Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/535 E. 2021/201 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/535
KARAR NO: 2021/201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2015/1198 E. – 2018/1199 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosysı içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeşitli tarihlerde davalı banka ile düzenlendiği genel kredi sözleşmeleri kapsamında kredi kullandığını ve kredi borcunu düzenli şekilde ödediğini, müvekkilinin hesabına gelen bir ödeme neticesinde bankaya herhangi bir talimatı olmamasına rağmen davalı bankanın bu ödemeyle kredi borçlarını kapattığını ve erken kapama komisyonu yansıttığını, bu kapsamda 26.11.2015 tarihinde kapatılan 312.751,47 TL tutarlı kredinin kapatılması esnasında 24.875,04 TL erken ödeme komisyonu ile 1.243,75 TL BSMV ve aynı tarihte kapatılan 57.026,61 TL bedelli kredin için 4.529,12 TL erken ödeme komisyonu ve 226,46 TL BSMV tahsilatı yapıldığını, davalı bankaca yapılan kesintilerin genel işlem şartları uyarınca yasaya aykırı olduğunu, hangi oran üzerinden kesinti yapıldığının dahi belirli olmadığını ileri sürerek, şimdilik yapılan kesintinin 500,00 TL’sinin en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda talebini artırmış ve 12.276,19 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili bankanın müşterisi olduğunu, çeşitli tarihlerde düzenlenen genel kredi sözleşmelerinin itiraz edilmeden imzalandığını, yapılan kesintinin 06.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan 1.500.000,00 TL tutarlı kredi ve 06.03.2015 tarihli 70.000,00 TL bedelli taşıt kredisi kapsamında tahsil edildiğini, davacının erken kapamaya ilişkin tanzim olunan dekontları imzaladığını, yapılan işlemlerin kanuna, sözleşmeye ve bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, müvekkilinin yapılan kesintiden daha düşük bir oranda erken kapama komisyonu alınacağına ilişkin bir taahhüdü bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin erken ödeme komisyonu başlıklı 4/VI-b maddesiyle erken ödeme komisyonu ve oranının kabul edildiğini, taahhütnameden ayrı olarak düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 2. maddesinde davacının erken kapama komisyonu ödemeyi ve komisyon oranını kabul ettiğini, müvekkilince yapılan tahsilatın emsal banka uygulamalarına göre makul oran ve miktarlarda olduğunu, taraflarca sözleşme serbestisi kapsamında düzenlenen hükümlere göre yapılan kesintinin iadesinin istenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari kredi ilişkisi kapsamında haksız olarak alındığı iddia olunan erken kapama ve BSMV ücretinin iadesi istemine ilişkindir. Davalı banka ile davacı … arasında 06/11/2014 tarihli 1.500.000 TL limitli GKS akdedildiği, sözleşmenin erken ödeme komisyon vergi ve masrafların düzenlendiği 2. madde ve alt başlıklarında erken kapama, komisyon ve sair masraf talebinin mümkün olduğuna dair hükümler düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda sözleşmenin bu hükmüne istinaden davalı bankanın %8 üzerinden erken ödeme tazminatını hesap ederek yansıttığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, gerek sözleşme hükümleri gerekse de bankacılık teamülleri bir arada değerlendirerek tahsil edilen ücret tutarı ile uygulanan erken kapama yüzdesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, istirdadı mümkün fazladan kesinti yapılıp yapılmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 20 ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları ilkesinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Dava konusu kredi ticari nitelikte olup davacı taraf tacir vasfını haizdir. TTK’nın 18/2 maddesi uyarınca ticari faaliyetler kapsamında tacirlerin basiretli iş adamı olarak hareket etmesi esas olup, sözleşmenin bu bağlayıcı maddesi davacı yönünden de evleviyetle hüküm ifade edecektir. Dolayısıyla, tüketiciler sahasında uygulanan TBK’nın 20 ve devam eden maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları ve haksız şart ilkesi tacirler yönünden uygulanamayacaktır. Kaldı ki, TTK’nın 20. maddesine istinaden tacir olan davalı bankanın vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret istemesi de işin doğasına uygundur. Ne var ki, somut olayda sözleşme içi boşluk mevcuttur. Hangi oranda erken kapama ücreti alınacağı açık bir şekilde kararlaştırılmamıştır. Bu durumda sözleşmedeki bu boşluk bizi TTK’nın 2. maddesine yönlendirmektedir. Bu kapsamda, diğer bankaların kesinti yapılan yıllar uyarınca ticari kredi müşterilerine uygulamış oldukları erken kapama ücret oranları celp edilerek emsal olması açısından dosyamız arasına alınmıştır. Dava dışı emsal banka uygulamalarının ortalaması alınarak kıyas yapıldığında ise, davalı bankanın %8 oranında erken kapama komisyonu almasına karşın, dava dışı … Bankası ve …’ın %4, … Bankası’nın ise %2 oranında erken