Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/547 E. 2019/470 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/547
KARAR NO : 2019/470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/428 Esas
KARAR TARİHİ : 09/01/2019
DAVA : İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki 18.07.2016 tarihli tahkim kararının tenfizi davasının yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili tedbir talepli dilekçesinde özetle; davanın ihtiyati tedbir talebi ile açıldığını, davanın açıldığı tarihten itibaren yaklaşık 1,5 yıldan fazla bir süre geçtiğini, Mahkemece ihtiyati tedbir talepleri hakkında bir karar tesis edilmediğini belirterek; öncelikle davalı … tarafından kullanılan http://www……com/ alan adının ve söz konusu internet sitesinde de müvekkilinin marka ve amblemlerini kullanmasının engellenmesi, davalı …’a ait …. Cad. …….. adresinde bulunan showroomun dış cephesinde bulunan tabelalardan “….” markasının silinmesi de dahil Ortaklar ile müvekkili arasında distribütörlük ilişkisi olduğu izlenimini yaratacak tüm “…” markasının kullanımlarının durdurulması, …. markasının davalı …’ın e-mail, antetli kağıt, mağaza broşürü ve bu markayı kullanarak Müvekkil ile arasında hukuki bağ varmış izlenimi yaratabilecek nitelikte benzeri her türlü teşhir imkanı sağlayan platformlardan silinmesi ve kaldırılması, davalı …’ın “www…..com” adlı web sitesinde … markasının kullanımının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına teminatsız olarak veya Mahkemece belirlenecek uygun bir teminat karşılığında ve duruşma günü beklenmeksizin karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 09/01/2019 tarihli ara kararla; “…Mahkememizin 20/07/2017 tarihli tensip tutanağının 7. nolu ara kararı ile ‘Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bu aşamada reddine’ karar verildiği, bu kararı yönünden istinaf kanun yolunun açık olduğu, ayrıca bu ara kararından dönülmesini gerektirir yeni bir olgu, yeni bir durumun ortaya çıkmadığı, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığı…” gerekçesiyle bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Müvekkili ile davalı … (“….”) arasındaki 25 Haziran 1985 tarihli distribütörlük sözleşmesi (“Sözleşme”) akdedildiğini, sözleşme, müvekkili tarafından Sözleşme’nin 3. maddesi uyarınca Ortaklar’a 21 Ağustos 2012 tarihinde bir fesih bildirimi gönderilmek suretiyle feshedildiğini, sözleşme fesih bildirimi yollanılmasını izleyen 24 ayın sonunda, 20 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla sona ermiş ve müvekkil bu tarihten sonrası için başka bir firma ile yeni bir distribütörlük sözleşmesi aktedildiğini, taraflar arasındaki sözleşme, ortaklar’ın da kabulünde olduğunu, 20 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla sona ermiş olduğunu, davalı’nın … logosu ve “www…..com” alan adını kullanması sebebiyle Bayilik Sözleşmesi’nin 10(A). maddesine aykırı hareket ettiğini ve davalı’nın, davacı’nın araçları ve ürünlerinin isimleri, baş harfleri ve cihazlarının kullanımına derhal son vermesini ve davacı’nın ürünlerinin distribütörü veya bayisi olduğuna dair tüm reklam, işaret ve bildirimleri kaldırmasını ve bunlara son vermesini, özellikle davalı’nın …. logosu ve “www…….com” alan adının kullanımına derhal son vermesini talep ettiklerini, Hakem tarafından Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal edildiği yönündeki tespit davalı tarafça kabul edilmiş olacak ki; davalı söz konusu hakem kararını kısmen uyguladığını, bu kapsamda müvekkil tarafından Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne başvurudan evvel davalıya ait Tarabya ve Levent’te bulunan showroomlarda Beşiktaş ….. Noterliği kanalıyla 16 Haziran 2015 tarih ve …. yevmiye no ile yaptırtılan tespit (EK 4-Beşiktaş ….. Noterliği kanalıyla 16 Haziran 2015 tarih ve …. yevmiye no ile yaptırılan tespit) ile hakem kararının kesinleşmesi sonrasında Beşiktaş ….. Noterliği kanalıyla yaptırılan 15 Aralık 2016 tarih ve …. yevmiye no ile yaptırılan tespit (EK 5-Beşiktaş ….. Noterliği kanalıyla 15 Aralık 2016 tarih ve …. yevmiye no ile yaptırılan tespit) tutanaklarından da anlaşılacağı üzere davalının söz konusu ihlali açıkça kabul ederek Levent’teki showroom’unda yer alan tüm ….amblem ve yazılarını sildiğini ve … heykelini kaldırdığını, hal böyle olmasına rağmen ortaklar, Tarabya’daki showroomunda müvekkiline ait marka ve amblemi alenen hukuka aykırı olarak kullanmaya devam etmekte ve kesinleşmiş hakem kararını yok saydıklarını, müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini, davalının aynı zamanda kesinleşmiş hakem kararına aykırı olarak “www……com” alan adını ve internet sitesinde de müvekkilinin marka ve amblemlerini halen kullandığını, mahkeme tarafından 09.01.2019 tarihinde verilen kararda; 20/07/2018 tarihli tensip tutanağının 7 nolu ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir karaının reddine dair karar yönünden istinaf kanun yolunun açık olduğunun belirtildiğini, söz konusu karara ilişkin gerekçeli kararın mahkeme tarafından yazılmadığını ve taraflarına tebliğ edilmediğini, mahkeme tarafından usulüne uygun olmayan bir karara dayanılarak verilen ihtiyati tedbir kararının reddi yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, Davalının, müvekkilinin markasını onun izni olmaksızın kullandığını, müvekkilinin marka haklarını ihlal etmek suretiyle kendisini müvekkilin temsilcisi/distribütörü gibi gösteren davranışlarda bulunmaya devam ettiğini, davalının müvekkilinin marka hakkını ihlal etmesi ve kendisini onun distribütörü imiş gibi göstermesinin müvekkilinin ülkeye yaptığı doğrudan satışları engelleyip zarara uğrattığını, davalının internet sitesini hukuka aykırı biçimde kullanmasının müvekkilinin pazarlama stratejilerini bozduğunu ve satış kaybına neden olduğunu, dolayısıyla ihtiyati tedbir talebi için gerekli şartların oluştuğunu ve üstelik bu ihlalin Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 18 Temmuz 2016 tarihli karar ile sabit olmasına rağmen, mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararın usul ve yasaya açıkca aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından 18.07.2016 tarihli tahkim kararının tenfizi için açılan davanın yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin mahkemece reddine karar verildiği, karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. İstinafa ilişkin Uyuşmazlık ihtiyati tedbir istemenin reddine ilişkindir.İhtiyati tedbir, geçici hukuki korumalardandır. Somut olayda ihtiyati tedbire konu taleplerin, tenfizi istenen hakem kararındaki hüküm sonucuna ilişkin olduğu, tedbir talebinin kabulünün büyük oranda henüz tenfizine karar verilmemiş olan ve tenfiz edilip edilmeyeceği konusunda tahkikat yapılan bir yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin hukuki sonuçlar doğuracağı anlaşılmakla ve davadaki hüküm sonucunu doğuracak şekilde tedbir verilmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbirin reddi yönünde karar verilmiş olması usule uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. Ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacının istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.