Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/6 E. 2021/29 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/6
KARAR NO: 2021/29
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2015/1090E. 2018/354K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davalı … Ltd. Şti. tarafından ibraz tarihi 02/03/2009 olan, 55.000TL değerindeki bir çekin müvekkiline ciro yoluyla alacağına karşılık verildiğini, söz konusu çekin keşidecisi tarafından vadesinde ödenmemesi nedeniyle Bursa … İcra Müdürlüğünde 2009 yılında başlatmış oldukları icra takibinin 2015 yılında yenilendiğini ve … esas sayılı dosyası üzerinden takibe devam edildiğini, davalı Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/803 Esas 2015/768 K. sayılı dosyası üzerindeki yargılamada 29/09/2015 tarihinde icranın geri bırakılması kararı aldığını, bu kararın müvekkilinin davalıdan alacağını ortadan kaldıran nitelikte bir karar verildiğini, her ne kadar söz konusu kambiyo senedi zamanaşımına uğramış olsa da davalının borcunu halen ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, 55.000 TL asıl alacak ile çekin bankaya ibraz edildiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,% 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının dava konusu çeke ciro yolu ile hamil olduğunu, davayı çek keşidecisi aleyhine açtığını, müvekkili şirket ile çeki davacıya ciro eden lehdar “… A.Ş. ” arasında hiçbir borç alacak ilişkisinin bulunmadığını, çekin teminat olarak verilmiş bir hatır çeki olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… TTK nun 732 md uyarınca açılmış bu davada zamanaşımı süresi poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıldır. Somut olaya geldiğimizde, çekin keşide tarihi 28/02/2009, ibraz tarihi 02/03/2009 dur. Çekin keşide edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı eski TTK nun 726/1 maddesi uyarınca ‘hamili cirantalarla ve diğer çek borçlularına karşın haiz olduğu müracaat hakları ibraz mülkiyetinin bitiminden itibaren 6 ayı geçmekle müruru zamana uğrar’ hükmü mevcuttur. 6100 sayılı TTK nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 2/a maddesi uyarınca ‘TTK nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise o kanun hükümleri uygulanır’ hükmü mevcuttur. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davaya konu çekin 28/02/2009 tarihinde keşide edildiği 02/03/2009 tarihinde bankaya keşideci ve cirantalar aleyhine 27/03/2009 tarihinde takibe girişildiği, 6762 sayılı yasanın 726/1 ve 662 maddeleri uyarınca işlemeye başlayan 6 aylık zamanaşımı süresinin takip tarihi itibariyle kesildiği bu tarihten itibaren 6 aylık süre bitimi olan 27/10/2009 tarihinde çekin zamanaşımına uğradığı, TTK nun 732/4 maddesi uyarınca en geç 28/10/2010 tarihinde TTK 732 (eski TTK 644 md) maddesine dayalı davanın açılması gerektiği, oysa davacı tarafından davanın 17/11/2015 tarihinde açıldığı, bu bağlamda talep hakkının zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, …” gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/803 E. (Kapatılan Bursa 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/396 E sayılı dosyası) ve 2015/768 K. sayılı ilamının 09.10.2015 tarihinde kesinleştiğini ve davanın 09.11.2015 tarihinde, yani yasal süresinde açıldığını, TBK’nın 77. maddesinde belirtilen sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak açılmış bir alacak davası olduğunu ve yasal süresi içinde açıldığını, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da senedin zamanaşımına uğramasının borcu ortadan kaldırmadığını, senet hamilinin sebepsiz zenginleşme davası açmasına engel olmadığı, borcun ödendiğini kanıtlama yükümlülüğünün de davalıda olduğunun belirtildiğini, İlk derece mahkemesi davalının zamanaşımı itirazına ilişkin olarak 11.05.2017 tarihli duruşmanın 4 nolu ara kararında, davalı tarafın zamanaşımı definin dayanağının kambiyo senedi değil basit borç ikrarı niteliğindeki yazılı belge olduğu, çek düzenleme tarihinden itibaren 10 yıllık süre geçmemiş olmakla zamanaşımı definin reddine karar verilmiş olduğunu, sonrasında taraf ticari defter ve kayıtları üzerrinde inceleme yapılmak suretiyle esasa girildiği halde davanın üç yılın sonunda zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, Davalı firmanın ticari defter ve kayıtlarında da tespit olunduğu üzere, davalı tarafın dava dışı … A.Ş. ile ticari ilişki içerisinde olduğu ve bu ticari ilişkiden kaynaklanan borcunun bir kısmını dava konusu çek ile ödediğini, ayrıca müvekkili şirketin de ticari defterlerinde yapılan incelemede dava dışı … A.Ş. ile ticari ilişki içerisinde olduğunun tespit edildiğini, söz konusu ticari ilişkiye istinaden de … A.Ş.’nin borcuna karşılık olarak davalı şirketten almış olduğu dava konusu bonoyu müvekkili şirkete ciro yoluyla vermiş olduğunu, İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; İlk derece mahkemesinin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verdiğini, ancak müvekkili lehine 2.180,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, zamanaşımının usule müteallik hir mesele olmadığını, hakkın esasına müteallik bir mesele olduğunu, konusu alacak olan ve para ile değerlendirilebilen davaların esas yönünden reddedilmesi halinde hükmedilecek vekalet ücretinin AAÜT’nin 3. kısmına göre nispi avukatlık ücreti olması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin kararının vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, karşılıksız kalan çekten dolayı, çek tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 730/14. maddesi delaletiyle 644. Maddesi uyarınca, çek hamili tarafından keşideci aleyhine açılmış, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından, yasal süreleri içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde: Davacı çek hamili olup zaman aşımına uğrayan çekten dolayı başvurabileceği iki yol vardır: çek hamili ya kendisine çeki ciro eden kendinden önceki cirantayla arasındaki temel ilişkiye dayalı olarak alacak davası açar ya da çek keşidecisine karşı sebepsiz zenginleşme davası açar. Davcı, somut olayda, çek keşidecisine karşı sebepsiz zenginleşme davası açmıştır. Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Şti., borçluların … Şti. ve … A.Ş. oldukları, 59.018,49 TL toplam alacak için icra takibi başlatıldığı, borca dayanak olarak 28.02.2009 tarihli 55.000,00 TL tutarlı çekin gösterildiği anlaşılmaktadır. Ödeme emri altındaki yazılı tarih 27.03.2009’dur. İcra dosyası içerisindeki çek fotokopisinin incelenmesinde, keşidecinin … Şti, lehtarın … A.Ş., keşide yeri ve tarihinin İstanbul/28.02.2009, tutarının ise 55.000,00 TL , … Şti’nin çek üzerindeki ikinci ciranta olduğu anlaşılmaktadır. Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı vekilinin dosya borçluların tapu trafik sorgulaması yapılmasını içerir 02.08.2012 tarihli dilekçesi mevcuttur.14.05.2015 tarihli yenileme dilekçesinde, Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden dosyanın yenilenmesinin talep edildiği görülmektedir. Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 17.10.2015 tarihli, 2015/803 E., 2015/763 K sayılı ilamının incelenmesinde; Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile borçlu davacı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibine geçildiği ve takibin kesinleştiği, icra dosyasında 02.08.2012 tarihi ile 14.05.2015 tarihleri arasında zamanaşımını kesecek herhangi bir işlemin davalı tarafından yapılmadığından bahisle davacı hakkında icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. İcra takibine konu çeklerin keşide tarihinin 28.02.2009 olduğu görülmüştür. Bu durumda takibe konu çek yönünden zamanaşımı süresi altı aydır. Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede zamanaşımı süresinin, 6762 sayılı TTK’nn 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7.maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olduğu, davaya konu çeklerde davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığından genel zamanaşımının uygulanma olanağının bulunmadığı, davaya konu çekler ciro edildiğinden çeki elinde bulunduran üçüncü kişinin keşideci- borçluya karşı Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak davası açabileceği, belirtilen bu durumda da hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak, çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra bir yıllık zamanaşımı süresi içinde dava hakkının kullanılması gerekir. Somut olayda, davalı tarafından davacıya 28.02.2009 keşide tarihli çek verildiği ve çekin ibraz süresi içinde 02/03/2009 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığı, davacı tarafından Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, borca dayanak olarak 28.02.2009 tarihli 55.000,00 TL miktarlı çekin gösterildiği, ödeme emri altındaki yazılı tarihin 27.03.2009 olduğu anlaşılmaktadır. Takip konusu çekin çekin keşide tarihinin 28/02/2009 tarihi olduğu takibe geçilerek 27/03/2009 tarihli ödeme emrinin gönderildiği ve zamanaşımı süresinin kesildiği, 6762 sayılı yasanın 726/1 ve 662 maddeleri uyarınca işlemeye başlayan altı aylık zamanaşımı süresinin takip tarihi itibariyle kesildiği, icra dosyasının incelenmesinde 09/06/2009 tarihinde haciz yapıldığı, bu tarihten sonra hiç bir takip işleminin yapılmadığı bu tarihten itibaren 6 aylık sürenin bitmesiyle, 09.12.2009 tarihinde çekin zamanaşımına uğradığı, istinafa konu eldeki davanın bir yılık sebepsiz zenginleşme davası için öngörülen zamanaşımı süresi geçtikten çok sonra 17/11/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 14.05.2015 tarihinde icra takibi yenilenmekle bunun zamanaşımına herhangi bir etkisinin olmaması sebebiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Dava zamanaşımı sebebiyle reddedilmiş olup bu husus işin esasına yönelik bir ret sebebi olmakla, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti verilmesi gerekir ( Emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 17.01.2018 T, 2017/ 3013 E, 2018/ 301 47 K sayılı ilamı). O halde, ilk derece mahkemesince dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, B) Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile vekalet ücreti yönünden ilk derece mahkemesinin kararın düzeltilmesi gerekmekle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 939,27 TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 884,87 TL harcın davacıya iadesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.400 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafça yapılan 14,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca tarafça yatırılan avanslardan arta kalan tutarların talep halinde iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a)Davalı tarafca yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine, b)Davalı tarafça harcanan 98,10 TL harç gideri ile 40,00 TL posta masrafının davacıdan alınıp davalıya verilmesine, c)İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 10-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/01/2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu edilen avukatlık ücretinin değerine göre karar kesindir.