kapama komisyonu aldığı görülmektedir. Dava dışı bu üç bankanın ortalaması alındığında % 4.66 oranının somut olayda uygulanması hakkaniyete uygun düşecektir. Somut olaydaki kredi ana para tutarı ile emsal banka ortalamaları (% 4.66) bir arada değerlendirilerek hesaplanması neticesinde sözleşmeye ve emsal bankacılık teamüllerine aykırı olacak şekilde 12.276,19 TL fazla kesinti yapıldığı ve bu tutarın iadesinin gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalı bankaca fazladan tahsil edilen 12.276,19 TL’nin, avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Bilirkişi kök raporunun sonuç kısmında, genel kredi sözleşmesi gereğince davacının hem davalı banka tarafından tahsil edilecek ücretler hakkında bilgisinin olduğu hem de davacının hangi yüzdelik oran üzerinden erken kapama komisyonu alınacağı hakkında ve sonuçta 29.404.16 TL’yi ödeyeceği hususunda bilinçli olduğunun belirlendiğini, davacının krediyi erken kapatması halinde ödeyeceği yüzdelik oranı ve miktarı bildiği hususu tespit edilmiş olmasına rağmen, taraflar arasındaki sözleşmede boşluk olduğu gerekçesiyle TTK’nın 2.maddesine göre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, erken ifayı düzenleyen sözlemenin 2.8. maddesinde tacir olan tarafların menfaatlerini düzenlediğinden genel işlem şartı olarak kabul edilemeyeceğini, erken ifa halinde alınacak komisyonun TBK’nın 179. maddesi gereği sözleşmenin belirlenen zamanda ifa edilmemesinin bir sonucu olduğunu, alacaklı feragat etmedikçe ve ifayı çekincesiz kabul etmedikçe asıl borç ile birlikte cezanın ifasını da isteyebileceğini; TTK’nın 22. maddesi gereğince tacirin, -kararlaştırılmasa dahi- ücret ve ceza isteyebileceğini, ücret veya cezanın fahiş olduğunu ileri sürerek indirim talep edemeyeceğini, kararlaştırılan erken ödeme cezasının borçlunun mahvına neden olacak düzeyde olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı tarafından fazladan tahsil edildiği ileri sürülen erken kapama komisyonlarının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yan, sözleşmede bulunan kredinin erken ödenmesi halinde erken kapama komisyonu alınacağına ilişkin hükmünün genel işlem koşulu içermesi nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının yanı sıra davalı bankanın, müvekkilinin talebi olmaksızın hesaba gelen parayla kredi borcunu kapattığını ve bilinmeyen oran üzerinden erken kapama komisyonu alındığını belirterek fazladan yapılan tahsilatın istirdadını istemiştir. İlk derece mahkemesi karar gerekçesinde, davacının tacir olması nedeniyle genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddelerinin haksız işlem şartı sayılamayacağına, bu nedenle davalının erken kapama komisyonu kesme hakkının bulunduğuna hükmetmiş olup istinafa sadece davalı geldiğinden, bu hususun tekrar tartışılmasına gerek bulunmamaktadır. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 2.8.maddesinde erken ödeme düzenlenmiş olup, 2.8.1.maddesinde erken ödemenin bankanın kabulüne bağlı olduğu ve erken ödeme nedeniyle bankanın uğrayacağı kar kaybı, zarar, maliyetler ile masraf ve komisyonların müşterinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiş olup, madde hükmünde oran veya miktardan söz edilmemiştir. Bu durumda davalının erken kapama komisyonu kesme hakkının bulunduğu anlaşılmakla birlikte, sözleşmede oran bulunmadığından, uygulanacak onranın, diğer banka uygulamaları da gözetilerek hakkaniyete uygun olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, davalı bankaca erken ödeme komisyonunun %8 oranı üzerinden hesaplandığı belirlenmiştir. Yapılan araştırmada, benzer bankaların %4 veya %2 oranında erken ödeme komisyonu tahsil ettikleri tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde belirtildiği üzere; kural olarak tacir olan taraflar sözleşme özgürlüğü çerçevesinde hak ve yükümlülüklerini serbestçe belirleyebilirler. Bu kapsamda, bankaca temin edilen kredinin erken ödenmesi halinde, bankanın oluşacak zararının tahsil edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Esasen tacir olan bankanın sözleşme hükmü bulunmasa dahi ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, kredinin erken ödenmesi halinde uygulanacak erken kapama komisyonu oranı veya miktarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, bu komisyonun ne şekilde hesaplanacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, emsal banka uygulamaları araştırılarak, sektör ortalamasına göre hesaplanan erken kapama komisyonundan davacının sorumlu olduğu, bakiye kısmın fazladan tahsil edilmesi nedeniyle istirdadı gerektiğine ilişkin hüküm ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının ve istinaf peşin karar harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 628,58 TL istinaf nispi karar harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18.02.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.