tesisat uygun olmamasına rağmen söz konusu meskene ilişkin gazı açmış olduğu yönünde hiçbir delil bulunmadığı, davacı …’in 23.01.2010 tarihli müşteki sıfatıyla verdiği tutanakta da doğalgaz sofbenin iç tesisatta baca sensörünü iptal edildiği ve havalandırma menfezi kapılı şekilde sofbeni kullandığı yönünde ifadesi bulunduğu, dolayısıyla davacının da %25 kusurunun olduğu yönündeki kanaatlerini aynen korudukları, daireye ilk gaz verildiğinde yapılan incelemede şofben markasının …irdöküm olduğu bilinse de olayın vukundan kısa süre önce …/… yetkili servisinin verdiği hizmet sırasında düzenlenmiş iki ayrı servis fişinde aynı sofbenin markasının iki farklı şekilde … ve … olarak bildirildiği, şofbenin markası bunların haricinde farklı bir marka olsa bile dava konusu olayda sensörün devre dışına bırakılarak kullanılmasını söz konusu olduğu … A.Ş.’nin yetkili servis vasıtasıyla hizmet veren bir firma olarak bakım sırasında sensörlerin devre dışı kalmış olduğu ve bu şekilde kullanılmasının tehlike doğuracağı yönünde servis fişlerine herhangi bir uyarı yazılmamış olduğu gerekçesiyle de sorumlu olduğu belirtilerek, kök rapordan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı belirtilmiştir. Tazminat hesap bilirkişisinin 11.05.2018 tarihli raporunda; davacı …’ün işgöremezlik tazminatı, baba ve annenin destekten yoksun kalma tazminatı ayrı ayrı hesaplanmış, davacılar vekilince bu hesaplama göz önünde bulundurularak 31.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi verilerek neticei talep artırılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme neticesi, davalılar … ve onun sigortacısı … Sigorta yönünden maddi ve tazminat davasının reddine, davalı … yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosaya kapsamında yapılan değerlendirmede, … A.Ş.’nin menfezin kapatılmaması ve doğalgaz bağlantısı olan bacaya başka cihaz bağlanmaması yönünde uyarıyı …’in dava konusu abonelik sözleşmesi içinde de yaptığı, yine …’ın iç tesisat uygun olmamasına rağmen söz konusu meskene ilişkin gazı açmış olduğu hususunun ispatlanamadığı, davacı …’in doğalgaz sofbenin iç tesisatta baca sensörünü iptal ederek havalandırma menfezi kapalı şekilde sofbeni kullandığı yönünde kendi ikrarının bulunduğu, daireye ilk gaz verildiğinde yapılan incelemede şofben markasının … olduğu, ancak hadiseden önce …/… yetkili servisinin verdiği hizmet sırasında düzenlenmiş iki ayrı servis fişinde aynı sofbenin markasının iki farklı şekilde … ve … olarak bildirildiği, … A.Ş.’nin yetkili servis vasıtasıyla hizmet veren bir firma olarak bakım sırasında sensörlerin devre dışı kalmış olduğu ve bu şekilde kullanılmasının tehlike doğuracağı yönünde servis fişlerine herhangi bir uyarı yazılmadığı hususları her türlü çelişkiden uzak bir şekilde ortaya konulmuştur. Somut olayda; … bayinin görevini gerektirdiği şekilde ifa etmemiş olması ile birlikte davacı …’in de bu hususta uyarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olmasına rağmen sofbenin kullanımı sırasında kusurlu davrandığı net olmakla hadise bütünüyle … A.Ş. yetkili servisi ve …’in müterafik kusuru ile meydana geldiği yönündeki bilirkişi tespitleri isabetli bulunmuştur. … servisinin yaptığı işin niteliği gereği özenli davranma yükümlülüğü göz önüne alındığında, …’in meskeninde şofbenin bakımı esnasında az yukarıda bahsi geçtiği üzere, gerekli uyarıyı servis fişine yazarak …’i bilgilendirmemiş olması bilirkişilerce isabetli olarak asli kusur şeklinde kabul edilmiş ve …’in %75 oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirmiştir. Elbetteki satın aldığı elektrikli aleti kulanım kılavuzuna aykırı olarak kullanan, yıllık periyodik bakımları yaptırmayan ve şofbenin ilk takıldığı esnada bu hususta … A.Ş.’nin elemanları tarafından uyarılmış olduğu da anlaşılan …’in de hadisenin bu şekilde vuku bulmasında %25 oranında tali şekilde kusurlu olduğu tespit edilmekle, bu şekilde tespitte de herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda, hadise baca sensörünün iptal edilerek havalandırma menfezi kapalı şekilde şofbenin kullanılması nedeniyle vuku bulmakla …’ın dosya kapsamında herhangi bir kusuru bulunmamakla …’ın kusursuz sorumluluğuna ilişkin istinaf sebepleri açısından olayın irdelenmesinde; zarara sebebiyet veren eylemin tamamen …’ın sorumluğu dışında gerçekleştiği, …’ın söz konusu meskende gazı ilk defa açmasına ilişkin eylemiyle ve gaz temin