Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/543 E. 2021/229 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/543
KARAR NO: 2021/229
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
NUMARASI: 2016/496 E. – 2018/1037 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalıya satılan paslanmaz saç emtiası bedeli olan 28.484,16 TL’nin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirketçe süresinde cevap verilmeyerek dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar inkar edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi 15.11.2017 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacının cari hesap alacağına dayalı olarak takip başlatması nedeniyle alacağını kanıtlaması gerektiğini, başlatılan takipte kısmi ödeme yapılarak bakiye kısmı itiraz ettiklerini, bakiye kısım yönünden alacağın ispata muhtaç olduğunu, davacı yanca dayanak belgelerin sunulması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “… Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari satım ilişkisi uyarınca ödenmeyen bakiye mal bedelinin tahsili için başlatılan takibe yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddsi uyarınca iptalidir. Dosyaya taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme sunulmamış ise de ticari ilişki her iki tarafın kabulündedir. Belirlenen inceleme gününde her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettikleri görülmüştür. Tarafların ticari defterlerinin miktar yönünden birbirleriyle uyuşmadıkları görülmektedir. Davacının defter kayıtları usulüne uygun tutulmakla birlikte davalı tarafından yapılan ödeme belgelerinin kayıtlı olduğu ancak ödeme belgelerinin bir kısmını davalı kayıtlarında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan da davalı davacıya senet ödemesi yapmış olup bedelleri cari hesaptan tenzil edilmiştir. Davalının 2013 yılında davacıya bir kısım ödemeler yaptığı ve bu ödeme belgelerinin davacı kayıtlarında yer aldığı görülmektedir. Ancak, davalı tarafından dosyaya sunulan … satış uzmanı kopi kartvizit önüne 25/12/2010 tarihli 6.000 TL senedin parası tahsil edilmiş altıbin TL şeklinde ibare mevcut olup bu bedelin davacıya ödenip ödenmediği belirsizdir. Zira, kayıtlarda da bulunmamaktadır. Sonuç olarak yapılan muhasip bilirkişi incelemesi sonucunda davalının kendi kayıtları uyarınca da, takip tarihi itibariyle 22.091,21 TL borçlu olduğu görülmekle aşağıdaki gibi davanın kısmen kabulü gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 22.091,21 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacağın %20’si oranında 4.418,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ,karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince eksik inceleme yapılarak uyuşmazlığın hatalı değerlendirildiğini, davacının takipte cari hesaba dayanmasına rağmen taraflar arasında TTK’da düzenlenen yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle öncelikle davacının cari hesap alacağının varlığını ve satıma konu emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, ancak mahkemece ispat yükü değerlendirilmeksizin taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamasına rağmen sadece taraf defterleri incelenerek karar verildiğini; mahkemece ticari defterler ve diğer delilerin eksik incelendiğini, tarafların ticari defterlerinin miktar yönünden uyuşmadığı tespit edildiğini, davacı defterlerinde müvekkilinin ödemelerinin yer almasına rağmen davalı defterlerinde yer almadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini, oysa yapılan ödemelerin davalı defterinde kayıtlı olmamasının davacı yanca ödeme makbuzu düzenlenmemesinden kaynaklandığını, yapılan ödemeleri ilişkin belgeler, senetler ve ödeme makbuzları sunulmasına rağmen bu delillerin yalnızca ticari defterlerde yer almaması nedeniyle değerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu; mahkemece yeterli incelemenin yapılmadan karar verildiğini, gerekçeli kararda belirtilen davalı tarafından dosyaya sunulan … satış uzmanı kopi kartvizit önüne 25.12.2010 tarihli 6.000,00 TL senedin parasının tahsil edilmesine ve bu kişinin davalı çalışanı olmasına rağmen bu ödemenin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu; müvekkilinin kötüniyet tazminatı talebi yönünden menfi veya müspet bir karar verilmemesinin yerinde olmadığını, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinin yetersiz olduğun, süresinden sonra yapılan rapora yönelik itirazın değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, raporun afaki