Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/528 E. 2021/198 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/528
KARAR NO: 2021/198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2014/1043 E. – 2018/1139 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 4046 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kuruluşu olduğunu, maaş promosyon bedeli için yapılan ihale sonucunda davalı bankanın 24.10.2007 tarih ve 1262-A sayılı teklifinin en iyi teklif olmasından dolayı müvekkili ile davalı banka arsasında 26.11.2007 tarihli maaş protokolü akdedildiğini, müvekkili kuruluşun Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan teftiş sonucunda hazırlanan raporda, davalı bankanın teklifi ile müvekkilin kullanımına tahsil edilen 607.833,00 TL’nin 2 yıl aşkın süre boyunca hesaba geçirilmeyecek faiz gelirinden mahkum kalınmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle müvekkili kuruluş personeli … aleyhine İstanbul 13.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava ikame edildiğini ve dosyanın derdest olduğunu, davalı bankanın Salıpazarı Şubesinin yazısına göre müvekkilinin hesabına geçirilmesi gereken 126.500,00 TL’nin de müvekkili kuruluşla ilgisi bulunmayana … Kulübü Derneği’ne ( …’a) bağış olarak gönderildiğini, kamu bankası olan …’ın bir derneğe karşılıksız bağış yapmasının mümkün olmadığını, davalı banka tarafından İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/27 Esas sayılı dosyasına sunulan cevapta maaş protokolüne istinaden müvekkiline 1.823.500,00 TL ödeme yapıldığı, 126.500,00 TL’nin ise 22.01.2018 tarihinde anılan derneğe ödendiği ve bağış makbuzu ile tediye fişinin kulüp başkanı … tarafından imzalandığının belirtildiğini, müvekkile ödenmesi gerekirken bağış olarak üçüncü bir kişiye yapılan 126.500,00 TL’nin tahsili gerektiğini ileri sürerek, anılan miktarın sözleşmenin başlangıç tarihi olan 01.01.2018 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili bankanın davalıya taahhüt etmiş olduğu promosyon bedeli olan 1.823.500,00TL ödediği başkaca bir herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen protokolün 19. maddesinde, protokol kapsamında belirlenen süre zarfında kurum personeline maaş ödemelerinin banka aracılığıyla yapılmasının sağlanması amacıyla bankaca kuruma promosyon ödemesinin yapılacağı, promosyon miktarı ile ve ödenmesine ilişkin hususların bankaca belirleneceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin protokolden kaynaklanan yetkisini kullanarak davacı şirketle imzalanacak maaş ödeme protokolü kapsamında 1/3 ünün kurum harcamaları için tahsis edilmek ve 2/3 ünün kurum personeline 02.02.2008 tarihinden itibaren altı ayda bir ödenmek üzere toplam 1.823.500,00 TL harcama yetkisinin tanımlandığını, promosyon miktarının sözlemenin anılan hükmü uyarınca bankanın takdirinde olduğunu, müvekkilinin protokolün 19. maddesinin tanıdığı yetkiyi kullanarak protokol bedelini belirleyerek bu tutarı davacıya ödediğini, müvekkilinin belirlediği promosyon tutarının 24.10.2007 tarih ve 1262-A sayılı yazıyla davalıya bildirildiğini, belirtilen şekilde tahsis edilen miktarın davacıya ödendiğini, müvekkili banka ile davacı şirket arasında imzalanan protokolde ödenecek promosyon tutarına ilişkin herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, … Spor Kulübü Derneği’ne ödenen 126.500,00 TL tutarındaki bağışın protokolden kaynaklanan promosyon ile bir ilgisinin bulunmadığını, promosyon bedeli dışında bağımsız olarak bağışta bulunulduğunu, davacı şirketin 2007 yılından bu yana ödenen 1.823.523,00 TL promosyon tutarına hiçbir itirazda bulunmadığını, promosyon ödemesi olarak yapılan 1.823.500,00 TL’sını kabul ettiğini, müvekkili bankanın sözleşmeden doğan tüm borçlarını ifa etmiş olmasına rağmen davacı tarafın iş bu davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı şirketin 21.09.2007 tarihli kararıyla 31/12/2007 tarihinde sona erecek olanMaaş Protokolü yerine 20.07.