Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/506 E. 2021/444 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/506
KARAR NO: 2021/444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2014/435 E. – 2018/1133 K.
DAVA: Alacak
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ATM’NİN 2013/570 ESAS SAYILI DAVASI İLE İLGİLİ OLARAK;
DAVA: Alacak
BAKIRKÖY 6. ATM’NİN 2015/91 ESAS SAYILI DOSYASI İLE İLGİLİ OLARAK;
DAVA: Alacak (Saklama sözleşmesinden kaynaklanan) Taraflar arasında görülen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davaların kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili 13.12.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının ticari alacağını tahsil amacıyla dava dışı borçlu aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibi nedeniyle, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasında haczedilen malların saklaması için taraflar arasında TBK’nın 561. maddesinde yer alan saklama sözleşmesi düzenlendiğini, tarafların TBK’nın 561/2. maddesi uyarınca ücret konusunda anlaştıklarını, davalının 3.000,00 TL ödeyerek sözleşmeyi kabul ettiğini, yapılan anlaşma uyarınca davacı tarafın malların sigortalanarak 14.06.2012 tarihinden dava tarihi olan 31.12.2013 tarihine kadar 566 gün özenle sakladığını, sözleşme gereğince müvekkilinin 53.600,00 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, 53.600,00 TL alacağın, bölümler halinde aylık peşin ödeneceği sözleşmeye bağlandığından aylık ödemelerin zamanında yapılmaması nedeniyle doğan yasal gecikme faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … şirketinden ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil edememesi üzerine başlattığı takipte 4 adet makine ve 275 koli ipliğin haczedilerek davacıya ait yediemin deposuna teslim edildiğini, borçlunun itiraz ve kıymet takdiri talepleri nedeniyle emtiaların satılamadığını, aynı şekilde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlunun üçüncü kişinin elinde bulunan emtiasının haczedilerek davacıya yediemin olarak teslim edildiğini, anılan yedieminlik sözleşmesi gereğince davacı tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunan dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğini, davacıyla yedieminlik ücreti anlaşması yapılmasına rağmen, davacının sözleşmeyi formalite icabı yapıldığını beyan ederek arada ödeme yapılmasını şifahen bildirdiğinin tanık anlatımlarıyla açıklığa kavuşacağını, davacının yedieminlik sözleşmesini TBK’nın 561. maddesinde düzenlenen saklama sözleşmesi olarak göstermeye çalıştığını, Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen hacizli mallar için alınacak ücret tarifesinin Resmi Gazetenin 09.09.2014 tarih ve 25578 sayısında yayınlandığını, Adalet Bakanlığınca henüz yurdun heryerinde depo ve garaj açılmadığından hacizli malların İcra Müdürlüklerince uygun görülen yerlerde saklanması gerektiğini ve bu yerlerde de Adalet Bakanlığı için geçerli olan aynı ücret tarifesinin geçerli olacağını, dava tarihine kadar ücretlerle ilgili ihtar gönderilmediğini, dava konusu hacizli eşyanın değeri ve eşyanın yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu ile ortaya çıkan yediemin ücret miktarının fazlalığı göz önüne alındığında TBK’nın 43. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, borçlunun itirazları nedeniyle satışın gerçekleştirilemediğinden kıymet takdirine itiraz ile istihkak davalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili, birleşen 2013/570 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasının talimatı üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sırasında haciz edilen malları saklamak üzere davalı ile 11.06.2012 tarihli saklama sözleşmesini imzaladığını ve emtianın günlüğünün 40,00 TL bedelle saklanması konusunda tarafların anlaştıklarını, davalının sözleşme kapsamında 24.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilince 31.12.2013 tarihine kadar saklanan emtia için 569 günlük toplam 203.000,00 TL saklama ücretinin ödenmediğini, davalının kısmi ödeme yapmasına rağmen bakiye ücreti ödememesinin sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 203.