işiyle, meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı kanaati oluşmuştur. Bu nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı … vekilin, … ve onun sigorta şirketi … (…) ‘ya yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta ölüm ve yaralanma olayının, şofbenden sızan karbonmonoksit gazından kaynaklandığının bilirkişiler tarafından tespit edildiği anlaşılmakla, az yukarıda bahsi geçtiği üzere, bu hususta davacı kullanıcı … ile şofbenin için meskene gelen … servisinin müterafik kusurunun olduğu, söz konusu mesken dışında başka kişilerin ikamet ettiği bağımsız bölümlerden sızan karbonmonoksit gazı zehirlenmesinin hadiseye sebep olabileceği yönünde tüm dosya kapsamında hiçbir delil bulunmadığı, dolayısıyla davanın tarafı olmayan üçüncü bir kişinin sorumluluğunun bulunduğuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı … vekilin bu yöndeki istinaf başvurusun reddi gerekmiştir. … bayinin servis hizmeti esnasında esasen farklı bir firmaya ait şofbene hataen müdahale ederek bakım yapmış olduğuna ilişkin iddialarının irdelenmesinde; davalı … basiretli tacir gibi davranmak zorunda olup yıllardır tanınmış bir marka olarak söz konusu işle iştigal ettiği, dolayısıyla karşılaşacağı farklı durumları önceden göz önünde bulundurarak her somut olaya kendi içinde teknik olarak nasıl müdahale edeceği hususunda en üst düzeyde tecrübe ve bilgi sahibi olduğu, esasen müdahale edip etmemesi gereken bir durumda şofbenin üzerindeki yazının iyi okunamadığını gerekçe göstererek şofbene hataen müdahale edilmiş olması durumunun da … bayinin kusurlu hale getireceğinin kabulü gerekmektedir. Bahsi geçen sebeplerle … bayinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekir. Hadise anında ayıplı olduğu ve şofbenin çalışıyor vaziyette olduğuna ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı yönündeki … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; somut olayda, uzun zaman süre gelen kullanım hatasından kaynaklı olarak şofbenin o esnada gaz sızdırdığı anlaşılmakla, bu durum şofbenin nitelik itibariyle kullanım amacına uygun olmayan şekilde çalışmasına sebebiyet verdiği, bilirkişi incelemesiyle ortaya konulmuştur. Kaldı ki somut olayda, şofben üretimindeki ayıptan kaynaklı bir tazminat davası söz konusu değildir. Hadise anında şofbenin emniyet sisteminin ve bacasını çalışır vaziyette olmamasının sebebiyet verdiği teknik olarak belirlenmiş bulunmamakla, bahsi geçen istinaf sebepleri yerinde değildir. Ceza davası zamanaşımının uygulanması için haksız eylemin sadece suç niteliğinde olması yeterlidir. Bu zamanaşımının uygulanabilmesi için eylemi işleyen hakkında ceza davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması gerekli olmadığı gibi, sanığın mahkumiyet kararından sonra ölmüş olması hali de buna engel değildir. Bahsi geçen sebeplerle Davalı …’in somut olayda ceza zamanaşımının uygulanamayacağı yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davalı …( …) vekilinin istinafı sebeplerinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ek kararıyla; ”…Mahkememiz dosyasının incelenmesinde; A.A.Ü.T uyarınca gerekçeli kararda hesaplanan vekalet ücretlerinde yanlışlık olmadığı, vekalet ücretlerinde hesap hatası olsa bile bu hususun taraflara borç veya alacak yükleyecek olması nedeniyle ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre tavzih veya tashih yolu ile düzeltilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin tavzih talebinin reddine…” karar verilmiştir. Her ne kadar ek kararda, talep eden davacı vekili olarak yazılmış ise de talep edenin davalı … olduğu görülmektedir. HMK’nın 304. maddesinde hükümdeki maddi hataların resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Ancak somut olayda maddi hata bulunmadığı gibi HMK’nın 305. maddesi gereğince hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bahsi geçen sebeplerle tavzih talebinin reddi yönündeki ek karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı … (…) tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının bu davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 5-Davalı … (…) tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 22.660,69 TL nispi istinaf karar harcının davalı … A.Ş.’den tahsiline, Hazineye irad kaydına, 7-Davalı … A.Ş. tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 8-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 9-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.