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık Genelgesi’ne uygun olarak 01.01.2008 tarihinden itibaren geçerli olacak yeni bir protokol yapılmasına karar verildiği ve alınan teklifler değerlendirilerek (… tarafından verilen teklifin KDV’yi de içermesi karşısında) en iyi teklif veren … ile iki yıl süreli protokol yapılmasına karar verilip protokol ile iki yıllık süre öngörülüp ödeme gününden bir iş günü önce para transferli net 1.823.500,00 TL promosyon bedeli karşılığında, promosyonlardan mevzuat çerçevesinde ve/veya ileride gelebilecek her türlü vergi, resim ve harçlar bankaya ait olmak üzere ödeme protokolünün imzalanmasına, promosyonla ilgili herhangi bir masraf evrakı istenilmemesine, promosyonun tamamının …nin kullanımında olacağı, 1/3’ünün personelin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmak üzere davacı şirket kullanımına ayrılıp, kalan tutarında altı ayda bir ödemeli olarak ödeme günlerinde personele eşit olarak ödenmesine karar verildiği ve taraflar arasında bu şekilde 26.11.2007 tarihinde 01.01.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iki yıl süreli Maaş Ödeme Protokolü imzalandığı, davalı banka tarafından dava dışı … Kulübü Derneği’ne Bağış Makbuzu karşılığı 22.01.2008 tarihinde 126.500,00 TL’lik ödemenin Salı Pazarı Şubesi tarafından yapılıp peşin ödenen promosyonlar hesabından ödemenin gerçekleştirildiği görülmektedir. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/402 Esas sayılı dosyasında banka çalışanları ve spor kulübü yetkilisi hakkında dava açıldığı ve bu davanın bağlantı nedeniyle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/368 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği ve anılan dosyada mahkememizin dosya akıbetinin sorulmasına ilişkin ara kararlar oluşturulduğu, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/27 Esas sayılı dosyasında yine davacı şirket tarafından, şirketin eski mahalli işler sorumlusu aleyhine alacak davası açtığı ve mahkemece davanın reddine karar verildiği hususları da tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki protokolde, protokole istinaden ödenecek promosyon miktarı 1.823.500,00 TL olarak tespit edilmiştir. Bu miktara ilişkin ödemelerin 24 kalemde ve (sadece 2.350,75 TL eksikle ) 1.821.149,25 TL olarak yapıldığı ancak bu eksik ödemenin davamızın konusu teşkil etmediği görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere promosyon miktarı (davacı tarafın iddiası aksine 1.950.000,00 TL olmayıp) 1.823.500,00 TL olarak belirlenmiştir. Bu itibarla 126.500,00 TL’lik ödemenin taraflar arasındaki Maaş Ödeme Protokolü ile ilgisinin olmayıp bu protokol kapsamında yapılan bir ödeme olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında yerinde görülmeyen reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava dışı üçüncü kişi aleyhine İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/27 Esas sayıl dosyasında açılan davada, davalı Bankaca Mahkemeye sunulan 20.12.2013 tarihli cevapta protokole istinaden müvekkiline 1.823.500,00 TL ödeme yapıldığı, 126.500,00 TL’lik kısmının ise 22.01.2008 tarihinde bağış makbuzu karşılığı Türkiye … Kulübü Derneği’ne ödendiğinin bildirildiğini, yazıyla müvekkiline ödenmesi gereken 126.500,00 TL ‘nin bağış olarak ilgisi bulunmayan bir derneğe ödendiğinin ikrar edilmesine rağmen mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı banka tarafından tanzim edilen 22.01.2008 tarihli tediye fişi ile … Kulübü Derneği’ne “peşin ödenen