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davadaki cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … şirketinden ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil edememesi üzerine başlattığı takipte Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 15 adet makine ve 30 koli ipliğinin üçüncü kişinin elinde haczedilerek davacıya yediemin olarak teslim edildiğini, ancak istihkak ve kıymet takdirine itiraz davaları nedeniyle satışın gerçekleştirilemediğini, aynı nedenle başka bir dosyada haczedilen emtiaların teslimiyle ilgili olarak davacı tarafından Bakırköy 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/482 Esas sayılı (esas dava) dosyasında yedieminlik ücretinin tahsili amacıyla dava açtığını, aralarında irtibat bulunan dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğini, davacıyla yedieminlik ücreti anlaşması yapılmasına rağmen, davacının sözleşmeyi formalite icabı yapıldığını beyan ederek arada ödeme yapılmasını şifahen bildirdiğini, bu hususun tanık anlatımlarıyla açıklığa kavuşacağını, davacının yedieminlik sözleşmesini TBK’nın 561. maddesinde düzenlenen saklama sözleşmesi olarak göstermeye çalıştığını, Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen hacizli mallar için alınacak ücret tarifesinin Resmi Gazete’nin 09.09.2014 tarih ve 25578 sayısında yayınlandığını, Adalet Bakanlığınca henüz yurdun heryerinde depo ve garaj açılmadığından hacizli mallar İcra Müdürlüklerince uygun görülen yerlerde saklanması gerektiğini ve bu yerlerde de Adalet Bakanlığı için geçerli olan aynı ücret tarifesinin geçerli olacağını, dava tarihine kadar ücretlerle ilgili ihtar gönderilmediğini, dava konusu hacizli eşyanın değerinin, eşyanın yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu ile ortaya çıkan yediemin ücret miktarının fazlalığı göz önüne alındığında TBK’nın 43. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, satış ile ilgili borçlunun itirazları nedeniyle satışın gerçekleştirilemediğini, bu nedenle kıymet takdirine itiraz ile istihkak davalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki talimat üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında haczedilen malları saklamak üzere 11.06.2012 tarihli ve günlük ücreti 400,00 TL olan saklama sözleşmesi imzaladıklarını, aynı şekilde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki talimat üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürülüğünün … talimat sayılı dosyasıyla haczedilen malların saklanması amacıyla 14.06.2012 tarihinde günlüğü 100,00 TL’den olmak üzere saklama sözleşmesi imzalandığını, her iki saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 31.12.2013 tarihine kadarki kısmının Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/435 Esas sayılı dosyasında dava konusu edildiğini, 11.06.2012 ve 14.06.2012 tarihli saklama sözleşmeleri gereğince müvekkilinin dava tarihi olan 20.05.2015 tarihine kadar saklama hizmetini verdiğini ve emtianın ihale alıcısına eksiksiz şekilde teslim edildiğini, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/435 Esas sayılı dosyasında 31.12.2013 tarihine kadar ki ücretin istendiğini, bu tarihten 20.01.2015 tarihine kadar ki 384 günlük toplam 192.000,00 TL sözleşme ücretinin ödenmediğini, dava dosyalarının irtibat nedeniyle birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek, anılan alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. Asıl davada sorun: Bakırköy … İcra Müd. … esas, birleşen dosyada ise Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında dolayı yedi eminlik ücreti alacağının olup olmadığı, varsa miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Birleşen Bakırköy 2. Atm’nin 2013/570 Esas sayılı davasında sorun: Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sırasında haciz edilen malları saklamak üzere davalı ile 11/06/2012 tarihli ‘saklama sözleşmesinin’ yapılıp yapılmadığı, davalının davacıya borçlu olup olmadığı, davacının alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Birleşen Bakırköy 6. Atm’nin 2015/91 Esas sayılı davasında sorun: icra takibi sırasında haczedilen malları saklamak üzere 11.06.2012 tarihli sözleşme kapsamında davacının edimini yerine getirip getirmediği, taraflar arasında imzalanmış sözleşmeler uyarınca davalının davacıya borçlu olup olmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliğindeki 14.06.2012 tarihli yediemin teslim tutanağında kararlaştırılan yediemin ücretinin günlük 100 TL olması, bu tutar üzerinden 14.06.2012 – 31.12.2013 arası 566 gün süre için tahakkuk eden yedieminlik ücreti 56.600-TL olduğu, ödenen 3.000 TL düşülmek suretiyle 2014/435 E. sayılı dava tarihi 31.12.2013 itibari ile davacı şirketin davalı şirketten 53.600 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. 