Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/552 E. 2019/474 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/552
KARAR NO : 2019/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/484 Esas-2018/508 Ek Karar
KARAR TARİHİ:14/01/2019 tarihli ek karar
TALEP : İhtiyati Haciz
İhtiyati haciz kararına yöneltilen itiraz üzerine verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Alacaklı vekili, vekili mahkemeye verdiği dilekçesi ile faturaya dayalı alacağını alabilmesi için borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini istemiştir.İlk derece mahkemesince verilen 14.11.2018 tarihli ihtiyati haciz kararında, “…İstemin niteliğine göre, duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dilekçeye ekli olarak sunulan 8.978,40 USD ve14,405.00 USD olmak üzere 2 adet fatura aslı ve mahiyetindeki diğer belgeler ve evrak kapsamına göre, ihtiyati haciz için aranan İ.İ.K.nun 257. maddesindeki yasal şartların gerçekleştiği…” gerekçesiyle, teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararına karşı borçlu tarafından, İİK’nın 265.maddesi uyarınca süresinde itiraz edilmiştir. Borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacının kendi düzenlediği faturadan nasıl borçlu oldukları kanısına varıldığını anlayamadıklarını, kanun değişikliği ile gemi ve yük alacaklarının ihtiyati haciz istemlerinin yürürlükten kaldırıldığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi itiraz üzerine verdiği 14/01/2019 tarihli, 2018/484 Esas-2018/508 sayılı ek kararında, “…Somut olayda davacının taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle zarara uğradığı ve alacağın muaccel olduğu taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, 8.978,40 USD, 14,405.00 USD olmak üzere 2 adet fatura aslı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında açıktır. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararı bu anlamda yerinde olmakla birlikte ihtiyati haciz kararı davalının tüm mal varlığını kapsayacak ve ticari hayatını etkilyecek şeklilde verildiğinden ‘tedbirde ölçülülük’ ilkesine aykırıdır. (T.C. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Esas No:2015/9132 Karar No:2015/11846 ).Tüm bu nedenlerle; “tedbirde ölçülülük” ilkesi ve mahkememizin ihtiyati tedbir kararının borçlunun ticari hayatını etkileyecek şekilde verildiği nazara alınarak ihtiyati haczin kısmen kaldırılmasına, itiraza konu ihtiyati haciz kararı ile teminata dair hüküm kurulduğu ve teminatın yatırıldığı anlaşıldığından mezkur teminatın ihtiyati haciz teminatı olarak devamına karar verilmesi gerektiği …” gerekçesiyle, davalının ihtiyati hacze itirazlarının kısmen kabulüne, 14/11/2018 tarihli (2) nolu karar ile tesis edilen ihtiyati haczin kısmen kaldırılmasına, İİK’nın 257/1. maddesi gereğince alacaklının 128.127,00 TL alacağının alınabilmesini sağlamak için borçlunun borca yeter gayrimenkul malları ile trafik sicilinde kayıtlı araçlarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı (borçlu) dan olan alacağının tahsili için 10.08.2018 tarihinde Bakırköy …. İcra Dairesinde …. esas sayılı dosya ile takibe başladığını, akabinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/484 değişik iş sayılı dosya ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, bu talepleri kabul edilmiş olup ‘borçlunun borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine’ ve borçlu ile 3. kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak üzere takdiren alacağın %15 oranında HMK’nın 87. Maddesinde yazılı türden teminat alınmasına karar verildiğini, daha sonra davalı tarafın dilekçesi üzerine 14.01.2019 tarihinde ek karar verildiğini, ek kararda; davalı tarafın dilekçesi “Davacının kendi düzenlediği faturadan nasıl borçlu oldukları kanısına varıldığını anlayamadıklarını, kanun değişikliği ile gemi ve yük alacaklarının ihtiyati haciz istemlerinin yürürlükten kaldırıldığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.” şeklinde özetlendiğini, ek kararda; “Somut olayda davacının taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle zarara uğradığı ve alacağın muaccel olduğu taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, 8.978,40 USD, 14.405,00 USD olmak üzere iki adet fatura aslı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında açıktır. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararı bu anlamda yerinde olmakla birlikte ihtiyati haciz kararının davalının tüm mal varlığını kapsayacak ve ticari hayatını etkileyecek şekilde verildiğinden ‘tedbirde ölçülülük’ ilkesine aykırıdır. Tedbirde ölçülülük ilkesi ve mahkememizin ihtiyati tedbir kararının borçlunun ticari hayatını etkileyecek şekilde verildiği nazara alınarak ihtiyati haczin kısmen kaldırılmasına…” şeklinde hüküm kurulduğunu, ek kararda hem kararın isabetli olduğu vurgulanırken hem de aynı kararın ölçülü olmadığının belirtildiğini, bu durumun kendi içinde çelişkili olduğunu, karar verilirken davalı şirketin taşınır-taşınmaz mal varlığı icra dosyasından sorgulanıp öyle karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin davalı şirketin daha bir yıllık bir şirket olduğunu gözardı ettiğini, üzerine kayıtlı mal varlığı bulunup bulunmadığını araştırmadan alelacele karar verdiğini, Somut uyuşmazlıkta; taraflarına ihtiyati haciz isteminin hangi taşınır veya taşınmaza ait olduğu sorulmadığını, bu konu açıklattırılmadan ve davalının mal varlığının olup olmadığı araştırılmadan verilen kararın müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın kısmen kabulüne dair ek kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Alacaklı vekilince talep edilen ve mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itiraz üzerine verilen ek karara karşı, alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355 maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Borçlunun itirazı üzerine mahkemece 14.11.2018 tarihli verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazı kısmen kabul ederek, 14.11.2018 tarihli ihtiyati haciz kararının 2 nolu hüküm fıkrasını “Alacaklının 128.127,00 TL alacağı yönünden borçlunun borca yeter gayri menkul malları ile trafik sicilde kayıtlı araçlarının ihtiyaten haczi” olarak sınırlandırmıştır. Mahkemece gerek ihtiyati haciz kararında gerekse itiraz üzerine verilen kararda alacaklının alacağının yakın ispat koşulunun gerçekleştiği, verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olduğu belirtilmiş, ancak ihtiyati haciz kararının borçlunun tüm mal varlığını kapsayan ve ticari hayatını etkileyecek şekilde verildiği gerekçesiyle tedbirde ölçülülük ilkesi uyarınca yukarıda belirtildiği gibi sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Oysa İİK’nın 257. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buna göre mahkemenin istinafa konu ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verdiği karardaki tedbirde ölçülülük ilkesi ve borçlunun ticari hayatını etkileyecek surette ihtiyati haciz verilemeyeceği yönündeki gerekçesi yukarıda yer verilen İİK’nın 257. maddesindeki yasal düzenleme kapsamında yerinde değildir. Borçlunun sadece borca yeter miktardaki mallarının haczedilebileceği, aşkın haciz yapılması halinde diğer hukuki çarelerin kullanılabileceği açıktır. Mahkemece, ihtiyati hacze konu edilecek malların türlerinin sınırlandırılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK 265/ son maddeleri uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 14.01.2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına, itiraz hakkında dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 14.01.2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına, itiraz hakkında dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Borçlunun ihtiyati hacze yönelik itirazının reddine; daha önce verilmiş olan ihtiyati haciz kararı iş bu karar ile mevcudiyetini koruyacağından, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,2-İstinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, alacaklı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde alacaklıya iadesine,3-Alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan toplam 148,30 TL giderin borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1, İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.