Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/52 E. 2020/971 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/52
KARAR NO: 2020/971
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/1093 Esas – 2018/969 Karar
TARİHİ: 20/09/2018
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne karşı İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/367 Esas sayılı dosyasında alacak davası ikame edildiğini, söz konusu dava devam ederken adı geçen şirketin ticaret sicilden 09/10/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, mahkemece adı geçen şirket hakkında ihya davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini, 6102 SY. TTK. Geçici 7.maddesinin 15. Fıkrasında ticaret sicilden terkini yapılan şirketin alacakları ile hukuki menfaati bulunanlar terkin tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket ihyasını talep edebileceğinin yer aldığını, İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/367 Esas sayılı dosyasındaki alacak davasının devam ettiğini beyanla, ticaret sicilden 09/10/2014 tarihinde resen terkin edilen … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilerek ticaret sicil kaydında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili kurumun TTK’nun 32. Maddesine göre işlem yaptığını, münfesih durumundaki şirketin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesine göre re’sen terkin edildiğini, işlemin hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 20/09/2018 tarihli, 2017/1093 Esas – 2018/969 Karar sayılı kararında, “…Dosya içesinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ve ihyası istenen şirket sicil dosyası kapsamından ihyası istenilen şirketin 6102 sayılı T.T.K.nun geçici 7. Maddesi uyarınca 09/10/2014 tarihinde re’sen terkin edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda şirket hakkında resen terkin işlemi uygulanması nedeniyle ihya davası sadece Ticaret Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilmek suretiyle açılabilecektir. Terkin tarihinden itibaren davanın öngörülen 5 yıllık süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. Terkin edilen şirkete karşı İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 Esas sayılı dosyasında açılan alacak davasında davacının şirketin ihyasından hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir. İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 Esas sayılı dosyasında açılan alacak davasında tebliğinin sağlanabilmesi için davalı şirketin terkin kaydının kaldırılarak yeniden ihyası ve Ticaret Sicilde tesciline karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Şirketin tasfiye sürecine girmediği, ihya halinde tüzel kişiliğinin aynı şekilde sürdürmesi gerektiği sonucuna varıldığından T.T.K.nun 547/2 maddesinin somut olayda uygulanmasına ve tasfiye memuru atanmasına gerek görülmediği …” gerekçesiyle davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmiştir.Bu karara davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK.M.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği M.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Müvekkilinin resen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7.maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Müvekkilinin resen işlem yapma yetkisinin kanunda açık bir biçimde düzenlenmiş hallerde bulunduğu ve fakat bunun dışında her halde bir mahkeme kararı bulunmaksızın tescil edilmiş herhangi bir olguyu değiştirmesinin, mevzuat gereğince mümkün olmadığının belirtildiğini,Müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin yasal hasım olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.02.2015 tarihli, 2014/16398 E. ve 2015/1464 K., 29.01.2007 tarih, 2005/14259 E. ve 2007/927 K.gibi çok sayıda ilamı ve yerleşik uygulamasının da bu yönde olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, savunmaları doğrultusunda yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmeni istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince açılan, resen terkin edilmiş bulunan şirketin İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 esas dosyası nedeniyle, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının bu davayla sınırlı olmak kaydı ile ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre, anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.İhyası istenen şirketin, TTK geçici 7. maddesi uyarınca, yasal çerçevede terkin işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’nin TTK geçici m. 7 gereği terkin olduğu, ihyası talep olunan şirket ile …ı arasında İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 esas sayılı derdest dosya olduğu, davacının o davada da davacı konumunda olduğu, derdest davanın görülmesi açısından terkin olan şirketin ihyasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava dışı şirketin yasaya uygun şekilde terkininin yapıldığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmaması nedeniyle kararın yerinde olmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. sayılı emsal nitelikli kararında da Ticaret Sicili Müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı da bu doğrultudadır. Davalı … Sicil Memurluğu bu davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağından, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerindedir. Yine mahkeme gerekçesinde geçici 7. Madde ile sicilden terkin edilen şirket yönünden ihya kararı verilmesi halinde tüzel kişiliğin aynı şekilde sürmesi gerektiği, bu durumda TTK 547 maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı yerinde bir şekilde belirtilmekle birlikte, kurulan hükmün 2 nolu bendinde tasfiye memuru atanması yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu husus dairemizce resen dikkate alınıp düzeltilebilecek hususlardan olmakla, dairemizce yeniden kurulacak hükümde, hükmün 2. Nolu bendinin hükümden çıkarılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353.1.b.2. maddesi uyarınca istinafa konu kararın düzeltilerek Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın KABULÜNE,İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasında kayıtlı iken terkini yapılan …SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin, İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 Esas sayılı davasının görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla, sicil kaydının ihyasına, kararın ticaret siciline tescil ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına, 2-Davalı taraf yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği kanıtlanmadığından, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,3-HMK’nın 333. maddesi uyarınca, taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avanslarının, talep halinde yatıran taraflara iadesine,6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafça harcanan 98,10 TL peşin karar harcının talep halinde iadesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.09.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kein olarak karar verildi.