2013/570 esas sayılı (Bakırköy 2. ATM’den Birleşen) dosyası hakkında; Taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliğindeki 11.06.2012 tarihli yediemin teslim tutanağında kararlaştırılan yediemin ücreti 400-TL/gün olup, bu tutar üzerinden 11.06.2012 – 31.12.2013 arası 569 gün süre için tahakkuk eden yedieminlik ücreti 227.600-TL olduğu, davalı tarafından ödenen 24.000 TL düşülmek suretiyle 2013/570 E.(Bköy 2 ATM den Birleşen) sayılı Dava tarihi 31.12.2013 itibari ile Davacı şirketin Davalı şirketten 203.600 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. 2015/91 E. (Bakırköy 6. ATM’den Birleşen ) Dosyası Hakkında; Talep gününün bitimi olan 01.01.2014 tarihinden başlayarak malların yeddi emin tarafından teslim edildiği 20.01.2015 tarihine kadar davalı taraf ile akdedilmiş sözleşmelere göre birikmiş olan 384 gün süre için tahakkuk eden yedieminlik ücreti 11.06.2012 tarihli Yeddi Emin Teslim zaptındaki Mallar için 153.600 TL ve 14.06.2012 tarihli Yeddi Emin Teslim Zaptındaki Mallar için 38.400 TL olmak üzere toplam 192.000 TL olarak hesaplanmıştır. K.çekmece 2012/2628 T.Dosyasında yapılan satış işlemine ilişkin olarak 27/01/2015 tarih … Seri – … Sıra – … Reddiyat nolu makbuz ile Davacı … adına yatırılan 241.500 TL ücretin yediemin ücret miktarından mahsup edilmiştir. Dava, taraflar arasında düzenlenen bakiye yedi eminlik ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen yediemin teslim zaptına göre sözleşme aşamasında ve sonraki tarihlerde yapılan kısmi ödeme ile sözleşmenin davalı yanca benimsendiği sonucuna varılmaktadır. Somut olayda, davacı yan, yediemin konusu malın kendisine tesliminden, malın sahibine teslim edildiği tarihe kadarki ücreti talep etmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/15677 Esas ve 2016/2123 Esas sayılı kararında belirtildiği üzere, dosya içinde bulunan sözleşmenin taraflarca sözleşme serbestiyeti ilkesi çerçevesinde imzalanarak yediemin deposuna bırakılan mala ilişkin günlük ücret belirlenmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davalı yan sözleşmenin varlığına veya yetkisiz kişi tarafından sözleşmenin imzalanması nedeniyle bağlayıcı olmadığına itiraz etmediği gibi, sözleşmeye mahsuben ödemede de bulunmuştur. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin bağlayıcı olduğu ve ücretinin sözleşmede belirlenen günlük ücrete göre belirlenmesi gerektiği açıktır. Somut olayda, K.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasından muhafaza altına alınan mahcuzlar 11.06.2012 tarihinde, davacıya ait yedi eminlik deposuna teslim edilmiş, yedieminlik teslim tutanağında günlük 400 TL yedieminlik ücreti kararlaştırılmıştır. K.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasından muhafaza altına alınan mahcuzlar 14.06.2012 tarihinde, davacıya ait yedi eminlik deposuna teslim edilmiş, yedieminlik teslim tutanağında günlük 100 TL yedieminlik ücreti kararlaştırılmıştır. Alacaklı vekili, bu yedi eminlik ücretlerini kabul ettiğini ve bir itirazı olmadığını beyan etmiş olup her iki tutanak altında da imzası tespit edilmiştir. Tarafların yedi eminlik ücreti ve miktarı hususunda uzlaştığı, sözleşme serbestisi içinde düzenlenen yedi eminlik ücretine ilişkin tutanağın tarafları bağlaması, yediemin teslim tutanağı tanzimi, icra işleminin devamı niteliğinde olduğundan bu tutanağın imzalanması hususunda alacaklı vekili açısından özel bir yetki de gerekmemektedir. Dava konusu mahcuzlar, davalı alacaklı tarafından haczettirilerek muhafaza altına aldırılmış ve 20.01.2015 tarihinde ihale alıcısına teslim edilmiştir. Bu sebeplerle gerek esas dava ve gerek birleşen davalar yönünden hesaplamalar Yeddi Eminlik Teslim Zaptında belirlenen taraflarca uzlaşılan tutarlar ile hesaplanmıştır. Taraflar