Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/604 E. 2020/905 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/604
KARAR NO: 2020/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2017/466 E. – 2018/779 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık -Temlik İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş. ile yapmış olduğu toplam kâr ve zarara katılım akdi ve buna istinaden açmış olduğu cari hesapta bulunan 5.951 USD alacağını 25.01.2011 tarihli sözleşme gereğince davalıya devir ve temlik ettiğini, devir ve temlik işlemi karşılığında davalının devraldığı bedeli sözleşmenin 4.3 maddesinde belirtilen ödeme planı dahilinde meüvekkiline taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı yanca 28.01.2012 tarihli ödeme de dahil olmak üzere geriye kalan 40 aylık ödemenin yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ödeme günlerinin belirli olması sebebi ile TBK gereği her bir taksitin muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz işletildiğini, sözleşme ve kesin vadeye rağmen davalının kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talebiyle, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari dava olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin tümünün incelenmesinde, her ne kadar sözleşme başlığında alacağın temliki dense de alacaklının değişmemesi, aksine borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil, borcun naklinin söz konusu olduğunu, devreden borçlunun yani Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin borçlu sıfatının ortadan kalktığını, borcun müvekkiline geçtiğini, ilk altı taksitin ödendiğinin kabul edilmesine rağmen 5 ve 6. taksitlerin de takip ve dava konusu edilmesi nedeniyle 260 USD faza talepte bulunulduğunu, borcu nakleden borçlunun alacaklıya karşı ileri sürülebilecek itiraz ve def’ilerin müvekkilince de ileri sürülebileceğini, devir eden borçlunun tasfiye sürecinin tamamlanmaması nedeniyle davanın zamansız açıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişitr.Davanın açıldığı İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2017 gün ve 2016/395 E.,2017/121 K. Sayılı kararı ile davanın ticari dava olması nedeniyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dosya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dosyanın tümü üzerinde yapılan inceleme neticesinde; dava dışı temlik veren …nun faaliyet izni BDDK’nın 10/02/2001 tarihli 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı ve tasfiye sürecine girdiği ortadadır. Davacı davadışı …nda USD hesabı varken, …nun tasfiye sürecine girmesinden sonra davacı şirket ile aralarında bir sözleşme akdetmişlerdir. Bu sözleşmeye göre davacı …ndaki tüm hak ve alacaklarını davalıya devredecek, davacı şirket de kararlaştırılan vadelerde taksit şeklinde ödeme yapacaktır. İşte bu davanın konusu da davacının bu sözleşmeye göre davalının ödemede bulunmaması nedeniyle başlatılan icra takibidir.Yargıtay’ın bu konudaki birçok kararında da belirtildiği gibi; bu durumda hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa davacı bir hak talebinde bulunabilecektir. Dava dışı … halen tasfiye halinde olup tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesi mümkün değildir. Tasfiye sonuçlanmamış ve dava tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmemiş bulunduğundan, davanın zamansız açıldığı kabul edilmiş ve bu nedenle davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dava dışı … dosyamıza taraf değilse de takibe dayanak yapılan belge alacağın temliki başlıklı (teorik olarak borcun nakline benzeyen) belgedir.Bu nedenle tasfiye süreci bitmeden davacının davalıdan hak talep edemeyeceği sonucuna varılmış, tarafların takip ve takibe itirazda kötüniyetli olmadıkları kanaatiyle dava ve tazminat taleplerinin reddine …” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin hatalı değerlendirildiğini, müvekkilinin tasfiye halindeki kurumdan talebinin bulunmadığını, davalı yanca sunulan kararın tasfiye halindeki şirkete ilişkin olup, alacağın sözleşmeye dayalı olduğunu, sözleşmede vadelerin kesin şekilde belirlendiğini ve davalının bu sözleşme kapsamında ilk altı taksidi ödemesine rağmen bakie taksitleri ödemediğini, davanın ticari dava olmaması nedeniyle ticaret mahkemesinde görülemeyeceğini, bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusuna karşı verdiği cevap dilekçesinde, usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına yönelik istinaf isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan alacağın temliki sözlemesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık konusu 25.01.2011 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesinin temelinde davacının dava dışı … A.Ş. nezdindeki kâr-zarar katılım akdi cari hesabındaki hakların davalı şirkete temliki bulunmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde ticari dava ve işler sayılmıştır. Buna göre, TTK’da düzenlenen hususlarla her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan kaynaklanan davalar ticari davalardır. Somut olayda, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Davacı tacir olmadığı gibi, eldeki dava da TTK’da düzenlenen hususlara ilişkin mutlak ticari davalardan değildir. Uyuşmazlık, TBK’da düzenlenmiş olan temlik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 183.vd. maddeleri uygulanacağından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 11.HD.nin 04.04.2016 Tarih ve E.2015/14950-K.2016/3539 sayılı; Yargıtay 13.H.D.nin 22.02.2017 Tarih ve E.2015/15096- K.2017/2181 sayılı ilamları, İstanbul BAM. 12. HD’nin 27.12.2018 tarih ve 2018/2556 E,. 2018/1699 K. doğrultusunda istikrarlı kararları) Bu itibarla, ilk derece mahkemesinin, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararı veren mahkemenin görevsiz olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal aktarılmak üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, görevli ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, görevli İlk Derece Mahkemesince taraflara çıkarılacak duruşma davetiyesiyle birlikte tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/09/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.