Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/550 E. 2019/453 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/550
KARAR NO : 2019/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018 tarihli ara kararı.
NUMARASI : 2018/1307
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin medikal ve cerrahi ürünlerin pazarlama ve satışını yaptığını, davalının 2001 yılı itibariyle müvekkili şirketin Türkiye sınırları içerisinde tek yetkili distribütörü olarak satış işini üstlendiğini, müvekkili şirketin, davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini 17/08/2018 tarihinde davalı şirkete bildirdiğini, davalının işini durdurmayı kabul ettiğini ve stoğunda bulunan ürünleri 2012 yılının ekim ayı itibariyle müvekkiline geri gönderdiğini, davalının Hollanda Yerel Mahkemesi nezdinde müvekkiline sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle uğramış olduğunu iddia ettiği zararların tazmini talepli dava açtığını 8.554.401,88 Euro ile işlemiş faizin müvekkilinden tahsilini talep ettiğini, yargılama neticesi tazminat olarak ticari faizi ile birlikte 1.680.202,93 Avro ve dava masrafı olarak da kanuni faiz ile birlikte 10.344,80 Avro ödenmesine hükmedildiğini, karara karşı temyiz başvurusunda bulunduğunu, kararın kesinleşmesi gerekmediğinden müvekkilinin, davalıya 1.820.708,21 Avro tutarında ödeme yaptığını, Hollanda Yüksek Mahkemesi’nin kararı ile 16/09/2015 tarihli Hollanda Yerel Mahkemesi kararının iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemenin yaklaşık 1.500.000,00 Avro gibi oldukça büyük bir kısmının iptal edildiğini, iptal edilen ve geri ödenmesi gereken bu yaklaşık tutarın, davalı tarafından müvekkiline henüz ödenmediğini ve davalının sebepsiz zenginleştiğini beyan ederek, davalının mal ve para kaçırmasının önlenebilmesi bakımından, davalıya ait menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile bankalardaki mevduatları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı tarafından sebepsiz zenginleşen tutarın şimdilik 10.000,00 Avro’luk kısmının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi istinafa konu 08.11.2018 tarihli ara kararında; ”…Davacının alacaklı olup olmadığı miktarın tespiti yargılamayı gerektirdiği gibi Hollanda Yüksek Mahkeme Kararının Türkiye’de henüz tanınması ve tenfiz edilmemesi nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava dilekçesinde açıklanan tanıma davası sonuçlanana kadar müvekkili şirket … söz konusu alacağının teminat altına alabilmesi için ve bu süre zarfından davalı …. mal ve para kaçırmasını önleyebilmek bakımından mahkemece davalı … menkul ve gayrimenkullerine, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ve bankalardaki mevduatlarına ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiğini,… hali hazırda gayri faal durumda olup ticari faaliyetlerini sonlandırdığı yönünde kuvvetli emareler olduğunu,…. malvarlığının önemli oranda (ve hatta tamamen) başta ortakların mameleki olmak üzere dışarıya aktarılmakta olduğu, bu sebeple de müvekkil şirketin zarara uğrama ihtimali çok yüksek olduğundan ihtiyati haczi de içeren bir ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, huzurdaki davada ihtiyati haciz talep edebilme şartlarının oluştuğunu, Davalı şirketin ortaklarının şirket merkezini kapattığını, davalı şirketin ticari faaliyetlerini sonlandırarak ticareti terk ettiği yönünde kuvvetli emareler bulunduğunu, öncelikli olarak hem huzurdaki uyuşmazlığa ilişkin dava dilekçesi hem de İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2018/1149 E. sayılı dosya numarası ile ikame etmiş oldukları tanıma davasına ilişkin dilekçesinin davalının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirdiği adreste faal olmaması nedeniyle kendisine tebliğ edilemediğini, söz konusu tanıma davasına ilişkin dava dilekçesi İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ikinci kere davalı tarafa tebliğe çıkarıldığını, ancak Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereği dava dilekçesinin davalının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğ’nde bulunana son adresindeki binanın kapısına asılması suretiyle tebliğ edildiğini,Davalı şirketin iyi niyeti ve basiretli bir tacir gibi hareket ederek Hollanda Yüksek Mahkemesi kararına göre kesinleşmiş olan ve ödemesi gereken 1.500.000,00 Avro’yu müvekkil şirkete geri ödemesi beklenirken, davalı şirketin ortakları şirketin faaliyetini sonlandırıp şirket malvarlığını şirket dışına çıkarmak ve bu suretle şirket alacaklılarından mal kaçırmak suretiyle alacaklılarını zarara uğratma yoluna gittiğini,Davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunu bugüne dek ödememesine rağmen şirketin malvarlığının başka sektörlere yatırıldığı hususu şirket ortaklarından …. kendi beyanlarından oluşan ve basına yansıyan haberleriyle de kanıtlanmış bulunduğunu, Huzurdaki davada şu aşamada ihtiyati haciz kararı verilmemesi ise şüphesiz ki müvekkili şirketin dava sonuçlanıncaya kadar alacaklarını temin etmesini imkansız hale getireceğini,Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin veya ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, alacak davası içinde, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacının dava dilekçesinde ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin herhangi bir talebi mevcut değildir. İlk derece mahkemesi 08/11/2018 tarihli ara kararıyla tedbir talebinin reddine karar vermiştir. HMK 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde düzenleme mevcuttur. Davanın alacak davası olduğu anlaşılmakla, davanın konusu olmayan mal varlığı üzerine tedbir konulamayacağından, ilk derece mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ara kararı isabetlidir. Davacının ihtiyati haciz kararı verilmesini ilk defa istinaf başvurusu sırasında dile getirdiği anlaşılmakla, istinaf aşamasında yeni talep getirilmesi mümkün olmayıp ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin değerlendirmenin ilk derece mahkemesince yapılması gerekir. İlk derece mahkemesinin değerlendirme yapmadığı bir konuda istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir. istinaf dilekçesinde yer alan ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesine yöneltilmesi gerekir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davcı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.