arasında imzalanan ve dosyaya sunulan ‘Yediemin Teslim Tutanağı’nda günlük yedieminlik ve depo ücretinin belirlendiği görülmektedir. Sözleşme, serbestisi ilkesi uyarınca taraflar resmi tarife dışında yedieminlik ve depo ücretine ilişkin sözleşme yapabilirler. Nitekim davacı vekili taraflar arasında belirlenen ücrete göre dava açmış ve talepte bulunmuştur. Dava açıldıktan sonra resmi tarife üzerinden ödeme yapılması ve davacının da bu ödemeyi kabul etmesi bakiye bedelden açıkça feragat edilmedikçe davanın sonucunu etkilemez. Mahkememizin 2014/435 esas ve Bakırköy 2.ATM. 2013/570 esas sayılı dosyaları incelendiğinde, mahkememizin dosya alacağı olan 56.600.-TL.den davalı tarafından haricen ödenmiş olan 3.000 TL’nin, Bakırköy 2. ATM. 2013/570 Esas sayılı dosya alacağı olan 227.600 TL’den ise haricen ödenmiş olan 24.000 TL’nin de davacı vekili tarafından dava açılırken mahsup edilerek açıldığı anlaşılmakla mahkememizce tarafların kabulünde bulunan 241.500 TL Borçlar Kanunu’nun 100. Maddesi dikkate alınarak mahsup edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının, dava açmakta haklı olduğu, davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücreti haksız tarafa yükletilmiş, dava açılırken, nisbi harca tabi olan işlerde, davanın reddine karar verilmesi veya davanın konusuz kalması üzerine maktu karar ve ilam harcı alınması gerekir. Bu durumda Harçlar Kanunu gereğince maktu harca hükmedilmesi gerekmiş, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.” gerekçesiyle, tarafların mahsup taleplerinin bütün olarak değerlendirilmesiyle asıl dava olan 2014/435 esas sayılı dosyada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 esas sayılı dosyada bakiye 15.160,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, TBK’nın 43 ve 52. maddeleri dikkate alınarak takdiren %10 indirim yapılarak 13.644,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 esas sayılı dosyasından 192.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, TBK’nın 43 ve 52. maddeleri dikkate alınarak takdiren %10 indirim yapılarak 172.800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarfından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince konusuz kalan 2014/435 Esas sayılı esas davada gerekçesiz olarak vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu; birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı dosyadan 13.647 TL üzerinden karar verilmesine rağmen dava değeri olan 203.000 TL üzerinden gerekçesiz olarak davalı aleyhine vekalet ücretine takdir edilmesinin doğru olmadığını; birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/191 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine takdir edilen harç ve vekalet ücretinin fazla olduğunu; kabul edilmeyen 263.000 TL üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin de doğru olmadığını, yargılama süresince taraflar arasındaki sözleşmenin işleyişi hakkında tanık dinletme talebinin kabul edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, davaya dahil edilmek istenen … Tekstil’e yönelik olarak yargılama boyunca, gerekçeli karar dahil, usulüne uygun tebligat işlem yapılmamasının hatalı olduğunu, depoda bulunan malların satışı sonrasında yedieminlik ücretinin yaklaşık olarak 241.500 TL’nin ve müvekkilince haricen 27.000 TL’nin ödenmesiyle toplam 268.500 TL olarak ödenmesi karşısında davanın tümden reddi gerekirken toplam 186.447 TL üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının yedieminlik ücretini ihtirazi kayıtsız alması nedeniyle fazlaya ilişkin isteminin reddi gerektiğini, yargılama aşamasında belirtildiği üzere sözleşmenin imzalanmasına rağmen, davacı yanca sözleşmenin formalite icabı yapıldığını ve harici ödeme yapılmasını istediğini, mevzuata aykırı sözleşmeyi kabul etmediklerini, sözleşmenin işleyişiyle ilgili tanık dinletme talebinin kabul edilmeyerek karar verildiğini, bilirkişilerce Adalet Bakanlığı Tarifesi üzerinden yapılan hesaplamanın taraflarınca kabul edildiğini ve bu tarife kapsamında davacının alacağının bulunmadığını, tarifenin esas alınarak karar verilmesi gerektiğini, tarifeyi aşar şekilde ücretin tahsil edilmesiyle davacının sebepsiz zenginleştiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, yasal