Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/667 E. 2019/550 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/667
KARAR NO : 2019/550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/1228 Esas
KARAR TARİHİ: 21/01/2019
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yapılan yargılaması sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı Banka ile dava dışı tacir arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, asıl borçluya kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, hesabın kat’ından sonra asıl borçlunun konkordato talep ettiğini, kefil davalı hakkında başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, borçluların ödemelerini durduğunu, takibe de itirazları bulunmakla malvarlıklarını kaçırma, gizleme ve devretme eğilimi içerisinde bulunduklarından, davalının takibe vaki itirazının İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 21/01/2019 tarihli ara kararında: “…Somut durumda, davacı, davalı aleyhine Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle dava açmış, davanın devamı süresince davalının mal varlığının ihtiyaten haczini talep etmiş ise de dava henüz tensip aşamasında olup, davacının alacaklı olup olmadığı, Mahkememizce yapılacak yargılama ile ortaya konulacak olup, davacının istemi de buna dairdir. Bu itibarla ihtiyati haciz talep edilebilmesi için gerekli olan alacaklı sıfatı şu aşamada henüz belli değildir.”Öte yandan, somut durumda para borcunun mevcudiyeti de vadesinin gelip gelmediği de Mahkememiz nezdinde uyuşmazlık konusudur. Davalının anılan dava konusundan sorumlu olup olmadığı şu aşamada belli olmayıp, buna göre davalının borçlu sıfatı da çekişme konusudur. Vadesi gelmemiş alacaklar içinse, ihtiyati haciz talebinin dava dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi ve Mahkememiz değerlendirme tarihi nazara alındığında borçluların muayyen yerleşim yerleri olup olmadığı belli olmadığı gibi, Yasada tahdidi olarak sayılan ‘taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa’ hallerinin gerçekleştiğine dair somut bir emare de bulunmamaktadır. Davalının ekonomik sosyal durum araştırmaları yapılmamış olup, böyle eylemlerde bulunsalar dahi bunun alacaklının alacağını tehlikeye sokmak maksadı ile yapıldığı ve tehlikeye düşürüp düşürmediği de belli değildir. “Tüm bu hususlar birlikte ele alındığında, davacı yanın, davaya konu kıldığı ve Mahkememiz nezdinde, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan alacağı güvence altına almaya yönelik ihtiyati haciz talebinin yasal koşullarının oluşmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davanın, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkin olduğunu, ihtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. Maddesi uyarınca, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceğinin düzenlendiğini, aynı Yasa’nın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu kanaat oluşturacak belgeleri sunmasının yeterli olduğunu İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam bir ispat gerekmediğini, yaklaşık ispat için delil sunulmasının yeterli olduğunu, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesinin aranmadığını, kredi sözleşmesinden kaynaklanan hesabın kat edildiğini ve İstanbul …. Noterliği’nin 29.06.2018 tarihli … yevmiye sayılı kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, kredi sözleşmesinin kat edilmesi ile alacağın muaccel hale geldiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olmasının yeterli olduğunu, İhtiyati haczin koşullarının İİK’nın 257. maddesinde düzenlendiğini, alacağın rehinle temin edilmemiş ve muaccel hale gelmiş olmasının yeterli olduğunu, alacak muaccel değilse aynı maddenin 2.fıkrasında öngörülen koşulların varlığı halinde ihtiyati haciz istenebileceğini, borçluya karşı genel haciz yoluyla takip yapmış olan alacaklıların takip kesinleşmeden önce hakkının tehlikeye girmesi halinde ihtiyati haciz talep etmesine engel bulunmadığını, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine ilişkin ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ret kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı banka tarafından dava dışı tacir ile imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan, ancak ödenmeyen kredi alacağının tahsili amacıyla, kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalayan davalı yönünden açılan itirazın iptali davası içinde, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ise de; İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 258. maddesi uyarınca alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispat asıl davadaki gibi tam bir ispat değil yaklaşık ispattır. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi, ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Somut olayda, dava dilekçesine ekli belgelerden ihtiyati haciz talep eden banka ile dava dışı tacir arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının da kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, talep eden tarafından hesabın kat edilerek karşı taraf davalıya ihtarname gönderildiği anlaşılmakla ve yaklaşık ispat kuralından hareketle, somut olayda ihtiyati haczin koşullarının mevcut olduğu, talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz talebinin reddine dair 21.01.2019 tarihli ara kararının İİK’nın 258/son ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı ve dava değeri üzerinden kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı/ihtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kabulü ile ihtiyati haciz talebinin redine ilişkin ilk derece mahkemesinin 21.01.2019 tarihli ara kararının kaldırılmasına; ihtiyati haciz talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda;1-İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne; davalının 6.691.874,36 TL alacağını karşılar miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE,2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 1.003.781,15 TL nakti teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından alacaklı vekiline verilmesine,3-İhtiyati haczin yetkili icra müdürlüğünce infazına,4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL istinaf peşin harcının talep halinde davacıya iadesine,5-İhtiyati haciz talebi dava içinde yapıldığından, AAÜT hükümleri uyarınca davacı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.