Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/511 E. 2019/416 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/511
KARAR NO : 2019/416
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI : 2017/1148 Esas
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali/ menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen 31/01/2019 tarihli ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davada, davacı … Ltd.Şti. ile davalılardan … A.Ş.arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından henüz üretimi yapılıp teslimi yapılmayan mallar karşılığında düzenlenen faturalardan dolayı oluştuğu iddia edilen borcun tasfiyesi amacıyla adı geçen şirketler arasında 18.09.2015 tarihli protokol ve eklerinin imzalandığı ve/fakat sözleşmeye konu borcun gerçeği yansıtmadığı, davacı şirketin davalı … A.Ş.’ne borçlu olmadığı bilakis davalıdan alacaklı olduğu, sözleşmelerin hile ve hataen imzalandığı, bu borca o tarihte davacı …’nün sahibi olduğu davalı şirketin kefil olmasının sağlandığı gibi davalı şirketin fabrika binasının 27.01.2016 tarihli “Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi” ile davalı … A.Ş. tarafından borçları ödenerek devralındığı ve yine 04.04.2016 tarihli “… A.Ş. Ortaklar Anlaşması” ile davacının davalı şirkette bulunan %52 hissesinin davalı … A.Ş. talimatı altındaki şirket ve kişilere bedeli ödenmeksizin ve gerçekte borçlu da olunmamasına karşılık devri sağlanarak müvekkilinin davalı şirkette azınlık pay sahibi durumuna düşürüldüğü, şirketin davalı … A.Ş.nin talimatları ile menfaatlerine uygun şekilde yönetildiği, şirketin sürekli olarak zararlandırıldığı iddialarına dayalı olarak borç tasfiye sözleşmesi ve eklerinin iptali ile bu sözleşmelerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti, davalı … AŞ nezdindeki toplam %52 oranındaki hisse devir işlemlerin iptali ile hisselerin davacı adına kayıt ve tescili istenmiş, ihtiyati tedbiren davalı şirket hisseleri ile davalı şirketin maliki olduğu taşınmazın tapu kaydı üzerine hisselerin ve davalı şirketin maliki olduğu taşınmaz hissesinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalıların hisse devrinden sonra sahip oldukları %52 hissenin üzerine bu hisselerin kullanılması bakımından ihtiyati tedbir yoluyla kayyum atanması ve temsil yetkisinin müvekkili … ile bağımsız atanan kayyum marifetiyle müşterek imza atılmak suretiyle kullanılması bakımından temsil yetkisinin kısıtlanması talep edilmiştir.İlk derece mahkemesince, dava dilekçesinde ve aynı zamanda yargılama sırasında talep edilen tedbirler konusunda 27.12.2017 ve 07.05.2018 tarihli ara kararlarıyla somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir istemlerinin reddine karar verilmiş, bu ara kararların istinaf edilmesi üzerine ayrı ayrı istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.Bu kez davacılar vekili, 28.01.2019 tarihli dilekçesinde, müvekkili …nün hisselerine kavuşmasına engel olmak maksadıyla kurucusunun Romanya uyruklu, …. olan, … Anonim Şirketi’nin kurulduğunu, bu yeni kurulan şirketin tek yetkilisi ve yönetim kurulu üyesinin uzun yıllardır davalı … Mağazalar Kurulum Müdürü olarak davalıların emir ve talimatında çalışan … olduğunu, davalı …nin yeni yönetim kurulu üyeliğine ve münferit imza yetkilisi olma görevine; davalılar tarafından “…A.Ş.” isimli şirketin tek yetkilisi olan … geçirilerek adeta sorumluluktan kaçılmaya çalışıldığını, muvazaalı işlemlerle müvekkilinin hisselerini geri alınmasının önünün tamamen kapatılmak istendiğini, müvekkile ait davalı …Ş. hisselerinin usulsüz şekilde ketmedilmesi ile bu eylemlerin sonrasında müvekkile ait hisselerin davalı … AŞ iştiraki şirketlere devredilmesi, davalı …nin davalı … AŞ yararına sürekli fiktif olarak borçlandırılması, … A.Ş.nin borçlu gösterilmek suretiyle … A.Ş. lehine bankalar nezdinde kredi oluşturulması, davalı …. yöneticilerin zararlandırıcı eylemlerine aralıksız devam etmesi ve bu nedenle haklarında sayısız şekilde açılmış sorumluluk davalarının bulunması gözönüne alınarak davalı …nin müvekkile ait tüm hisselerinin yapılan usulsüz işlemler neticesinde muvazaalı şekilde davalı … A.Ş.nin hâkimiyeti altında bulunduğu anlaşılan yabancı menşeili…. firmasına devredildiğinden, artık muvazaalı ve fiktif işlemler nedeniyle davalı … yönetilemez hale gelen ve sürekli zarar gösteren davalı …ye HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince, gecici olarak şirket yönetim kuruluna yönetim ve denetim kayyumu atanmasına, davalı şirket yetkililerinin ihtiyati tedbir yoluyla tedbiren kısıtlanmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince, 31.01.2019 tarihli ara kararıyla; somut olayda ileri sürülen iddia, savunma, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkile ait davalı …. hisselerinin usulsüz şekilde ketmedilmesi, davalı …nin … yararına sürekli fiktif olarak borçlandırılması, … A.Ş.nin borçlu gösterilmek suretiyle … A.Ş. lehine bankalar nezdinde kredi oluşturulması, davalı … yöneticilerin zararlandırıcı eylemlerine aralıksız devam etmesi ve bu nedenle haklarında sayısız şekilde açılmış sorumluluk davalarının bulunması nedeniyle; tüm bu durumların davalı şirketin kötü yönetildiğinin hatta neredeyse hiç yönetilemediğinin göstergesi olduğu gibi, davalı …nin tüm hisselerinin muvazaalı olarak bir kez daha davalı … talimatı altındaki yabancı menşeili Nova Bath. Şirketine devredildiği ve davalı …nin zararlandırılması nedeniyle ciddi oranda küçülmeye gitmesi ve büyük zararlara uğraması da göz önüne alınarak; tedbir talebinin kabulü gerektiği halde yaklaşık ispat olgusu gerçekleşmediği nedeniyle talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talep gibi ihtiyati tedbire hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Talep, sözleşmenin iptali ile sözleşmelerden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ve buna bağlı şirket hisse devrinin iptali istemli davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda ileri sürülen iddia, savunma, mevcut deliller ve özellikle Dairemizin 01.06.2018 tarih, 2018/478 Esas-2018/557 Karar sayılı kararı ve dosya kapsamı gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun dosyanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine,2-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.391/3.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.