düzenlemelere aykırı belirlenen bedelin hüküm altına alınmasında usulsüzlük bulunduğunu, muhafaza altına alınan emtianın saklama süresinin altı ayı aşması halinde muhammen bedelin belli bir oranının geçemeyeceğini, mahkemece ödemelerin mahsubu ve indirim yapılmasının yerinde olmasına rağmen, tüm ödemelerin dikkate alınarak davanın reddi gerektiğini, satış sonucu müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, tüm ücretin başka bir şirkete ödenmesi nedeniyle müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar hukuki niteliği itibariyle, TBK’nın 561 vd. maddeleri uyarınca saklama sözleşmesinden kaynaklanan yedieminlik ücreti alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindin. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, asıl ve birleşen davaların davalısı vekili tarafından, yasal süresinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; icra takibi nedeniyle asıl davada Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasında haciz uygulaması yapıldığı ve haczedilen malların 14.06.2012 tarihli teslim zaptı ile davacının deposuna bırakıldığı, teslim zaptında yediemin ücreti olarak günlük 100,00 TL olarak belirlendiği, zaptın davalının vekili tarafından vekaleten imzalandığı, 3.000,00 TL peşinat ödendiği görülmüştür. Birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı dosyasında ise Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat dosyasında haciz uygulaması yapıldığı ve haczedilen malların 11.06.2012 tarihli teslim zaptıyla davacının deposuna bırakıldığı, teslim zaptında yediemin ücreti olarak günlük 400,00 TL m2 üzerinden sözleşme yapıldığı anlaşılmıştır. Birleştirilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı dosyasında ise yine 11.06.2012 tarihli teslim zaptı nedeniyle talepte bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı vekili tarafından imzalanan sözleşmeler geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağlamaktadır. Bu sözleşmelerde davalı yanın takip alacaklısı olduğu dosyada haczedilen bir kısım malların davacıya ait özel depoda muhafaza edilmesi kararlaştırılmış ve günlük yedieminlik ve depo ücreti öngörülmüştür. Sözleşme yapma özgürlüğü Anayasa’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine geçerlilik tanınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır (Bu konuda emsal karar için Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.11.2016 tarih, 2016/8016 Esas-2016/15109 Karar sayılı ilamı). Sözleşme ilişkisinde, tarafların hak ve yükümlülüklerinin sözleşme ile belirlendiği, tarafların ticari ilişkisine sözleşme esas alınarak yürütülmesi gerektiği, talep edilen miktar ile sözleşmenin formalite olarak imzalandığına ilişkin iddialar yönünden tanık dinlenmesinin HMK’nın 200 ve devamı maddeleri gereğince karşı tarafın iznine bağlı olduğu dikkate alındığında, tanıkların dinlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Taraflarca sözleşme ücreti tereddütsüz şekilde günlük olarak belirlenmiş olup, daha önce yapılan kısmi ödemeler nedeniyle davacının bakiye alacağı konusunda açıkça feragat etmedikçe bakiye sözleşme ücretinin ödenmesi gerektiği ve kısmi ifanın çekincesiz kabul edilmesinin bakiye alacaktan feragat edildiği anlamına gelmez. Bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İlk Derece mahkemesince, taraflar arasındaki yedieminlik sözleşmesi hükümleri gereğince hesaplama yapılarak, sözleşmelerde belirlenen günlük ücret üzerinde, asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı belirlenen sözleşmenin bakiye ücretinin hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, esasen tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümlerini geçerli saymak ve bu doğrultudaki bilirkişi raporundaki hesaplamalar gereğince, yargılama sırasında yapılan tahsilatlar nedeniyle taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda tahsil edilen miktarın öncelikle asıl dava ile ilk birleşen davadaki ücretten mahsup edilerek bakiye kısmının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargılama sırasında yapılan kısmi tahsilat nedeniyle konusuz kalan asıl davada ve kısmen konusuz kalan Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi davanın açılış