promosyonlar” kaydıyla ödeme yapılması dahi tek başına davanın kabulü için yeterli olduğunu, protokolde bu yönde bir hüküm bulunmamasına ve 20.07.2007 tarih 26588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/21 sayılı Başbakanlık Genelgesine aykırı olarak dava dışı derneğe ödeme yapıldığını, bu nedenle promosyon miktarının 1.950.000,00 TL olarak kabulü gerekirken, 1.823.500 TL olduğu yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını; müvekkilinin promosyon işleri işin mali işler dairesi başkanı …’i görevlendirdiğini anılan kişinin banka yetkilileri ile müştereken genelgeye ve kuruluşun oluruna aykırı işlem yaparak, en yüksek teklifi 1.950.000,00 TL olarak veren … Galata Şubesini eleyerek ihaleyi … Sahpazarı Şubesine bıraktıklarını, promosyon bedelinin müvekkil kuruluşa 1.823.000,00 TL olarak göstererek müvekkiline bu bedelin ödendiğini, banka kayıtlarında 1.950.000 TL olarak kayda alınan paradan 126.500,00 TL’nin ihale bedeli dışında gösterilerek genelge hükümlerine aykırı işlemle derneğe ödeyerek müvekkilini zarara uğrattıklarını, müvekkili çalışanları hakkında zimmet ve ihaleye fesat karıştırma suçundan İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/402 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, dosyanın ilgili dosya İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/268 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, davalının kötü niyetinin savcılık soruşturması sonucuna göre belirlenmesi nedeniyle ceza dosyasının bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen 26.11.2007 tarihli maaş ödeme protokolü kapsamında davacıya eksik ödendiği ileri sürülen 126.500,00 TL’nin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun oluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı yanca, davacının mali işler dairesine yazılan 24.10.2007 tarih ve 1262-A sayılı yazıda, bankaca maaş ödemesi yapılan kurum için 01.01.2008 tarihinde sona erecek olan sözleşmenin bitim tarihinden itibaren ilgili yazının aynen kabul edilerek, iki yıl daha uzatılması için verilecek olan 1.823.500,00 TL tutarın 1/3’ünün kurum harcamalarında kullanılması, kalanın ise personele altı ayda bir dağıtılmak üzere tahsis edildiği bildirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 26.11.2007 tarihli protokolün incelenmesinde; taraflarının davacı ve davalı olduğu, davacı kurumun çalışanlarının maaşlarının davalı banka aracılığıyla ödenmesine ilişkin esasların düzenlendiği anlaşılmıştır. Protokolün 19. maddesinde, “İş bu protokolde belirlenen süre zarfında Kuruluş personeline, maaş ödemesinin banka aracılığıyla yapılmasının sağlanması amacıyla banka tarafından kuruluşa promosyon ödemesi yapılacaktır. Promosyon miktarı ve ödenmesine ilişkin hususlar banka tarafından belirlenecektir. Ödemeler ise 2007/21 sayılı Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda yapılacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı tarafça İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/27 E. sayılı dosyasında 20.12.2013 tarihinde gönderilen yazıda, protokole istinaden davacıya 1.823.500,00 TL ödeme yapıldığı 126.500,00 TL’lik kısmı ise 22.01.2008 tarihinde bağış makbuzu karşılığı derneğe ödendiği bildirilmiştir. Davalı tarafından 27.11.2008 tarihinde davacı kuruma gönderilen yazıda ise 01.01.2008 tarihinde sona erecek sözleşmenin bitim tarihinden itibaren iki yıl uzatılması için verilecek olan 1.823.500,00 TL’nin 1/3’ünün fatura karşılığında kurum harcamalarında kullanılması, kalan kısmın ise personele altı ayda dağıtılmak üzere tahsis edileceği kabul edilmiştir. Davacı kurumun 22.10.2007 tarihli 2008 yılı maaş anlaşması teklifi talebinin incelenmesinde; herhangi bir promosyon miktarı belirtilmeksizin ödenecek