Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/524 E. 2021/202 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/524
KARAR NO: 2021/202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2018
NUMARASI: 2015/771 E. – 2018/1158 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan )
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … Ltd. Şti.’ne ait İtalya’da yerleşik … firmasından satın alınan ahşap tutkalı emtiasının konteynere yüklenerek gemi ile Ambarlı Gümrük Müdürlüğü Kumport Limanına sevk edildiğini, 22.05.2014 tarihinde fiili ithalatı yapılan emtianın, Mimarsinan’da yer alan depoya taşınması için davalıya ait … çekici ve … dorse plakalı araca yüklenerek 23.5.2015 tarihinde sigortalının deposunda tahliye edildiğini, konteynerin sigortalının deposunda açıldığında, içerisindeki sağ taraftaki paletlerin devrilmiş ve hasarlanmış olduğunun tespit edildiğini, araç sürücüsünün katılımı ile tutanak tutulduğunu, zarar gören emtianın müvekkilince taşıma rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alındığını, müvekkili şirket tarafından yapıtırılan ekspertiz incelemesi sonucu, hasarın nakliye sırasında nakliye aracının aşırı savruntulu kullanılması veya ani fren yapılması sonucu konteryen içerisinde yer alan sağ taraftaki paletler üzerindeki emtiaların ön tarafa doğru kayarak devrilmesi sonucu meydana geldiğini belirlendiğini, müvekkilince sigorta poliçesi kapsamında sigortalının zararının karşılanarak sigortalının haklarına halef olunduğunu, alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ithalatcı firmanın eşyalarını, orjinal gümrük mührüyle mühürlenmiş konteyner içerisinde taşındığını, gümrük mührünün araç sürücüsü tarafından kırıldığı kanıtlanmadıkca, eşyaların kayıp ve hasarından müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hasarın, araç şoförünün dikkatsizliği nedeniyle meydana geldiği idiasının soyut ve kabul edilemez olduğunu, davacının bu iddiasını kanıtlayacak delil sunmadığını savunarak, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, davacı … ile dava dışı sigortalısı ile davaya konu emtiaların taşınması hususunda nakliyat sigorta poliçesi düzenlendiği, teminata konu yükün 21/05/2014 tarihinde hasarlı olduğu ihbarı üzerine davacı … ekspertiz çalışması başlattığı, düzenlenen 11/06/2014 tarihli raporda; 30 adet kovanın tamamen akarlı ve hasarlı olduğu tespit edildiği ve hasarın meydana gelmesine ilişkin olarak nakliye aracının aşırı savruntulu kullanılması veya ani fren yapması sonucu konteyner içerisinde er alan sağ taraftaki paletler üzerindeki emtiaların ön tarafa doğru kayarak devrilmesi sonucu meydana geldiği şeklinde kanaati ile 1.450,05-Euro/4.126,98-TL hasar tutarı belirlendiği, TL karşılığı hasar tazminatı 24/06/2014 tarihli banka dekontu ile vaki hasardan zarar gören sigortalıya ödendiği, hükme esas alınan bilirkişi heyetinin 19/9/2017 tarihli raporunda belirtildiği üzere, somut ilişkiye Konvansiyon hükümleri uygulanması gerektiği, taşınan eşyanın gümrük mührünün somut ilişkide davacının halef olduğu sigortalının deposunda, davalının yardımcı şahsı önünde açıldığı ve daha evvel açılmamış olduğu hususunda bir çekişme olmadığının görüldüğü, bu durumda o esnada taşınan malda hasar olduğu görüldüğünden, Konvansiyon hükümlerinin 10. maddesi uyarınca, davalının malı teslim alırken taşıma belgesine bir çekince dermeyan etmediği nazara alınarak hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğunda olduğu, tespit edilen hasarın SDR cinsinden sorumluluk üst sınırını aşmadığı, bu itibarla ödenen hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği, mahkememizce yapılan hesaplamada işlemiş faiz alacağının takip dosyasında talep edilen faiz alacağı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, ve alacak yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflarca mutabık kalındığı üzere, müvekkilinin yurt dışından mühürlü konteyner içinde gümrüğe getirilen ithal eşyayı yine mühürlü konteyner içerisinde, gümrükten alıp dava dışı sigortalının Mimaroba’daki deposuna taşıdığını, müvekkilinin aracı ve sürücüsünün emtianın yurt dışında yüklenmesi ve istiflenmesi sırasında yükleme mahallinde bulunmadığını, bu nedenle yükleme ve istiflemedeki hataya veya hasara karşı taşıma belgesine şerh koyamadığını, gümrükte, konteyner içerisinde gelen ithal eşyaların bulunduğu konteynerin mührünün açılmadığını, eşyaların durumunun aracın sürücüsüne gösterilmediğinden çekince konulmasının beklenemeyeceğinden mahkemenin, emtianın teslim alınması sırasında çekince konulmamasına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını; hasarın, araç sürücüsünün dikkatsiz araç kullanması sebebiyle konteyner içerisindeki paletlerin savrulması sonucunda meydana geldiği iddia ve gerekçesinin soyut ve kabul edilemez olduğunu, dosyada bu gerekçeyi destekleyecek bir delil bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle yurt içi karayolu taşıması taşıması sırasında emtiada oluşan ve nakliyat sigorta poliçesi uyarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin, halefiyet hükümleri uyarınca davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; dava dışı sigortalıya ait tutkal emtiası İtalya’dan İstanbul’a konteyner içinde gemiyle taşınmış olup millileştirme işlemlerinden sonra davalı taşıyıcıya ait araçla sigortalının deposuna taşınmıştır. Emtianın İtalya’dan Türkiye’ye taşınması işini davacı yapmamıştır. Başka bir taşıyıcı tarafından gemi ile mühürlü konteyner içinde taşınan emtianın alcısına teslim edilip millileştirme işlemleri yapıldıktan sonra, sigortalı tarafından yeni bir taşıma sözleşmesi ile mühürlü konteyner içindeki emtia gümrük sahasından sigortalının deposuna taşıma işi için davalıyla anlaşma yapılmıştır. Bu durumda taşıma yurt dışı bağlantısı bulunan CMR kapsamında bir taşıma olmayıp, bağımsız bir yurt içi emtia taşımasıdır. Emtianın, davalının yurt içinde yaptığı karayolu taşımasından önce gemi ile Türkiye’ye getirilmesi ve konteyner mühürlerinin sökülerek eşyanın durumunun tespit edilmemesi nedeniyle, hasarın taşımanın hangi aşamasında oluştuğu belirlenememiştir. Somut olayda sürücünün, aracı yol ve yüke uygun olmayan şekilde savruntulu kullandığına ilişkin herhangi bir kanıt veya kaza tutanağı bulunmamaktadır. Ekspertiz raporunda hasarın, aracın savruntulu kullanılması veya ani fren yapılması sonucu konteyner içinde yer alan sağ taraftaki palet üstündeki emtiaların ön tarafa doğru kayarak devrilmesi sonucu meydana geldiği tespit edilmiş ise de bu tespitin herhangi bir somut delile dayanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, hasarın davalıca üstlenilen yurt içi karayolu taşıması sırasında meydana geldiğine ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince hukukun olaya uygulanmasında hata edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve neticede davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın reddine, 2-İcra takibine girişmekte davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin olarak yatırılan 53,28 TL harcın mahsubu bakiye 6,02 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına; 65,84 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcanan 98,10 TL başvuru harcı ile 61,63 TL posta giderinin toplamı olan 159,73 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, c-İstinaf yargılaması dosya üzerinden yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18.02.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a. maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.