tarihindeki haklılık durumu gözetilerek davacı yararına HMK’nın 331.maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmüştür. İlk derece mahkemesince sözleşmeler gereğince belirlenen ücretin, emtianın uzun süre davacı-yedieminde kalmış olması, hakkaniyet kuralları, haczedilen eşyanın fazladan özen yükümlülüğü gerektirmemesi, emtianın haczedildiği tarih ile satıldığı tarih dikkate alınarak TBK’nın 51/1. maddesi kıyasen uygulanarak takdiri indirim yapılarak, yedieminlik ücretinde hakkaniyet indirimi yapılması, olayı çevreleyen hal ve şartlara daha uygun bulunmuştur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin emsal içtihadı da bu yöndedir ( Yargıtay 13. HD nin 21.01.2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı). Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, hakkaniyet indirimi yapılması halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti takdir edilemeyeceğine ilişkin içtihatları gözetilerek reddedilen kısım için, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. (Yargıtay 17.HD nin 26.12.2016 tarih 2014/14866 E. Ve 2016/11906 K. Nolu kararı). Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin birleştirilen 2015/91 Esas sayılı dosyasında belirlenen harç ve vekalet ücretinin hüküm tarihindeki tarifelere uygun bulunduğu, hesaplamada her hangi bir hata bulunmadığı görülmüştür. Davalı tarafından davada bir başka kişinin davalı olarak davaya dahil edilmesine olanak veren bir usul düzenlemesinin bulunmaması nedeniyle bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Davalı tarafından haczedilen emtiaların düzenlenen sözleşmelerle davacıya ait yedi emin deposunda günlük ücretleri belirlenerek saklandığı ve taraflar açısından bağlayıcı olan sözleşmede ücretle ilgili olarak Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlarla İlgili Yönetmelik Hükümleri ve Tarifesinin uygulanmayacağının kabul edildiği, mahkemece belirlenen günlük ücrete göre asıl ve birleşen davalarda bakiye ücretin belirlendiği, sözleşmenin açık hükmü nedeniyle anılan yönetmelik ve tarifenin uygulanmayacağı, davadan sonra yapılan kısmi ödemelerin dikkate alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu kısımlara ilişkin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, ilk derece mahkemesince emtianın yedi emin deposunda kaldığı süre dikkate alınarak TBK’nın 51. maddesi gereğince indirim yapılmış ise de indirimin uygulama şekli yerinde değildir. İlk derece mahkemesince öncelikle yargılama sırasında tahsil edilen 241.500,00 TL ödeme asıl ve birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı dosyasında mahsup edildikten sonra, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında kalan 15.160,00 TL ile birleşen Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı dosyasındaki 192.000,00 TL üzerinden %10 indirim yapılmıştır. Yapılan bu uygulama hatalı olup yapılması gereken, tüm dosyalardaki alacak miktarları toplandıktan sonra % 10 indirim yapılması (yani, ödenip ödenmediğine bakılmaksızın davacının toplam alacağından indirim yapılması), bundan sonra yapılan kısmi tahsilatın indirimli anacaktan düşülerek sonuca varılmasıdır. Davalının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün düzeltilmesi gerekmiştir. Davalı tarafından sözleşmenin kuruluşu aşamasında ödenen toplam 27.000,00 TL’nin de tüm sözleşme bedeli içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Asıl davada 53.600,00 TL, birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı dosyasında 203.000,00 TL, Birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı dosyasında 192.000,00 TL olmak üzere toplam 448.600,00 TL alacağın tahsili talep edilmiştir. Her iki dava dilekçesindeki açıklamaya göre davalı tarafından sözleşme bedeline mahsuben 2014/435 esas sayılı dosyada, 3.000,00 TL, birleştirilen Bakırköy 2.ATM dosyasında 2013/570 esas sayılı dosyasında ise 24.000,00 TL olmak üzere toplam 27.000,00 TL ödeme yapıldığı davacının kabulündedir. Bu durumda, davadan önceki ve sonraki ödemeler dikkate alınmaksızın, davacının her üç davaya konu saklama ilişkisi nedeniyle tahakkuk eden toplam alacağı, toplam 475.600,00 TL yapmaktadır. Hakkaniyet indirimi olan %10’luk indirim, bu toplam alacak üzerinden