düzenlendiğini, müvekkilince sunulan hangi ödemelerin ticari defterlerde yer almadığının belirsiz bırakıldığını, müvekkilince davalı çalışanı …’na yapılan ödemeyi içerir belge ile ilgili raporda bu miktarın davacıya ödenip ödenmediği hususunda somut ve kanaat verici bilgiye ulaşılamadığının belirlendiğini, bu ödemenin davacı kayıtlarından teyit edilmediğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GFEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ticari satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından satılıp teslim edilen emtia bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalıdan 28.484,16 TL cari hesap alacağı bulunduğunu ileri sürerek takip başlatmış olup davalı yanca süresinde alacağın 26.113,91 TL’lik kısmına itiraz edilmesi takibin bu miktar yönünden durması üzerine süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmayarak, davacı tarafından ileri sürülen tüm vakıalar inkar etmiştir. Süresinden sonra sunulan beyan dilekçesinde ise davacının, iddialarını kanıtlaması gerektiği, davalının ödemelerinin bulunduğu savunulmuştur. Davacı yan teslime ilişkin bir kısım fatura ve belgeler sunmuş, davalı da yapılan ödemeleri ilişkin belgeler sunmuştur. Mahkemece taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup bilirkişice rapor sunulmuştur. Bilirkişi raporunun incelenmesinde, öncelikle tarafların borç ve alacaklarının hangi işlemlerden kaynaklandığı hususunda bilirkişi tarafından hiç bir inceleme yapılmadığı, cari hesap incelemesi yapılmaksızın sonuç olarak taraf defterlerindeki borç ve alacak miktarının belirlendiği görülmüştür. Raporun 5. sayfasında taraf defterleri arasındaki farkın nedenlerinin bulunamadığı, davalı tarafından yapılan bir kısım ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olmasına rağmen bunların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından davacı çalışanı olduğu savunulan … isimli kişiye 25.201.2010 tarihinde yapılan 6.000,00 TL ödemenin davacıya ödenip ödenmediğinin belirli olmadığı açıklanmıştır. Davalı yan, süresinden sonra sunduğu itiraz dilekçesinde, bir kısım emtianın teslim edilmediğini, tahsilatı yapan kişinin davacının sigortalı çalışanı olduğu belirtilmiştir. Satım sözleşmesinde, sözleşme konusu emtianın alıcıya teslim edildiğinin kanıtlama yükümlülüğü satıcıya aittir. Bu nedenle, öncelikle taraf defter ve belgeleri ile davalıya teslim edilen tüm fatura ve sevk irsaliyeleri incelenerek ve taraf defterleri arasındaki farkın nedenlerinin somutlaştırılarak, davacı tarafından ne miktarda emtianın davalıya teslim edildiğinin tereddütsüz bir şekilde belirlenmesi gerekir. Teslim edilen emtia bedelinin taraf kayıtlarında ne şekilde izlendiğinin, defter ve yardımcı kayıtlardan kuşukuya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, davalı tarafından yapıdığı tartışmasız olan ödemelerin davalı kayıtlarında yer almasa dahi dikkate alınarak borç ve alacak durumunun belirlenmesi gerekir. Diğer yandan, ödeme savunması itiraz olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda, az yukarıda belirtilen ve davacının sigortalı çalışanına yapılan ödeme konusunda taraf beyanlarının da sorularak, ödemenin geçerli şekilde yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek borç hesabında dikkate alınması, yapılan ödemenin dikkate alınmaması halinde gerekçesinin gösterilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında, alınan bilirkişi raporu son derece yetersiz olup, taraflar arasındaki ticari ilişkili, teslim ve ödeme olgularını belirlemeden uzaktır. Bu durumda, mahkemece, hüküm vermeye yeterli olmayan bilirkişi raporu karşısında, gerekirse yeni bir bilirkişiden taraf kayıtlarının yukarıda belirtilen şekilde değerlendirilerek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, teslim ve ödeme hususlarını yeterince değerlendirilmeyen yetersiz bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm kurulması yerinde değildir,. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince, davanın çözümünde en önemli husus olan, emtianın teslimi ve yapılan tüm ödemeleri değerlendirmeyen, dosya kapsamına uygun olmayan, uyuşmazlığın tespiti ve çözümü konusunda yetersiz olan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması nedeniyle, davanın çözümünde etkili taraf delillerinin toplanarak karar verildiğinden söz edilemez. Bu önemli eksikliğin ilk derece mahkemesince tamamlanmasından sonra bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25.02.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.