promosyonun net olarak ödenmesi ve teklifin 24.10.2007 tarihine kadar bildirilmesi istenmiştir. Davalı tarafça teklifin kabul edilmesi üzerine, net 1.823.500,00 TL bedel üzerinden maaş protokolü yapılmasına karar verilerek 26.11.2007 tarihli protokol düzenlenmiştir. Davacı tarafından başka bankalara teklifin gönderildiği, ilgili bankalarca da teklife cevap verildiği görülmüştür. Bu kapsamda … tarafından şartlı olarak 1.900.000,00 TL teklifte bulunulduğu görülmüştür. Davacı kurumun teftiş kurulunca düzenlenen raporun incelenmesinde, 126.500,00 TL’nin usulsüz şekilde derneğe aktarıldığı belirlenmiştir. 20.07.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/21 sayılı, yedi maddelik genelgede promosyon uygulamasının süresi ve personele eşit ödeme yapılacağı düzenlenmiştir. Mahkemece alınan 14.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı … tarafından yapılan 1.950.000,00 TL’lik teklife rağmen promosyon teklifinin davalı tarafından 1.823.500,00 TL olarak gösterildiği, ancak gerçekte promosyon miktarının belirlenmesinde 126.500,00 TL’lik ödemenin de dikkate alınması gerektiği belirlenmiştir. Mahkemece alınan 18.08.2016 tarihli raporda, davacıya 1.823.500,00 TL dava dışı derneğe 126.500,00 TL ödeme yapıldığı, belgelerin sunulması halinde rapor düzenleneceği bildirilmiş olup ibraz edilen belgeler üzerine düzenlenen 10.04.2017 tarihli raporda derneğe yapılan ödemenin protokol kapsamında olmadığı belirlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının incelenmesinde; promosyon bedelleri ile ilgili usulsüzlük yapılması ile ilgili davalı ve davacı çalışanlarının görevi kötüye kullanma ve cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanında bu davayla birleştirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından daha önce yapılan maaş ödeme protokollerinin sona ermesi üzerine 01.01.2008 tarihinden geçerli olmak üzere çeşitli bankalara teklif yazıları gönderildiği, bu kapsamda gönderilen 22.10.2007 tarihli teklif yazısında her hangi bir miktar belirtilmediği, davalı tarafından gönderilen cevabi yazıda iki yıl için 1.823.500,00 TL ödeneceğinin 24.10.2007 tarihli yazıyla bildirildiği, davacı Kurumca yapılan 06.10.2007 tarihli değerlendirme tutanağıyla net 1.823.500,00 TL üzerinden davalı ile promosyon sözleşmesi yapılmasının kabul edildiği ve bu kapsamda tarafların 26.11.2007 tarihli protokolü düzenledikleri, protokolün 19. maddesi gereğince, ödenecek promosyon miktarının belirlenmesinin davalıya bırakıldığı, davalı tarafından 27.11.2007 tarihli yazıyla teklif, tutanak ve protokole uygun şekilde iki yıllık süre için 1.823.500,00 TL promosyon bedelinin ödeneceğinin kabul edildiği sabittir. Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği tarafların sözleşme hükümleri ile bağlı olduğu ve sözleşmenin kuruluşu aşamasında davalının, davacının iradesini sakatlayarak sözleşme yaptırmak zorunda bıraktığına ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığı, davalı tarafından gönderilen tekliften başka tekliflerin bulunmasına rağmen davalı ile sözleşme yapılmasının başlı başına sözleşmenin geçersizliğine veya teklifteki daha yüksek bedelle sözleşmenin kurulduğunu delil teşkil etmeyeceği anlaşılmıştır. Davacı ve davalı çalışanları hakkında açılan ceza davasının sonucunun bu dava bakımından etkili olmadığı, sözleşmenin geçersizliği için gerekli irade sakatlıkları hallerinin kanıtlanamadığı, ceza davasının sonucuna göre davacının kendisini zarara uğratan çalışanlarına karşı talepte bulunma hakkının bulunduğu anlaşılmakla, yerinde görülmeyen davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline. 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.18.02.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.