yapılmalıdır. İndirim tutarın Bu durumda 47.560,00 TL olup, toplam alacaktan düşüldüğünde, davacının toplam hak edişi 428.040,00 TL olmaktadır. Bu tutardan, davadan önceki ödeme toplamı olan 27.000,00 TL düşüldüğünde bakiye alacak 401.040,00 TL olmaktadır. Bu tutardan, davadan sonra ödenmiş olan 241,500,00 TL’nin düşülmesi halinde ise davacının bakiye tahsil edilmemiş alacağı 159.540,00 TL olmaktadır. Davadan sonra yapılan tahsilatın, TBK’nın 102. maddesi uyarınca eski esaslı dosyalardan başlamak üzere mahsubu ile asıl ve birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesindeki alacağın yargılama sırasında ödenmiş olması nedeniyle bu iki davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Birleşen Bakırköy 6.ATM’nin 2015/91 Esas sayılı dosyasında ise 159.540,00 TL bakiye alacak kaldığı, fazlasının ise aynı şekilde tahsil edilmiş olması nedeniyle konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesinin, asıl davanın ve birleşen Bakırköy 2. ATM’nin 2013/570 Esas sayılı davasının konusuz kaldığına ilişkin tespiti isabetli olmakla birlikte, birleşen Bakırköy 6.ATM’nin 2015/91 Esas sayılı dosyasında bakiye borcun miktarı konusunda davalının istinaf başvurusunun kabulü ile bakiye alacak miktarı yönünden kararın düzeltilmesi gerekmiştir. Konusuz kalan davaların esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinde, HMK’nın 331/1.maddesi uyarınca yargılama giderlerinin tayininde dava tarihlerindeki haklılık durumlarının dikkate alınması gerekir. Her üç dava açıldığı tarihler itibariyle haklı olup davadan sonraki ödemeyle konusuz kalan davalar ve kısım yönünden yargılama giderlerinin davalıya tahmil edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, aynı uygulama Dairemizce de yapılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
A- ASIL DAVADA: 1-Davadan sonraki ödeme nedeniyle konusuz kalan asıl davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 2-Asıl davada alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 915,40 TL harçtan mahsubu ile artan 856,10 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Asıl davada yapılan 2.531,00 TL posta gideri ve bilirkişi ücreti ile davacı tarafından ödenen 915,40 TL peşin harç, 24,30 TL başvuru harcı olmak üzere, toplam 3.470,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-AAÜT hükümleri gereğince hesaplanan 6.246,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B- BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/570 ESAS SAYILI DAVASINDA: 1-Davadan sonraki ödeme nedeniyle konusuz kalan birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 Esas sayılı davasının esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 3.477,00 TL harçtan mahsubu ile artan 3.417,70 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-AAÜT hükümleri gereğince hesaplanan 18.039,04 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin ve 59,30 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/91 ESAS SAYILI DAVASINDA: 1-Birleşen Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı davasının, davadan sonra yapılan kısmi tahsilat nedeniyle kısmen konusuz kaldığı anlaşıldığından; a-Davadan sonraki kısmi tahsilat nedeniyle konusuz kalan 32.460,00 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, b-Bakiye 159.540,00 TL alacağın, birleşen dava tarihi olan 02.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 10.897,17 TL harçtan, peşin alınan 3.278,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.618,29 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-AAÜT hükümleri gereğince hesaplanan 19.106,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1.386,85 TL yargılama giderinin ve 3.278,88 TL peşin harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının, hüküm kesinleştiğinde, ilgili taraflara iadesine,
D-İSTİNAF AŞAMASI YÖNÜNDEN: 1-Davalı tarafından yatırılan toplam 363,90 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına, 2-Davalı tarafından yatırılan 2.240,60 TL istinaf peşin karar harcının, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan 363,90 TL istinaf başvuru harcı gideri ve 50,0 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.04.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.